Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 4-2
 

İMPARATORLUK (4/2)
27.09.2017

Dağlarım, Zaman Kapıları’nı açtık… Dünyanın kurulduğu zamanlara indik… “Öl yüreğim; öl!” dedim. Öldüm… Oldum, kodlandım!… Aktım, geçtim, yarına vardım… Haz duydum dünyada olmaktan!... Aha!... Haz duydum!...

Mutlaka Canın, Cananın enkarnasyonlarında, Dünya Misafirleri olacaktır ama bugün buraya anlaşma gereği getirilenler var… Hepsini alıp toprağa çektik… BİZ olup KÜRZİ KAPI oldular. ASLIN ESMASI oldular. Yaşam oldular… Kodladık ve kokladık onları…

Yolcu, yol ve kontrol!… ÖZ GERÇEKLİK!... Şimdilik!…

Dağlar, zaman gelir ilim olur yolunuz. “ÖLÜLER DİYARI” dediğiniz bu dünya, yarını kodlayarak dirilir ve sizi dinler. Aşk sessizliğinde, sizi hak eder yürür ve görev taşır.

Siz bugün buradasınız… Ne güzel! göreviniz gereği insanlaşıp, yaratıp yarattırdığınız insanlığa indiniz… Siz, bizi yarattığınızı düşündünüz… Biz de sizi yarattığımızı düşündük!… Hangisi acaba!? Otağınız, ATALANTA… Ya zaman kapınız!... İlim mi acaba!? Gerçek hangisi!?

Azgın bir insanla cebelleşiyorsunuz şu anda!.. O azgın insan, sizi kontrol etmeye de kalkar. Belli mi olur!... (Ziyaretçilerin içsel muhasebelerine istinaden…) Hadi gelin sonsuzluğa bakalım. Neler yapılmış orada, görelim ve sonra neyin ne olduğuna karar verelim!...

Beden, nesilerinizin kaynağıdır… Bedenin Kalemi, insanlıktır… O beden, toprak için değerlidir… Toprağı yaratan, insandır… İnsan, Sonsuzlukta bir RESİM yapar. O resime, kontrollu olarak RUH koyar… Sonra o resmi kodlar… Tohumlar… Sonra o resimde, CEVHERİ GERÇEKLİK’i kayıtlar. KALEM olan o GERÇEKLİK’te, SONSUZLUK YARATILIR… Ve sonra da YARATILAN HER AN, BİLİŞİN KALEMİ olur ve RUH, KULLUK YAPMAYA BAŞLAR… İşte SESSİZLİK SESLENMEYE BAŞLAR…

NEDİR SESSİZLİĞİN SESLENMESİ!? Buyrun anlayın!... Ses, Sessizlik’ten seslendiğinde, LA… LA… LA… halinde ve kodlar olarak akar… Akar ama HALİK olup akar… Her bir ses, Haliktir. Halik olanın, HAKK TEN’de kodlanmış halidir bu!...

Sonra “RUH” dediğimiz o yoğun Sultan, dürümlere iner ve her bir HALİK SES’te, CEVHERİ GÜÇ olur. İşte bu HER BİR ENERJETİK FORMUN KODLANMIŞ OLARAK VAR OLUŞUDUR….

HER SİSTEM, KELAM’A İNDİĞİNDE, FORMAL YAŞAM, KÖK GERÇEKLİK İLE HAK EDİLİR VE HALİK OLANCA HASAT YAPILIR…

Sonra Rahman olan; Kuran olan; yolu bulur ve Yaşam Sayfaları’na iner. O sayfalara, SİSTEM olur. İŞTE! OLUŞ HALİ BUDUR!... “HERŞEY, HERŞEYDEN YARATILIR!” dediğimiz budur.

Dünden öte dünlere vardığınız zaman, yolu bulursunuz ve yerkürede, NÜVE olan o bilgileri, açıkça bilip kaleme çekersiniz… Bugün yaptığımız budur!… YAŞAM KAYITLARINI, İLMİN KALEMİNE İNDİRMEK VE BU BİLGİLERİ KODLAYARAK YERKÜREYE KONTROLLU ŞEKİLDE KAYITLAMAK… Sistemli çalışmalar bu şekilde olur…

DÜZEN kurduk… Nüveyi, kaleme indirdik… Yaşamı kodladık… Eh daha ne yapalım!? Ayrılık bitti!...

BİZ, cennetten kovan… Cennet olup, kovulanı kodlayan; yolu koklayan… İlmin kapılarıyız. Herkes, bugün burada!... İş buydu ve bunu hak ettik dilledik…

Bugün buraya SES KAPILARI’nın KÜLT KALEMİ olan ATONLAR indiler ve bizden, bizi dinlemek istediler… İşte biz ve bizim yarınlarımız, bu şekilde tohumlandı.

(ATONLAR’a Hitaben:)

Zurna çaldığında (yaşam seslendiğinde); herkes, kendini hak etmeye gelir. Ne yazık ki kantara konmaya razı olmazlar… Biz, onları tartmalı mıyız!? Yoksa onlar, kendilerini mi tartmalılar!? Ayrılık var mı!? Yoktur!... Bırakın bir kez tartalım!... Bakalım ne olacak!... ALTIN IŞIK YILLARI, ilme inmiş… Yarınlar, görev istiyor… Çok mutlu bir zaman sayfasına vardık… Ve ALTIN IŞIK KODLARI, burayı bulup gelmişler…

Hadi gelin sizi dinliyelim!... Bakalım Tanrı, kelama Hakk olup varmış mı acaba!? Buyrun seslenin!... ATON KAPISI’nı açın. ATON, kalem olsun seslensin… Dinleyelim onu…

(ATON SESLENİYOR:)

Çayınız hala demlenmedi mi? (Bilginin demlenmesinden söz ediyor.) Yarını hak etmişsiniz… Şarkınız, dünya… Asıl ÖZ GÖREV SEVGİDİR…

Sabah sabah İLMİN KALEMİ’ne indik. Sorduk ne oluyor burada diye… Baba dedi ki “ZAMAN SAYFALIYORUZ.” Ana dedi ki “SİSTEMİ TOHUMLUYORUZ.” “Oyyy!” Dedim… “Oyyy!... Anlaşma yapalım… BİZ, SİZ olalım; Birlik halinde kodlamalar yapalım… İnsanoğlunu koruyalım…” Ana dedi ki “SEVGİYLE GEL!” Baba dedi ki “HASAT YAP!” Hangisi hasatta ilim olur!? İlimde sevgi yoktur…

Yaşamak için insanlaşmak mı gerekir yoksa her anda olup yarınlanmak mı gerekir!? Bedenim ilimse; yaşamımda nefesim varsa; cümle yüreklere kul olmuşsam; benim için her anda kaynak varsa; ben, cennet için kaydettiğim herşeyi, insanlığa bırakabilirim… Benim cennete gereğim yok ki!... Herşey insanın olsun!… O zaman görün bakın ne olur!... Herkes, beni HAS TEN diye diller ve ben, her seste olurum. Böylece DÜRÜMLENEN BİLİŞ olurum… Zurna olur yüreğim… Halik olurum…

Ben, dünyadan geçmem anam!... Dünya benden geçer mi acaba!? Bunu da bilmem!... Bana sordun, “neden dünyadasın!?” diye… Söyledim… “Bana görev ver çalışayım” demem. Ben, temiz zamanları kodlayanım… Az öz bilgi vermem, her andayım… Açkı, Cevheri Kalem; ben, cennet olan her an; insanlık!…

Beden, insana görev gereği verilir. Bedeni alır giyersiniz. Sonra o bedenle yarını tohumlar; DÖRT GÖK SÖZCÜSÜ ile birleşir kalem olursunuz… Yaşamı hasata kodlar; ilim yaparsınız… Nesillerinizi hak eder; ellerinden, ALLAH İLMİ ile tutar DÜZEN’e kayıtlarsınız…

Sizi, size anlattık!... Biz neyiz!? Biz, BİZ olanız sadece… Her insan oluruz!... Yorulmayız… Cennet oluruz… Sadece bu!…

(Diyalog başladı:)

-Buyur! beni tarttın!... Hangimiz daha hafifiz!?… Aha bu!…

-Yaşar, yaşattır anam, seni tartmadım… Sen, seni tarttın!... Ben sessizce sadece dinledim… Buydu olan!...

-Şimdiden sonra da beni tartmaya kalkma!... Sen şöyle yaptın! ben böyle!... diye. Halik ol ve hasat ol… İşte bu!...

Beni tartma!... Beni tanımıyorsun!... Açkın İlmi’ni sen anlayamazsın… O açkı, seni senden öteye götürmez ama ben, sen olduğumda; her anda olacak olan sensin… Ben orada, KÖK GERÇEKLİĞİMDE, KODLAR HALİNDE güçlendirici olurum ama yaşamda olmam… Olmam!... İşte bu!…

Anlattım!… Anlayan var mı!? Bilirim yok!... Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 85 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol