Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 11, 5. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

15.KASIM.2017 TARİHLİ İMPARATORLUK 11

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5.AKIŞ -1.BÖLÜM

Değerliler, kodlama, tamamdır. Hepimizin yoğunluğunda mevcut olan bir sistemle, bunu başardık. Şimdi, diri kodlamaları, hepimizin yüreğine çekiyoruz ve yoğunluğu artıyoruz.

Toprak toplumun kendi yüceliğiyle dürümlediği bilişi, kendi kodlarıyla hakikiyete kontrollü olarak, kodlu sistem olarak, kaynak olacak.

Çalı çırpı olan ilim, hepimiz için önemsizdir. Öyle midir, acaba? Vermedik mi insana, kelamı? Önemsiz, olur mu acaba?

Canlılar, bizler, doğanın gücünden söz ederken, hepimizin yoğunluğuyla, kelamdan söz ediyoruz... Doğa, kelamdan ibarettir. Bunu, bilir misiniz? Evrenler sessizliklerinde, kelam, haliktir. Hakk’ın kalemidir, bilir misiniz?

Umut olur ki temiz bir dönem başlar. Peki ya kalem kodlanmamışsa, ne olacak?.. Tahditliyse ne olacak?... Kelam, halik değilse ne olacak?

İşte, canlılar, öfkeyi aşmadığınız sürece, yerkürenin gücü, hakikiyetinize tohum ekemez….Sisteme gelip, kelama inmek, imparatorluğun gücünü, hak etmekle mümkündür.

Kural şudur; “bana, Atlantalı” denir. Medine’nin kültüyüm, ben. Kodlanmış, tek kervanım.. “Hepinizim ben” diyenler… Hepimizdeki o yüceliği, hak etmiştirler.

Seksen diri, bir tek levhi iken orada, kulluk yapılır.. Ama kontrol yoksa kutsal ışığınız, hakiki nefesiniz, orada olamaz.

Peki, Rahmet, İnsan ilmi midir? Yakışır, insana kelam.. Hadi buyurun. Rahmet, insan kelamıdır ama hepiniz, o kelamı, hak etmediğinizce, hasatınızı, kontrolsüz yaparsınız... Ama siz, kendi yüreğinizi, hak ettiğinizde artık kelam, hakkınız olur.

Ve toprağınızda, kuran olur. Önünüz, Allah’ın ümmi kapısı ama aklınız haksa ve cennet, insanın kuluysa…. Ocağınızda da ekmeğiniz mevcutsa Hak kapınız, altın ışıksa…. Nerede, ne yaptığınızın hiç ama hiç manası, anlamı yok….Çünkü siz, ekmiş olduğunuz her şeyin, hakimisiniz.

Ekmiş olduğunuz insanlıksa, hepiniz insansınız, demektir.. Ve yarınlarınızda, hakikiyeti, hak etmişsiniz, demektir. Öz görev, insanlıktır, canlar.

Teknik tohumlama yapmış olmanıza rağmen kendi yüreğinizi, hak etmemişseniz, kelamda kaleminiz olmadığında siz, arzın gücü değilsiniz ve Rahman olan insan mutlak olamaz.

Şuana kadar kurtarılmış topraklardan söz ettik. İnsanlıktır, toprak olan ve biz, insanlığın kurtarılmış tohumlarını kodladık.

Netice olarak; yürümek yoktur, bize. Hakk’ın kapısıyız ve koşmaktayız. Enden ve bizden öte olan, BİR var. Ama O BİR, biz olanın dürümleridir. Her insan, Rahmandır ama KA HA olmadığında, Rahmi kapıdan geçme, nimet olur, ona… Çünkü ocağında, kulluğu yoktur.

Su Altının Kübra olan levhisinde, hepinize gerçek insanlığı anlattık. Kontrol dışı olmayın diye, çabaladık.

Saksı, sizin yüreğinizde kodlandı. O saksıya, sizi ektik. Ama siz, o saksıda kodlanamayan ilimsiniz. O saksıda yaşamınız yoksa sizin yere göğü Yaradan o yüceliğe, varma niyetiniz olsa da…. Ekibinizden öte bir kelamda siz, sizi bilmelisiniz ki oraya varabilesiniz.

Bütüne hizmet, hepimizin gücüdür. Ama bütün yoksa hizmette yoktur. O halde, bütüne hizmet için bütün kütlemizi kodlamalıyız. Ve toprağa, tohum ekmeliyiz. İşte, olması gereken, budur.

“And olsun ki” der, insan... “And olsun ki”. Hepimiz, and ederiz ki yek değerlerimiz, bize insan olup, gelecekler… And olsun ki biz, dünya ümmi kapılarının, tümünü açtık ve zorlukları aştık.

Öyle çok çalışıyoruz ki Rahmi Kapıların, teknik kapısı, altın ışığın gücü, hepsini, yüreğimize çaktık.

Şikayet etmiyoruz, dünyanın gücü artacak ama ziya olanların, yeryüzünü kelamla dillemeleri gerektiğindir…. Ki Mikail’in gücünün, rüya boyutlarına aşıp, yeryüzüne inmesi mutlaka kelam, kalem olması gerekir….Ki hak edebilelim.

Şikayet mi? Yoo, yoo, asla.. Atlanta Ata Kapısıyız, canlar.. Cinni kapıların tümünden öteyiz… Şikayetimiz yok... Dünya gücü, akıl gücüdür, bunları anlayınız….Yerkürenin görevidir, insan ve görevimiz, insanı yenilemektir.

Şimdi daha da önemli bir şey söyleyeyim. Beden nefesinizi kodladığı zaman hakikiyetiniz olur. Eğer sizin bedeniniz var ama hakikiyetinizi kodlamıyorsa sizin yüreğinizden ibaret değildir, o beden…. Sadece sizin girdaplara inişiniz esnasında giydiğiniz, elbisenizdir.

Biz, size bu elbiseleri, kelam için verdik. Daha da önemlisi bu elbiseler, sizi, sizden size tanıtmalıdır. Eğer elbisenizde, kelamınız kontrolsüzse yolunuzda kulluğunuz olmalı ki kodlayabilesiniz, tüm sayfaları.

Değerliler, biz birer elbiseden ibaretiz, sadece. Bu mudur? Yok, asla. Bu değildir elbet ki ama bu elbise, sistemin kuranıdır… Ve siz, bu elbiseyle mutlak kulluk yapıyorsunuz. Ben, bedenime sahibim. Bu beden, benim kendi yüceliğimdir….. Ama ben, bu bedeni mutlaka ten olarak değil, kelam olarak dilleyebilmeyelim.

Nasıl olacak, bu?...Diri olmakla olacak. Hepimiz, diri değil miyiz? Asla değiliz. Bu dünyaya, ölüp geldik, hepimiz… Bizler, ölüleriz ama dürümlere çektiklerimizi kodladıkça, din ilminin üstü bir levhiye vardıkça, dirilmeye başlarız….

Dirilebilmemiz için kendimizi dinlememiz gerekir. Dinlemek. Kendi yüreğimizi dillemek, kodlamak, sorumlu olmak. Tüm zamanlardan ve bütüne hizmet için maya olmak.

Hangi dürümde? İnsanlık dürümü olan, 47. Katta... 47. Hak Katı, hakikiyet, teknik kod….İşte, o dürüme vardığınız zaman, Sistem, Nizam ve Düzenin gücü, sizin yüreğiniz olur. Ve sizler, kendinizi hakikiyetinizle dillerisiniz.

48’de aklın kalemi, olursunuz. Dürümlerde diri olursunuz…Ve bütünün gücü olursunuz… Ve 98’e geldiğiniz zaman yeni dönemlere, kaynak olursunuz.

90; insanın kulluğu içindir ama kontrol dışı kelam, onu yüceliğe vardığında…. Ses, o yücelikte, gök sessizliklerini dürümlemeye başlayabilmek için….Doğanın gücünü hak etmek suretiyle, kelamını kaleme çekmesi gerekir.

Sorumluyuz dünyadan ve doğanın gücünü, hak etmeliyiz... Ne yapabiliriz? Kelam etmemiz, gerekir… Kelam içinde, kontrol gerekir. Herkes, ses verebilir... Ama verilen sesin, kontrollü kelam olması gerekir. Biz, doğanın gücüyle çalışırken, doğa da kelam olup, kendi yüceliğiyle doğumlar yapar.

Nasıl olur, bu? Torba, torba, tohumdur, doğa… Kendinden, kendini tohumlar... Çorbasında kelamı yoktur belki ama yaşamı vardır. Her sayfada, o yaşam mahrek olur. Ve doğan güç olur.

Ama hediyedir doğa, bize... Biz, onu hak etmeliyiz. Ve kodlamalıyız ki doğa, kelamda, kendini dillerken, tohumları yoğunlaşsın ve daha yüce, ışık kayıtları yapsın.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/243071335
 

 
  Bugün 209 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol