Birlik İlmi
  İLİM 9, 3. AKIŞ
 

14.HAZİRAN.2017 TARİHLİ İLİM 09

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3.AKIŞ

Dağlarım, bugüne kadar hep bize, ilim öğretildi. Bugünden sonra daha güçlü bilişler, toprağa çekilecekler. Bu şu anlama gelir. Yeni doğacak olan sistem kapılarını açacak olan bilgeler, dünyada yarınları hak edecekler.

Biz öncüleriz. Bu kesindir. Öncüler, kendi yaşamlarını kodlayarak, burada doğanın gücüyle birleşerek, tüm insanlığa güç kattılar.

Bunun için sesleştik. Bunun için sistemli kodlamalar yaptık. Bunun için Rahman’a KAHA olduk. Burada bulunuş sebebimiz; sistemli çalışmak üzeredir.

Köprü, hepimize aittir. Bir tek köprü yoktur, dünyada. Hepimiz o sıratız, unutmayın. Sırattan geçmek mi? Buyurun geçin. Biz, insana kendi yüreğiyle geçme imkanı tanıdık.. “Kimseye, sen kal” demeyiz. Geçiş isteğimiz, geçiş iznimizle, paraleldir. Bir tek insan, kulluk için çatıştı. Aşktır, o… İşte o biz, biz oyuz.

İmparatorluk güçleri olarak buraya görev için indirilen birliklerimizin çokları da karanlıktaki insanı tanıyıp, kendi ilimleriyle, o insanı, hak etmeye çalıştılar. Hep birlikte bugüne geldik. Bu Meclis ve diğer çalışmalar.

Ağırın hafifleyebilmesi öz kervanın yürüyebilmesi içindi. Bunu başardık. Unutulan her ne varsa anımsatılacak.. Ama yer ama gökle..

“Kibri aşmayan, yolu bulamaz” diyorlar.. Öf analarım, öf… Artık o biz, biz oyuz….Beşere, ilim mi gerek? O, bizdir. Yaşama hakim mi gerek? O, bizdir. Öfkeyi aşırtmak mı gerek? Aha o biziz, aşırtırız… Hepimiz, hepimiziz… Bütün kötülükleri aşıp geçtik, canlar. Bunca çaba bugün içindi.

Töhmet yok dürümde. Öfke kalmadı. Gövde güçlendi. Çöktük yolun kodlarına, koruduk. Doğanın gücünü kontrol altına aldık. Çantamızda arzın gücü var. Unutturmayınız. Herkes oradadır.

Ve o arz gücü, bütünün kültüdür ki ona biz, “Kuan” deriz. İnsanın kelama indiğini kodlayabilen, o Kuan... Ki mahrek olan biz, Yuan’ız. Her insan, her insanı hak ettiğinde öfke aşılır ve bütün kötülükleri aşabilen bir kuran toprağa çekilir.

Tanrı der ki “Yuan- Kuan- Tuan birlikteliği kuruluyor.”.. Mutlaka kurarız, çalı çırpı değiliz ki biz… Kuan; Mikail’in kültüdür. Biz ocağıyız, onun. Ama iyi biliyoruz ki o güç, müsterih bir çerçevede bütünün kültü olur.

İşte canlılar, biz, o Kuan’ı tohumlayan, Yuan kaynağıyız. Mahrek olarak çalıştık… “Büyük kült” dedik biz, bu cevahire. Ve sistemi kodladık. Sistemi kodlamadan, sistem, kontrol kuramazdı. Sessizliği seslendirmemiz gerekliydi.

Aha, Tuan... Tuan; kaydı yaptığımız levhi kaynağın, ilmi KA olan sistemidir... Ve biz, Yuan ve Kuan kodları olarak ,o yoğunluğu müsterih bir çerçevede şarkı, türkülerle kayda aldık…İşte sessizlik seslendi ve ortalık kodlandı.. Aha bu!

Hani neredeyiz? Her an olduk artık. Mikail’in kültünde, her an olduk. Sabah ilmi, aklın kapısını açar. Ama öğleyin tohumlar kodlanır. Ha diyeceksiniz ki “ya akşam?”.. Çan çalar. “Geç” denir. Geç..

“İyi ve kötü, tektir ” deriz ya hani... İşte teklik, tahditsiz ilmin, hakiki nefesindeki tekliktir. Bu yarım diğer yarımı bütünler. Her insan, yarımlanır ve bütünü kodlar... Burada oluş sebebiniz, işte budur, canlar.

Her birimiz, bir tek değiliz. Artık yarımlarız. Ve yarım, yarım, her andaki tahditsiz kalemlerle bütünlenip, tüm zamanları kodlayabiliriz… Burada oluş sebebimiz budur, canlar.

Unu eledik, eleği astık… Yolu bugün açtık, geçtik öyle mi acaba? Yok ya hu yok… Elek, hala elimizde… Ve biz, elekle, eleklerle geçtik dürümlere. Her birimiz bir elek olduk ama tüm sayfaları tohumladık, kaynak yaptık. Hiç birimiz, hiç birimizi elemedik.

Deme, “insan yoktur.” Deme, “ölüdür insan”. Deme, “yolu kaybetti”. Deme. Asla deme.. İnsan çantadadır. Biz, onu taşırız. Unutmayın. İnsan, ölüler diyarında, bizim yolumuzda değil çantamızdadır.

Ne yaptıysa yaptı, biz, onu koruruz.. Burası zamanın kırılan noktasıdır. Bu dünyada kırılmayan mı var? Kıranın kırıldığı bir dünyada ,Tanrı, ölüleri diriltmez mi? Hangi dünya öfkeyi aştı da bugün ki bu çalışmayı yaptı?.. Biliniz ki bir tek burası bunu yaptı. Tüm dünyalar içindir, bu.

Olgun başakların seçimi değil olmayanların da dillenişi için biz buradayız. Sanmayın ki “Ol” deriz. Olmaz... Hepsi “Ol” dedik mi… Ol’ur..

Unutmayınız ki barışı hak etmek, hakka varmakla mümkündür. Hakka varmayan, hasat yapamaz. Bugün biz hasatçıyız. Her levhideki hakiki ilmin hasatındayız.

Borç, harç gelirler zamana. Aha bu!.. Hani o borç var ya o borç, sizi yok eder. Sizi hırslandırır. ..Sizi kırar….Çırpınırsınız, borç ödemek için.

Buradayız ya canlar. Tüm zamanların sessizliğini dürümledik ya. Hakiki insanlığız ya. Her kelamın kaleminde olanın, borç ödemekten öte hiçbir sayfada, tükenenleri kodlamadan, kaynağa indirmeyip… Yaşama kayıtlamadığı bilindiğinde biz, hepsinin yarını oluruz… Hepsini kontrol ederiz... Bugün her andayız ama yarındayız. Yarın her insan mutlak kaynak olacak. Bu kesindir.

Bunu içindir ki bu çalışma yapılıyor, canlar. Bunun içindir.

Kibrin, kil ve kumu kodladığı bir dünyada artık yolun, ışıkla kodlandığı bir sayfaya vardık.

İblislerin kelamlarındaki hakiki nefesleri artık yoğunluğu kontrol etmeye değil hologramda kendilerini hak etmeye döndü… Bütüne hizmet, budur.

Aşkla çalışıyoruz. Süper Sistemleşmeyle kodlamalar yapıyoruz. Büyük kötülükleri aşırtıyoruz.

Çorba, bir tektir. O çorbaya, hepimiz, kendi yarınlarımızı koyduk. Mutluyuz mutlaka kulluk için kodlayıcıyız ve yaşayıcıyız. Yaşayıcıyız, yaşatıcıyız.

Şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://vimeo.com/221633401

 

 
  Bugün 366 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol