Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 14, 4. AKIŞ, 2. BÖLÜM
 

6.ARALIK.2017 TARİHLİ İMPARATORLUK 14,
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ 2. BÖLÜM

Köle olmayın yaşama canlar! Bu yaşam size, her anda sesleşir. Ama siz bedenliyseniz, şerrin şarkısını her anda kontrol edersiniz ve o şarkı sizde dillenmez. Onun için huzurlu olursunuz.

Her insan huzuru tatmalıdır canlar. Her insan, kulu kuldan ayırmadan yolu koklatmalıdır. Tanrı olup, kaynak olmalıdır ve cevherde cenneti hak etmelidir. Tanrı, altın ışığın kuludur ama kontrol kurucu olmalıdır.

Dendi ya, dendi diye söyledim; “denir” diyeyim, denir ya “her şey her şeyle yaratıldı”. Dağlarım, her şey, her şeyde varsa, her şey, her şeyde olduğundandır. Ki yoğunluğu tohumlar ve yarım yarım kendini bütünleyip yaratır.

Tanrı artık buradadır…nereden nereye geldik?! Sorun. Her andan, her ana vardık. Tanrı artık, buradadır. Tanrı artık, burası ile birliktedir. Tanrı, Rahmi Kalem’de karanlığın ışığını yaktı ve şerrin kontrolunu kurdu.

Şerri kontrol etmek ayrılık gözetmeyen bir yüreği dürümlere çekmektir. İşte canlar; olgun sistem budur. Herkesin kontrolu için bilişi kotlayıp, her anda kontrol kurabilmek…İslam Dini, bunu yapacaktı; İslam Dini…Her şeyin, herkesin, gürzi kalemiyle kotlanışı…ve bunun olgun sistemlerle yapılması.

İşte; şeytanın şarkısını da bilen, şarkının haliki olan ilmi de bilen, yaşamı da bilen bir dirilik, mükafat olarak murad ettiğimiz her şeyi hakikiyetle dinleyip, bütünün kütlesinde o koruyuculuğu ve kontrolu sağlayacaktı ve sağlattı.

İsmi “insan” olanlar, bilgiyi hak ettiler. Ak Kalem, muktedir kulluk için kontrol kurdu. Seyfullah olmasa da yaşama inenler, hasata indiler. İşte; hepsi korundu. Bütün kütlemizle dünyayı koruyacaktık, koruduk. Umutlarımızı hiç kaybetmedik.

“Deliler, diriler…” dedik hep yürektekilere…bir tek insanın, şeytanın şarkısında, şerri kotlayışı ve kontrol edişi, insanın kelamda kendini dilleyişinde, mutlak kaynağa indiriliş halini sayfaladı. Böylece; dünya yoğunluğu kontrol edici bir koyuluğa vardı. İşte; şeytanın şarkısının kotlanarak kaleme indirilip, kontrol edilişi budur. Bütüne hizmetçilik buydu. Her şeyi korumak, kotlamak ve kontrol etmek…Servet de budur analar. Hanginiz servet istemezsiniz ki? En yüce, en yüksek ilim olan yaşam serveti budur. Bir’in Biri olanın Bir’i hak edişi ve Birlik Kapısında ilmi tohumlayışı…Ummanların Kuranı’nda da bu yazar. Bir’in, Birler Kapısındaki birliğin ilminde her anı kontrol…

Toprağın toprağa ilmi, yarının hasatı ve bütünün görevi, insanlık için çalışmak…ve doğanın gücünü kotlamak. İnsan, insanlığını hak edip anladığında, yarınını da anlayacaktır.

“Yarın için ne yapıldı?” diye sorduklarında; insan, kul olup, Kuran olup, mutlak olup, yaşam olduğundan, esma olacak yüceliklerin tümü onda, onun yüceliğinde bütüne hizmet ettiklerini anlayacaklar…ve doruklar toprağa inecekler ve sesleşecekler. Görev budur canlar! Dorukların toprağa inebileceği bir yaşamı hak etmek. İşte; bu Meclis, bu yoğunluk, tüm doğru yaşayanların dünyaya inebilmelerini gerçekleştirecek bir yaşam sahrası olmuştur; yaşam sayfası olmuştur.

Burada olmak mutluluktur. Burada oluşan yaşam, muktedir bir yaşamdır ve burası sır olan bir insan levhi kaydıdır. Karanlığı aydınlığa tohumlayacak güç burasıdır. Bütün kütleyi kotlayacak güç burasıdır. Mutlaka mutlaka bilinsin ki muktedir insanlığın yolu bulacağı yer, buradadır ve buradan başka bir bura yoktur.

Tek yeşil, mor renklerin tümünü tohumlayan göz, buranın gözüdür. Sura Üfüren İnsanlık, burasıdır, buradadır. Sura üfürmek, sesle dillenmektir. Ve sura üfüren, İlmin Kalemi olan, KAHA olan insan, çatıyı kurandır. Çatıyı kurmadan, sura üfürülmez canlar.

Bu çalışmanın temel altın ışık gücüyle yapıldığını da herkesin anlamasını beklemekteyiz. Altının, Hakk Kapıda insanlığa inişi budur.

Kusarak, kaşık kaşık işçiliğini kırarak, yıldızların kısırlığından, kaynaktan çıkarak ve yoldan, yoğunluktan aşka vararak, her şeyi, her şeyi yaparak geldiğiniz bu yerden, kendinizi hak edip geçin. Çoğunuz ruhsuzdunuz. Çoğunuz kutsuz, kusurluydunuz. Ve buradaki bu çalışmaya dahiliyetiniz, yoğunluğunuzdan ayrıydı.

Bundan öte bir çalışma aramaya koyuldunuz. Sonra, Rahman olmak istediniz. Barışın sahrada olduğunu sandınız. Çorbayı pişirdiğinizi zannettiniz…ama geçiş yaptırılamadı size.

Şimdi canlarım, meşale, hepimizin meşalesi. Biz, Süper İnsanlık Realitesi görevlileri olarak size meşaleyi veriyoruz. Buyurun meşaleyi tutun. Bu meşale sizin oldu. Artık; yarattığınızı hak edin. Yaşayın ve yaşatın.

Bizler, teni temiz olanları bulduk ve buraya aldık. Telif haklarını kotlattık ve dedik ki “sevgiyi dilleyin, yarını hak edin, her dereye kotlanan insanı kontrol edin. Burada mutlu olun.” İşte; bunu yapabilenlerle, bu çalışma sürdürüldü.

Savaş aşkla yapıldı…ve başkası yoktu dünyada…hepimiz bir tek olduk.

Dönem sonlarında, hep bu çalışma yapılır. Ama bu sefer, kelamın halikiyetinde en yüce çalışmadır olan; çünkü kardan gelenler, karla indikleri bu yaşamdan, çok güçlü ışıkları kaynağa aldılar. Karla gelen bu çalıştırıcılar, kar derelerinden, kükreyen rüya boyutlarından, muktedir levhi kapılardan geçtiler.

(Devamı 3. bölümde)

https://vimeo.com/246239412

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 107 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol