Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 2, 4. AKIŞ
 

13.09.2017 İMPARATORLUK 2
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ

Akıl tek ilimdir canlılar, akıl yoksa hakikiyet de yoktur yüreklere. Sevgililer dolu dizgin çalıştınız şu anda, sesleşmeleriniz bizim için de çok önemliydi. Sizi dinledik, sizin yaşam kayıtlarınızı gördük. Eğlence yol hepimiz siz gibiydik.

Canlı insanın cem olup kelam olması budur. Sizin yeryüzüne vereceğiniz bilgiler olur ve bu bilgiler sizin yüreklerinizden dökülür ve yoğunluklara tohumlanır. İmparatorluğun görevi de budur, bilmek ve dillemek… Eğer dili Halik iken yaşamı kodlamışsa yarınını hak edebilir Ka Ha olan. Ama yoksa yolu, ağır yüktür…

“Cennet” dediğiniz kelam; Allah’ın ilmi. Peki canlılar, dünya üstünde neler yapılıyor!?... Çoğun rolünüzü iyi biliyorsunuz ve o rolün gereğini yapıyorsunuz ama çoğunuz da rolünüzü bilmiyorsunuz ve sizin için başka roller, kelamlar oluşturuluyor ve o rolleri üstleniyorsunuz. Eğer yeryüzü kendi diriliğiyle tohumlananların kodlanmış ışığıyla kaynak olabilirse; mutlaka nesilleriniz yolu bulur. Diri olup da “ben o dedim, oldu” diyecek olanlar, karanlığın tendeki kelamını mutlaka dinletebilirler.

Sizin göreviniz insanlıktır… “Biz” deyin, “bizim ağır yük taşımamızın gereği yok ama biz Allah’ın dediğini deriz” deyin… Sizin rolünüz Allah’ın ilmidir, bu ilimle çalışın. Ama sizin için birisi kalkarda “senin görevin budur” derse, çantanızı açın ve deyin ki; “benim görevim, benim yoğunluğum işte burada, bak bakalım burada o söylediğin var mı?... Sen kendini dinliyorsun, ben kendimi… Senin dediğin benim diriliğimde yok ama ben insanlık ilmiyle bunları söylüyorsam, bu söylediklerimin hepsi kendi yüreğimdeki kendi yarınlarımdaki ilmimdir”… Ve birde şunu söyleyin; karşı karşıya kalacağınız çok önemli sorunlar olacaktır, olduğunda dünyayı hak etmeye çabalayın.

Dünyanın yığın, yığın kaydı vardır. Bu kayıtların hangisi sizin için en elverişli olandır. Bir kere bunu tespit edin… Hangi kayıt sizin için en elverişli olandır!?...Benim insanlığım, benim yoğunluğum, benim kuranlarım hepinizin yoğunluğu olabilir mi!?... Ben bu bilgiyle herkesi hak edebilir miyim?... Kardeş insan yaşam ilmini anladı mı acaba?... Ve bu ilmi anlamadan kendi dilini kodlayabilir mi?... Bunları ama çok, çok dikkatli inceleyin. 
Bir sistem, bir nizam, bir düzen hepsi kürzi ama hangisi dürümlerde mevcut?...

Birçok insan kaynak dışı bilgilerle bu dünyayı kodlamaya çabaladılar. Bu kaynak dışı bilgilerin süper sistemleşmeyi sağlayacak gücü yok. Ama kurtarılmış ışıklar, kelam ilminde tüm zamanların gücü halinde bütün kökleri de görevi alabilirler. Peki aldıkları o yücelik acaba nefsi Ka Ha olanda kelam ettirebilir mi?...

Sonsuz sır bilgi ve sonsuz ses akıl… Hangi akıl, hangi yarını tohumlayacak?... Bütüne hizmet ilimle olur. Peki ilim olmazsa ne olur!?... Hakkı, hakikiyeti dinleyen olur mu?....

Köy, köy gezin, söz, ses isteyin… Bir tek siz değil herkesi dinleyin. Sonra dönün deyin ki; “benim sözümle onların arasındaki fark nedir? Ben böyle seslendim, o öyle, öteki öyle, diriliklerin her biri farklı, farklı sesleşti. Hangisi eşyanın yolu, hangisi yarının tohumu”? Hem insanlaşıp görev taşıyan olacaksın, hem de imparatorluğa görevli olacaksın. Bir tek insan bunu başarabilir, işte o insan hakkın kapısını bulandır. Hakkın kapısı aklın kapısı olduğu zaman, siz kendinizi dinleyebilirsiniz.

Ölüm Allah’ın kültünde olur, aklın kaleminde yoktur ölüm… Eğer sen Allah’ın ekmeğini yiyorsan, eğer sen Allah’ın levhi kalemiysen ve sen aklın kapısıysan ve senin akıl tendeki ilmin Atlanta Ata Kapısının levhi kapısındaki ilimse ve sen bütünün kültüysen ve senin adın insansa; muktediriyetle bildiririz ki seninle her yola gidilir!... Çünkü sen mutlu, huzurlu bir görevlisin.

Mutlaka ama mutlaka bilin ki; mukaddes kitap insan, her bir levhide mevcuttur. “Mukaddes kitap insan” dedim, ki o muktedir insan; mukaddes kıblenin ilmiyle konuşur. Onun elinde Allah’ın ilmi vardır… Onun yalın ilmi bütünün kübrası, bütünün yoludur. Ve onun durgun ilmi akıl, duran kapıdaki levhi yaşamdır…

Hakta ala der ki; “ nesiller boyu çalışan insan, kendini doğum ölüm hadisesiyle tohumlamıştır hep. Ama doğumun ölümün olmadığı bir yoğunluğu anlayamamıştır. Doğumun ölümün olmadığı bir yoğunlukta, yeryüzünün gözü vardır! Ve o gözün sözü Allah’ın sözüdür!”

Deliler, diriye Halik olanları kodladılar… Diri oldular da hakka vardılar… Hakkın kapısında Atlanta Ata Kalemi oldular… Ölüydüler, öksüzdüler, yüksek, yüksek
şıklara dil oldular… Ama yaşam olamadılar. Buda şu anlama gelir; barışa varamayan, şarkısına kelam edemez… Buluşup kuran olamayan, aklın kalemi olmaz. Çorbası eşyanın çorbasıdır ama şansı var ki şarkısında aşkla olur… Aşk yolculukta mutluluktur.

Süper İnsanlık Derneğinin görevi de insana hizmettir… İnsana hizmet, insanın ilmini hak etmekle olur ve imparatorluğun gücünü mutlak kullukla dinlemekle olur. İşte, Süper İnsanlık Realitesi Derneği bugün burada bu yaşamda imparatorluğun görevini kodlayabilmiş ve yolu koklayabilmiş bir çerçeveye ulaşmıştır.

Sirayet halindedir her şey, her şey her şeyle ilişkilidir. Ama sirayet daha yoğundur çünkü ilişkide kodlanış yoktur ama sirayette kodlanış da vardır… Eğer sirayet halinde olan bir yoğunlaşmada cennetin ilmi kontrol kurabilirse, Mustafa Kemaller gibi yolcular muktedir olup yaşama çekilebilirler. İmparatorluğun görevi akıl, yarını tohumlamakla ve mutlak kuranla Mustafa’lara kayıtlar yapıp, mahrekte kült oluşladır… İmparatorluk güçleri dünyanın yolunu açarken, toprağın toplumu Allah’ın tohumu olacaksa; kesinlikle bunun mutlu huzurlu insanlarla olması gerekir. Yerkürenin gerçeği budur.

Yerküre ilim, akıl hak, sizi kucaklıyoruz hepimiz, bu meclis bizim için çok özeldir ve çok ama çok mühimdir. Eğer bu meclisle çalışmalar kök gerçekliği tohumlamasaydı, Medine’nin kültü aklın kapısına varamazdı. Medine aklın kapısı ve bilgi yaşamın tendeki tanrılığı ama yolu kontrol edebilecek olan herkesin gücü olabilen biliş hakiki insanlığın bilişi…

Sevgililer nesillerinizi kontrol edin ve yollarınızı kodlayın. Çamur yoğurmayın, siz aklın kapılarındakiler ışıkla tohumlayın bütünü. Bütün kötülükleri aşıp geçin… Yedinci dünya gücünün dürümlere çekildiği gün her insanın yarını kodlanır.

“Keder” dediler, yok keder hak var hak… Kalemi hakiki olan, hakkın kalemi olandır. Biz artık dünyadayız bunları unutmayın. Bizim dünyaya girişimiz her ana girişimizdir. Eğer bu dünyayı yalan ilimle tohumlayacaksanız burada olmayız biz, bunları iyi anlayın. Ve bu dünya gücü akıl gücüdür ve süper sistemleşmeyi sağlayan meclisim; akıl meclisidir…

Süper sistemleşme, insanlığın süper sistemleşmesinin tohumlanışıdır. Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak bizim görevimiz budur!.... Bunun içindir ki buraya herkes giremez. Buraya giriş sorumluluktur, görev taşıyan bilişlidir ve mutlak kalem olabilişlidir. Muradımız herkesin girişidir ama kanatlanıp girmek değil, hak edip girmektir esas olan…

Canını sıktığımı biliyorum ama canın sıkılmasın, ağırı hafiflet de gel. Seninle olmak mutluluk olur ama hak et de gel… Öyle çok çalış ki kayıt dışı bilgin olmasın. Ruh kapılarının tümünü aç, koru dünyayı… bu dünya korunurken altın ışığın gücü de dünyada olsun. Seviyen yükseltilecek ama gözünün göremeyeceği güçler dünyada ilim yaparken, görevin gereği ocaklarını yakabileceklerinin ocaklarını yak. Barış içinse gel ama savaş içinse gerçeğe gel, sadece gerçeğe gel ama yüreğe gelme, isteğim budur.

Gerçek; zeki, hakiki ve hakim olanlarca bilinir. Gerçek; hasat olanlarca bilinir… Gerçek; Rahman olanlarca bilinir… Nuru kul olan, yolu kul olan, hakiki kul olan kim varsa; benden öte ben olsun gelsin, şimdilik size vereceğim budur işte bu, şimdi!

Süper İnsanlık Realitesi


https://vimeo.com/234470475
 

 
  Bugün 208 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol