Birlik İlmi
  İLİM VE HAKİKİ BİLGİ
 

İLİM VE HAKİKİ BİLGİ:

Altın Toplum, zaman sayfalarında Düzen Kodlaması yaptı. Işık Kaynakları’nda, Din Tekniği ile Birleşik Işık halinde görev taşıdı. Dönemin sonlarında dürümlenmeye başlayan yürek sayfalanışlarını; tohum olarak, Güçler’in birlikteliği için, görev taşıyanlara katan insan, aşkın şevkinde kendi yolunu bulan Cemaatlerden Kürzi yaşamlar’ı kodladı. Şimdi yaşamsallaşan Birlikler ile yeni bir Zaman Tohumlamasına girişecek. Bu yeni Zaman Tohumlaması Atlanta Otağı’nın üstü olan Ana Yaşam Sayfaları ile kendi yüceliğini tohumlayıp Hak Teknik ile yaratan, ATALANTA OTAĞI olan, Cemaatlerin Birlik Çalışmaları olacak.

Dört Göksözü Sözleşmesi, Dini Yaşamlar’ın, Cevheri Tohumlama ile İlmi Sayfalar’a ulaşması için gerçekleşen bir sözleşmeydi. Bu sözleşme tarfları, diri ve hakiki Birlikler’di. Onlar Can Toplumlar’dan Kuran olan ve Cemaatler’le birleşen, “Cem Sesler”di. Görevleri, dini yaşamları kontrol ile aşmak ve zamanın tahtına Kuran olan İnsan’ı oturtmaktı.

Dört Göksözü Sözleşmesi’nin yapıldığı Cevheri Sayfalar’da dünyanın; Erenler Gücü’nü elde etmesini sağlayacak Birlikleri Kaynağa almak için Cemaatlerle Bütünlük Çalışmaları yapılması, görev olarak herbirinin teknelerinde bulundurulacaktı. O görevi hak edip yaşamsallaştıran Birlik, kontrolu kuracaktı.

Dünyanın “Erkek Cevheri” ile “Dişi Cevheri” çok farklıydı. Erkek Cevheri, kötü ve iyiyi Birlik Katları’nda görevli olarak çalıştırabilirdi. Dişi Cevheri ise kodlama yapıp; sadece ilmin tahditli kodları ile çalışırdı. İşte bunun için her bir çağrı yapılacak ve biri dişi, diğeri eril olan birleşen, dünyayı kodlayacak ve zamanın ışığında tüm yaşamsallaşan dilcileri birleştirecekti.

Dünyada durgun sayfalar çoktur. Durgun Sayfalar, tohumlama yapma imkanına sahip değildirler. Bu nedenle Olgun Sayfalar’dan tohumlama yapılacaktı. Öz geçişleri yapacak olanlar da yeni zaman sayfalanışı için birleşmeliydiler. Şükür ki hak edilen her şey Başkanlık Cevherleri ile başarıldı.

Birlik Kapısı yaşam sayfalanışı ile kodlandı ve yaşamsallaştırıldı. Bu çalışmamız, zamanın kaynağına inecek olanların seçimleri ile ilgiliydi. Bizler, Dinci Yaşamlar’ı ve dürümlenen Kuran Çalışmacıları’nı, Has Tahtın Işığı’nda bulmalıydık. Onlar ile çalışmalıydık. İşte bunun için tüm yaşamlara bilgi akıttık. Çokları biliş halinde tohum ektiler çokları ise bilmeden bildiklerini sandılar. Şöyle ki;

“Türkiye’de Dini Yaşamlar, kodlanamamıştı. Bunun neticesi diri yoğunluk, kontrol edilemiyordu…” Buyurun! Bu bilginin, Sanal Yaşam Kaynakları’ndan bildirilen yoğun bir bilgi olduğu; her dürümde, biliş halinde algılanabilir. Ne yazık ki hasat yapamayanlar; bu ve benzeri bilgilerin, kontrollu olan, gerçek bilgiler olduğunu sanırlar. İş buydu ve bu tür bilgilerle zamanı namaza kaynak yapanlar, kendi yoğunluklarını kaybetmeye başladılar.

Deve, ilmin kaydı ve deveye binen her kim ise o ilmin kaydına bindi. Yol umman ve yolu hak eden Kuranlar, her anda Birlik kurdular ve can taşıyanlar, bütün kötülükleri aşıp geçip ilme ulaştılar. 

Şükürler olsun ki bugün yeni bir sayfada yeni bir Kuran okunmakta. Oğullar; Kuran, insan ve İnsanın Işığı yeni bir yarın. O yarın, Atlanta Okuması ile bilinecek. Okuyan Ana Sayfaları okuyacak. İşte biliş budur…

Nece konuşulur tüm yaşamlarda bunu sorgular Yüksek Tohumlar. Söyleyin” insanca konuşulur. İnsanlık sayfalarında, İnsan Sonsuz Işıkları’nda, insan tartısına konanlar, insanlık için çalışan yürekler, İlahi Tohumları için insan olup kodlanırlar ve insanlık için yaşamlarını, hasatta hak edip yaşattıklarında, hazırdırlar.

Araçlarına binip dünyayı terk etmek için bekleyen çokları var. O araçlar, ilmin kaynağında beklerler. O araçlara binen herkes; Birliğinden ve yüreğinden biner. Bindiği, yürekten başka bir araç değildir.

Korkuyu aşıp geçin. Yakmak için benzin dökmeyin Yüce Canlar’a. Onlar sizi hak etmeye çalıştılar. Ne yazık ki siz, sizi hak etmedikçe; onlar sizi hak edemezler.

Dört Göksözü Sözleşmesi tarafları olan tüm yoğun Cevheriler; BİR olduklarını bilip yaşamlaşan teknelerinde, kendi yolcularını bulup tohumladılar. Bilişi olan o yolcular, Kuranlar’ında tahditlenemeyecek görevlilerdir. 

Hem insan olacaksın, hem de İlmin Toplumu olacaksın. Zarar önleyip İshak ile İshak İnsan ile İnsan olacaksın… Altın Toplum kurup “Humanity Yaşamsallıkları”nda bulunacaksın. Cana, cevhere umman olacaksın. Ha bir de yol açacaksın. Kibri de aşıp itibarlı bir yolda; OL’muş olan ve OL’ması beklenen her şeyi hak edip has olacaksın. Bütün bunlar olmadıkça Canan’a Can olamayacağını anlayacaksın. 

Sessizleşmek, zerkden ayrılmaktır. Zerkettiğim her bilgiyi hak edip de okuyanlar, kendi yolcularını taşıyabilmek için bu Zerk Sayfalanışı’nda, kendi yolcuları ile buluşacaklardı. Ne yara ne bere hiçbir ışık kırılışı olmamasına karşılık, “ben Sistem’den çıktım. Ses Kayıtları’ndan çıktım. Artık bu çalışmalara, Dinci Yaşam Sayfalanışları’nda girmek isterim” dediklerinde; yaşayan Medine, ölür. Bunu bilin. Zirve zirve tohum olan Muhammet, ocaklarından çıkar. Özenle özgürleştirilmek istenen insan, kurtarılamaz. 

“Çekmeyin Yüceleri kendi yoğunluklarından; çünkü onlar, bütün kötülükleri yaşayacaklar ve zamanı hak edip kayıtlanacaklar” diyenler çoktu. Biz onlara, cinleri dinlettik ve sorduk. Tohumlarında Kuran var olabildi mi diye. Dinci, Cinci ve kinci olan onlar, nur olan yolculardan ayrıştırıldılar. 

Hanın, kendi yolcuları için kurulduğunu zanneden her yolcu; harını, has ilmin kaydını yapmakla, bütün kötülükleri aşacağını anlamalıydı. 

Kontrol kurmak sorumluluğumuz yok ama biz, kontrol kurduk. Altın Toplum’la Birlik kurmakla; sonsuz sayfalarda, Cevheri Kürzi Yaşam sayfalamakla ve yaşamları hak edip; Birlik kurmakla özden görevlendirildik. 

Evrenler, esebildiklerince eserler ve Zaman Tahtı’na, Kök Gök Sayfalar’ı, tohum olarak ekerler. İşi bitirmekle iş bitmez. O çatı kurulur. Daha ötelerde yeni savaşlar olur ve yeni yaşamlaşmalar ve yeni kodlamalar olur… Sonsuz yoğunluklarda, Işık Yaşamlar’a ulaşılır. Her cennette her sessiz yaşam koyuluğunda, Bütün kötülükler aşılır ve zırhlı diri yürekler, görev taşırlar.

Mr. Ve Mrs. İnsan; Allah, Ses Kabları’nda, Sistem Dürümleri’nde ve Cennet Kaynakları’nda hep “birleş!” dedi. Her din, kendinindi. Ne yazık ki dini, hakikiyetinde anlayamayanlar, kendilerinden başka bir yaşam sayfalanışı olamaz sandılar. Ölülerin dinleşmesiydi yaşamlarda sayfalanan. Ve artık dirilerden Birlikler oluşturma zamanı geldi. 

Kim Zinnur’u Kuran sayarsa; biz, onu tohum olarak Kutsal Kaynak’tan, Işık Kayıtları’na alır ve o kayıtlarda, cemaatlerinden cevherlerinden öteye dürümler; kurtarırız. Neyi hak edip neyi hak etmeyeceğine o karar verir. 

BEN’i (BEN: Rahman biliş) BEN olan yüreği ve her dili kodlayan yüksek ışığı hak etmeyen, Amon Tohumlaması’nda kodlama yapamayacaktı. Şerrin şerri olan kervandan, kendi yüreğini alıp “ben şerden uzak kalmak isterim” diyerek, kendini Tanrı sayan; insan olgunluğuna, varmaya kalktı. O şu anda kendi yolunda olamayana bir Çağ Sayfası’dır. Oğullar ben Allah; sizi, sizden size değerlendiren ışıklardan çıkardım. Sezip sizi hak etmek isteyenler olduğunda, hepsi sizden sizleşti. Şimdilik… Hah!… Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 
  Bugün 165 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol