Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 13, 5. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

29.11.2017 İMPARATORLUK 13
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5. AKIŞ 1. BÖLÜM

Dağlarım, mutlak olan kuran bizim için önemlidir. Bugün burada yapmakta olduğumuz çalışmaya kendi yüreklerini alıp gelemeyenlerin, burada olmamızın nedenini anlamaya çalıştıkları kesin.

Süper insanlık realitesi derneğinin Mikail kültü olarak bu çalışmayı yaptığını anlamayanların, bizden bize bütünün gücü olarak kendi yarınlarını kayıtlamaya çalıştıkları kesin.

Bizler doğanın gücüyle çalışanlar, kendi yüreğimizin Kübra olan kelamını herkesin yüreğine çektik. Şimdi devinim arttı ama muktedir olmayanların buraya girmelerine iznimiz yoktur. Ölüler diyarı olan zamanın, kaleminin, kelamının bütünün gücünde dürümlenemediği bir dünyanın; bilgi kapımızda kendi yolunu bulabileceğine emindik.

Denir ki; “insan yolu açar, yarın olur yaşar ve yaşanır”… İşte bunları yaptık biz burada. Çok önemli bir dünya çalışmasıdır bugün burada olan. Bina kalemimizdir ve yol aklımızla bütünün gücü olmuştur.

Dürenlerin dürümlerindeki düzen hepimizin göreviydi ve bunu hak ettik başardık. Şimdi yerkürede yeni bir dönemi başlatırken, sanal boyutların gözü olan insanlığın bütüne hizmet etmelerini de sağlamalıyız. Ne şekilde olacak bu? Sanal olanların hak olmaları gerekir. Sanal olanların hak olabilmeleri muktedir olmalarına tabi bir haldir.

Kimse elinin gücünü bilmezse yolu bulabilir mi?... Yolu bulması mümkün olur mu?... Eminim ki elinin gücünü bilenler bütünün gücüyle dürümlenirler ve tohumlanırlar. Altın ışığın gücünü de anlarlar.

Şimdi, yeniden dünyayı gözlemeye başlıyorum. Dünyanın yoğunluğunun arttığını görüyorum. Tüm insanlığın bugün burada bütün kodlarıyla çalıştığını da görüyorum.

Yukarının yukarısı olan ilmin, her birimizin yüreğinde bulunduğu kesin. Misafir olarak dünyayı ziyaret eden birliklerin bir kaçı bugün buradan kendi yüreklerini alamadan gittiler. Bir tek insan Mesih olur diye düşündüler, insanın kalemi aklın kapısıdır ve burada bütüne hizmet edip yol olmaları gerekir. Ön gerçekliğin insanlık olduğunu anlamaları gerekir. Yarattığımız her şeyin yaşamı hak ettirip bütünün gücüyle dürümlendiğini de bilmemiz gerekir.

“Deliler, diriler” derim hep… Deli ilmin kalemini bilendir ama diri, hasatı yapandır… Bugün burada diri olarak çalışmaktayız.

Kurana akıl gerekir, insana ise Halik gerekir… Aklın kalemi olmak, bitişken olmakla mümkündür. Ön gerçekliğimiz yaşamın haliki olmak ve bütünün gücü olmaktır. Ben darı bolu bilenleri ilme kalem yaptım. Burada bu yoğunlukta kini aşanları, hologramın toprağın tohumundaki Kübra olan kelamından öteye taşıttım. 
Kaynağın aklı, hakiki akıldır ama kaynakta nefes yoksa bütünün gücü de yoktur.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak yapmakta olduğumuz her şey insanların kendi yollarını bulmaları içindir. Her insan kendini dinleyebilir, her insan yolunu kodlayabilir, her insan kelam olup kalem olabilir ama Mikail olması gerekir.

Bizler dünya dışı varlıkların dünyaya kendi yoğunlukları ile inmelerine karşın, dümenin başına insanlığı oturtacağımızı dillediğimizde, kontro dışı bilginin bütünün gücünü hak ettirmeyeceğini de anladık.

Kendi Rahmi kalemi, kendi yarını, kendi yoğunluğu ve bütünün gücü bizim için önemlidir. Kim “insanım” derse, insanlık kodudur… İnsanı tohumlar ama kim “dünyaya insanı hak etmeye geldim” derse, yaşamında kendi toplumu vardır ki; kendini kontrol edebilmesi, kendi ruhunu bulmasına bağlıdır.

Ruh bilinir, bulunur ama öz gerçekliği olmadıkça o ruh olunamaz… Doğan gün akılla doğduğunda, bizler dürümlere insanlığın ilmiyle inenleri buluruz. Ön gerçekliğimiz yaşamı hak etmek ve yolu kodlamaktır.

Evrenlere sistemli olarak görev taşınır, insanlık boyutları mutlak olmadıkça yaşam kuramaz. Enden boydan ibaret olmayan bir insanın karanlığın aydınlığı olduğunu herkesin anlaması gerekir.

Şemsi Tebrizi gibi yarını hak edenler “Mukaddime” denilen bir kitapta görev taşıtırlar. Mukaddime kitabı başlangıçtır, ilmin başlangıcıdır. Elinizde yüreğiniz olsun, kelamınızda hakikiyetiniz olsun, yerkürede gerçek geçişkenliğiniz olsun ki; mesafeli olun dünyaya. Mesafe ilimle kodlanmış işçiliktir.

“Mesafe” dedim, niye!?... Korumak gerekir yaşamı, eğer siz kırıcıysanız yaşamı kırarsınız. Eğer siz kusurluysanız, yaşam sizde kusurlu hale gelir. Eğer siz sınırlarınızı hakikiyetinizle dürümlememişseniz, siz biz için sınırları hak teknikle kodlanmamış olanlarsınız.

Biz dünyalılara kutsal ilim öğrettik, önlerini görmelerini, yollarını bulmalarını istedik. Biz insanlara kelam ettik, has tınıyı tohumlarında kontrollü olarak anlamalarını istedik. Biz insanlığa cevheri cennet olan levhi kayıtları yaptık. Her birinin kendi yüreğini bulmasını ve cennetini hak etmesini diledik.

Kin, nefret, hırs; doğanın gücü bütünün Kübra olan kelamında hırsı kayıtladığında arz gücü arşta kırıcı oldu. Sokak altın ışıkla dillendiği zaman, o sokakta yol olur. Eğer o yol Allah yolu değilse yaşamda kırılış olur. Kıranın kendi yolunu kaybettiği bir dünyada, kıran kırıldığında toprak toplum tohumları kodlayamadığında ve İsrafil kaynaktan ayrı tutulduğunda; aç bir dünyayı hak edersiniz. O aç dünya, şer yaratan ve şarkısında kil kum olan bir Türkiye toprağından yaşama iner. Biz o toprağı yeşertmeye geldik. Türkiye toy bir sayfanın, toy bir ışığın kapısı olmasın istedik.

Tüm insanlığın iyi anlaması gerekiyor ki; dünya dışı varlıkları dünyayı hak etmeye geldiklerinde tahditlidirler. Ama dünya bu yücelikte onları hak ettiğinde, toprak toplum kelamda kendini diller.

Değerliler, sınır çizmedim yüreğe… Dünya ilmini tohumlarken insana sınır çizmedim. Ölüleri diriltirken, yolu kodlarken ve kodlama toprakta tohum olarak yaşanların ilmi ile olurken; hiçbir zaman hiç kimseye sınır çizmedim. Ziyan olunsun istemedim… Her şey kelamla oldu, yarınlar kalemle dillendi ve ben dünyanın nuru olan insana, kodlanan insanlığı dinlettim.

Kantar, ilimle tartıyı kodlar ama kantara insanı koyarsanız, insan yolunda kendinden ayrışır. Ben insanı tarttırmadım. Tartmak, Tanrıyı tartmaktır bunu anlattım. İnsan temiz bir dürümdür, âlemlerin ilmini diller. Onun Rahmi kalemi insanlıktır…

Tam 200 milyar ışık yılı kodlama yaptım ben ve her ışık yılına bilişimi kaynak yaptım. Teknik tabiat, tahditli kelam, insanlığın kuranı en ve boydan ibaret kalmasın istedim. Ve bugün ben namaza durana kaynak oldum. Rahmi kapıda Rahman olanın namaza duruşu, karanlığın tendeki ilmini diller…

Bana saygısızlık yapanı ben, saymadım… Bana kırıcı olanı ben kırdırtmadım ama iyi anlayın ki; yaradan Tanrı yarattığı ile yaratıldı… Eğer Tanrı resmi çalıştırmacıysa, mutlak olarak yaşamı kodladı, tohumladı.

Bedene inmek kolay, bedenli olmak kolay, masa kurup maya olmak korku verir insana… Biz masa kurduk ve toprak toplumu kodlamaya başladık. Bu kodlamaların sonrasında, seyir halindekiler bizi hak etmeye çabaladılar. Kanat gerdik onlara… Sol ilim sanal kelamı dürümlerken, sağ ilim mahrek olanı dürümler. Yaşamı kodlayan insanlık bilişle bunları dinler ama ya kuran yoksa yoğunluğunda; ölüler diyarında kontrolsüzdür o…

Her dere aklın kapısını açıp yaşama akar ama yeri göğü yaradan; insanlık ilmiyle kelamda kendi yüreğini dürümleyende dillenir… İşte yaratanın dili bizim dilimizdir. Kelam kalem olup bizde dillenirken, Rahmi kalem mutlak olur bütünde dillenir…

Devamı 2. Bölümde yayınlanacaktır…

Süper İnsanlık Realitesi

https://vimeo.com/245256225

 

 
  Bugün 479 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol