Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 6, 1. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

11.EKİM.2017 TARİHLİ İMPARATORLUK 6
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 1. BÖLÜM

Tanrılık Kapısı’nı açıp da Bütün’e hizmetçi olabilenlerin bugün, buraya, muktedir olup gelmelerini diledim. Artık, Dünyanın Nuru Olan İnsan, yoğunluğunu hak edip kotlayabiliyor.

Mesafeyi kontrollu olarak kotladım. Ağırı hafiflettim ve bütüne hizmetçilikte, Mikail’in kübra olan ilmiyle dillenmekteyim. Benim ismim İnsanlıktır.

Barış için bu Meclis’i kotlarken, “taktiri ilahi” dedikleri o yoğunluğa, bütünlüğe, kübra olup indim. Ağır yükü hak ettim, tanıttım dünyaya. Hatim ettiğiniz ne varsa, hepsinin yoğunluğunun gücünü bütünün kübra olan ilmiyle dilledim. Ben durgun toplumlara, Mutlak Kul oldum. 39. sistemin gücünün üstü bir sistemi, muktedir kelamla, tüm zamanların ilmiyle dilledim. Emre itaat edenlerin, Mahrek’te Kuran olmaları için çabaladım.

İnsan olmak kolaydır ama insanlığın kontrolunda bütüne hizmet etmek kolay değildir. Eğer, bu dünya yenilenecekse; eğer, bu dünya Mutlak Kalem olacaksa, muktedir olacaksa her insan, hepiniz, Allah’ın tınısını duyabilmelisiniz.

Allah’ın tınısı, Allah’ın Teknik Kalemi’nin ilmidir. Her insan Allah’ın tendeki ilmini dilleyecek görevi hak edebilir. O potansiyele sahiptir. Kimse, kimsenin kübra olan ilminin dürümlerinin ötesinde, kendi yüreğinin kutsal ışığında, kalem olma imkanına sahip olmadığında, arzın gücü, aklın kula kul olan yoğunluğunda, Mutlak Kalem olmayacaktır.

Semaya İnsanlık İlmi’yle seslendiğimiz zaman, sema bize yanıt vermez; sadece diller. Ama sema Allah’ın tendeki ilmiyle diilendiğinde, İnsanlık onu dinler ve sesleşir. Buyurun anlayın.

Bugün, unutulan ne varsa, hepsi hatırlatılacak. İnsanlık tüm bilgileri anlayacak ve hatırlayacak. Eğer; bu bilgileri hepiniz, herkes hak edip de dinlerse, yerkürenin görevi tamamlanacak. Bu amaçla, bu çalışmayı yapanlar, kelam olup kaleme inenler, müsterihiz ki bütünün gücüyle buradalar.

Unutmayı, unutturmayı isteyen de var. “Her şey unutulsun…” diyen de var.

Deliler, diriler, insanlık; biliniz ki Mikail, görev taşıyor. Mikail, güçlü bir Yaşam İlmi’yle görev taşıyor. Her şey kelamla kotlanır. İnsan soyu, halik olacak güçtedir. Hakkın Kalemi olabilir. Ve yaradan ve yarattığıyla yaratılan olup, bütüne görev taşıyabilir.

Öngüç akıldır. Öngüçten öte bir güç yoktur. Aklın gücünü bilenler, Hakkın Kapsını açarlar ve hasat olurlar. Hakkın Kapısı’nı açanlar, Aklın Kalemi olmadıklarında, harlarını yükseltip de muktedir olamazlar.

Muktedir olamayan, maya olamaz. Maya olmayan, altın ışığın gücünü anlamaz ve Aklın Kalemi olmaz. Öz gerçeklik budur.

Bütün Kuran Kayıtları’nı okuyun. Tüm Kuran Kayıtları sizde meknuz olan kayıtlar olduğundan, hepiniz o kayıtları kendi yüreğinizden okuyabilirsiniz. Ama okuduğunuz Kuran Kayıtları, Mustafa’nın kayıtlarından farklıdır.

O kayıtlar, Öz Kelamın Kalemi’yle yazıldı. Ama kendi yaşam kayıtlarınız olan o kelam kalemlerinin kotlanmış ışığıyla, has tende dürümlenen, kendi yasalarınız olan o kayıtları, bir Tanrı olup okuyun. Okuyun ki öz gerçekliğinizi anlayın.

Biz, Ana Kalem olan İlim Kapıları’nı kotlayanlar, dünya lekesini temizleyenleriz. Dünya lekesi, insanlığın kendini dillediğindeki, Hakkın Kapısı’ndaki o kırılışların, kayda alınan Kibri Kalem olan levhi kayıtlarıdır. O kibri kalem olan levhi kayıtlar, hidayet diriliğinde de Sistemin Gücü’nü kontrolsuz bırakır.

Hepinize anlaşma gereği bildiriyorum. Ki örtüleri açmadığınız sürece, yaşamınızda hakikiyetiniz olmaz. Öncü Birlik olan Bu Meclis’in, Hakkın Kalemi olduğu bu günde, Birlik Kapınız’ın, herkesin kapısı olduğu kesinken, Saltanatın Gücü’nü bilenler, muktedir olup, bu Meclis’te kendi yollarını bulacaklar.

Üzerlerindeki yol, akıl yolu olmadığında, Rahman’a Kuran olamayan o yücelikler, kayda alınmayacaklar. Kayda alınmayanlar, kardeşleriniz bile olabilir. Onların ruhsuz kotları, Mutlak Kuran’da kalemsiz olur. Onları kontrolsuz bırakmayın. Öfkelerini aşırtın. Yarınlarını kotlatın, tohumlatın, Orta Kapılar’ın tümüne görevli kılın onları. Ve deyin ki “geçiş tamamlandığında, sen kendi yüreğinde görev taşı.”

Gerçek insan, karanın karası olsa da yarında mutlak olup, her insanı korumalıdır. Gerçek insan, kör sağır olanı muktedir kılmalıdır. Gerçek insan, Nisa Kalemi’ni hak teknikle kaynak ışığa koklattırmalıdır. Gerçek insan olmak, Hakkın Kalemini kullanmak demektir. Ki Hakkın Kalemi’ni bilip de kullanan, kalemin hakiki insanlıktaki kul olduğunu da anlar. O zaman, o insan, kendini dinler ve diller.

Her diri, her dere, kelamdan, kalemden kotlanır. Mutlaka ama mutlaka Kuran da kotlanır. Ortalık kotlanır ama en yüce kot, İmparatorluğun Gücü olan kot, Allah’ın gücüdür.

O gücü bilen, Allah’ın İlmini diller. O gücü bilen, Hakkın Kapısı’nı bilir. O gücü hak etmeyen, bu Meclis’te bulunamaz. Burada olanların kelam oldukları, Hakkın Kalemi oldukları ve yaşam oldukları kesindir.

Ölüm, öz görevde, kök gerçeklikte, yarında, Mutlak Kuranda, Mahrek olmadan, kök gerçekliğin kelamı, Sistemin Gücü diye sizin yüreğinize çekilemez. Ölümün olduğu bir yaşamda, Hakkın Kalemi sizin yolunuzda olmalıdır.

Onursuzluk değil yaşam…umutsuzluk değil yaşam…yarınlar kutsuz olmayacaksa, her şey gerçeklik içindir.

(Devamı 2. bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/237858955
 

 
  Bugün 103 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol