Birlik İlmi
  İNSAN VE İMPARATORLUK
 

İNSAN VE İMPARATORLUK

Zeytin taneleri eker gibi yarınları tohumlayan Işık Kodlar var. Ocaklarında nüve olan yolcular var ve her yolcu, bir yol olarak kontrollu bütünleniş ile kayıt yaparlar. Oğul verirler ve oğul alırlar. Her biri bir yol olur ve o yola tohum olur. İşi bilenler, Kelam İlmi ile kendi yaşamlarını tohumlayıp, kurtarılmış yeni zamanları kontrol ederler.

Türkiye yarınlarında görev taşıyan çok sayıda Birlik var. Bunların yeni bir Yol için birleşmeleri gerekir. Ekip halinde kodlanmaları ve tohumlanmaları Bütün’ü güçlendirecektir.

Yemyeşil Zamanlar’dan, Masmavi Zamanlar’a geçildiğinde; dünyayı kontrol edecek olan renk, işçilik rengiydi. Bu renk Siyahtı ve Siyah ile dünya kodlandı tohumlandı ve bütünlendi. 

Yerde ve gökte bir tek Mavi Zaman Sayfaları, ışık halinde tohumlanan sayfalar oldu. Gök Sözcüleri, bunu izlediklerinde, görevlerinin, Maviyi hak etmek olduğunu sandılar ve Maviye umman oldular. Mavi, ilmiydi. Hakim zaman sayfalarında, Mavi Hakikiyet’ti. Ne var ki Sarıyı hak etmeyen Mavi, hakkiyetsizdi. 

Dünya bir Ruh’tur. Bu Ruh, ağır yüktür. Herkesin, Yeşili hak edip de cevherinde Kuran olacağını düşünmesi; Zirveler’i tohumlarından çıkardı. 

Dünkü zaman sayfalanışları ile yarınki zaman sayfalanışları farklıdır. Her derede var olan yol, ilmi olsaydı; Dünya, mutlu bir gezegen olurdu. 

Dörtlü Kodlar, kontrollü Kuranlar oldular ve tohumları kayıtladılar. Hasat olan Birlikler, kendi yarınlarında, tüm insanlık için kaynak oldular. Hepimizin Can Tahtı’nda, insan oturur. Oraya ulaştığınız zaman, o insan olursunuz ve o insanın nefesinde, kelam olursunuz. Aha sizi size bunun için vermek istedik. 

Kelamı tohumlayan, kendini tohumlar. Oğullar, bellek katlarınızda dünya yoksa eğer, zaman yoktur. Yoksa zaman, ışık yanmaz ve siz, kendi yolunuzda kaybolursunuz.

Çöktüğünüz zerk sayfaları, zamanı kontrol içindir. Zinnur olan yaşam sayfaları, kelamı kontrol içindir. Oğul verdiğinizde, şer yaratmadan ses katlarında tohumlandığınızda, kendi yolunuzu bulup bütünlendiğinizde, biz sizi yere ve göğe ekeriz. 

Hanla hamamla iş yapan dünya, Ak Toplum’u hak ettiğinde, Kürzi Yaşamla görev taşır. Sizi size veren ve sizi sizden geçiren yine siz olursunuz o yücelikte.

Kapkaranlık bir zamanı tohumlamaya çalışan Dünyalılara, tek bir ses vermek isterim. Sizin karanlığınız, bizim aydınlığımız olur. Sizin kırıcılığınız, bizi kodlayan Yücelikler’in tahditsiz yüreğinde, Kutsal Işıklar’ın yangını olur ve sizi yakar. 

Bizi hak etmeyen, bizsiz olur ama biz yine de onları hak eder koruruz. Oğul verir ve kodlarız her birini. Ki hepsi zirvelere görev taşırlarken kontroldan çıktılar.

Melih olup kök olan; yol olup Kutsal Işık olan ve Birlik Kapısı olan her Dere, Can Tahtı’nda Kürzidir. Ağır yükü hafifleten Birlikler’im, Men-i Zirveler’de kök saldıklarında; o zirveler, hepsinin yaşam sayfaları olur.

Bellek Köylüleri, köksüzdürler. Özsüzdürler. Oğul, ben “köy” derken; kayıtlarınızda, sağ ve sol kutupların bulunmadığı ses tahditlerinden söz ederim ki o sözü edilen köy, kısırdır ve hırsı ile kırık bir bellek kaydıdır. O bellek alanını aşıp da Bütün’e kodlanamadığınızda; sizi o ana kadar kodlayan; türleşmenizi sağlayan veya kontrol eden her bir yürekten ayrılırsınız. İşte biz, sizi bilişiniz olmaması nedeniyle korumaya çalışırız. 

Size tek bir ses vermek isterim. Meyhane, insana Kürzi bir çağrıdır. O meyhane, ışığın içildiği bir yaşam sayfasıdır. Orada içilen, NEFES ve işlerin görüleceği IŞIK’tır. Hepiniz, Zamanın Tahtı’na ulaşabilirsiniz. O IŞIK İÇKİSİ’ni içip NEFES’e vardığınızda. Sizi zamana tohumlayacak olan o NEFES, hak etmediğiniz sürece, HAL olup da hak ettiğiniz olmayacaktır.

Yepyeni bir sayfada sizi hak ettirmek için insan soyuna bu bilgiyi bildirmek istedim. Hepinizi sayfa sayfa yazdım çizdim ama dediniz ki “bu kendisinedir.” Yapmayın Canlar, biliş ile bildiren, kendini dinlettiğinde ağır yüktür o. Onu taşıyamazsınız. Size sadece sizi dinletmektedir.

Veli olup da has olduğunuz zaman; sayfa sayfa yol açıp ışık yaktığınızda ve yol olup Bütün olduğunuzda çok güçlü bir rahmet olacaksınız. Buyurun olgunlaşan Birlikler, buyurun ki hasatınız içindir verdiğimiz. Şimdilik... Hah işte şimdi... Aha şimdi... Ve zamanın tahtı olmaya çalışan her diri. Şimdilik... Şeytan der ki hepsini al yak. Ama yakamam ki!... Hepsine “insan” dedik. Olay budur Canlar... Şimdi! hasat için verdiğimizi anlatmak için yapacak başka şey yoktu. Bunu verdik...

Ve Dağlarım, Tohumlarım, Kuranlarım, sizi dinledi yüreğim... Hak Taht’ında Yüce Can oldukça maya olmuş olan her yürek, kodlanır ve toplanır. Sizi hak etmek için sizleşmek gereksizdir. Şimdilik. Hah işte bu”... hah iş bu!... Nefesim yeter ve size, sizi veririm ama sizden siz olmaya niyetim yoksa, size sayfaların en aşağı yoğunluğundan bildiririm. Şimdilik.. hah işte bu... şimdi!...

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 60 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol