Birlik İlmi
  İNSANLIK ÇALIŞMASI TAMAMI - ÖZ AKIŞLAR
 

İNSANLIK ÇALIŞMASI – ÖZ AKIŞLAR

 

YAŞAMA İNİŞ VE YAŞAMLAŞMAK

 

Kalın yaşamı hak edin ve kontrol kurun. Ya da geçin ama Kaynak İlim’le köklenin, koklanın ve toplumlarınızı koklayıp geçin. Hepinizin dünyayı hak etmeniz, hakim olmanızla mümkün olacaktı... (Koklanmak: Tesir vermek ve tesir almak)

 

Size iki yaşam sayfası açıp okuttuk. Birincisinde, Din Yaşamlar vardı. Bu yaşamlarda; Ana Kapı’dan geçmeden yaşamı hak edip kontrol kurmak üzere çalışacaktınız... Diğerinde ise sislenmiş bilgiler vardı. Kaynak İlim’le köklenip, koklanıp, toplumlarınızı koklayıp Ana Kapı’yı açıp geçebileceğiniz bir yaşam performansı gerektiren koşullar...

 

Sizi hak etmek istedik ve sorduk hangi sayfayı tercih edeceksiniz diye. Çoklarınız, “biz sisi koklarız ama dilleyemeyiz.” diyerek kelamda olamayacaklarını düşünerek Dini Yaşam Sayfası’nı tercih ettiler.

 

Bütün mesele diri bir yaşam için kaynak olabilecek bir çalışmayı yapabilmekti. Birler Kapısı (Ana Kapı), Birlik İlmi’nde olabilenler için açık bir kapı olmasına karşın, yaşamın tahtında bu kapı, her diri için kayıtlı değildi. Yani onlar için bu kapı yoktu. Bütün kapılar açılsa da onlar için olmayan bir kapının açılabilmesi söz konusu olamazdı.

 

Tufanlar beklenirdi o kapının açılmasında. İşte Dünya’nın, İnsan Kaynakları’na sayfa sayfa kodladığı, tohumladığı tüm bilgilerde, bir kapıdan söz edilmekteydi ve o kapının, Işık Kaynakları’nda “KAPILAR KAPISI” olduğu ve o kapıya varanların, o kapıya KÖK GÖK olup varacakları ve o kapıyı açabildiklerinde; YOL olan, YOLCU olan ve tüm YOLDA olanların o kapıdan geçecekleri anlaşılacaktı.

 

Bütün TARİKATLAR ve bütün DİRİ YÜREKLER, DÜNYA İLMİ’ni anlamaya çalıştılar. Dünyayı kim ALTIN IŞIK YAŞAMLAR’a ulaştıracak. Dünyayı kim yaşam sayfalayışları ile tohumlayacak ve toplumları kim kontrol kurup yoğunlaştırıp yarınlaştıracak... Bütün mesele bunu başarmaktı ve bunu başaracak olanları tohum olarak tüm insanlığa ekmekti.

 

Birlik Ailesi, Sistem’den görev taşır ama kapıyı kapattığı zaman ardında kibir taşıyanlar olmaz. Sadece Kapı Açan Birlikler o yoğunlukta olur.

 

“Ümmet” denilen herkesin kapısında ışık olan Birlik’tir. O Birlik tüm yaşamlarda mevcut olan bir sessizliktir ve yarınlar için çalışmaktadır. Aton Toplumları’ndan göz gören yüreklere indirilen o Birlik, cevherini timleri ile tüm yaşamlara indirmeye ve Hakikiyet’te kükreyen bir yüksek Kod olmaya çabalamaktadır.

 

Dünyalı olmak için ışık olmak gereksizdir. Dünya üzerinde herkes, Yaşam İlmi’ni bilebilir ve İlm-i Tohum olup dünyayı koruyabilir ama tüm yaşamları koruyabilmek, ışık olup tüm yaşamlara tohum ekmek ile mümkündür.

 

Dünyalı olmaya çalışan Birlikler, dünyanın ışığında kodlanmış Birlikler’dir. Bütünleşen o yürekler, teknik olarak kodlanmış yoğunluklardan cevhere güç katıp Din Tahtı’ndan geçip diri yüreklerden göklenip, kodlanıp Işık Kapıları’na varan İnsan Kaynaklar’dırlar. “OL Turan” derler ve tüm yarınlaşma olur.

 

Kalemin İlmi’ni bilmeyen, kaynağın ilmini de bilmez. Kaynak Işık olabilmek ise çok farklıdır. Dünyayı hak etmiş olabilirsiniz. Zamanı hak etmiş de olursunuz. Ama zaman da sizi hak etmelidir. Hakikiyette bu kesindir.

 

Dünyanın ışığını yakın ve izin alıp ister ışıyıp seyredin, ister ışığın tohumu olup o ışıkta yaşam sayfalayın ve seyredin her iki halde de dünyanın seyri mümkündür. Üzerinizdeki gök, sizi dinleyecektir. Yer ise sizleşip ışık olacaktır ama yarınlaşmanız sorumluluktur.

 

Yoğun bir ışık kaydına girin ve bakın orada Nefes Zaman Sayfaları, nüve olan ışığı hak etmiş mi? Kalem tutan her dere ağır yük taşır. Zira yaşamı zaman sayfalaması ile kodlayan, o yoğun ışık tohumlarıdır. Dünyayı kodlarken, kervanın yolcularını da kodlar. Her kervan, İnsan Işık olup yol alırken, yolcuları o yoğun sayfalarda diri yürek olurlar ve toplumları ile yol alırlar.

 

Herkese nesiller boyu yaşam sayfalayan birleşenler gerek ama yaşamı tohumlayanlar olgun ışık halinde dürümlendiklerinde artık tüm insanlık için yer ve gök bir tek toplum olmuştur ve yarınlaşma hızlanmaktadır.

 

Erdiğiniz yerde insan, Teknik Kod’dur. Sizi size verir ya da siz, sizleşir ışık haline geçer ve Din Tartısı’ndan güç alıp yer gök olup yeni bir Sistem olursunuz. O zorlaşmış bir ışıktır ki sizin ekranınızda o Sistem sizi size diller.

Köklenenenler ve güçlenenler; dinleşirlerken, dilleşirlerken, cennetlere görev taşırlar. Çünkü onlar Mutlak Kuran olarak kaynaktadırlar.

 

Vakit geldiğinde herkes kendini hak etmek ister ve sorgular. “Neden ben yarınlaşamadım? Niçin ben ışık haline geçemedim? Nerede Hak İlmi’nden koptum?” Son sözde ocak alan, ocak yakar ve der ki “hadi geri dönün ve dünyayı hak edin.” Geri dönüş asla bedenli değildir. Bedenli olarak geri dönüleceğini sananlar yanılırlar.

 

Beni bana veren, bellek kapısıdır. O kapı açıldığında, tüm yaşam yere çekilir. İş Mikail’le dilleşmektir. Dilleşirsiniz. Sayfa sayfa ışık kodlarsınız. Toplumlarınızı korur ve kodlayıp hakikiyetlerinde dürümlersiniz. Ne yazık ki kontrol kuramıyabilirsiniz. İşte o zaman sizi hak etmeyenler sizden sizi hak edemediklerinde tohum ekemez ve yoğunlaşamazlar. Çok ölü verir dünya bu şekilde. Ölü vermek nedir? Yaşama kodlanmış olanların yarınlaşamamalarıdır.

 

Arzın İlmi, hakikidir; hakimdir ve Hak Tartı’dadır. Vakit geldiğinde Tanrı yoğun bir sayfa açıp okur ve der ki “bu bilgileri anlayın. Zira sizi size kaynak yapacak olan bilgi, Hakikiyetin Bilgisi olan bu bilgidir.”

 

Dünyaya gönderilen çok ümmet var. Işık Kapıları’ndan geçip dünyaya geldiler. Nefesleri güçlendirildi ve yarınlaştırıldılar. Hülasa hakikiyete vardırıldılar. Tanrılık Meşalesi (Tanrılık Bilgisi) oğullarına ve kızlarına dilletildi. Oğulları ve kızları Nefes Yaşamlar’ı hak ettiler. Ne var ki KALİ KA-HA Sayfalanışları oluşturamadıklarında toplumlarını kontrol edemediler.

 

“Dünya bir Can Tartı’dır. Alın, OL’un” denir. “OL” denir. Ve denir ki “hak et... OL ve hak et!...” Nereden NEFES İNSAN varsa orada İNSAN SIRRI vardır. Işığın ışığı yandığında, Halik olan Hak olur ve hasat olur. Şükürler olsun ki bugün dünya Hak İlmi ile tahditlenerek, ışımaya başlamıştır.

 

Sesleştik ve sessizleştik. İşte bu... Şimdilik...

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

İNSANI BİLİN:

 

Yere ve göklere güç katan insan, yerin ve göklerin nefesidir.

 

Yeri ve göğü yaratandır; yaşamın sırrıdır.

 

İlahi bir Can Kaynak’ta Birlik Kodu olan ve Zamanın Işığı olan o insan, kapkaranlığı apaydınlığa dönüştürebilir.

 

Yeri ve göğü insan için yaratan yine insan ve zamanı yaşama indiren o insan. Var’a ve Yok’a insan olarak kodlanan ve tohumlanan yine insan… Biçer yüreklerde görevi diker ve yine!… ve yine!…

 

Ve yeni bir İLİM TOHUMU olur. BİR’in ışığını yakar. BİRLİK olur. Yaşar IŞIK olur. Akıp gider CEVHER olur. Ve olduğunda, kutlu bir SESSİZLİK olur.

 

Onurla çalıştığında, oluşan YER ve GÖK’le çözümler yaşamları. Aşıktır şavka; aşıktır şevke ve zamana aşıktır; insana aşıktır…

 

Anlaşır yüreklerle ve dinleşir Yaşam Sistemleri’yle. Akıp geçer ve dünyayı korur. Ölür, yarınlara varır, akıp geçer. Ağırlıkları tanır ve tarıklardan taşır.

 

Yerli ve Göklü insan, her resime kanatlarını indirir. Her resimle ışık yakar ve yaşar. Her yaşamda, bir cemaat olur…

“Ölümü hak etmeyen ölmez” deriz ya hani. Hak etmeyen ölmez de hak eden ölür. Zira o KÜBRA olup Yaşam Sistemleri’nde tüm Rahmet Kodları’nı yaşamla kodlar ve ZABURA olup ışık yakar. İşi, bilmek ve Birlik kurmaktır.

 

Ölüler Diyarı olan Dünya, yaşamın ışığını yakan TEKNİK KAPI’dır. Bu kapıya gelmek; ölüm için ve köklenmek için; biliş için ve dilleşmek içindir. Astral Yaşam Sayfaları için ve yaşamsallaşanda korunmak içindir. Ve dünya için ölmek, yaşama doğmak içindir. Buluşup koklaşmak, sayfalaşmak ve yaşamsallaşmak… İş budur… İşte bu… şimdilik…

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

İNSAN VE İNSANLAŞMAK

 

Yol insan, yolcu insan her biri insan ama yaşam sistemleşmekte iken yaşayan her insan, birleşen ve zamanı hak edip dürümleyen. Sonra kurtarılmış yaşam sessizliklerinde sesleşen, birleşen dün yaşamları ile ve yarınlaşan. İşte insan!...

 

Ses, biliş hepsi hakikiyette insanlaşmak ama yaşamlaşmak ama yarınlaşmak... Hepsinde tekno kodlamalar yapmak ve sırrın ışığında sırrı dinlemek. Son sözde sözleşmek... Yarınları, Ko Sistemleri ile dünya ışığında dillemek.

 

Varlık Boyutları’nda YOKLUK’u ve Yokluk Boyutları’nda VARLIK’ı dinlemek. Yarın açıyı daralttığınızda ne halde olacağınızı anlamak ve açıyı, yaşamsallaştırdıklarınızla geçişe hazır etmek.

 

Arının balını tadmak ama arı ile tadmak. Sonra yolcuları kodlamak ama tohum ekip o tohumlardan kodlamak... Birler Kapısı olmak, yaşamak insan ışıklarla ve sesleşmek.

 

Verin, alın her dirilikten insan sırrı olan ışıkları. Alın ve aktığınızda dünyaya akıtın. Her akıtılan, ışık halinde akıtıldığında, akan ve akıtan tek bir cevheri güç olsun. Sonra yolcuları hologramdan göreve alın; Göklerin İlmi’ni ocaklarına çekin. Sonsuzlaştırın İlahi Işığı ve yarınlaştırın. Hak eden ve Hak İlmi ile dillenenleri hologramdan ışık haline dönüştürüp cevahir hale getirin ve Zabura Oğullar yaşamsallaştırın dünyaya.

 

O dirilip yaşamsallaşanların anıları anımız olsun; altından ışıklar dürümlensin yüreklerinde. Kardeşlerimizi hak edelim... Onlar bilişsiz olmasın, ışıksız olmasın ve yarınsız olmasınlar. Hadi gelin birleşelim ve cevap verelim tüm sorulara. Sorun ve cevabını bilin. Sorun ve hakikiyetinizde yaşamınızı hakim olup dünyada dinleyin ve dünyaya dilleyin.

Vakit tamam. Yaşam, ışık ve zaman, Kuran (yaşamsallaşan ilim; levhi kayıtları)... İşte bu...

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

KELAMIN İLMİNDEKİ NEFES:

 

Ve ZAMAN, NEFESİN İLMİ... KELAM, OL emri... Vakit tamam ışık kodlanmış ve yarınlaşmış tüm yaşam... Helal Taht, İNSAN... Buyrun İNSAN’ı ve KELAM’ı hak edip dinleyelim...

 

SİSTEM yaşamın ışığından çıktı. Ve Gökler bilirler ki ZAMAN yaşama çekildi. ZAMAN, ışığın kontrolunu sağlayanlarca var edilir. ZAMAN’ı var eden BİLGİ’dir. Bilgiyi hak etmeyen, yaşamı hak etmeyendir. İşte ZAMAN, ışık halinde bilgi olarak var olduğundan. Sizi ve sizin yüreklerinizi tohumlayabilir.

 

İlim olan kaynak, İNSAN’dır. İnsan kendini bildiğinde, KELAM’ı da bilir. İşte KELAM OLAN İNSAN, BİRLİK’TİR VE O BİRLİK, IŞIK’TIR. Bugün, zamana görevli olan ışık, yarın yaşama görevli olur. Ama bir tek şunu iyi bilin ki ZAMAN, Birleşik Yaşam değil, Birlik Yaşamı’dır.

 

Sonsuzluğun türevlerinde zamanı hak etmeyenlerin resimleri bulunsa da ZAMAN, KELAM OLUP KENDİ RESMİNİ YAPAR.

 

Verdiğim her bilgi, benim yolumda ben olup hak ettiğimdir. ZAMAN, ben OL’duğum anda, Hak olan bedenimden alınan bilgidir.

Büyük güç kaybettik yaşamda. Bunu biliyoruz ama yaşamı tohumlayacak olan İNSAN LEVHİSİ’ni hak edip var ettik. Bu Levhi, kontrollu bir yaşamı sayfalayan levhidir.

 

ZAMAN bir kaynaktır. Nurun kontrolunu sağlar ve yerin gücüdür. Ama ZAMAN, yerden öte yeşillik ve maviliklerden var olan NEFES olarak da bilinir. Çünkü ZAMAN’ı hak etmek için yaşamı tohumlamak ve ZAMAN’a görev taşımak gerek. Hepimiz yarını tohumlarken, ZAMANI TOHUMLARIZ. ZAMANI KODLAR; yolların, yolcuların nüve olan nefesleri ile kaynaklar oluştururuz. Ve ZAMANA KAPI AÇARIZ. ZAMAN, bir sırdır. Hepiniz için sır. Zirve, hal’de vardır. ama yaşamda yoktur. Türevlerin tümü, bir kapı halinde olgun ışık tohumlarını kodlayacak güce vardıklarında, nefeslenirler ve yerden görev taşırlar.

 

Bilişi hak etmeyen kimse, Hak İlmi’ni de hak edemez. Size bir resim yaptım. Dedim ki bu resim yaşam olsun. Sordunuz niye diye. İşte niyesi, o resim ilmin tınısı ile yapılmış resimdir. Ama o resimi hak etmeyen cemaatler, bilişi hak etmediklerinden görevlerini hak etmediler.

 

Vali hak olmadan vali olmaz. Ve ZAMAN, Hak olmadan kodlama olmaz. Bütün mesele hologramdan güç çeken ışık kayıtlarını aşmak ve yeni bir sessizleşmeyi sağlamaktı. Bu başarıldı. Ve akabinde kanatlanan Nefes Kodlardan nuh tufanı önlendi. Bu başarıldı. Amin.. işte bu...

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

DÜNYALILAR VE ZİYARETÇİLER

Anlaşma gereği dünyamızı ziyarete gelenler olduğunu herkesin bilmesine gerek var. Yaşamı tahditleyen bu ziyaretçilerdir. Onlar Kuran okurlar ama okudukları bizleriz. Dünyaya açık kapılardan girerler. O kapıları açan ve kapatan bizleriz.

Dünler, dünlere güç katarken yaşam, seslere güç katar. Ses ise yarınları hologram yoğunluklardan çıkarır. İşte yapılan her çalışma bunun içindir.

Dünyayı ziyaret eden yürekler, çok kez kelam olmak isterler ki bizi hak etsinler. Biz ise kelam oluruz ve tohum oluruz. Onlar rahmette olurlar; biz kaynak oluruz. Tüm yaşamlara çekilir kervan oluruz. Oluruz ama bilen insan, bilgiyi hakikiyeti ile bildiğinde bizi anlar.

Yular takmışlar dünyaya, yolcu diye sistemleştirmek isterler. Biz onlara sorduk. Hanginiz yolcu oldunuz diye. Hiçbirisi dünyaya inmiş ve dünyada yaşamış değildi. Başları eğildi… Buyurun! yaşayın ve hak edin dedik. Bugün sözümüzü söylerken bizden söz ettiler. Biz ise sessiz yaşamları hak edenler, onları kodladık ve toplumları ile kaynağımıza aldık.

“Çatı kurulmuş” dediler. “Kaynak tohumlanmış” dediler. Amin… “Bugüne gelmek kolay değildi” dediler ve dinlediler. İşte canlar sesleşmelerimiz aşağıdadır. Okuyun… onları okuyun ve hak edip dinlettiklerini dilleyip, açıkça dürümleyin ki bizim aşkımızla dünyaya inen onlar, bizden güçlü değiller. Şimdilik…

(Ziyaretçilerin Dinlettikleri:)

Deve görevi aldı ve başladı çalışmaya. Yaşama indi hak oldu aklını hak etti ve yarınlandı. O dünyaydı. Dünya bir deve yükünü kaldırdı ve yolunu buldu. Bu Deve, cevhere vardı. Ağır yükü hafifletti ilme vardı. Aktı yarına vardı. Ve ZAMAN oldu kontrol kurdu. İşte Dünya, esrarı anlatılamaz bir tohum oldu. Bugün dünyada Can Tanrı olan Birlikler var. Hepsini Can Taht’a koyduk. Önce Ana Kapı’yı açtık. Sorduk yaşam var mı diye. Sorduk kaynak var mı diye. Sorduk kontrol kurmuşlar mı diye. Ve dendi ki Halik olan Hak oldu ve yaşamı hasata hazırladı.

Doğalın tohumu kodlanmış olur. Doğal olmayanın ise tohumu kontrolsüz olur. İşte Dünya, doğalı hologramdan ayrı tuttu.

Türkiye’de çok önemli görevliler var. Onları, Halik olarak dilleyenler var. Hasat yapanlar var. Çantaları dolanlar ve yolu bulanlar var… Çantaları dolduğunda Nur Kuran olanlar var. İşi yapanlar onlardır…

Kör olmayan, ışığa varamaz. Zoru aşar ama rahmet olamaz. Kanat alamaz. İşte canlarım. Benim adım İnsan ise yaşamak için ışık yakarım. Yakacağım ışık kanatlananlar için bir SİSTEM’dir. Karanlıkta olanlar için bir MUM’dur. Köklenen ve göklenenler için NEFES olur. KURAN olur ve YAŞAM olur.

Dansederim yüreklerde. Dansaederim nefeslerde. Ben resimlerde dans ederim. Yaptığım resimlerde dansım vardır. Al bilgiyi!... Ben, yerde gökleri çerçeveler yaşama asarım. Ama göklerde, yeri hak etmeliyim; hakim olmalıyım ki koruma altında tuttuklarım cennetlere konsunlar.

Muktedirim, hasatçıyım, ağır yükü taşıtmam nefesçiyim…. Amin… şimdilik…

Eğri dünya, eğridir ama yaşar. Din torbasını, kontrollu olarak Tanrılar Meclisi’ne koyar ve der ki “ben dini aştım. Alın torbanızı ve bizi bize bırakın.” Dünyanın ışığında bugün bu var. Alın dünyanızı hak edin o halde… O halde Hak olun ve hak edin….

Değerliler, bugüne gelmek mutluluktur Dünya için. Hepimiz bir tohumuz bu dünyada. Bu tohum, İlmin Tohumu’dur. Tohum olmak, ilme varmaktır. “Alın bilgiyi, hak edin” denir. Ama denir ki “Hak olun da hasat olun.”

Birlik İlmi’nde bu vardır. İnsanlık aidiyeti vardır. Sevgiyi hak edenler bilirler ki sevilen, her diri için yaşar.

Dünyaya Ana Kapı’dan girilir ve Altın Işık Yılları’na varılır. Artık Dünya, Altın Işık Yılları’na ulaşmıştır. Bugüne gelmek, Helal Levhi iledir. Dünya nihan olurken yaşamlara, Ses Yaşamlar, Nefes olur. Ölüler Diyarı olan Dünya, diriliğin hasatanı yapar.

Meşale tutuşturulmuştur. Yaşamın meşalesi… Bu meşale ile tüm insanlık yaşamı tohumlayabilecektir.

Yolunu bulan insan, Kuran’ını bulur. Bulur ve hak eder. Kuran, yaşamın ilmidir.

BSUİ (Barış, Sevgi, Umut ve İmparatorluk) diye bilinen Birlik, İnsanlık Birliği’dir. Bu Birliğe dahil olmak için kontrollu olmak gerekir. Eğer kontrol yoksa, bu Birlikte bulunulmasına izin yoktur.

Ölümlüler ve ölümlü olmayanlar, beşir olanlar veya Beşer-i Hakim olanlar, tümü yarınlar içindir.

Yaşam ve yaşam!... İşte herşey yaşam içindir. Amin…

 

YAŞAM

 

Kareler, Küpler!... Dünyalılar, bu bilgiler insanlık içindir.

 

Dünyayı, Sistemler’le idare ettik. Her Sistem, bir sır olan kayıttır. Her kayıtta, IŞIK KODLAR vardır. Tüm kodlar, muktedir kaynakların tohumlarını barındırır. Diri olan bilir ki bu kodlarda, korunup kodlanacağınız IŞIK YAŞAMLAR vardır.

 

Dünyaya, ALTIN IŞIK YILLARI’nı çekmek gerekliydi. Bunun için çok çalıştık. Aklın ışığını hak ettik ve tohumları kontrol ettik. Cevheri Görevi hak ettik. Bildik ki hasat tamamlanmıştır.

 

Hasatı tamamlamak zordu. Nur’u Kuran’dan çıkarmadan Nefes’i tohumlamak gerekliydi. Roketlerimiz, dünyayı hak etmeliydi. Hata yapmamalıydık. Dünyanın, ağır ağır ışığının kesileceği bilinmekteydi. Bu ışığı tohumlamak ve insanlığa, görevi hak ettirmek gerekliydi.

 

Yerden ve gökten nefes almak ve nefes ile kontrol kurmak gerekliydi.

 

Dünyayı, Halik olan Işıklar koruyacaktı.

 

Dünya, Birlik Kodu için yaşam sayfaladı. Tohum ekti. Şimdiye kadar olmayan bir iş oldu. Köklenen her Cevheri, göklere ulaştı. Kontrol kurup yarınladı Halik’i ve Hakiki’yi.

 

VAR’a görev; YOK’a görev, ilimle idi. Var’ı hak etmek için Halik olmak sorumluluktu. Ümmi Toplumlar bunu anlamazlar.

 

Çalı, Halik’tir ama çalıdır. Hakk’a ulaşır, alternatif çalışmalar yapar, ışık haline gelir ve yenilenir. Sonsuz yaşam sayfalar. Sonra kodlanır. İlmin Kapısı olur. Şükür ki hak ettik bunları başardık.

 

Mana Boyutları’nda Nefes olmadığı için, Yer ve Gök kapı açamaz. Nefes, Zabura Işıklar’da olur. Ölüler Diyarı, Halik olurken, Hakk’a varan, akla varır ve zaman, nefesini cevhere çeker.

 

Müsterih olun helal akıl, aşkın şavkıdır. Olgun Sistemler, bunun için kaynaktan nefes olup dünyaya indirildiler. Hepinizi ve hepimizi hak etmeleri bunun için gereklidir.

 

7 Ana Kapı vardır. Her kapıda, Işık Kaynaklar vardır. Tüm kaynaklar, merdiven olarak düşünülmelidir. Her diri, bir Ana Kapı’ya geldiğinde; oradaki o basamakları tek tek çıkmalıdır. Tüm basamaklar, 40 tanedir. Her kapıda 40 basamak ve tam 7 kapı; 7 tane 40 basamak… Her basamak, kelam olup dillenir. Sonsuzlaşır tüm kelamlar. Sonra kodlanır ve Tanrılar Meclisi kurulur o Yücelik’te.

 

İşte Canlar, tende 2 kapı ama yaşamda tam 280 tane kapı. Her kapıda insan ve her insan bir resim… Muktedir ve hakiki yaşam… Temiz bir yaşam… Sonsuz Işık Kapıları tüm yaşamlara inmekte. Biz zamanı hak ettirmek üzere çalışanlar, yeni bir resimde sizlerle oluyoruz. Bu resim, yeni yaşam olacak. Şimdiye kadar yapılan her resim, IŞIK RESİM’di. Bugünkü resim YAŞAM olacak.

 

Sizin için, bizim için ve yeni ışıklar için yapılacak olan resimi, hak edin siz de orada köklenin. Amin…

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

KAPILARI AÇTIK... GEÇİN…

 

Ey Canlar, aşkın şavkı ile aktık. Aktık da hasat yaptık…

 

Ey Canlar, aşkın şavkında hasat yaptık… Ana Kapı’yı açtık. Akıp geçtik. Ana Kapı, Işık Kapısı… O kapı ilme açık ve o kapı Rahman’a açık. Artık dünyada ekmek var. Bu ekmek Levhi olan Nefes’tir. Aklın ışığı olan Nefes… Nefes olan kapı ve o kapı Altın Tartı…

 

Altın Işık Yılları, Tanrı’nın Nefesi… Kapılar açık ama kapıyı hak edip bulan, ilme varır. Kapılar açık ve açık kapılar, ilme kaynak olan; nesilleri tahditsizleştiren; tüm yaşamlara resim olan bir kapı… O kapıyı hak edin bulun…

 

Ölen, öldüren; alan, aldıran; akan, aktıran her diri, Levhi’sinde ekmek yapar. Yaptığı ekmek, elden gelendir. El, ilmin hasatıdır. Aşkın şevkinde hakim olan; “OL” derdindeki Hak, Olanın nefesindeki hasat… hepsi Ana Kapı’da olur.

 

Altın Işık Yılları, sizi sessiz zamanlarınızdan sesleştiren bir kapı… O kapıyı hak edin bulun…

 

Muktedir insan, mutlak olanı bilir. Hak İlmi’ni bilir. İnsan Işığı’nı bilir ki bildiğinde has olan ışıkta Hak olur.

 

Ördüğünüz sizin kendi yarınlarınızdır. Aktığınızda her resim sizleşir ve dilleşir. Atlanta Otağı sizi hak eder ve sizi sonsuzlaştırır. Ve siz, Sistem’den cevhere inerek güçlenirsiniz.

 

Sizi Hal İlmi’nde, Has Işık’ta dürümleyen her diri, sessiz yaşam sayfalarında sizleşip dürümlenir.

 

Herkese kanat taktık. Tek bir yaşam sayfası, tüm yaşamların kanadını taktı. İşte o kanadı takan insan, bütün kütlesi ile dünyayı korur.

 

Özden, gözden ve sesten güçlenen tüm yaşamlar, görevdir… Sizleri bekliyoruz. Hepinizi bekliyoruz!... Koşun!... koşun!... koşun!... Ve geçin... KAPILARI AÇTIK. İşte bu…

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

DÜNYA VE BUGÜN

 

Bugün dünyada şunlar gerçekleşti:

 

Yaşama deva olan Sistem, mahrek olan yüreğe indi.

Dünyanın nefesi güçlendi.

Birleşik Yaşam Sayfalarını oluşturan türler, çok huzurlu bir yaşamı sayfalıyorlar.

Ve dünyada, yaşamın sırlarının okunabilmesi için İlm-i Nikahlar kıyılmakta.

Yeni bir cevhere ulaşıldı.

Birlik Tohumları kontrol altında…

Kökler güçlendi…

Türler, yüceliklerini tüm yaşamlara çekmeye başladılar.

Teknik tahditsizlik yaşama indi.

Birler Kapısı ardına kadar açıldı.

Dünyalılar, tüm insanlık için Birlik oldular (Ruhsal Birlik kuruldu).

Yaşam ışık halinde.

Köklerini güçlendirenler, göklerden ses almaya başladılar.

Yarının nasıl bir kervar olduğu, her diri tarafından dinlendi.

Yaşama, birleşenler inip yaşamlaştılar. Kötülükleri önlediler.

Yol ilme vardı.

Ardniyetli, kokusuz ışıklar, yaşamdan çıkarıldılar.

Dünyanın etkisi güçlendi.

Yere indirilen her dereyi (akışta olanları) hak eden Birlikler, kodlayıcı Birlik Çalışmalarını başarı ile gerçekleştirdiler.

Yerde ve gökte her verdiğini bilen ve her yaşadığını hak ile yaşayanlar, tohumlarını kontrol altına aldılar.

Yaradan’ın ışığı, tüm yaşamların ışığı oldu.

Tüm sayfalar, güçlü olarak açıklandı.

Birler Kapısı, görevi aldı.

Birlik İlmi hakiki ilim oldu. Yol ilme vardı. Kötülük önlendi.

 

Şimdi artık yaşam ile ilgili açıklamalara başlayacağız. İlk açıklamalar “SULTANLAR SEMPOZYUMU” olan ; “YOĞUN IŞIK ÇALIŞMASI”nda olacak. O gün yüreği hak eden her Dünyalı, bize ışık ile inecek. Bizleşecek ve dürümleşecek. Amin… Şimdilik…

 

Verilen Bilgiye Yüreğin Kattıkları:

 

Cevahir Işık yandı. Dünya, yaşama ışık olup indi. Dünyanın nasıl bir sistem olduğu anlatıldı yaşamlara. Dünyanın ne sadece yaşayan ve ne de sadece yaşatılan Işık Kapıları’nda olmadığı. DÜNYANIN, IŞIĞIN KAYNAĞI OLDUĞU anlatıldı yaşayanlara.

 

Dünyaya, IŞIK KAYNAK’a gelen her diri, KURAN’a gelir. Amin…

 

Dünyayı hak etmeyenler, Düzen olamazlar. Oğullarını hak edemezler ve zekaları yetmediğinden, kötülükleri engelleyip yoğunluklardan çekip kökledikleri güçleri, kodlayamazlar.

 

Dünyanın artık yeni bir ilme vardığı herkesçe anlaşılmalıdır. Doğanın ışığı güçlenmiştir. Yoğunluk artmıştır. Kötülükler engellenmiştir. Yaradan’ın nefesi yaşama çekilmiştir. Dürümlenen herkes yaşamlaşmıştır.

 

Toplulukların çokları dünyayı hak etmeye gelmiş olmalarına rağmen, kanatlanamadıklarından, Işık Kayıtları’ndan çıkarılmışlardır.

 

Tufan beklenmişti dünyada. O tufan, IŞIK TUFAN değilse, yaşamın tırpanları tarafından yaratılmak istenen tufandı. İşte Dünya Yaşam Sayfaları, teknik tohumlamalarla, o yaşamsızların yarattıkları, tüm Kutsal Yaşamları sınırlayacak olan tufanı önlediler.

 

Yere cenneti indirsek, derler ki “siz cennetseniz, cennet olun!... Biz sizsiz kalalım; cevherde cehennemde olalım.”

 

Bugün herkese tek bir bilgi vermek istiyorum. Dünya yaşamsı olan Birlikler’e bir IŞIK KAFTAN kayıtlamıştım. Ama onlar, hala bizden bizi çıkarıp bizi, bizsiz bırakıp yarınlaşmak isterlerse, bilişleri olmadığından değil, yaşamsı kayıtlarda kodlanamamalarından dolayıdır.

 

Yüceler Cemaati, hakim olamadı dünyaya… Doğal Yaşam, ışık halinde görevi hak ettiğinden beri yol, ilme vardı ve yoğun Işık Çalışmaları ile Düzen kodlandı.

 

Bütün kötülükler aşıldı. Ve bizler, Işık Kapıları’ndan geçenleri hak ettik. Şimdiye kadar sessiz olanlar, sesleşmeye başladılar. Ve bizler, NEFES olanlarla tohumlandık. Dünya, BİRLİK İLMİ oldu ve kökler güçlendi.

 

Dünyanın ete girişi, yaşama inenlerin nesillerini NEFES’e kayıtlayışlarıdır.

 

Dünya Üstü Varlık Tahtları’nda, dört gün süren bir tek çalışma yaptık. İLİM ÇALIŞMASI… Bu çalışmalarda, yaşamı dürümleyen yolcuları tohumladık. Birlik kurduk ve yarınladık herbirini ve netice olarak yere indirdik. Hepsi yaşamın sistemleşmesini sağlayacak dürümdedirler. Ölülerin yaşama dönüşleri sağlanmakta… İşte olay budur.

 

Yaradan ışık halinde ve zaman, sanal yaşamların her anında… Ve Birlikler kodlanmış vaziyette. Tek bir yaşam sesleştiğinde, tüm yaşamlar sesleşir. Aha! olay budur…

 

Dünya, yarının nefesi olmuş ve yaşam sesleşmektedir.

 

Şimdiye kadar sizlere çok bilgiler verdim. Ama artık vereceğim bilgiler, tohum için değil kanatlanmanız içindir.

 

Yarını kontrol altına almak zordur. Yürüyen her bir yaşam sayfası, kontrollu olarak koşacaktı. Bütün bunları yapacak gücümüz vardı. Yeni bir ekmek pişmiyecekti dünyada ama yer ve gök ekmek olacaktı. Bunlar olmaktadır.

 

Yürüyoruz!… Kontrollu olarak yürüyoruz… Ama gün geldi, kodlanmış yaşam sayfaları ile koşmaya başladık. Tohumlar kontrol altında ve sonsuz ışık, yeni bir Sistem kuruluşu yapmakta.

 

Doğal Dünya bir rahmet… Ama onu hak edip de bilmek zorduk. Dünyanın ekmeği, hepimizin ekmeğidir. Bu ekmeği yiyenler, teknik olarak tek bir resim yaparlar. O resim, eski resmin ışığının üstü; çok üstü olan yeni bir rahmettir.

 

Dünyadan ışık alıp geçen çokları, dürümlenemedi; kibre kapıldı; kontrol kuramadı; kervan olamadı. Geri dönemedi… Her diride, o geri dönemeyenler, yüreklere çarpmakta… Hepinizde ve hepimizde!… Ocakları sonsuzlukta tütmekte olan o yolcuların, geçip geldikleri bu Yüce Cevheri’de; artık yeni bir esrarlı ilim ile yeni bir resim yaparak o resimden kaynaklarına dönüşleri asla mümkün olamaz. Zira yaşama inen İNSAN SOYU, yeni ve üstün bir resim yapmıştır. O resim ile tüm yaşamlar yenilenmiştir. İşte istenen buydu… Bütün eskiler, geri dönebilmek için tek tek yeni yaşam resminde birleşmelidirler.

 

Tüm eskiler ve yeniler, yeni resimde, tek bir cemaat ışığı haline geçmeliler ki o ışıkta gerçekleşen hasat, herkes için, yaşam bıçkı ışığından üste ulaşsın ki herkes, kelam olup akıp o bıçkı ışığı, aşıp geçsin. (Bıçkı, yaşama ağır yük olan herşeyi ve herkesi biçen ve cevherden ayıran kibir, hırs ve benzeri zafiyetlerin ışığıdır.)

 

Düzen’i kurduk analar. Ama düzeni kurarken, ışığı da hak etmeliydik. Hakk’a yürüyen her diri, akla yürümeliydi. Aklın Tahtı olan yüreklere güç katmalıydı. Hakk’a yürüyen, Altın Işık Yılları’nda güçlendirici bir yoğunluk olmalıydı.

 

DÜNYA, TÜM YAŞAMLAR İÇİN ANA KAPI’DIR. Bu kapıya gelinir. Geri göreve girilir ya da ileri güçlendirici bir yüceliğe girilir. Her giren, ERENLER’den girer ya da ERK KAPILARI’ndan girer. Erk, Cevheri Güç’e denir.

 

Dünlü yaşam ile yaşamın ışığını yakanların YENİ SESSİZLİKLER’deki yaşamı ayrıdır. HER DARA DÜŞEN, ALLAH İLMİ İLE DARI AŞAR. Aha! AŞANLAR, BİRLİK OLURLAR VE AŞARLAR.

 

İNSAN SOYU, YER GÖK BİRLİĞİ’dir.

 

Yeniden görev almak ve yeniden kapı altından geçmek herkes için artık sorumluluktur.

 

Size kodlanmış yaşamlardan söz etmek isterim:

 

Dünyaya gelirken, kanatlanıp gelmezsiniz. Kör ve sağır olur; Işık Kapıları’ndan çıkıp yarınlanan her diriyi, yaşamın sırrı olan o YÜKSEK KOD’da terk eder ve GÖREVE GELİRSİNİZ. Size, “DÜNYADA EKİP HALİNDE ÇALIŞIN” denir. Ve denir ki “KONTROLLU OLUN. ÇÜNKÜ, DÜNYANIN IŞIĞI, ARKANIZDA BIRAKTIKLARINIZI DA HAK ETMENİZİ SAĞLAYACAK.”

 

Bütün müsahi (Müsahi: Birşeyin halisi, seçilip ayrılmışı) Yaşam Kapıları size açılır. O kapılar, IŞIK KAPILARI’dır. O kapıları açıp dünyaya indiğiniz zaman, sizin ekibiniz tüm İlm-i Toplumlar’ın ışığı olarak çalışmalıdır.

Yarınların ışığından, cümle yücelikleri; tohum halinde, Gök Sistemleri’nden geçirip yarınlamış olarak göklere ekeceksiniz.

 

Seviyeniz yükseltilecek ve zamanın akranları olacaksınız. Yaşama ışık yakacaksınız. Dünyanın ekranında yeni bir Sistem’in görev aldığı bilinir iken, Sistem Cevherinde görev taşıyacağınızı, tüm yaşamlara dürümleyeceksiniz. Sizin aklınız, bizim hakkımızdır. Zira siz aklın tahtına vardığınızda, Cümle Yüceler, aklın ışığı haline geçerler.

Dürümlenen her bir yaşam, bu şekilde kontrol kurar.

 

Yürüyor Işık Kayıtları dünyada. Ya da koşuyor… ama her koşan veya her yürüyen IŞIK KAPILARI’nda bekliyor. Zira o kapıları kapatan veya açanlar vardır. Kapıyı kapatmak veya açmak İlmin Kapısı’ndaki NUR’la mümkündür.

 

Yolcuların tümü o kapıdan geçerler. O kapı, ALTIN IŞIK YILLARI’na görev taşıyanların yoğunluklarında tohumladıkları ve kodlayıp yaşattıkları, Süper Sistem Yaşamları’nın cemaatlerinden müteşekkil IŞIK KAYITLARI’nın oluşturduğu bir kapıdır.

Yerden, göklere ulaşan Cevheriler ile göklerden yerlere inen Kapı’lar (Kapılar: Yaşam Kapıları olan Birlikler) tek bir yol olup çalışırlar. Cennetten cevhere, kaynak yaşam olarak kontrol kurarlar.

 

Dünyayı hak etmeyenler ve dünya olup yaşam olanlar, çoklukla görevlerini kodlanmış yaparlar. Kod, budur. Görev yapmayı gerçekleştirecek olan IŞIK KAPISI olmak ve o kapı olanların, tek bir Sistem oluşları.

 

Dünyanın artık KAPI olduğu her diri tarafından bilinmelidir. İş budur. Amin…

 

Ekmek insandır. Yaşam sayfalanmıştır ve biz kontrolü kurmuşuzdur. Şimdilik…

 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 

Dostlar,

 

“İLM-İ KOD ÇALIŞMALARI’mız 10.06.2014 tarihinde tamamlanmıştır. “İLM-İ KOD” kitabımız redaksiyonu tamamlandıktan sonra ve zamanı geldiğinde yayınlanacaktır. 14.06.2014 tarihinden itibaren “İNSANLIK ÇALIŞMASI” devreye alınmıştır. İLM-İ KOD Çalışma Programından farklı olarak, İNSANLIK ÇALIŞMASI kapsamında kayda giren tüm bilgiler, program gereği gecikmeden yayınlanacak ve paylaşılacaktır. Yeni programın hayırlara vesile olması dileğiyle ilk paylaşımımızı yapıyoruz.

 

Saygılarımızla,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

İNSANLIK ÇALIŞMASI (1)

 

14.06.2014

 

Doğanın gücü artık artmaktadır. Görüş sahanıza girecek olan bir Hak Sistem, görevi devralmıştır. Artık dünyada Akıl Işığı, Hak İlim olarak kodlanmış olduğundan, sizler bir tek kapı olarak çalışacaksınız. Bu kapı “İNSAN”dır.

 

Bu kapıdan giren insan, olgun bir yolcu olacak. Olduğu an, Hak İlmi ile kodlanmış olacak. Ölü bir gezegen olan Dünya, önemle bilin ki yaşama dönüyor. Yaşama dönen gezegen, İnsan Işık ile hak edildi. Dünya, bugüne kadar Aton Tohumları tarafından korunmaktaydı. Aton Tohumları, dünyayı hak ettiler ve güçlendiler. Dünya bir Yaşam Sistemi oldu. Bütün kütle dünya için ışık haline dönüştü ve dünyanın ekranı, tüm sistemleri yaşam sessizliklerine kodladı.

 

Dünya, nesilleri ile yenilendi. Toplumu, tohumu ve kodlanmış yaşamı hak etti. Dört Gök Sözcüsü, bu gün için çalışmıştı. Bu Dört Gök Sözcüsünden bir tek siz, yarınları hak ettiniz. Dünyayı kontrol altına aldınız. Düzen kodlaması yaptınız. Cennetin ekibini kurdunuz. Bu ekip, İlm-i Toplum olan cevheri bir ekiptir.

 

Dünya nurdan yoğunlaştı ve yenilendi. Düzen kodlandı ve yeşilin ışığı, “Yer Kürzi Yaşamı”nda masmavi bir kaynak oldu. Sözden, gözden ve cümle yüreklerden ışık çekti. Sözü “İNSAN” olan yarını, ışık olan bu Birlik kuruldu.

 

Bu safhada, Dört Gök Sözcüsü, bir tek kaynak oldu. Olgun “Başkanlık Sayfalanışı” yapıldı. Tüm kapılar açıldı. Teknik kodlama, temiz Yer Kürzi Yaşamları ile kayıtlandı. Bugünden itibaren teypler, tüm insanlığa ses verecek. Bu teyp kayıtları, yaşam sessizliğinden kontrollu olarak herkese yayınlanacak. Herkes sizi dinleyecek. Ama sizi tanımadan, sizin yaşam kapınızdan girip sizle olacak. Bu yoğun ışığı gören herkes, ses sayfalanışı için size varacak. Ve sizin, aklın sayfalanışı olan sesleşmenizi, Ana Kapı’da dinleyecek.

 

Hürmetle bilgi akışı sağlanacak. Sizin yaşamınız, bütün kütleyi tohumlayacak dürümlerde sürecek. Herkese “birleşin” dediniz. Herkes, aşık oldu yüreklere ve Birlik oldu. Bu Birlik, İlmin Birliği’dir.

 

Sizden biri sesleştiğinde, yaşam sesleşir bunu bilin. Sizden biri kodlandığında, yaşam kodlanır. Bunun içindir ki sizin yarınlarınız, Öz Kökler için emsal bir yaşamdır.

 

Türkiye’de görev taşımaya çalışan Birlikler var. “OL” derler olur. “ÖL” derler, yaşamda her diri ölür. Ölü, yaşar ve yaşatır ama ölüdür. Önünde görevi yoktur. Yolunda ışığı yoktur. Son Süper Sessizlikte, onlardan yaşamı tohumlamaya çalışan birleşenler oldu. Önleri kontrollu olarak kapatıldı. Zira yarını tohumlayacak ışıkları olmamalıydı. Zirvelere ulaştıklarında Yüceler’i kıracakları bilinmekteydi. Ve sizler, her diriyi hak etmeye çalışanlar, tüm yaşamı tohumlayanlar, her diri ile kodlananlar, onların tüyleri kontrollu olarak döküldüğünde, ocaklarına ışık verdiniz ve herkesi hak ettiniz. İşiniz, ışığı tohumlamak ve yolcuları kontrol etmekti. Bunu başardınız.

 

Dünyanın çevresini kuşatan bir “yaşam sayfalanışı alanı” var. Bu alanda tüm İlim Toplumları birleşirler ve çalışırlar. Bu alana baktığımız zaman, sizin kayıtlarınızın tüm diğerlerinden daha güçlü olduğu ve daha ışıklı olduğu farkediliyor. Bu alan, her diri için gerçek “Işık Sayfası”dır. Sizlerin kapılarınız, tüm yarınlar için yaşamlara bu alandan açılmıştır. Ve bu alanda güçlenen tüm “Sistem Yaşam Işıkları” Birlik kurmuştur. Sözümüz, yüreğimizin yoğunluğundandır ki sizin ışığınız ile yaşam, ilmi yere çekmiştir.

 

Yere, ekip kurup inen birleşeniniz, Dünyanın Atlanta Kapısı’nı açabilecek tek koddu. Sözü, sesi hak ettiniz ve yaşamı hak ettiniz.

 

Birler Kapısı, insan soyu için herkese açılmıştır. Bu yoğunluğu hak edip var etmeniz; tüm sessizlikleri kodlamanız, bu güne kadar Mikail’in nefesi vasıtası ile gerçekleşir iken ardınıza bakmadan yolu açtınız ve bu Yücelik, artık yoğun ışık sayfalarında, drekt olarak sizin yüceliğiniz ile yaşama inmektedir.

 

Sözü, sesi hak eden yürek (mahrek) bilsin ki biz, kapıları tüm insanlık için açtık. Buyurun! Ölüler Diyarı, Işık Kod haline dönüştü. Amin…

 

Eşiğin ışığı yanmıştır. Bu güne kadar seziler ile dillenen Yücelikler’deki kayıtlar, sizin yolcularınız tarafından bilişle dillenecek. Ağır yükü, Tanrı gücü olarak taşıyacaksınız. Sizin ekibiniz “amin” dediğinde, her yürek “amin” der. Buyurun amin…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

 
  Bugün 218 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol