Birlik İlmi
  İMPARATORLUK 8, 1. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

25.EKİM.2017 TARİHLİ İMPARATORLUK 8, 
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 1. BÖLÜM

7. dürümün bütüne hizmeti, bütünlük kültünün hepimizde bütünün kübra olan ilmiyle dillenmesinden itibaren gerçekleşecektir.

Bizlerin dürümlerine inenlerin, bilişi hak edip, bütüne hizmetçi olmaları mutlaka ama mutlaka şekil boyutlarında gereklidir.

İmparatorluğun görevini hak etmeden, kendi yüreğini dürümlere çekmeye kalkanlara, izin veremeyiz. Bugün öfkem yok…ama şunu iyi bilin ki dönmekte olan bu dünyanın mutlaka kontrolu gerekir.

Seviyenizin görevinizle bağdaşmadığını biliyorum ama buna karşın hepimiz sizi kontrol edebiliriz. Süyun toprağına sistem olup gelenlere ben “dünyalı” demem.

Şu anda mutlaka iyi bilin ki kontrol dışı bilgeler mektep kurmaya gelmekteyseler, burada çağrıma cevap vermiş olmalarındandır. Ki onların ruhlarında kontrol olmadıkça, bedenimize inmeyecekler.

Medine’nin kök gerçekliğini size anlatırken, daha dikkatli olmanızı beklerim. Korkmayın! Arzın gücü, Aklın Kalemi’yle kotlanır ama benim adıma burada görev taşımak istiyorsanız, hepinizin kaynak dışı bilgilerinizin Bilgi Kalemim’e inmemesi gerekir.

Bu çalışma, hepimizin, kendi yüceliğimizle olacak. Öz kalemim, Allah’ın Levhi Kalemi’dir. Bunu bilen, burada, bu yoğunlukta bulunur. Ümmi kapıların tümünde karanlığın ilmi de, hakikiyeti de vardır ama yaşamın aklın tınısıyla ve hakikiyetiyle mutlak Kuran’a kaynak olacağının mahyaya kaydı gerekir.

İman dilim, Allah’ın ilmidir ve ben bununla, size, her bilgiyi net veriyorum. Kontrol insanlığımladır. Benim için sorumluluktur bu çalışma…ama burada, kontrol dışı bilgiler dillemeye gelenler, ikna ettiğim değil, ikna edilemeyenler ise, kontrolu kurmayacağım ve ocaklarında kaynak ilim bulunmayacak.

Kar şarkısı okumam. Şarkım, aşk şarkısıdır. Aşk, şeytanın şarkısından öte bir şarkıdır. Çantamı açmayın. Oradaki ilmi anlayamazsınız. Bugün dünya üstünde hiç bir insan, bu bilgin hakikiyetini dinleyecek dürümde olamayacak; biliyorum…ama çok huzur verici bir görev taşıyacağım. Bundan daha öte hiç bir ilim olmayacak. Öz gerçeklik budur.

Görmediğiniz, dinlemediğiniz, insanlaşıp aşkla kaynağa almadığınız hiç bir ilim, sizi, Sanal Boyutların Kuranı yapmaz. Bunları iyi anlayın. Bana durgun toprakların toplumu indiğinde, ocaklarını hep yaşatabilmek için kayıtlar yaptım.

Ankara’nın ruhu olan insan, yeni dönem için bizimle olmaya geldi. Ocağında yerin kübra olan ilmi var ve burada olmasının yegane nedeni muradı olan ilmi, kelamıyla dillemek ve yolunu kotlamak içindir.

Sakın “dünyada başkası yok!” diye düşünmeyin. Herkes kendini anlamalıdır. Arka bilişimizde olduğu gibi, yaşamımızda da olacaktır ama en arkada olan insan, önce kendini dinler. Ve kendini dinlettikten itibaren, rahmet olup yaşamı diller. Ana Kapı’dır arkaların arkası olan. En ve boydan ibarettir ama yolunda kontrol vardır ve akıl tınısıyla kontrol kurar.

Şu andan itibaren, dümene insanı oturtuyorum. Bugüne kadar kimse “ben varım..” demedi. Ama artık “ben var oldum..” demelidir insan.

Korkmayın! Yaradan yarattığında yenilenir ve yaşar ama yaratan, kendini tohumlamadıkça, murat ettiği hiç bir şeyi hak edip bilemez ve bildiremez. Örtü örtmekten öte, örtülü olanların kontrolu mutlaka şarttır.

Başka Zaman Kapım var mı? Buraya gelen hiç kimsenin başka Zaman Kapısı ve kaydı yoktur. İyi bilin. Bir tek zamandayız İnsanlık İlmiyle. O zaman, hepimizin Yaşam Kalemi’dir.

Burada doğan ve burada kök gerçekliğini kotlayan ve burayı hak eden kim varsa, teknik olarak yaşam ilmiyle kotlanmıştır. Onun Orta Kalemi, mutlaka sanal kapıların en yücesinden öte olandır.

Kardeşlerim; der ki dünya, “seni, sana verdim.” Ben derim ki “ben, bana, ben oldum. Kim ki kendini bilir, bedenliyim” der. Ama kendini bilmeyen, “farklıyım” der. “Farklıyım” diyen, kaynakta yoktur. Ölüdür o. Öz köklerinde gözü yoktur. Sözü yoktur. Sesi yoktur. Biliniz ki “ben farklıyım” diyen, yarını olamayacak olandır.

Her insan aynıdır. Kimsenin kimseden farkı yoktur. Sahtelik değil bu, Hakk Teknikle kotlanıştır.

Bana dünya insanından söz ettiler. Sorgu sual ettiler. “Nisa Kapılarını kim bilir?” Dediler. “Yarını kim diller?” Dediler. “Yaşamı kim anlar?” Dediler. Dönmekte olan bu dünyanın, yaratan ve yarattığıyla tohumlanan insanlıkla döndüğünü anlamayan, kontrol dışıdır.

Kaçmak, kurtulmak değildir amaç. Kaçan, kelamdan kaçacak…Yarından kaçacak ama AS RA Sİ KA HA AS RA KA HA olan kelam, onun nuru olacak ve ocağı olacak. Her ana onu tohumlayacak ve koklatacak.

Seyir halindeyim tüm zamanları…Kimler geldi, kimler gitti bu yaşamdan; hepsini bilirim. Benim için önemli olan, biliştir. Bilmeden dirilikleri tohumlayamam. Burada olmamın, yer kürenin gücünü, tüm insanlığın gücü yapabilmek için olmadığını, herkesi kontrol için olduğunu biliyorum.

Atlantalı’yım. Ana Kapı’yım. Atonların toprağının tohumundan öteyim. Koruyucuyum tüm zamanlara. Kontrol dışı değildir korumak…ama en ve boydan ibaret insanı koruyamam. Onun kendini kotlaması gerekir. Kontrolu kendinde olması gerekir.

Kaçar mıyım? ALLA KA HA Sİ KA HA AL LA KA HA Sİ KA HA Sİ HA. Eşyayım ben. Kaçtığımda evrenler bellek kapılarından kontrol kurup, mektebimi hak etmeye çabalayacaklar; bilirim. Kaçtığımda, herkes kendini hak etmeye çabalayacak; bilirim.

Önce görev. Kim grevi hak etmişse, onun yoğunluğu kotlanır. Önce yaşam. Yarını hak eden, yaşar. Ve öksüz, yetim bırakmayız insanı.

Kuran’a “İnsan” demem ben. İmparatorluğun gücüdür Kuran. Ama ben dünyaya “İnsanlık” derim. İyi anlayın ki bu dünyanın yarını olmalıdır. Yoksa insan, aşkla çatışma yapabilse de yolunda kulluk olmaz.

Özen ister yaşam; iyi anlayın. Özensiz bir yaşam, yaşamsı olanların kaydıdır. O yaşamsılar, insanlık boyutlarında sessiz kalırlar.

Barış Kapıları açılır yaşama. Barışın ilmi olur. Herkes kendini diller ama barışı anlamayan, yüreğindeki Kuranı da dinlemek istemez. İstese ki kelamı hak edecek, dirilecek ama yarını kontrollu olmalıdır.

Örgüt, dünya örgütüdür. Kuran’da insandan söz eder. Hep “biz” der. “Biz yaptık” der. İşte canlar, “biz” dediği, birliğimizdir. Bu birliktir dünya için çalışan hep.

Bu birliği, Allah’ın Levhi Kapısı olarak kotladık. Hiç bir zaman, dünyanın dürümlerinin kotlanmış ilminden çıkmadık. Hiç bir zaman, yeryüzünün öz gerçekliğini dürümlerimizden ayırmadık. Dünya yoruldu bizden. Öksüz kalacağından, yolunu kaybedeceğinden, toprağında kırılış olacağından, yer yüzünün gök sessizliklerini dillerken, İsrafil olan ilimsizin, kelamsızın, Medine’nin gücünü hak edip, Mutlak Kuran olacağını düşünmesinden yoruldu dünya.

İyi anlayın ki mutlaka ummanlar görev taşıyacaklar. Ve bizler toprağın toplumu olanlarla, görevli olacağız.

(Devamı 2. Bölümde)

https://vimeo.com/239875132

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 21 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol