Birlik İlmi
  İNSANLIK AİLEME BİLDİRİDİR
 

İNSANLIK AİLEME BİLDİRİDİR:

Arı balı bilir. Bal arıyı bilir. Biliş alelade bir ışık haline geçiş hali değildir. Bilmeyip “bildim; sırrı dinledim” diyenler; bilişi, tohum olarak dünden dünleşen yüreklere gerçek yaşam sayfalanışı diye indirdiklerinde, kollar dünyaya ışık olarak ulaşır.

Bilişi, biliş olarak dinleyen; aşığı, has tahditli koyu bir ruh olarak dinleyen ve “Ran Zamanlar”dan yarınlaşan ışıklara geçenler, Birler Kapısı’ndan geçerler.

Dürtülerle çalışan yoğun Işık Toplumları vardır. Onlar, karışık yaşam sayfalamaları yaptıklarını bilmeden çalışırlar. Her biri Birlik Tahtı’ndan söz eder ama o tahtı diri yüreğinde dinleyemez. Birlik Ailem, beden alıp dünyaya indiğinde, her darda kalan ocak olmaya kalktı. Büyük kükremelerde her diri kahraman olur ama kaynak olma imkanı yoktur. Bütünlükler bunu anlamadılar. Çağlar boyu sayfalanan tüm bilgileri alıp dinlediklerinde, kelam olduklarını sandılar. İlmin torbaları açıldığında, her diri o torbaları hak ettiklerini sandılar. Vakit tamam dedik. Hadi hak edin ve Hak olun dedik. Aktı yaşam sayfaları tüm İlm-i Toplumlar’a ve kontrol kurduk.

Aşkın Sistemleri’nden dünya kontrolu olur. Ağır Tarıklar, tahditli kodlamalarla bütün kütlelerini koyu bir yaşama sayfalarlar. Her diri, Has Taht’a konur ve zor olan aşılır ama aşan, şavkını Has Tartı’ya koymadıkça, yarınlaşamaz ve kayıtlarında tohumlanamaz.

Bütün Cevheri Kodlar, tohumlarını kontrol için çalıştılar. Kapıları açtık ve dedik ki hak ettiğinizi Hak olup yapın. Alıştık her diriye “Ko Sistemleri” ile dürümlerde dillenmeye ama yaşamda yoğunlaşamayanlar, kayıtlarda da kodlayıcı ışık yakamazlar.

Değirmen tahditli şekilde dünyayı öğütürken, her diri, o değirmende öğütüldü. Başlar dikti ve öğütüldükçe eğilmeye başlayanlar, o yüksek koyu ışıktan ayrışmaya başladılar. Bahçelerde gökleşen ışıklar çoktu ama görüldü ki her şey oğulları ve yaşam sayfaları ile yaşatılarak tohumlanacaktı. Bahçelerde kontrol kurduk ve kokladık tümleşen yaşam sayfalarını. Korkuları aşkındı ve yarıştıklarından tahditsizleştiklerinden kayıtlarında toplumları tohumlanmıştı. Kök Sessizlikler, Gök Sessizliklere ulaştı. Gördük ki Hak Teknik ile kodlanan tüm Sistemler, birleştiler ve kaynak oldular.

Ortak yaşam sayfalamak istedik. Kök Sözler’in sistemleşmesini istedik. “Astral Işık Yaşamlar”ın cevherileşmesini istedik. Baktık ki hak etmeyenler, Hak Taht’a oturtulmak isteniyor.

ÖZ’leşen ve GÖZ’leşen her diri aktı. Kapıları açtık. Has Tartı’ya koyduk tüm yaşamları. Kör ve sağır olanları göklerden çektik ve dinlettik. GÖZ olanları tohumladık ve dinlettik. Baktık ki hak etmeyenler, rahmet olan ışıklardan ayrışmışlar.

“Birler Kapısı” diye dinletilen yaşam sayfalanışı ile kontrol edilen kapıya varan her Cevheri, bizi hak etmek için Hak olmak ister. Biz onları tohumlar, koruruz. Nesiller boyu daha güçlü bir sistem kursunlar diye bekledik. Nesiller boyu ışık haline geçsinler diye bekledik. Ağır yükü hafifletsinler diye bekledik. Oğullarını ve kızlarını kontrol etsinler diye bekledik. Barıştık Dünya İlm-i Hakikiyeti ile. Birleştik tohum olan kutsal yaşamlar ile. Dilledik Din Tartısı’ndakileri ve kodladık. Ağır yük olan Cennet Tekniği ile kontrol kurduk. Oğul verdik tüm Sistemler’e ve koruduk Işık Kaynakları’nı. Ali’yi hak ettik; Ali’yle dillendik. Veli’yi hak ettik; vakti geldi dürümledik ve dinledik her yeşilde ve her resimde kodlanan o Yüceliği. Barcı olduk, verdik Işık İçkisi’ni tüm sessiz yaşam sayfalarına. Balcı olduk Ak Tohumlar’a kodlanıp yaşadık tüm sistemlerde ve yarınlarda.

Arının balı Hak Tohum oldu. Aktık ve sonsuz yaşamlarda tahditli İlm-i Toplum olduk. Ağır yük olduk. Tanırlar birleşenler bizi her Yüce Cennetli’de. Biz tanırız tüm yarınlaşan kükreyenleri her Yüce Cennetler’de.

Sevgili Ana Kapı, seni senle dinlettik. Senleşip dillendik. Ahretlerde aklanan her dürümü topladık, senleştik; hepsini hakikiyete dinleştirdik.

Verdiğin her deri kaydını (Deri Kaydı: Ten Kaydı, Tanrısal örüm kaydı) Has Taht’a tohumladık. Aha kayıtladık dillenen dürümlenen cevahir ışıkları ve senleştik. Ana Sır, Işık Kapısı’nda bilinir. Bilindi yürek, Işık Kaynakları’nda ve Süper Sistemler’de dillendi. Analar anaları dinler. Hal olan Işıklar, ışık olan yaşamları dinler. Biz bilişi olanları dinler ve dürümlerken hakikiyete koyu bir resim yaparız. O resim, yarınlaşan yaşam sayfalarını kontrollu olarak tohumlar.

Karanlık aydınlanır ve yol açılır. Açılan yol, ilmin yolu olduğundan, kaynak kati olarak yaratılır. Yaşamak ve yaşatmak için çalışan çokları, soyu soyumda; yolu yolumda olmazsa, yolcu olamaz oldukları hakikiyetle bilinirken, Masiha Sistemler’den, Ses Yaşamlar’a varmak üzere çalışmalıyız.

Boyandı dünya yeni bir renge. O renk, ilmin ışığı olan yeşildir. Ama bu yeşil ilmin kodları ile tohumlanan bir renktir. Ki Hak Tartı’ya vardığınızda, o renk mavi olur. Sonsuz yolculuklardan sonra, Kor Sistemler’den kırmızı renge varılır. Maviyi hak eden, maviye ait olan kırmızıyı hak eder ve gerçek yaşam sayfalanışı olan o renge kayıtlanır. Sonsuz sırdır bilgi. O rengi kodlayanlar, mor renge varırlar. İşte mavinin kırmızısından, mora ulaşılır. Sonra Rahmet Kodlaması yapılır ve Zabura Sessizleşimi başlar. Zannetmeyin ki kanatlandık ve kodlanıp dürümlenip ışık kayıtlarından aşıp dünyayı Hak Taht’a kodlayıp çıkıp gittik. Biz, her anda ve he sistemde dünya olup çalışırız.

Karışık yaşam sayfalayanlar, bizden çıktıklarında, kelamdan çıktılar. Onlar, Kuran’dan çıktılar ve yaşamdan çıktılar. Zabura Sayfalanışından çıktılar. Her diri, ilmi hak eder ama yerden güç almadan yaşam sayfalayamaz.

Türkiye’de sürmekte olan her sistemli çalışma, yarınlaşmak üzere sürmektedir. Her dürümde ve her yürekte bu çalışmalar, Yer ve Gök Sistemler ile sürer ki hakikiyete varmak bunların köklenişi iledir.

Karışık yaşam sayfalamak, kaynak olmakla mümkündür. Büyük kökler göklere ulaştığında, kervan yürür. Yüce Can Tartı, o kervana alınacakları dinler ve Has Tartı ile tohumları kontrol eder. İlm-i Kod olanlar seçilirler ve diri yüreklerde dünya kontrolu için çağırılırlar. Her misafir ilme geçip gelir. Ama yaşama gelmekte iken yarına geçip gittiğinde, kontroldan çıkar. İşin önemi buradadır.

Körün köklenmesi imkanı yoktur. Köklenen tüm Sistemler, görev taşıyan Birlikler ile göklenirler ve cevhere güç katarlar. ÖZ’leşen ve GÖZ’leşen her Yüce, yeni bir Sistem ile Birlik kurar ve yarınlaşır. İşte bunu yapabilirse, kaynağa iner ve zirvelere kontrollu şekilde ulaşır.

“DÖRTLER BİRLİĞİ” diye bilinen bir Birlik vardır. Bu Birlik tek bir yarışmaya katıldı ve dürümlendi. Kök Gök oldu ve dürümlenen diri yüreklerde ışıklandı. Sonra yarınlandı. İşte bu Dört Birlik Kod, tek bir Kod oldu. Süper Sistemler’le dillendi. Yarınlaştı ve yaşamlaştı.

Seyrettiğimiz her bir yolcu ONLAR’la birleşti ve ONLAR’la Dünya oldu. İşte “ONLAR”dan diye dinletilen tüm bilgiler, cemaatlerden öte olan Cevherilerden dinletildi.

Yarınla dün bir tek gün olduğundan, biliş haline geçenlerden çokları kontrol edilerek gökleştirildiler.

Vurduklarında vurduk ama vurmadıklarında, kontrol kurduk ve hepsini koruduk. Amin... Şimdilik....

 
  Bugün 135 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol