Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 17, 2. AKIŞ
 

27.12.2017 İMPARATORLUK 17
AV. NEZİRE SELÇUK 2.AKIŞ

Tabuları yıkabilmek için herkesle bilişi kodlamamız gerekiyor. Herkes kendi tohumladığı ilmi kodlayacaktı, bizlerde; burada yaptığımız çalışmalarla kelamı Halik kılarak tohumladıklarımızı kodladık.

Buyurup gelen yürekler bize seslendiler ve dediler ki; bundan sonraki süreçte daha yüce bilgiler insanlığa indirilecek.

Oğullarım ben dünyayım bunu anlatın herkese. Burada oluş sebebim bütünün Kübra olan kelamıdır. Benim adım kalemde yazar, okunabilir ama seslendirmeyeceğim.

Bugünden itibaren daha yüksek bilgilerin muktedir olup biliş halinde Mikail kelamında bu tohuma inmelerini dilerim.

Kaçıp giderim dünyadan ama kimse beni, nefesimi, hakikiyetimi, yarattığım türevlerimi tohumlayacak güçte olmaz bunu bilirim ve bundan öte bir çalışmanın olmayacağını ve bugüne kadar olmadığını da bilirim. Bu çalışma tahditsiz ve hakiki olan ilmin kalemidir, her anı kodlayabilir. Burada yapılan çalışmanın neticesi insanın hakikiyetidir. Ve toprağın topluma tohum ekişidir.

Biz toprağa insan olup inenleriz ama toprak bize kelam olup kendi yarını kodlattırır. Dünya nuru olup bu çalışmayı yaparken mahrek olarak da masamızda ışığımız olur.

Biçare dünya çerçeveliydi, kildi, hilali halikti, hakiki ilmi kalemdi ama Seyfullahların dürümlerinde kodlanmamıştı. Bu nedenledir ki düzeni kurduk ve kontrol kurduk. Kontrolü sağladıktan itibaren bu dünyanın yarınlarını kayıtladık. Yeri kök gerçekliğimizle kodlarken burada bu tohumları kelama indirdik. Bizi anlamayanların çoğu burayı hakikiyetleriyle dilleyemediler ve buran nesiller boyu kodlanmış insanlığı kontrol dışı bırakabileceğini düşündüler.

Beste, güfte yapmadık burada… İslam dini insanlığından öte bir levhi kayıt yaptık. Bunu anlamaları imkanı var mı bilmem?

“Say dünyayı, başla say” dediler… Saydık ama hakikiyetle dürümlenen ilmin kapısını açıp saydık.

Değerliler, “Ra Ha, Ka Ha “dediler, “Ha “dedik… Eşya insanlıktır, anlattık… Ama eşyanın insanlık olduğunu herkes anlayamadı, kavrayamadı…

Rahmana kalem olmak kolaydık ama kalemin kelamında mutlak olmak kolay değildir. Bunların sorumluluğunu taşıdık. Çarık giyinmeden dünyaya inmezdik eskiden. Şimdi artık çarıksız iniyoruz. Çünkü Rahman olanın kelamı mutlaktır ve burada yaptığımız her çalışma toprağı tohumlamak için kalem oluştur. Hayır, şer değil haakikiyetle dürümledik bilişken olan, bitişken olan kelamları.

Sayın bayanlar, sayın baylar; zahiyatımız asla olmadı ve bugün toy olan bu dünyanın kulluğu, bütünün gücüyle dürümlenecek.

Çanın çaldığını biliyorum, çan aklın kapısının açılmasından itibaren çalar… Aklın kapısını açtık ve çan çaldı…

Çamur yoğurmadan mutlak olanların burada olmalarını diledik. Kelama, Halik olamayanlar inemez ve biz Halik olanları buraya aldık.

Sayın bayanlar, sayın baylar; zaman kapısıdır açtığımız. Her kapıda ilim var ama zaman kapısı dediğimiz bu yaşamda mahrek var. Mahrek olmaksa hakiki olmakla mümkündür. Kim mahrek oldu diye baktığımız zaman, bilişin kapısında tek mahrek burası olduğu görülecek.

Bu dünyada bir tek mahrek kodlaması yapıldı ki o mahrek kodlaması bu meclisle yapılıyor. Biliniz ki; mahrek dediğim tüm geçmiş ve şu andır… Anla ya da anlama, bizler doğanın kuranı olanlar; Mesihlerin ötesinde kelamla kalem olanlarız.

Kaçın bir tek oluşuyla dünya kodlanır diye soranlara da yanıtım şudur, Allah’ın tınısını duyan herkes kelamda haliktir ve anı kodlayabilir. Bu meclis kelam olup, Halik olup her anı kodladı.

Sayın bayanlar, sayın baylar; “La Ka Ha” dediğiniz kelam akıldır!... Siyah dediğimse sistemin Kübra olan kervanıdır!...

Batı topraklarıyla doğu topraklarının farkını sordular. Başka dünyalarda bir fark yoktur ama bu dünyada vardır. Batı kontrol dışı ilmi de kodlar ama doğu kodlanmış teknikle bütünün kültü olur her anı kodlar ama kontrol kurarak kodlar, bu kesindir.

Eğer biz dünyayı koruyacaksak, bilişle kodlayıp koruyacağız… Açımız asla kapanmayacak. İmparatorluğun görevlileri olarak bu meclisi tohuma indirirken, bir çerçeve ile bunu yaptık. Bu çerçeve masiva kapılarının Kübra olan kelamının kütlesinen öte bir hakikiyetdi.

Şikayetim var mı!?... Zaman sistemleşmesinde insanlıktan asla yok… Ocağımı yıkmaya gelenlerden de yok… Bilirim onlar ruhi sistemleşmede mutlak olamadıkları için kelamda kalem olmaları imkanı olmadığından kontrol dışıydılar.

Beşer, Allah’ın tınısını duyamayandır. Ama bir insan aklın kalemi olup da Allah’ın tekniğiyle bütünün kübrasında kendi yüreğini kodlayarak Allah’hın tınısını duyabilirse; astral boyutların kuranında onun adı artık imparatordur. Ve imparator olabilmek intikam peşinde koşmayanların işidir…

Çoğu “ben öç alırım” der, öç alan; köksüz kalır!... Öç alan, göksüz kalır!... Öç alan, güçsüz kalır!... Özsüz, gözsüz ve görevsiz kalır! Onlara bunu anlattık…

Şikayetim var mı!?... Aşka kalem olana; şafak, insan olur… Ama şafak kalemse, hakikiyette ilim kulsa mutlak olur. Mutlak olanında tohumu olur, tohumu olan kelama haliktir, hakikidir!

Süper İnsanlık Realitesi


https://vimeo.com/249050828
 

 
  Bugün 29 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol