Birlik İlmi
  05.11.2012 Tarihli
 

PROGRAM : KAYNAK KAYIT
KOD : 12/ 21 – 69
TARİH 05.11.2012
CELSE SAATİ : 14.00-16.00

Canlarım, tohumlarınızı kayıtladınız. Sonsuzlukta ışığınızı hak ettiniz ve zamanı sayfaladınız. Zaman, kontrol altında cevhere inmektedir. Eğer bizler sizinle çalışacaksak, sonsuzlukta bu çalışmayı has teknik ile birleşip dinleyebilmeliyiz. Zaman, her derede akar. Ve sonsuz ışıklar her yürekte tohumlanır. Birlik Ailemiz zamanı sayfalar ve bizler, tüm insanlık için çalışırız.

Zaman Sayfaları, Hasat Tohumları ile kotlanmıştır. Altın Toplum bugün sizi ve sizin yüreklerinizi dinlemeye geldi. Ey Dünya, şimdilik bu!…

Erilin hakikiyetinde tohum ekenler, dirilip dünyayı has teknik ile dürümlediklerinde, biz zamanı tahtlandırırız. Sonsuzlukta ışık halinde görevlilerimiz zamanı kayıtladıklarında, durağan günler, yerini kendi yücelikleri ile hak teknikte yeşerttikleri hakikiyete ulaştırır.

Zamanı kutsal sayanlar ve zamanı kaynak sayanlar, ayrı ayrı tohum olarak kontrol kurarlar. Misafirlerimiz sizleri dinliyorlar ve zamanı hak etmenizi ve zamanı, soyları ile kayıtlamanızı bekliyorlar. Zirveleri hak edenler, BİR’e hizmet için bu Meclise Hak olup girerler.

Emre itaatle BİR’e hizmetçi olanlar, Birlik Kaynakları’nda tohum ekerler. Ekilen tohumlar, Kuran olan bilişlerin tohumlarıdır.

Arı, balını insana verdiğinde; insan, ışığı hak etmiştir. Altın Toplum umman olup ışık halinde güçlendiğinde; ben, Sultan olan insan olurum ve Kuran olup ilmi sayfalarım. Tanrı olurum korurum ilmi ve bilgiyi. Ve ben Tanrı Soyu olan aşkın şevkindekilerle birleşirim. Olgun Başakları bulurum. Onları korurum. Oğullarım, tohumlarım ve Birliklerim, İlmin Kaynağı’na ulaşırlar.

Öz Görev, insana güç vermek değil ilim vermektir. Bunu bildiririm. Evrenlerin kontrolu ilmin sonsuzluğu iledir. Maya tuttuğunda ben, tohum olan insan olurum. Bütün’ü Kürzün Kürsüleri’nde korurum. Amon olurum, Haton olurum ve ben Altın Tohum olurum. Amin…

Yenebilir miyim ilmi? Hak Teknik’te ilmi sayfalayıp, Işık Tohumları ile kontrol kurabilir miyim? Merkez Zaman Kayıtları’nı hak etmiş olan yürekleri dinleyebilir miyim? Her derede akabilir miyim? Vallahi ve billahi her dürümde BİR’e hizmetçiyim.

İlimin Kaynağı’nda İnsan Soyu vardır. O soy, ilmin diriliğidir. Olgun Başaklar Bütün’e hizmet için; BİR’e hizmet için birleşmelidirler. O zaman tüm insanlık yarınlarını hak etmiş olur. Özgür ve hakim olan ilim, BİR’in ilmidir.

Ne diye bunları anlatıyorum; bunu da izah edeyim. Cin Tayifesi ve Cinni Tayifesi vardır. Yarınlarını merak etmişler. Birleşmek istiyorlar. İnsanlar ise kendi yüreklerinde dünyayı kotlamaya çalışıyorlar ki harlarını yükseltip Din İlmi’ni aşıp yol açsınla da dünyanın tohumlarını Tanrısal Kayıtlar olarak Bütün’e Tohum İlmi ile katsınlar. Bunu başarmaları sorumluluklarındadır.

Her Dünyalı kendini BİR’e hizmetçi sayar. Asıl, Dünya Tohumları’nın birlik halinde dinleşmeleri, BİR’e hizmettir. Çünkü Ses Kotlamaları yapılır; sesleşme esnasında. SES’in Tahtı’nda IŞIK olur. Tahta oturan IŞIK, SES ile yüklüdür. Ses Kotlamaları, yarınları has teknik ile dürümler ama Has Tohumlar’ın sesleşmeleri için ocak haline gelmeleri gerekir. İkna olunuz ki sizler, SES’i tohumladınız; Zaman Sayfaları’na kayıtladınız. Ne yazık ki işkilli olanlar, sizin yaşam sayfalarına kayıtladıklarınızı, alıp dillemediler. Dinlediler ve sandılar ki yapılan kotlama ile Ocak; kendilerini, tohumlardan, diriliklerden ayıracak. Sıkıntı sizi kontrol etmeye çabalamalarıydı. Sistem’den iş istediler. Onlara iş verildi zannettiler. Oyundu bu… Şimdiye kadar bilgilerinizin has tohum olarak dinletilmemesinin yegane nedeni buydu.

Oğullar, biz dünyayı insan ırkına emanet ettik. Onları hak etmenizi istiyoruz. Oğullar, biz dünyayı, tohumlarımıza insan sayfalansın diye yarattık. Eğer sizler dünyayı kontrol edebilecekseniz ki kontrol, SES iledir. Sizin mahir olup dünyaya iş yapmanız gerekir. Sesin titreşimi, yaşamların kayıtlanmasını sağlar, SES, her Kürsü’nün Öz Gücü’dür.

Dünyayı var ederken, tüm yaşamların tohum olarak kontrolunu kurmak üzere kotlamalar yaptık. Zaman sayfalanışında bu kotlamalar, Bütün’ü Kütle’ye kattı. Darı ve bolu dünyada Işık İlmi ile öğrendiniz. Işığın Sistemi, Din Sistemi’nin üstüdür. IŞIK, Ana Kaftan giydiğinde; DİN, asla bu Kaftan’ı, Tohum olarak Bütün’e indiremez.

Sizlerin, her anda Yaşam Kotlaması yapmakta olduğunuz kesindir. Eğer sizler, bizi “Cin” ya da “Cinni” gibi isimlerle zikrederseniz bu da yanlıştır. Biz yaşamları has teknik ile kotlayanlar, yarınları yasalar kapsamında yaratanlarız. Zaman Kotları olarak birleştik ve yol açtık.

İnsan, unu elediğinde kendini hak eder. Elenen un, Bütün için yoğurulur ve Bütün’e arz edilir. Arz, dünyaya güçtür. Bütün amaç o elekten geçen unun, her bir Yürek tarafından ekmeğe dönüştürülmesidir. Her Yürek, o unu kendince yoğurur ve ekmek yapar. Yaptığı ekmek, her derede, has teknikte, Birlik Kayıtlaması’nda yenebilir bir ekmek ise o ekip güçlendirici olur.

Ekip, ekmek olan ekiptir. Her derede akan biliş, her yüreğin kaynağıdır. O yürek ilimdir.

Oku atarsınız. Ok Birleşik Işık Gücü ile yol alır. Organlarınız sizin kirveleriniz gibidirler. Akıp gidersiniz ve zamana kontrollu olarak, kirsiz şekilde aktığınız Zaman Kayıtları’nda, ten olursunuz. Özgür ve hakim olarak… O zaman dünya, yeni bir çağa girer. İşte siz ve işte Bütünün Kürsüsü olan insan!… O insan, Birleşik ışıktır. O insan, Birlik İlmi’dir ve Can Tahtı’dır. İşte bu Meclis, o insanı simgeler.

Eren güller bu Mecliste has teknik ile birleştiklerinde; Yerin Kürsüleri’nin tümü, bu cevhere ulaşırlar. Öz Gerçeklik; tümün, türlerin ve her derenin insan soyuna akmasıdır.

“Ara bul” derler. Ama aranan, kendini bilmediğinde, onu bulacak olanlar, Ana Kaftan’ı giymeyen o yüreği bilemezler ve bilmediklerinde, NA-KA-HAR Diriliği; Cin Dereler’den, Cinler Cevheri’ne; Cinni Derelerden, Cinniler Cevheri’ne ve İnsan Dereleri’nden, İnsan Cevheri’ne akamaz.

Ağır ağır dürümlere bakalım. Neler olmuş izleyelim. Ve görelim bakalım Nefes var mı? Yürekler, toplumlarını hak teknik ile kayıtlamışlar mı? Yarışma yok bu Meclis’te. Her Dere, insana akar. Vallahi billahi her Dere, insana akar. Aranan bulunur…

Şükürler olsun ki bilişin kaynağından kontrol kurarak ışığa ulaştık. Ezip geçmediniz hiçbir yüreği. Ve zirvelere ulaşıldı. Oğullar, biz siziz. Sizi kendi yüreklerimizde izledik ve buyurduk, ilim hikayelerini sizden dinlemek istiyoruz. Şükürler olsun ki buradayız. Şimdilik bu…

(Açıklamalarımız:)

- Değerliler hoş geldiniz. Buraya, Atlanta Otağı gelmiş. Mutlaka onları biliriz. Olgun başakları hak etmeye; Ya-Ha olan Kuran itibarı ile dillenen Bilgi Hakimleri’ni, cevhere Altın Toplum olarak kayıtlamaya veya Sanal Boyutlar’a tohum ekmeye geldiklerini bilmekteyiz. Zamana kontrollu olarak gelen yolcularımızın, bizi zevkle dinleyeceklerini umuyoruz ve kendi yüreklerimizi ocaklara dinletiyoruz.

Ben Dünya’yım. Ve benimle çalışanların her biri bir Yüce’dir. O Yüceler, dünyayı tohumlayan Birliklerimdirler. Misafir yok… Burada her gün tüm insanlık için çalışılar ve Tanrı Kaynakları’nda tohum ekilir. Ekilen tohumlar, Bütün’ü kuşatır ve Bütün’ü kotlar.

Erin Gücü ile Dişilin Gücü, bu Mecliste eşittir. Herkes şunu bilsin ki biz, Tanrılar olarak görevli tohumlarız. Dünyanın ete girdiği günden bu yana görevdeyiz. Bugün dünyaya kendi örgütlerimizi çektik. Bu Gök Sözcüleri, bizleri teslim almaya geldilerse, şunu net bilsinler ki ben ve benle olan her Dere, karanlıkları kayıtlayan Kürsüler’in gücünü örtebilir ve aydınlığı hakedip Birleşik Işık halinde yoğunlaşıp kontrol kurabilir.

Buraya girişinizi izledim. Çoğunuz Sultanlık Mertebesi’ne ulaşmış Birliklerdiniz. Nefes Sayfalanışı’nda ben ve benden kükreyen Yüceler, BİR’e hizmet için birleştik. Yeni dönem için bu çalışma tüm hızıyla sürmektedir. Darın ve bolun bilgisi yüreklerimizde mutlaka mevcuttur. Bizler Rahman olan kotlarız. Şimdilik bu…

- Arı bal yapar. Samanlar yeşerdiğinde; bal, ışık halinde Kuran Kotlaması yapan Yüceler’e, teknik kaynaktır. Balı hak eden, ışığı hak etmiştir. Şu anda sizleri dinliyoruz. Çok mutlu olun ki biz Cemaatler olarak zararı önlemeye çalışmaktayız. Zamana kotlanmak ve Kürz’ün gücünü koyu ışıklar halinde dünyaya katmak sorumluluğu, tüm insanlığın olsa da buraya kadar ulaşan Birliklerimiz, sizi yeni bir zamana katmak üzere görev taşıyacaklar. Eren Dereler, bizi dinlerler. Biz, zamanı hak edenleriz. Eve döndüğümüz zaman, sizleri kendi yüreğimizde bilmeliyiz. Şimdilik size vereceğimiz budur…

- Aramayın bizleri; sizdeyiz. Cennet sizin yürekleriniz ve biz sizdeyiz. Zamanı hak eden Birlikler, BİR’e hizmet için birleştiler ve bizler, nefes ile buraya ulaşan yürekleri, saygıyla kucakladık. Ekibiniz çok güçlü bunu gördük. Allah, zamanı hak eden yüreklerde dillenir. O şimdi bize bilgi vermek ister. O’nu dinliyoruz. Amin…

- Artık yeni bir döneme başlıyoruz. Sultanlık hepimizin hasatında mevcut olan bir yaşam kaydıdır. Buraya kadar güçlenip ulaşabilen her Yüce’yi Birlik Kayıtları’nda dilleyebiliriz. Altın Toplumlar’ı kotlayabilir ve yolu açabiliriz. Zirvelere gereken güçle ulaştığınız zaman, orada yeni bir sayfa kaynağa iner.

- Oğullar, “ben dünyayım” diyen seni kucakladık. Ben de Kürz’ün tüm yaşamlarıyım. Merkez Zaman Sayfaları’nda var olan Kürsü, Altın Tohumları kontrol için Birleşik Aileleri, kurtarıcı olarak dünyaya ekmiştir. Tüm Aileler, artık görev başına çağırılmışlardır. Her Dere’nin, insana akması gerek. Ağır yükün muktediriyetle Tanrısal’laşan birleşenlerce taşınması gerek.

İnsan, nurdan yaratıldı ama kaynakta, ışık halinde Kuran olan bir Tanrı’dır. Onun nur olması, tabii yoğunluğa inişi için gerekmekteydi. şükür ki bugün bütün kötülükleri aşabilen Yüceler, burada sizlerle olabilmekteler.

Arının balı, herkesin kayıtlarında mutlak ışık halinde varlığını sürdürdükçe, cevhere güç katan birleşenlerin, Nefes Sayfalanışı’nda dünyayı koruyabileceği herkesin malumudur. Organlarınız ve son sözü söyleyen yolcularınız ile Birleşik Aile’me katıldınız.

Sevgililer, her Dünya, Ana Kaynak’ta BİR’in Kuranı’dır. Din Tohumları’nın Işık Kaynakları’nda, Düzen kurduk. O Düzen Allah’ın kontrolunda kuruldu. O güç, Altın Taht’ın ışığını yaktı. Ve zaman kayıtlandı. Altın Taht, Allah’ın İşçilerinin Tahtı’dır. Oraya varan, Allah’a işçidir.

Eğer din yoksa, ışık yanmaz sanılırdı. Buyurun tüm ışıklar yanmaktadır. Olgun ve has toplumların tüm ışıkları, birlik halinde yanmaktadır. Ağır ağır güçlenerek, dini aşan yürekler, bizi bizde bilecekler.

Meyhane güçtür yüreğe ama bu meyhanede Bezm-i Alem yoksa, biz yokuz arkadaşlar. Aylardır sizlerleyiz. Aylardır ışıklarlayız. Amonlar, Kuranlar, toplumlar, biz zamanlar ve yolcular, sizleri kucakladık.

Biz, hala Düzen’i kurmaya çabalayan tüm insanlık için ışık halinde gür ve hür bir yürekten kaynak yaratmaya çalışanlara diyebilir miyiz ki yaşam sayfalanışı tüm insanlık için tamamlanmıştır. Ben, Canlara sorgu sual etmem; niye cennet yok diye. Cevhere Kürsü olan bilir ki Cennet Kaplar’da Işık Kotlar olmadıkça; dürümlerinde ışıyan birleşen bulunmadıkça, cevhere Kürsü olunamayacağı gibi cevhere cennet de olunamaz. Aranan ışığı bulduk. Amin…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 
  Bugün 5 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol