Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 13, 1. AKIŞ 3. BÖLÜM
 

29.KASIM.2017 TARİHLİ İMPARATORLUK (13)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 3. BÖLÜM

Şer şarkısında, akıl yoktur. Şer yoğunluğunda, teknik kulluk yoğunluğu, toprağı kırar. Ben; darı, bolu dilleyene kaynak olup, kübra olup, mutlak olanları tohumlarken, karanlıktakileri de sessizce dillerim. Ki hepsi aşka varsın da hakkı, hakiki levhiyi ilimle dillesin diye.

“Kaçın insanı, İnsanlık yaptı?” diye sorduklarında, “kaçın kalemi, yaşamı kotladı?” diye sormam. “Öksüz kalmayın” derim. “Oğullarım, mutlak olanları kotladım” derim. “Unutmayın, çamur yoğurmadan da ilim olur” derim.

“Dünya ekmektir. Yaşar, yaşanır…halikte hakk olur, has olur. Nurdur insan; bilir” derim. “Doydum” dediler, doydum. Onlar doymadan “doydum” dediler. Nesilleri de doymamışken “doydum” dediler. İlim, kalemlerinde olmadan doyum olmaz ki! Eğer; ilim, kalemlerine inecekse, ocaklarında kalem olanlar bulunacak. Onların rahman olanları olacak. Korumaya alınacak hepsi. Kelam, kalem olacak. Çalı, çırpı kalmayacak dünyada.

Satıhta her şey, her şeyin levhisidir ama derinlere girildikçe, sahtelik de olur; çünkü derine varan, kelama kalem yaptığında, Kuran olur. Kelam, kalemde yoksa, Kuran kontrol dışıdır.

“Dağ, taş İnsanlıktır” dediler. Yoruldum dağlarım, yok olanları kotlamaktan yoruldum. Ölüleri dilletmekten, kotlattırmaktan, robotik timleri kaleme indirmekten yoruldum. Ben cennete cevheri kalem yapmaktan, yolu koklatmaktan doğan ilimle çalıştım hep.

Ağırı hafifletmeden insanlaşmaya karşıyım. Kim ki “ben Allah’ın tınısı duydum” der, barış halinde olur. Duyan umutlarıyla, tohumlarıyla kayıtlarıyla insanlaşır. Vallahi ilimle, ilim yapanlar, insana kelamla gelirler.

Öyle çok çalışın ki torbanızda ümmetiniz bulunsun! 
Öyle çok çalışın ki yasaların koyucuları olun!

Öyle çok çalışın ki kıranın kırıldığı bir dürümde, kelamın haliki olun da kırını kotlayıp, kontrol kurun! 
Öyle çok çalışın ki Tanrılık Kalemi olun! Kiblede kalemi kotlayan olun, Kuran’daki ekmek yapan olun!

Çalı çırpı olmadan da olur ama yarını kotlamayan, yaşamı koklatmayan, ölüyse yürekte, orada sessizlik kalır. Hiç kimse olmaz.

Ve değerliler; çamura “Amon” derler. Öfkem yok, çamur Amon’un kulluğudur. Allah’ın ekibi, İnsanlık Kelamı eden ekipte, kulluk yapar.

Ben doğaya görev verdiğimden beri, doğaya kalem olarak çalıştım. Suya emin olarak indim. Su, mutlak aşk kapısıdır. Ve bütünün kübra olan kelamı otağımdadır.

Sessizliği dilleyebilenlerin bütüne hizmet etmeleridir maksat. Sesi hak etmeyenlerin, yarını hak etmeleri imkanı yoktur. Som altın ilimle bu çalışmayı yapan birliğim, bundan sonraki dönemde de saran her kim varsa, hepsini, mutlak kulluk için kaleme çekebilecek görev taşıyıcıdır.

Kim Atlanta Ana Kalemi’ne KAHA olup varmışsa, 
Kim nur olup Mutlak Kuran’da KAHA olup hasat yapmışsa, 
Kim et, kemikten ibaret olup, mutlu olmuşsa, 
Kim arzın gücünü hak etmişse, 
Kim yarattıklarından ötede yaşamı koklatmış ve kontrol altında tutabiliyor ise,

Ve yolu koruyabiliyor ise, ön gerçekliğim şudur ki hepimizin görevlisidir o. Ve onun toy olmaması, öfkeyi aşması, Rahmet Kapısı’nda KAHA olması bir tek insanlıkla olacaktır.

“Organ nakli” dediğim bu nakil, hepimizin gücü oldu. Hepinize sevgiler sunuyorum. Verdiğim her şey bütünün kelamı oldu.

Bugün, burada, bir tek insan olup, organ nakli yaptık. Yapılan budur canlar. Kimsenin İnsanlık Boyutlarının Kuranında, kısırlık kaydı olarak kalmaması için, bu nakli yaptık. Hepinizin, Sistem Kapısı olarak seviyenize göre sese kotlandığınızı bilin.

Sese kotlanan, yaşamı koklayabilen, hediyeleri dağıtacak insanlıktır. “Hediye dağıtmak” derken kastettiğim, yarattığınızı yaşama “kalem” diye çekebildiğinizde ve siz, bütünün köklerini göreve kotladığınızda ve çantanızı “bütünün çantası” olarak kayda indirdiğinizde, bilişiniz insanlığa hediyedir. Bunu iyi anlayın.

İnsanlık sizi, sizin yüreğinizi dinleyebildiğinde, o kendini ait olanı almış demektir. O kendine ait olan, onun yoğunluğundadır. O kendi olanın, kendindeki kelam, Hakkın Kalemi’dir. Vallahi insan, emre itaat ettiren değil, ilimle dilleyendir bütünü. Ve dünya insanı arza, arş olup indikten beri, ilimle bütünü dillemektedir.

Emir, komuta zinciri yoktur dürümlerimizde bizim. Kimseye emir, komuta ilmiyle, kalem olmadık. Sultanlık da yapmadık. “Marka bir çalışma” dediğim budur. Biz bir marka çalışma yapıyoruz burada; başka hiç bir yerde olmayan.

Yaşamın tınısıyla çalışılan bir rahmet olarak bu çalışmayı, muradınız diye değil; ilminiz diye burada, yarınlar için yapmaktayız.

Endir dünya, yarındır. Alıp götüreceğimiz akıl tınısı, burada Mutlak Kuran’dır. Biz daha güçlü bir dünya için, daha yoğun bir ışık için burada olduğumuzu düşünmeden, bitki, hayvan ve her şeyin, yer kürenin gücüyle bileşen olarak, tüm planetlerde, tüm yarınlarda ve tüm hasatçı kayıtlarda bulunması için sesleşiyoruz.

Verdiğimiz her ses, hakiki bir levhi kayıttır ve kottur. Her kot bir Formal Yaşam Kapısı’dır ve tüm zamanlar için bir İnsanlık Kalemi’dir. Ve kati, hakiki ve hakikiyetin kelamıyla kokladığımız toprağın tahditsizliğidir. Ve bugün burada biz, çantamızı açtık ve dünya üstü varlıklara da sistemin kübra olan kapısından yarınları kayıtladık.

ŞA RA Şİ KA HA ŞA RA RA KA HA…aşk hepsi, şavk aşk. Ama şaha kalkan bir rahman at! İşte; o bugün buradadır. ŞA RA KA HA Sİ HA. Şimdilik size vereceğim budur.

https://vimeo.com/245139898

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 90 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol