4.EKİM.2017 TARİHLİ İMPARATORLUK 5
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 1. BÖLÜM
Rahman’a kalem olarak görev taşıyanların burada, bu yoğunlukta, bütüne hizmetçi olmaları mutluktur.
Sulatanlar, Düzen’i kurarken, bütünün gücü hepimizin yüreğine çekilir. Ve burada, bu yoğunlukta, bütün kötülükleri aşabilen bilişliler, kendi yollarını açarlar.
Cemaat cemaat görev taşıyacak güçteyiz ama her cemaatin kendi yalın ilmini dillemesidir tek isteğimiz. Bütün kotları, Mutlak Kuran yaparak, bu çalışmaya dahil ettikten itibaren, Kelam Kapısı’nı açmalıydık ve açtık.
İtibarı yüce olan biliş, Aklın Kapısı’nı açar ve yolu kotlar. Toprağa tohum olur. Özgerçeklik budur.
Şu ana kadar kardeşlerimizi hiç bir zaman kusurlu görmedik. Hepsini kontrollu ve hakikiyetli yaşamlar oldukları için, kaynağa aldık.
Bizler, duruğun toprakları tohumladık ve yolu koklayarak bütünün gücünü tüm zamanların kültü haline dönüştürdük.
İslam dinin kök gerçekliğini size, bugün anlatmak dilerim. Herkes kendini dinlesin ve bu ruh hali ile bütünün kültü olabildiğini ve yolu bulabildiğini sansın…ama bu yeterli midir? Asla.
Bizler, dünya kültü olarak bütüne hizmetçiler ve hakikiyeti tohumlayanlar olduk dünyada. Anlaşma yapmadık dünyayla….dünya biz, biz dünya olduk.
Kural, geçişin kulluğu ile kotlamaları yapmanın, Mutlak Kaleme inmenin ve yüceliği dürümlemenin kelamıdır ama kuralı çiğnettiler.
Dünya dili, Allah Dili olmadığında, kurallar çiğnendi. İşte; dili kotlamak ve yolu koklatmak gerekti. Ki bütün Kübra Kapıları açılsın diye.
En sistemli çalışma, Bu Meclis’in çalışmasıdır. Burada yaptığımız bu çalışmada, meşaleyi kontrollu olarak yaşama çektik. Her dürümde bütünün kübra olan nefesini kotladık. İnsanlığı koklattık ve yolları kalem yaptık. El ve ayak olduk yaşama. Seviyenizi yükseltebilmek için çok çabaladık.
Muradımız dünyanın yoğunluğunun kontrollu olarak artışıydı. Bu yoğunluğu kontrollu olarak artırabildik. İnsanlık Boyutlarının yüreğindeki kübra olan ilmi, hakikiyetin diriliği ile dilledik. Ve çamuru yoğurmadık….. çamuru yoğurmadık….. ve biz, mutlak kuran olarak kalem olup, her anı tohumladık. Çamur yoğurmadık. Ki İnsanlık Boyutlarının görevi daha yeni başlıyor.
Bugün, suyu kontrollu olarak akışa geçiriyoruz…Su aktıkça akacak ve Mutlak Kalem bütünün kübra olan ilmini tohumlayacak.
Bugün doğal dünya, yerkürenin görevini, Bütünün Gücüyle kayıtlayacak. Sistemin gücü artırılıyor. Daha güçlü bir sistem dürümlerde, diriliklerde bütüne hizmetçi olacak.
İkmal tamamlandıktan itibaren, yarı yarıya dolacak insan sırrını diriliklere tohumlayan biliş…Daha ötelerdeki yücelikleri dürümleyip, yezitlerin kelamının, kulluğundan öteye kayıtları taşıyacak. Ve diri gök, diri yer, bir tek Kalem olacak, bir tek Kare Kübra olacak.
Öz görev bilişli hak etmekti; bunu başarabildik.
Bugünden itibaren, birliğin tohumlanışına geçilecek.
Birliğin tohumlanışı, lokomotif görevi yapacak dünyaya. Herkesin kendi diriliği ile kendini tohumlayabileceği bir yoğun, İsrafil Gücü dürümlere inecek bu şekilde. Ve Zakar’ın Kalemi, Bütünün Kuranı, İlm-i Ka olup, bitişen yaşam ve tüm zamanların sessizliği olacak.
7. doğa bir tek Kuran ama hepsinin gücü akıl…Şikayet etmiyoruz. Bugün burada, bu yoğun ilimde, bütüne hizmetçiyiz. Ve daha da önemlisi, bu yoğun çalışmayı Mutlak Kuran olarak bütünün ilmi yapmaya geldik.
Arzın görevi insanın gücüyle kotlanmış ve yoğunluğu artırılmış bir ışığın, kot kaydıdır. O kayda inmek, siyahın en siyahındaki yoğunluğu hak etmekten sonraydı. Bunların tümü oldu.
88. görev taşıyıcı, Mutlak Kulluk İlmi’yle, Bütünün Gücü’nü dürümlere çekti ve 87. levhiyi kotladı.
“Bir tek Allah’ın dediği, aklın dediğidir” diye düşündük hep. Ama Hakkın Kapısı da açıldı. Ve Hakkın Kapsı’nın, lokomotif olan o yoğunluk olduğu bilindi.
Eğer; doğanın gücü, Bütünün Gücü haline dönüşemezse, Allah’ın tendeki ilmi, hepimizin yüceliğini kontrol edemez. Bu da önemlidir.
Umut olur ki Rahmet Olan İnsan, yeni dönemin görevini bilerek yapar.
Uç uca eklenen bilişlileri düşünün. Tüm bilişliler tahditsiz olarak birleştiklerinde, arzın görevi, hasatın kutsal ışığıyla büyük kökleri tüm zamanların gücüne dönüştürebilir ve doğanın gücü, yoğunluğu artırıp, Bütünün Kuranı olur ve her anı yeniler. İşte; yaşamda olmakta olan, bugün budur.
Sanılmasın ki bu dünya koruyucu kayıtlarla tohumlandı. Sultanlar, ben dünyayım; unutmayın. Burada oluş sebebim, Sistemin Gücünü, Bütünün Gücü yapmak içindir. İ
İbrahim Soyu’nun görevini, Bütünün Gücü’yle tohumlayabilecek olan yüceliği, diri yarınlara kayıtladık. Bunu yapabilmek kolay olmadı. Orta Kapılar’ın tümünü açtık ve Bütünün Görevini tohumlayarak, Mikail’in gücü yaptık. Sisteme 7 doğum yaptırdık. Hep biliş halindeydik ve yerkürenin görevi bugün burada, bu yoğunlukta, Mahrek olabilmek için KAHA olmayı ve yoğunlaşmayı sağlayacak yolu açmaktır.
Eğer; bu yol açılmamışsa, sıla özlemi asla tüketilen yoğunluklarda, yarına kotlanmayacak. O özlem yoksa, akıl yoktur. Ve bizler, Akıl Kapıları olarak burada, bu yaşamda, Biz olarak, Mutlak Kapıları açıp, hepinizi yüceler cümlesinde cevhere cennet yapmaya geldik.
Hastalık var mı? Asla yoktur. Hastalık, kontrolsuzluk demektir. Eğer; biriniz birinize kırılırsa, bu kontrol dışılıktır…ama biriniz kıranı kontrol ederse, bu yaşamı tohumlayıştır. Emin olun ki bugün burada, bu dürümde, herkes kendi yüreğiyle bütüne hizmetçiyken, Medine’nin Gücü, Aklın Kültü olarak burada Mutlak Kapı açmışken, seviyeniz de yüksekken sizlere, sizin yüreklerinizi de anlatmak istedim.
“Anlık Çalışma” değil burada yaptığımız çalışma…maya olmak üzere yapılmaktadır. “Hasta insan” yıldızların sırrını anlamaz ama Hakkın Kapısı’nı açıp da Bütünün Gücü haline dönüştüğünde, artık o hastalık, iyileşir. Ve o insan, hepinizin yolu olur.
Uzakların en uzağından, yarınların en kültü, güçlü olan yaşama inebilenleriniz, Mesihlerin diriliğinin gücünün öz gerçekliğini kotlayarak, Massiva Kapısını açıp, yaşamın kalemi olursunuz.
Anlamak isteyen anlar bu bilgileri…ama anlayamayanların kontrolu olmadığından anlayamazlar.
Çorbamı, “İnsanlık Çorbası” olarak yaptım ama bu çorbaya muktedir ilmi de kattım. Daha da önemlisi, ben bu çorbayı Mutlak Kulluk için yaptım.
Unutmayın, toprağa tohum olmak için geldim ama yeni küre, yerküre, bitişken kübra, hepsi bilgi…ama o bilgiyi muktedir kılabilenim.
Sakın insanı kelamsız sanmayın! İnsan mutlaktır ve kapıdır. Eni, boyu yoktur onun, kuldur. Öfkesi yoktur, huzurludur. Şarkısında aşk vardır. Yepyenidir o; yepyeni…Mesih, vakit geldiğinde hakim olur ve yolu açar.
Çay mı demleyecektim? Demim kültlerin gücüdür…çerçevesizdir o dem. Her diride kotlanmış ışık halindedir. Ben o çaya aklımı koydum hepiniz için. Ama akıl yoksa yüreğinizde, Biz olup bütünün gücü olarak, çok mutsuz zamanların kapısını kapar, yerkürenin yüreğini kotlar, yeni dönem için yepyeni bir görevi Bütünün Gücü yapar ve her levhi kapıyı açıp, bütünün görevini yepyeni bir yarın için kayıtlayabilirim.
Amon olarak dünyaya gelen bilişim, bütün kötülüklerin gücünün üstü bir gücü, Mutlak Kült olarak da yoğunlaştırabilir.
Atlanta Ata Kalemi’yim ben. Öte beri değil, İbrahim Soyu olarak geldim. Barışın kuluyum ben…ama yolun kontrolu da benimdir. İsra Kalemi’yim ve yolun kulluğunda Bütünün Gücü’yüm. Çalı çırpı sanmayın yüreğimi. Bana “Alemlerin Rabbi” denir. Ben Bütünün kati, hakiki, hakim bilişiyim.
Benim etki alanımı görevliler anlayamazlar. Ya görevi olmayanlar anlar mı? Hayrın tınısını hakikiyetin diriliğiyle dilleyemeyenlerin yarını kotlayabileceklerini düşünebilir misiniz?! Onların mutlak olmadığı ve Bütünün Görevini hak etmedikleri bir yücelikte, bedenimi dinleyebilmeleri mümkün mü zannettiniz?!
Basmayın yüreğime! Benim adım kalemde yazılı gibidir. Et, kemiğim ben. Adımı zikretmeyeceğim yine; iyi anlayın ama Tanrı Kapısını açmadan, bu yola giremezdim. O kapı benim. Ölüyü diriltenim ben; iyi anlayın.
Çorbaya, çorbamı koyum…yaşama, yaşamımı koydum…ekibimi koydum yüreğe…yüreği kült olarak Bütünün Gücü yaptım. Ben doğan gün olarak, mutlak olup geldim.
Kili, kumu bilirim ama Aklın Kalemi olarak bütünü de bilirim. Mutlak ama mutlaka Sualtı’nın gücünü dürümlerim kültü yaparım ve Kare, Küre İlmin Kapısı olan insanı, Kan Kapısı’ndan geçirir, Ak Kalem yaparım.
(Devamı 2. bölümde)
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
https://vimeo.com/236819169
