İMPARATORLUK (20/1)
17.01.2018
Dert değil ağırlığınız bana!... Ben, bir tek KALEM’im. İLİM KALEMİ!… Bu KALEM, NEFES olan yoldur. Bu KALEM, DİRİDİR… İSLAM DİNİNİN KELAMI’ndan güç çekmeden KALEM’dir!…
MİKAİL’in KURANI’nda, bu YAŞAM SAYFALARI’ndan söz eder ve der ki “sevgi ol!... Oğullarını kodla!... Namaza dur!... Rahman ol!... Yarını kodla!... İlim ol!... BİL, BUL, OL!... ÖZ KÖKLER’ini göreve al, yarını haket!...
EN ve BOY’dan ibaret olan insana, bir tek KURAN gerekir. O KURAN, İNSANSILIK’ı İNSANLIK’a dönüştürür. KALEM, KERVAN olur. NEFES, HAS olur, YAŞAM, HALİK olur… ÖZ KELAM; insanı, KURAN yapar. KURAN, ilimle kodlanana denir… İş budur!...
Bütün kötülükler, insanın KELAM oluşu ile aşılır. Her kötülükte, KULLUK KALEMİ vardır. Bizler, İnsanlık Boyutları’nda, o YAŞAM SAYFALARI’nı kodlayanlarız.
ÖN GERÇEKLİK’imiz; İNSANSILIK’ı, İNSAN SIRRI olan yarınlardan göreve almak ve bugünde, ocaklarını yakmaktır… Yaşamın her anında gücümüz var. Her anın kaynağındayız… Azı özü biliriz… Kuranı biliriz… Biz dürümlere GÖZ olanları tanırız; biliriz.
Özel çalışmalar yapılır yaşamda. Her çalışmada, DİRİLİK olur. ÖZ KÖKLER’e görev taşıyanlar, İnsanlık Boyutları’nın gerçekliğini hak ederler ve dillerler… Et, kemiğin Halikidir… KELAM has ise KELAM’ı tohumlayan İNSANLIK olur.
Umut olur ki KURAN’da, İNSANI da anlatır!... ama kıran; kırdığında, HAKK TEKNİK’le kodlardan çıktığında; onu, biz kendi yolunda güçlendiririz ama burada olmasına iznimiz yoktur…
Ölü bir gezegeni haketmek için ölümle geldik yaşama… Biz, bu ölü gezegende, KELAM olanlar olarak RUH’a KUL olduk… Umutlarımız vardı!... Yaşamlara kaynak olacak NEFESLER’imiz vardı… İlmimiz vardı… Biz, doğanın kervanı olmaya geldik… Ne yazık ki KURAN okuyamayanlar, KUL olamazlar. Bunu anladık!… Onların, HASAT olup; KURAN okumalarını dilleriz. Onlar, KURAN olarak; KURAN’a KALEM olduklarında; burada olabilecekler. Aksi halde bu yoğun çalışmaya dahil olmayacaklar… Olmalarına iznimiz yoktur.
SESSİZLİK, SES olur; KURAN olur ama NUR olmadan KURAN olmak İLİM’le olmalıdır. İLMİN KALEMİ olmalı; KAYNAĞI olmalı ve TOHUMU olmalıdır.
Bütün kütle; bizi, bizden diller… Nesiller boyu biz, diri yarınları dilledik… Her SİYAH’ta bir KALEM vardı… Biz, SİYAHLAR’ı kodladık. İSLAM DİNİ, İnsanlık Boyutları’nı kodlar diye umduk… ÖZ GERÇEKLİK’te BİZ olduk; KURAN olduk. Ne yazık ki HASAT olanlar dahi has olmadıklarında, KAYNAK olamadılar…
Toprağa, TOHUM diye indirdiklerimiz; KELAM ettikleri taktirde, kaynağa inecektiler. ÖZLER, GÖZLER ve SÖZLER seslendi ve RUH, KURAN oldu. Dürümlere, kontrollu olarak indik… Hepimiz izah ettiğimiz üzere yarı yarıya İLİM olduk. Yarı yarıya KAYNAK olduk…
Biz BÜTÜN olamaz mıydık!?... Olmaz mıyız!?... ÖZ GERÇEKLİK’imizde, bu BİLİŞ HALİ mevcuttur…
Diri yarınları kontrolsüz bırakıp İslam’a asla kayıt yapmadık… ANA DÜNYANIN BİLİŞ HALİ, bizi anlayacak ışığı, HALİK kılamamıştı ve biz, bu BİLİŞ DİRİLİĞİ’ndeki dünyada; herşeyi, açık şekilde söyleyemezdik…
DÜZEN’i kurarken; BİZ olarak kurduk… Nüve olan yolu, BİR olarak kodladık… İLİM’i hakettik ve RUH’u kodladık… Az bilgi verdik ki her diri, HAKK TEKNİK ile BİL-sin, BUL-sun ve haketsin diye…
Dinci kesim, KELAM NEFESİ ile bizi anlayamazdı… İzin verin de izah edeyim!... DİRİ KALEMLER, bizi anlarlardı. ÖZ KÖKLER’ini hakedenler, açık bildiriyorum ki okumalıydılar bilgileri… DİRİ BİR KALEM, BİZ olmadan kontrol kuramaz. Kesindir!... DİRİ BİR YARIN, insanlık boyutlarında BİR olmadan HALİK olamaz.
Aha! olması mı yararlı yoksa olmaması mı!? BİZ deriz ki dünyanın umudu olan yaşamların her birinin, İNSAN olması tek amaç olmalıdır… İNSAN olmak, herkesin hakettiği olmalıdır ama insan, KU-NA SİSTEMİ’ndeki gibi BİR olmadan kayıtlarını kodlayıp da kontrol kuramaz…
Bedene gerek vardır. BİR’e gerek vardır. İSLAM’a, İNSAN’a ve RAHMAN olana gerek vardır… “O BİZ, BİR olmazsa; YOL olmaz” derler. O; BİZ, BİR olduk ve YOL oldu!… O YOL, İNSANDIR…
Deve kalkarken; herkesin, o devede olmasını diledik. Ne yazık ki herkes, o devede olamadı.
Canlarım, zaman zaman bir KALEM devreye girer ve bizi, bizden çıkarmak ister ki o, KELAM’a HALİK olsun ve seslensin diye!… Şu anda onun KURAN’ı, insanı tohumlamıyor… Bu şekilde kodlama yapmaya çalışanlara imkan tanıyamam… Bunu iyi bilin!…
Ve devam ediyorum:
KURAN, insanın NEFES’inde varsa, herşeyi hakeder ve tahditsiz olarak bu Mecliste olur. Burada olur!... Burayı hak edip yaşamda olur… Yaratır ve yarattığında kontrol kurar… İşte isteğimiz budur… Her birinizin, KELAM olup YARIN olmanız; kendi yarınınızı, HALİK kılıp İLİM olmanız; BİZ olmanız; yolu bulup mutlu bir yaşam dürümlemeniz!... O yaşam dürümlendiğinde; DÜZEN KURUCU olursunuz ve her bir YAŞAM SAYFASI’nda, NEFES’iniz olur…
Diri kalmanızı dilerim!… Diriliğiniz, herbirinizi hakettiğinizce, kontrol edebilir… İyi bilin. Bir tek BİLİŞ, has olduğunda; kodlanmış NEFESLER, kontrol edilir… Bu gerekli midir!? Her insana gerekmez ama gerekli olan insanlar, mutlaka hakedilmelidirler ve onlar, kontrol edilmelidirler. Kesindir!...
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
