Birlik İlmi
  17.04.2013 Tarihli (3.bölüm)
 

IŞIK KODLAMA (17.04.2013)
Zaman ve Yaşam Hakkında Söyleşi (3): 

Zinnur’un ışıması başladı dünyada. Benim nefesim, senin nefesin, onun nefesi yok… Bir tek nefes, Birlik Nefesi… O nefes, dünyada hepimizin kendi yüceliğinde ışığa geçti. Kırk kapıyı açın bakın! Emin biçimde seyredin dünyayı!... Orada bir tek Ruh var… ULU RUH, Dünya ve orada ULU RUH’un kutsal ışığı yanar. RUH!... O ruh, bir Kutsal Işık ve Ruhun Kutsal Toplumu var… İşte sizler…

Ve sevgi var, işte sizlerin yüreğiniz ve biz varız… Hah, Allahın Dağı ağır yük taşıdı bugün yine. Ve bugün burada bulunan herkes, dünya dışını dünya ile dürümledi. Ve siz, hepiniz MERKEZ ZAMAN KODLARI’yla birleştiniz burada. 

Bir Dağ, bir Dağ’a, “ben, benim” dediğinde; o Dağ o Dağ’a “ben de benim” dediğinde; her ben, bir tek BEN’dir. “Ben, bende benim” deyin ki benlikle diri olup dilleyin yüreğinizi. Şimdilik…

ALTIN TOPLUM, aldı gökleri; sözledi, sistemledi, dilledi, dürümledi, tahtladı ve hasata hazırladı ve bugün buradayız. Çok mutluyuz. Şükrettik ki bu çalışma, hepimizi kontrol eden çalışmadır. Öff…, işte bu!... Öff!... Öff!... Öff!... İşte bu!…

Soru: Diyelim ki Allah kendini çokluyor. Yani yaratılmışlara, Allah bilincini katıp, onları kendine katıyor, hepsinde kendini yaratıyor. Bilinç olarak da kendine katıyor. Öyle mi?

Cevap: Katmasına gerek yok. Yaratılanın hepsi kendidir zaten; başkası değildir. Bir şeyi, bir şeye katmıyor…

Soru devam ediyor: Beşer bilincin dünyadan haberi yok… Bir hayvanı düşünelim; insan gibi kendini katlayıp kodlayamaz değil mi? O da yaratılmış bir varlıktır. Gezer, yürür. Onun da bir bilinci vardır. Toplum bilinci vardır…

Cevap: Beşer bilinç, özgür değildir… Onun bilinci, ferdidir, etken değil, edilgendir. Sanaldır… Evrimleşecek, özgürleşecek… Yaratan olacak, Yarattıran olacak… Her ne olursa olsun; neresi olursa olsun; oraya kendini katan kendi, katılan kendidir. Yani Yaratana ulaştığında; Allah onu kendisine katmıyor. O liyakati ve hak edişleri ile o yüceliklere ulaşıyor. Ulaştığı bilince kendi Birleşik Işığını katıyor ve onun örtüsü olup ondan öte oluyor…

Allah kendini tüm yaşamlarda yaratan, kendini yaşamlaştıran değil midir? Kendi dışında ne var kim var ki o hak edeni, hak ettiğinde alıp kendisine katsın? Ayrıca, beşer bilincin sanal varlığında, Allah’a varması zaten mümkün değildir. O ölüdür; yok gibidir… Kaldı ki Allah’ın onu kendine katması, kendi dışında bir var oluşun mevcudiyetini kabul manasına da gelmektedir. Bu nedenlerle “Allah’ın yarattıklarını kendisine katma” ifadesini doğru bulmuyorum. 

Soru: Allah kendini nerede çokluyor? Kimde çokluyor?

Cevap: Tüm yaşamlarda… Her zerrede… Her zerrede kendisini aynalıyor ve yaşamsallaştırıyor. Ancak, insan dışındaki yaşam formlarında Allah iradesinin, Hak İlim ile hak edilerek aktive edilmesi mümkün değildir. İnsan dışındaki formların, kodlanmaları, tohumlanmalarını ve var edilmeleri de Allah’ın iradesine tabi olsa da bu formların, drekt Allah İradesi’ni varlıklarında aktive etmeleri imkanı yoktur.

Allah iradesi yukarıdan drekt olarak size yönelmez; siz, yukarıya yönelen bilinçlerinizle o iradeye doğru yönelirsiniz. Burada sizin için kontrol sayfaları var: Siz, bu irade ile bağlantı kurmak imkanına bitkide, hayvanda sahip değilsiniz. Beşerde de sahip değilsiniz. Onun için hep peygamberler gibi görevli kodlar, sizi derlemeye toplamaya çalışırlar.

Soru: Beşer kimdir ve niye var?

Cevap: O; “beşer” dediğiniz insanlaşacak, özgürleşecek ve kendini idrak edecek. Bir O olacak. “Ben O’yum” diyecek. Kendini ikrar edecek. 

O “beşer” dediğiniz; varlığında kimseyi temsil etmiyor. Bir ara sayfadır o. O; eşyayı ve lineer zamanı idrak ettiği ölçüde, lineer zaman içerisinde bilinç üretecek. O, kapalı olduğu sürece bilinç üretir. Ürettiği o bilinci, dahilinde bulunduğu Gürz’e( Bilinç üretim rahmine) arz edecek. Üretimi, bir arzdır. Yaratmaya muktedir değildir o bilinç. Dikkat edin! Üretim, yaratım değildir. Beşir bilinç yaratmaya muktedir değildir. Sadece üretir. 

(Gelen Yüce Can, söz kesti ve konuşmak isteğini bildirdi:)

- Anacığım, ben vereyim!...

- Peki!

- Hasatta ben anacığıma bilgi veriyorum, hepiniz dinleyin!

(Onlar, şu anda hasat yapıyorlar. Onları dinliyoruz:) 

- Bilinç üretilir ama o bilinç, ışık yağmurları yağdırmaz insana. Kapıları kapatırsınız, dinlersiniz ama yoğunluğu yoktur o bilginin. Bir kez siz, “ben varım” dediğinizde; işte o gün her şey farklılaşır ve işte o gün, biliş haline geçersiniz. Geri dönüş bu şekilde olur. 

Niye geri dönüş? Bakın bu çok önemli… En son bunu söyleyeceğim size: Zamanda, yol aldınız. Geçmişten geleceğe ve gelecek sizi karşılıyor. Ha! Gelecek, şimdide var mı? Yoğun şekilde yok. Çünkü geçmişin geleceğidir şimdide olan. Yaşamın geçişi ise geçmişten değil; gelecektendir. Geleceğin geçişi ise diriliklerden farklıdır. Geçişler, zamanda olmaz. Sonsuz sayfalanışta olur.

Zamanın olmadığı bir sayfalanışı tahayyül edin! Ve o sayfalanışın sonuna gidin, sonu başı bir tek sayfa olsun, o sayfada siz, huruç halinde geri dönüyorsunuz. Nereye dönüyorsunuz? Geleceğe… Ve gelecek, geçmişi yarattı ve yaratılan o geçmişte, Yaşam Sayfalanışları yaptı. Yaptığı Yaşam Sayfalanışları, Hakkın Kapıları’nı açtı. Hak Teknik’le kodladı yürekleri ve Gök Sözcüleri’yle dürümledi ve geçişleri kontrol etti. Sessizce bildik ki geri dönüş, geleceğe dönüş…. Geçmişin süper sayfalarıyla geleceğe dönmekteyiz. Geri dönüştür bu… Geleceğe geri dönüş…

Ve Zaman Sayfalanışları’nda, bu geçişler tamamlandı. Sizler, zamanı tamamlayıp, zamansızlıkta yücelmekte olanlarsınız. Ve Geniş Yaşamlar’da, ZAMANSIZLIK olur. Ve Geniş Zamanlar, geçmişi tohumlayan zamanlar… Genişleyen o zamanlar, muhakim olan bilir ki cevapları sizde olan zamanlar, sizin Yücelerinizce yaratılmıştı.

İşte; Yaratan, yarattığında kendini yarattı. Genişte yaratılan, geçmişe gönderilmedi, o kendinden geçip gitti. Ama geçişi; yaşamsallaştığınca, kayıtlandığınca oldu. Eğer yaşamsallaşıp kayıtlanmasaydı; görevi olmazdı. 

Gönderilen, görev alır ama göksüzdür. Görevi ona verilir. O, gönderilmiştir. Ya kendinden geçip gelen!? Görevini kendi alıp gelir, bilişle gelir. İşte bu Meclis, bilişle dönüp gelen bir Meclistir. 

Burada siz olup KAPI olan; hasatı yaptıran, ilim tahtında sizleşen artık sizdedir. 

Analar! Analıklar! Babalar! Babalıklar! Herşey, herşey sizsiniz bunu bilin! Üreyen üredi, örtüyü açtı, dürümledi kendini; dümene geçti. Şimdilik…. İşte bu!....

Deşifre Eden: Sevim ŞAHİN
Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 128 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol