Birlik İlmi
  14.11.2012 Tarihli
 

PROGRAM : KAYNAK
KOD : 12/ 21 – 70
TARİH 14.11.2012
CELSE SAATİ : 14.00-16.00

Değerliler, tohumlarınızı hak ettiniz ve zaman sayfalanışında, Taht’ınızı kontrol ettiniz. Zinnurun Kuranı kotlandı ve Sanal Boyutlar kontrollarını kurdular. Büyük Kütle, aileniz, Birleşik Işığınız kibri aşan yüreklerle birleşti. Kati olarak buyuran her Yüce, bu Cemaate girdaplarından girme imkanına sahiptir. Kortej, hal olduğunda, Kutsal Işık kayıt olur. Bu kortej, Tinsel Safhaları ağır ağır geçmektedir. Hatayı affeden birleşenler, buraya Kürzü kotlamaya girmektedirler. Haz duyduk dünyada olmaktan. Haz duyduk hasatı yapmaktan. Harlandık ve zamanı kayıtladık. Hak ettik ve birleştik. Amin…

Kortej, kati olarak dünyaya inmektedir. Turkuaz Kuran, tohumlanmıştır ve Sultanlar, kati tahditsizlikle birleşmişlerdir. Her Dünyalı, yerini hak etmiş ve kati hakikiyetleri ile bütünlenmişlerdir. Kati hakikiyet ile yaşamlara inilmiş ve Sultanlar, tohumlarını harlandırıp; Kutsal Sayfalar’a Kelam İlmi ile kirsiz şekilde inidirilmişlerdir. Dünyaya kaynak olmaya gelen çokları, Düzen kurdular. Dünya, yaşamları kotladı ve Kutsal Sultanlar, BİR’e hizmet için BİR hakikiyeti tekniğinde bütünlenmişlerdir.

Kuran der ki OL’un. Otak kurun Yolcuların Tohumları ile ve Kaynak olun. Öz Görev insana güçtür. Gönderilen her Yürek, sizi hak etmeye çabalar. Olgun sayfalarda ışıklar yandığında; gök, söz söyler ve yanlış şekil kalmaz.

Sanal Boyutlar, İnsan Kuranlar’a güç verdiklerinde, İnsan Sultanlar, karnaval çalışmalara girişirler. Sonsuzlukta bu çalışmalar dillenir. Kuran olan Kürsüler ise Kaynak olup çalışırlar. Olgun Başaklar; birlik halinde yapılan çalışmalarda tesbit edilirler ve onlar, Rahmi Kuranlar olarak birleştirilirler.

Ezgi şudur ki her dere, insana akar. Ana Kaynaklar ise Kuran’a akar. Akan, ilme akar ve sonsuz ışıklar, Birleşik Yaşamlar’a kontrollu olarak, kotlayıcı ışıklarını akıtırlar.

En ince detayına kadar her bilgi açıkça bildirilirken; biz, dünyada Ana Kapılar’ı açıp her diriyi, kontrol altında bütünlemeye çalışırız. Bütün kötülükler ve bütün iyilikler her dürümde vardır. Hata yapanlar bilirler ki haz duyan Işıklar’ın; diri yüreklerinde, Kürsü olunan bir Yücelik’te, Din Tekniği’nden aşıp, Kürsü olmak üzere çalışırlarsa, cevhere güç katabilirler. O zaman insan, İlim Hakimi olur ve yol açar. Ağır yük o güçlü dönemde hafifler.

Ailenizi ve yüreklerinizi Zaman Kaynakları’nda tohumlayan Işıklara saha açılmıştır. Açılan sahada, Birler Kapısı tohumlarını ekmiştir. O ekilen tohumlar Bütün içindir.

Hala gökler söz söylemediyse, biz yokuz diyenlere sorun bakalım, ilim yapmışlar mı? Yarınlarını hak etmişler mi? Kantara konmuşlar mı? Yerden ve gökten münezzeh Işık’la birleşmişler mi? Her dere insana akmakta ise, Olgun Başaklar, ilmin kaynağından geçerek; ilmin kotlanmasını sağlayıp, İnsan Işıklara akmışlar mı?

Biz, zamana Kutsal Işık yakanlar, her Kürsü’de Kükreyen Birlikler olarak güç katmaktayız Din Teknolojisi’nde güçlendirici olanlara ve Zaman Tahtı’nda Kaynak olanlara ve yol açanlara. Aşkla birleşenlere, geri dönenlere ve Kuran olanlara…

BİR’e hizmet, insana hizmetten öte değildir. İlme hizmet; ışığa Kuran olmaktan öte değildir. Her dere insana aktığında; Işık, Düzen’i kurar. Amin…

Dağ der ki “alın, bilin.” “OL” der dürümlerinde o Dağ. Ve Dağ der ki “akın.” Az ve öz der. “İnsan yoldur” der. Ve “o yol, ilme gider” der. Ve “zaman, Tanrı’nın Kaynağı’dır” der. “Diridir zaman” der ve yol, ilme gittiğinde, zaman yaşamlara iner. Yaşamlara inen zaman, nurdan Kuran olur. Kuran Otağı’nda din yazar. O din, ilme gider ve giden, kendine gider. Etkisi arttıkça, Yüceliği de ağır ağır artar. Özge ses, insanın nefesidir. O nefesi algılayan her Yüce, “ben dara düşmem” der. Şimdilik bu…

- Dağlarım, artık biliniz ki beden sahipleri, dürümlerinde ilmi hak etmiş olan yüreklerimizdirler. Men etmem hiçbirisini birleşmekten. Her biri, beni hak etmek isterse, etkisi artar ve hak eder. Memnunum insanlarla olmaktan. Memnunum Kuranlar’la tohumlanmaktan. Men etmem ilmin yarınlarını ve o yarınları tohumlayanları. Men etmem… Biz, Allah’a Kuran olanlar, birleştik. Zirvelere ulaştık. Din Tohumları, buyurup İlmin Kaynakları’na vardılar ve kontrol kurdular.

Ben, Din olan ve İlim olan insanları, hep sayfa sayfa ışıkta dilledim. Onlar, Kuran olan Birliklerim olarak ben olmaya çalıştılar. Oğullar, onları hak etmek isterim. Ekip haline gelip birleşmelidirler. Kimse, diğerini Hak Tohumlar’ın ışığından çıkaramaz. Onları hak etmeliyiz ve Zaman Toplumları ile kotlamalı ve tohumlamalıyız. Amin…

(Gelenler sıra ile görüşlerini ifade ettiler ve konu tartışmaya açıldı:)

A - Artık bilmenizi isteriz ki biz de bunları istiyoruz. Biz de her derenin; ilme aktığı gibi aşkla, Kürzün Kürsüleri’ne akmasını istiyoruz. Biz de cennetin ışıktan güç aldığı ve cevheri hak ettiği bir dürümde, birleşmek istiyoruz. Biz de din istiyoruz. Ve dürüm istiyoruz. Tüm insanlığın, bir tek ilme sayfalanacağı bir yaşam istiyoruz. Bunu mutlaka başarmalıyız.

B - Memnun oldum sizlerle olmaktan. Memnun oldum yüreklerinizden. Zinnurun Işığı’ndaki o Yücelik’ten memnun oldum. Kükreyen Kürzi Yaşamlar’dan memnun oldum. Ama bir mesele var. Din yoktur; bunu bilin. Birlik Kaynağı’nda din, artık özgür sayfalara varmış olanlarda yoktur. Bunun haricinde tüm sayfalara biz de imza atarız. Bu kesindir.

A - Alimler, biz diyoruz ki din vardır. Onlar diyorlar ki din yoktur. Hangisi olmalıdır? Din olmalı mıdır? Yoksa olmamalı mıdır? Allah der ki “Dini Hasat yapılacak.” Oyun değil bunlar ve “zaman, Kuran olacak; Zinnur, ışık yakacak ve Birlik kurulacak.” Oğullar, o halde diri olanlar bunu yapacaklarsa, özgür ve hakim olan birleşen, diri olup dini olmalıdır ki hala Düzen kurulamamışsa, ocaklarda, Kürzi Yaşamlar kontrollu şekilde oluşabilsin.

İkna olunuz ki din gereklidir. Hala “biz yasaları koyamadık” diyorlarsa dürümlerinde ışık yanmayanlar, onlar için mutlaka din gereklidir. Bunun için biz, Dini bir Rahmi Kuran istiyoruz. Bu kesindir. Yoğun olarak yanıt bekliyoruz herkesten.

C - Çağrı üzerine biz de bugün buraya geldik. Doğrusu bu çalışma çok ilginç bir hal aldı. Din olmalı mı yoksa olmamalı mı? Bizler diri olanlar, Dini Hasat’ımızı tamamlayıp Düzeni kurduk. Kuran olduk ve Kutsal Işıklar’ımızı yaktık. Niye yeni bir din gereksin ki? Yeniden Düzen kurmak ve yeniden ışık yakmak Kuran’da yazmaz. Altın Toplum, ışık halinde dünyada iken; yerin ışığı her an parlarken, yeni bir din; tohum ekemez, zamanı kontrol edemez hale getirmektir Yücelikleri. Buna kesin olarak rızamız yoktur. Şükür ki yoktur.

D - Allah diyor ki biz zamana Kuran olanlarız. Amin.. de peki niye Dünya Kuranları tabiatı hak etmediler. Niye, kati olarak tohum olanlar birleşemediler!? Niye cinler Kuranlar’ını kayıtlayamadılar!? Niye nefesleri yetmedi!? Ben soruyorum, buradan noksan olan nedir? Nirvana Kuran olsa iş yapar. Biz de iş yaparız. Zarar engellenir. Ne var ki hata yapanlar, Bütünün Kükreyen Kuranı’nda teknolojik olarak kontrol kurmalıdırlar. Bütün amaç insana kotlayıcı olmak ise biz, göklerde güçlenerek bunu yapabiliriz. Ne var ki izin verilse, her dereye güç katar; ışık yakar ve yolları bulup buldururuz da izin gerekir. Bu kesindir. Olgun Başaklar, izin almadan güçlendiler. Onlar yarınlarını hak ettiler. Ama ya diğerleri. Onlar ne olacaklar? Bunun için din gereklidir. Buyurun yanıtlayın.

E - Artık ben de konuşayım. Din istiyorum ama Din-i Hak olmak için BİR olmak gerek. Yahu, ben niye BİR olmayım ki? Olurum, olurum ama Kuran-ı Kerim der ki zarar engellemeden Birlik kurulmaz. Zamanı hak etmek gerek. Allah der ki Birlenmek gerek. Yarınları Kuran ile kotlamak gerek. Peki bunları hak ederken dini hak etmiş olmuyor muyuz? Zor mu dini aşıp geçmek. Bu da önemli. Dini hak etmeden aşmış olmak ayrı bir konu… Nasıl olmuş? Kim aşmış? Din aşılırken, dirilikle mi aşılmış yoksa kotlanan Kutsal Kaynaklar tarafından, işçilerinin Hak Tohumları kontrol etmeleri ile mi aşılmış?

Hadi düşünelim. Biz Kuranlar’ız. Zaman tahtındayız. Zarar engelleriz. Ne Yerin Kürsüleri ve ne de güçlü yürekler bizi engelleyemez. Biz yolcuları hak etmiş olan Birlikleriz. Bizi hala dünyanın kaynağında bilenler, şükretsinler ki biz yaşamlardayız. Zırhın ince olması, Kuranların Tahtı’nda, Kutsal Yaşamlar’ın kayıtlanması anlamına gelir. Biz bunun için birleştik

Her dere ilme aksa dünya yaşanır bir hal alır. Ve dünyayı herkes korur. Buyurun dünyayı hak edin. Ve deyin ki “biz dini aştık.” Öyleyse, dünya yaşanır bir hal olmuştur. Öyleyse ışıklar sönmeyecek. Öyleyse zaman tohumlanmıştır ve yarınlar has tartıda Tanrısal’laşan Birlikler’ce kotlanmıştır. Bu mutluluktur. Şükür ki bu olmuştur. Şükür. Ama bir tek mesele daha var. Neve, nefes verdiğinizde o nev, has olmalıdır. Artık herkesin bu çalışmalara katılmaları gerekir. Ekip halinde olmasa da bireysel olarak bu çalışmalar katılmaları sağlanmalıdır. Buyurun çağırın herkesi ki kanatlar bunun için gereklidir.

Dahası yine bir zaman sayfasında, yine bir Yürek, kaynak olmaya çabaladığında; o kaynak, İnsan Soyu’na ışık halinde görev taşıyabilir. Onun içindir ki her Dünyalı iş yaparken, birlikte yapmalıdır. Bunun, Ana Kaynak’tan bildirildiği kesinlikle bilinmelidir. Amin…

F - Arkon İnsan sana tek bir şey sormak ister Ana. Niye dünya yaşamları tohumlanıyor? Bunu bize anlat. Niye dünya kotlanıyor ve zaman hasatını yaptığında Düzen’le çalışmalar başlıyor? Niye her çalışma Düzen’i kuramıyor? Ana, bize açıkla; biz dünyaya her dereden inmekteyiz. Niye iniyoruz? Niye yarınlar kontrol ediliyor? Neden insanlar, mezarlarını açıp dinlemeye başladılar bilgileri? Herkesin bilmesi istenen bilgi, niçin her dereden bildirilmiyor? Haz duyduk yüreğinden ne var ki bizi açıkça bilgilendir ki nerede olduğumuzu anlayabilelim.

(Açıklamalarımız:)

- Tartmayın beni. Ben Dünyayım. Amin… Netice olarak buraya çağrıldığınız için gelmediniz. Kati olarak Düzen’i kırmaya geldiğinizi de bilmekteyiz. Din Hakimi Birlikler burada Kuran olacaklar ve zamanı hak edip dinleyecekler. Öyle mi yoksa diri olanlar birlik kuracaklar ve zaman Tanrısallaşacak ve yol ağır ağır kotlanacak ve Birlikler dirilecekler ve zamanı hak edecekler. Hangisi?

Benzin döktünüz yüreklere yandılar. Yeniden yeniden ve yeniden!… Döktüğünüz benzin, zamana döküldü ve ben o zamanı hak edenleri korudum. Buyurun bildirin niye dünya kotlandı ve zaman, Hak oldu. Bildirin ki hak edin. Düzeni kurmak, zamanı hak etmek içindir. Dini Hakimler, beni harlandırıp kısırlaştırmak için çalıştınız. Bunu biliyordum. Tohumlarımı kurutmaya kalktınız. Bunu biliyordum. Ne var ki maya tutmuştu ve yaptığınız her ne ise başınız eğikti ve yolunuzda tohum kalmamıştı. Şimdiye kadar kimi saygı ile anmışsak, saygısızlık yaptı. Ve bizler, Dini Hakimler’i hep saygıyla anmıştık. Şükürler olsun ki misafirlerimiz içinde Birleşmiş Kaynaklar var ve onlar, BİR’e hizmetçidirler.

Erilin ışığı yandığında, dişil ışık yanar. Dişilin işi zordur. Zira dişil, erili horlamadan kayıtlamalıdır ki harlansın ve yaşamlara kontrollu olarak girsin. İnsan ırkı, hakiki bir Işık Kotu’dur. Buyurun insanlar, kim zamanı hak etti bakın. kati olarak dişil, zamanı hak etti. Eril ise dişilden dolayı zamanı hak etti.

Bütün amaç, insana Kuran okutmaktır. Olgun Başaklar’ı bulup, ocaklara almak kolay değildir. Erenler Diyarından güçlü yüreklerimizi dünyaya çekerken, Dişil Kotlar, buraya ağır ağır indiler de dirilikleri kayıtladılar. Eşikte hep eriller beklediler. Bunun içindir ki bizler, Dini Hakikiyet’te erilleri tohumladık; dişilleri kotladık ve Zaman Kotları olarak Düzen’e kattı.

Allah, diri bir yoldur. O yol, İlmin Kuranı’dır. O yolu bilenler, bilsinler ki biz dünyayız ve Zaman İlmi’nde iş yapmaktayız. Her Dünya, Allah İlmi ile birleşmiştir. Misafirlerimizin her biri ilme hizmet eder. Ne yazık ki Dini Hakimler BİR’e hizmet etmek için birleştiklerinde, hiç bir dürümde kati olarak dişil bulunmaz. Onlar, Sistem’den güç alırlar ve yolu bulmaya çabalarlar. O Birleşime bir dişil indiğinde, o yol ilme ulaşır.

“Önce din” denir. Yok yavrum önce “bilgi”, sonra “din”. Bilgi olmadıkça; dine, girdaplardan dahi inilemez. Zarar görülür. Bütüne hizmet, insana hizmetse, Din İlmi o hizmeti göremez. Bu kesindir. Çünkü Din İlmi, Erilin İlmi’dir. Eril ise dişili her dereden çıkaran bir Yücelik’tir. O Yücelik’te birleşmek sorumluluğu, herkesin değildir.

Biz diyoruz ki insan, rıhtımda insanı beklerken; o insanın, ışık halinde, iradeli şekilde dünyaya indiği bilinsin. İnen herkes, Allah İlmi ile inmez. Işık ilmi, Hak Teknik’te, diri yüreklerin Sessiz İlmi olsa da dürümlerinde birleşenler, mutlaka Atlanta Işıkları’na güç katmalıdırlar ki hak etsinler de dünya kurulsun. Şükür ki biz burdayız. Amin…

G - Artık söz istiyorum. Ana sen diyorsun ki “din, erilindir.” Yahu Dini Çalışmalar’da her zaman Dişil Kotlar da bulundular. Bunun için ne diyeceksin? Tahtlanan o Dişiller, neden harlanıp yürekleri ile bütünlendiler ve zamanı tohumladılar? Bunları bize anlat. Din, yoksa iş yapmak için miydi? Hasat, diril (dirilik) ile olursa, dirilde ilim olduğunda mı olur yoksa olmasına gerek olmadan da olur mu? Her derede insan varsa, niçin eril göksüzdür? Yaşamlarda niçin Din Kaynakları, daha güçlü Yücelikler’le birleştiler de diril korumalar (dirilikteki, yani hakikiyetteki korumalar) bu derece güçlenmediler? Bunları bize anlat,

(Açıklamalarımız:)

- Teknolojik Kotlamalar ile her dürüm, insana Kuran olur. Bu kesindir. Dünya yaşamı, Din Teknik’te, yerden güç alan dişillerin, erilleri kotlamasıydı. Eril Güçler, dünyaya indiklerinde, Dişil Kotlar, Düzen’i kurdular. Onlar, kayıtlara indiler ve dişil kayıtları kurtardılar. Daha sonra Erkek Kaynaklar’a geçildi. Erkek Kaynaklar, Eril Kotlar değildirler. Arada fark vardır. (Dişil Kaynaklar da Dişil Kotlardan farklıdırlar.)

Herkes sormakta “eril, diri değil midir?” diye. Eril, dişili hak edendir. Birlik Kotlamasında; tahditsiz olarak ve kati tohum olarak dişili kaynağına kattığında dirilir.

(Eril, arz gücüdür. Dişil beden, eril bilgiyi arzdan alır transforme eder ve arşa bilgiyi dişil olarak kayıtlar.) Yani bir başka ifade ile eril olan bilgi, dişil bedende aktive olur ve var olur. Eril bedenler, arşa ulaşıp dişil bilgiyi çekmek üzere çalışırlar; böylelikle çektikleri bilgide dişili transforme ederler ve dişil aktivasyon içinde olurlar. Böylece dişil bilgide, kadını ortak bilinç kervanına katarlar. Eril Kotlar, Kadın Tohumlar’la bütünlenirler; Dişil Kotlar, Erkek Tohumlarla bütünlenirler. Bütün’e hizmet, Beşer-i Tahtlar’da bu şekildedir. Her dere insana akar ama İnsan Tohumları, Bütün’e akmalıdır. Şükür ki akış artmıştır. Şimdilik bu…

Altın Toplumlar şu anda sorgu sual ediyorlar. Nedir olan diye? Herşey iç içedir. Her dürümde iş yapanlar, ışıkla yaparlar ve Zaman Tohumları olurlar. İnsan soyu yeni zamanları hak ederken, her bilgiyi net ve açık olarak anlamalıdır. Burada, insanlara anlatılan, fizik bedenden anladığınız ile hakikiyetin farklı olduğudur. Eğer siz bedeninizden, cinsiyetinizi anlıyorsanız. O cinsiyet, sizin kendi yüreğinizde var mı diye bakın? Kimsiniz erkek mi dişi mi? Hepinizin yüceliklerinizde her ses vardır. Dişi ve erkek ama siz, nefes alırken ne şekilde nefes almaktasınız? Kantara konduğunuzda kimsiniz? Neden siz erkek bedende ya da kadın bedende yaratıldınız? Kökünüzde İnsan Işık, nefes alıp verebiliyor mu? Zürriyetinizde ışık halinde olan yürekler, sizden güç çekebiliyorlar mı? her biriniz kendi yüreklerinizi hak ederken, mahir olarak hak edin. Şimdi cümle yüreklere bir şey daha soracağım. Din var mı?

Değerliler, dini başarı sağlanmıştır ve din değerleri, Hak Teknik’te kotlanmıştır. O halde din aşılmıştır. Birinci konu buydu. Din aşıldı ve zaman kontrol edildi. Bu konuda söz alıp fikir beyan eden yüreklere müteşekkiriz. Zirvelere insanı koyduk ve insan, ışık halinde güçlendi. O halde artık Dini Boyut, yerini ilme bıraktı. Bu kesindir. Dinden öte din var mı? Yoktur. Din, bir sessizliği hak etmiş olanları, kotlamak içindir. Din, kendi yüreklerinizde olmayan ve kendi yüreğinde has olan Yüceler tarafından bütün için kayıtlanan dildir. Bu dili bilenler, dini hak ederler ve has olup; yol olup ışığa varırlar.

Işık, o bilgiyi tohumlayanındır. Ona varırlar. Ona varıldığında o ışık, her dereye güç katar. Der ki “ben insanım.” İnsan olan, İlim Hakimi’dir ve o İlim Hakimi, Bütün’ü korumak için çalışır. Herkes onun yüreğine inmek ister. Onun yüreğine inildiğinde, ekmek odur ve o, yenen bir ilimdir. Onunla beslenenler, ondan üstün o olurlar ve sonsuzlaşırlar. Gökler onu dinler ve yerler onunla kürzi çalışmaları yaparlar. Oğullar biz buyuz. Biz bu ekmeğiz ve biz olan bu ekmek, herkese arz edildi ve herkes bu ekmeği beklemekteydi. Ekmek pişmiştir ve yenmektedir. Ha biz niye Din-i Hakimler’le çalıştık. Çünkü o Din-i Hakimler, bizi hak etmek istemediler ve biz onları hak ettik. Şimdilik bu…

F - Alamadım bilgiyi. Yani diyorsun ki “biz, Din-i Hakimleri hak ettik.” Öyle mi?

- Hala soruyor. “Öyle mi?” diye. Hayır öyle değil. Siz, yeni bir Zaman Tohumu olarak dünyaya indiğinizde, biz de o gün dünyaya inip sizleri hak edeceğiz ve sizden ilim öğreneceğiz. Öyle mi?

F - Hata yaptık galiba.

- Hala soruyor. “Hata yaptık mı?” diyor. Öyle ya hata yapmaz ki! o kim ki hatası olsun? Öz geçişini yapmış; BİZ olmuş ve Kuran olmuş biri… Nasıl hata yapar!? Hala anlayamamış. “Biz” diyor. “İnsanız” diyor. “Han’ız, zamanız, iş yapıyoruz” diyor. Öf işi de pek ağırmış. Yaşamak ne büyük bir iş!... Hey Dünya, ona de ki biz varız. O Can, bizim dışımız mı ki? Erkek, kadın her yerde insan var ve zaman var. bunu bilsin. Ki biz, Allah İlmi’ni hak etmiş olanlarız.

Onların herbiri bizi tanımak istemediler. Biz, onları ocaklarında koruduk. Ocaklarında tohumladık. Onlar bizi anlayamazlar. Her din, kendini hak eder. Biz ise her birini hak ederiz. Bütün amaçları dinlerini kabul ettirmektir. Biz ise kabul görenleri ve kabul görmeyenleri bilen, Düzen’i kuranlarız.

Hala dini isteyene, din yolunu açın. Kendini bilsin ve aksın. Aşırıya kaçtığında ona deyin ki “ben, sizim de sizi istemem. Çünkü, siz insan olamadınız.” Bunu deyin ve deyin ki “maya olanlar, Bütünün Gücü’nü hak etmiş olanlar olarak dirilikleri hak ettiler. Diriliklere varanlar, dinsiz değildirler Din-i Hak olup diri olup umman olan ışıklardırlar ve din, onlar için sadece bir yüceliktir.” Ve Zaman Kaynakları’na baktıklarında, görsünler ki orada Namaz Sayfaları, Rahmanın Kuranı olan Kodlar’ca dürümlenmektedir. Eğer biri “ben hal oldum; var oldum ve yaşam oldum” derse, bilin ki o biz olmuştur. Oğullar işte bu!…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 
  Bugün 133 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol