Birlik İlmi
  İNSAN VE İNSAN (3)
 

İNSAN VE İNSAN (3)

Dağlarım, “Öz Geç” Din Tekniği’dir. Geçer gider yürek, yoğunluklara. O yol, ilimdir. Görev ilimledir. 

Merkez Zaman ışık halinde bizi tohumlar. Biz, yüreklere bakarız. Soru sormadan bakarız. Görürüz ki kendi yollarını kaybedenler, bizi hakikiyetimizden ayrı görürler.

Dün çalışan; dünya çalıştığında yeniden çalışır. Bu gün çalışan; dün çalıştığında, dürümlendiğinde yenilenir ve yarında çalışır. Beden umman olduğunda, her diri o bedenle çalışır. O mektebin, insan soyu olduğu bilinir.

Düzeni kurduk. Kurulan Düzen, insanın tohumlarının korumasını gerçekleştirecek bir Düzen’dir. O nüve olan Işık Kaynaklar, her derede görevlidirler. Çok şükür ki görevlerini hakkıyle yapmaktadırlar.

RA-KA-HAR olan ses kabları, kendi yollarını açıp tüm yaşamlara görev taşırlarken, kendilerinde var olan türlerin, tümünü hak ederler ve Zaman Kodları olarak tüm yaşamlara indirirler.

Mesele Allah’a hizmettir. Ağır ağır Düzen kurulur diye bekleyenlere tahditli bilişleri ile her derede akmaları istendiğini bildirdik. Gördük ki kimse kendinden ayrı akmadı. Baştan beri zamanı hak etmeleri için Birlik kurmaları gerektiği, her birine bildirilmiş olmasına karşılık, hiçbirisi Birlik kurmadı. Tüm yaşamlarda birlik kurulması, zirvelerin ve sanal yaşamların, mutlak yaşam sayfalanışı için geçecekleri yaşam kayıtlarının, hakikiyetini yaratmalarıydı.

Türkiye, harını yükselten ve sonsuz ışıklar halinde güçlenen tüm yarınları hak eden Birlikler tarafından kontrol edilmekteydi. Dünyaya girişin ağır ağır olduğu ve geçişin hakikiyetle gerçekleştiği bir itibarlı yaşam kodlaması yapılacaktı dünyada. Ve bu sayfalanış, İstanbul dediğimiz yaşam sayasında gerçekleşecekti. Bunu herkese bildirmiştik. 

Yaşamları kodlayacak Birlik; dünyayı hak edenlerin diri yücelikleri ile kontrolu kuracaktı. Bu Birlik, ilmin hakimi olan Birlik olacaktı.

Bütün kötülükler ve iyilikler, bir tek hasat zamanı, Tanrı’nın Kuranı olur ve dinlenir. İşi bilen bunu bilecekti ve tüm yaşamlara insan soyunu çekip dürümleyecekti. 

Din Tahtı’nda insan olacaktı ve dini yaşamları kodlarkan, Din Tahtı’nın ötelerini de tohumlayacaktı. Din Işığı hak ettirilecek, arzın sayfalanışında kontrol kuracaktı ve dünya, yeni bir zaman kaynağına ulaşacaktı. 

Bunların hepsi oldu. Bütün Meclisler, bugünü beklediler ve bugün dünyada iki yarın var. Bilginin hakimi olan “ilmin yarını” ve “tüm sayfaların Işık Kodları’nın yarını”. 

Diri olan bilecekti ki hakim olan insan, nur olacak ve toplum olacaktı. Toplum olan ilim hakimi Birlik kuracaktı. İşte bunlar oldu.

Teknik olarak kanat takmak isteyen çokları olacaktı. Kontrol kurmaları beklenecekti ve zeki hakimler, birleşecektiler. Bunlar oldu. 

Şükür ki oldu. Yaşam yenilendi!... 

Deyin ki, “ben Allah’ım.” Deyin ki “ben Kaynağım.” “Din Tohumları’yla Bütün’ü kurdum.” deyin. Ve “zamanı hak ettim” deyin. Her ne derseniz, ilmin tahtında kodlanır ve var olur. 

Bütün’e hizmet, insana hizmetten geçer. İnsan nefes alırsa, yeni yaşamları kodlar ve hak eder. Nefes, Zamanın Kaynağı’ndan alınır. O kaynağa varmak için, hakikiyeti ve sessiz zirveleri hak etmeniz gerekir. 

Deli divane oluruz insanlık için. İnsan kendini bilsin de kontrol kursun diye. Dili hak olsun Kuran olsun diye. Diri olsun insan olsun diye. Ve deriz ki kanatlarını hak et de al. 

Mektebin ilmi, Hakim’in ilmidir. Kim ki hak eder mektepdedir. Kim ki hakimdir ilimdedir. Kendini hak eden dürümdedir. O dürüm, Allah Dürümü’dür. 

Türkiye’ye bugünden itibaren yaşam tahtında, yeni zaman sayfalanışı başlayacak. Bu sayfalanış, ilim kaynakları ile olacak. Dürtüler ile yapılan hiçbir çalışma yaşam sayfalanışı doğurmaz. Tüm yarınların dürümlerinde hakikiyet ve hakimiyet vardır. 

Deli divane olunur Birlik için. Kini aşan bilir ki Hakim, Allah’tır. Hakımin Tahtı’nda insan vardır. İnsan nurdan yaratılır. Zaman Tahtı’nda Kuran olur ve yol olur. Oğul verir, kendi olur. Onun adı insan olduğundan, Kutsal Sayfalanış’ı gerçekleştirir.

Merkez Zaman Sayfaları, kendi yolunda Kuran olan sayfalardır. Nar, Kuran’da Turkuaz’dır. Kuran, Turkuaz’ı aşan İlim Hakimleri tarafından yazılmıştır. Allah, teknik olarak Kuran’ı dürümlerken, ilmi hak edenleri dürümlemiştir. Mesele Allah’a güç katmaksa insan olmak gerekir. Merkez Zaman’a güç katmaksa aşkın şevkinde Kuran olmak gerekir. 

Can taşır yürekler bilirim. Tanrı olurlar ve tohum olurlar. Rahmana varanlar kodlanırlar aşk olurlar. Rahman olan hasat olan ve Birlik kuranlar, artık Allah İlmini hak etmiş olanlardır. Türkiye yeni zamanları hak edenlerle Birleşik Işık halinde kontrollu çalışmalarını sürdürecek ve zeki hakimleri kendi bütünlüğüne çekecektir. Zakası yetmeyenler çalışmalardan alınacaktır. Bugün bunun Altın Toplumlar’dan bildirilmesi istendi. 

Zamanı hak edenlerle yeni bir çalışmayı devreye alıyoruz. Bu çalışma, Süper İnsanlık Reailtesi Çalışmalarının bu safhadaki son Başkanlık Çalışması olan “SÜPER NOVA (1)” olacak. Bu çalışmaya, Kaynak Yaşam Tohumu olanlar davet edilecekler. Davet, kendi yüreklerinden gerçekleşecek. Kimseyi sen de gel diye çağırmayacağız. Zaman sayfalarında kodlama yapamayanlar, Birlik kuramazlar. Çünkü kurtarılmış şavkları, sadece kendi kaynakları içindir. Onun ötesine varamazlar ve yarınlar tohumlayamazlar. Ocak sayfalanışları olmayan o yolcuları, Göç Kürsüleri’ne görevli olarak kabule edemeyiz.

Kutsal Sayfalar’da din yoktur. Sadece diri biliş vardır. Bilişte ise dürümler vardır. her dürümde insan soyu, kurtarılmak için bekleşir. Kurtaran , sonsuzlukta kendi yolunu bulur ve kurtulur. Ortak görev sayfalanışları, kurtarandır ve kurtarılandır. 

Deli divane olduk insanlığın kontrolu için. Şimdiye kadar deli olduk diri olduk ve dili olduk tüm sayfaların. Ne yazık ki hak etmeyenler kaynaktan çıktılar.

Şöhretli çalışmalar beklenir, teknik hakimiyette. Şöhret, Sistem’de Kürziler’i hakikiyetten ayrı tutar. Sistem Dürümlerinde işçiler, kendi yarınları hak etmek isterler. Oluş hali, hakikiyetinde Kürzi’dir. Eğer siz zamanı hak etmişseniz, Kürzi olarak hak etmişsinizdir. 

Çokları harlanıp melek olmak ve hasat olmak isterler. Melek ilimsizdir. Ona ilmi hak etmesi için iş verilir. İşi yapar ve harlanır. Hayrın hası olur, kutsal yaşam olur ve kendi olur. Onu bilmeyen, kendi yüreğinde onu kurtarılmış diye bilir. 

Merkez Amon Toplumları; sizi, sizden dinlemek için buraya geldiler ve seninle dilleştiler. Çok kez senin yoluna kin ve nefret tohumları ekmek mümkün olabilir mi diye düşünürüz. Bugün de bunu başaramadık. (Sınayıcı bilgiler kodlanmazlar, kayıtlardan silinirler ve yayınlanmazlar.) “Zaman, Hak Toplumlar’ın ışığında olur” dedin ve dediğin gibidir... Ha “ben zamanı hak etmeyen hiçbir Yüce ile de çalışmam” dedin. Bunu dediğinde, sen ve senler BİR’diniz. Amin... şimdilik bu...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 
  Bugün 303 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol