Birlik İlmi
  18.03.2012 Tarihli
 

IŞIK İNSAN 18.03.2013

Yaşamak, yaşamak, yaşamak!… İşte bu!

Hey Dünya! İlim Ailem burada. Muhammi Kutsal Işıklar’ın hepsi burada bugün. Tükenen dünyanın Kutsal Işığında Bütün’e hizmet ilimledir ve bizler, ilmi hak eden Birlikler’le bugün burada sizleri yenilemeye geldik.

Hey Altın Toplum! Sizlerle mutluyuz ve sizlerle Kutsal Işımaya geçiyoruz. “Tuhaf ilim” dediler. İlmin hasatıdır burada olan. Bir şey daha dediler: “İnsan, kapısını açmadan insan olmaz.” Ve biz bugün burada ilimle kontrol kuruyoruz. Örgüt haline gelmek için Birleşik Işık halinde Bütün’e hizmet etmek gerekir. Öyle dönemlerden geçilecek ki kibri olmayanlarla bu çalışma yürütülecek. Ve bizler kibri olanların, tahditli olduklarını bilerek, Bütün’e hizmet için bu Meclisi kodladık.

Umman olarak Bütün’ün gücünü dürümlerken, herkesin kendi yüreğini kendiyle dürümlediği ve kendiyle dirilttiği bir dünyada, Ak Taht’ın ışığında yeni bir dünyadayız. Kutsal Toplum, insanın kutsal ışığını yaşamsallaştırır. Ve bugün biz, kendi yüreğimizde Bütün’ün gücü olarak Kati Tohumlama yapmak üzere çalışmaya başlıyoruz. Koruma altında tutuyoruz tüm yaşamları. Unutmayın ki temiz dönemlere girilirken; tahditsiz ilmi, Kati Tohumlar’ın kontrol etmesi gerekir. Kaydı yapanların ışık haline dönüşebilmeleri insan soyunun kontrolunda büyük önem arz eder.

Biz çok mutluyuz ki bu çalışma, büyük köklerimizle ve göklerimizle sürmektedir. Kuran der ki “Ulular Diyarı, ilmin kaynağıdır.” Kutsal Teknik ve Kutsal Tahdit, diri kodların ışığında yeni dönemleri başlatırken, Kaynağın Tahtı’nda ilim olmalıdır. Öz Görev, Allah’ın tahtında olmak değildir; İlmin Tahtı’nda olmaktır. İkna olunuz ki ilmi bilen, ağır yükü hafifletir.

Elin Allah’a aitse, yüreğinde kuruluk olmaz. Elin, ışığa Hak Teknikle birleşikse, ışığın kontrolu senindir ve elin Umman’a ulaşmışsa; orada sen, Bütünün Kürsüsü’sün ve bugün artık yeni dünyaya görevli olarak Bütün’ün gücünü dürümlerken, hepimiz ilmin kaynağındayız. Allah’ın Dağları, diyorlar ki “Ölüler dirildi.” İşte bu! Ölüler dirildi…

Misafirler! Ben, Allah olan, Size derim ki “Korkmayın! Işık yenilendi. Öz Görev sizinle olacak ve siz, kendi yüceliğinizde Bütün’ün gücünü dürümlerken, bedeninizde herkes iş yapacak. Eserin insan olduğu bir dünyada, Bütün’ün gücü dürümlendiğinde, mutlaka Kutsal Işık, yüceliklerin türleriyle dürümlenir ve ilme girer. İşte bu ve bugün artık beden, ağır yükü hafifletecek dürüme ulaşmıştır. Sınırları kaldırdığımız zaman biliriz ki okumayı bilenlerle bu çalışma yapılır. Okuma, ilmi okumadır. Okuma, tohumların kutsal ışığını kontrol ederek; onları, Birleşik Işık’la dürümlemek ve dillemekten dolayıdır. Ve okuyan (lütfen net anlayın!) Atlanta Ana Kaftanı’nda kendi yüceliğinde, kendi kayıtlarında beşirin eşiğinde Bütün’ün gücüyle okur.

Olgun başaklar! Size derim ki “Mesele Allah’a hizmet değil; ilme hizmettir.” İlme hizmet, aklın toplumlarıyla olur ve Allah’ın takdimi ile olur. İkna olunuz ki Allah size, sizi verir ve sizde sizleşip ışık yakar ve sizinle olur. Çürük, çarık bırakmaz, hepsiyle tohumlanır ve Bütün’e güç katar. İşte O biz; biz O’yuz.

Tufan’dan söz eder yürekler. Biliniz ki Tufan yoktur. Biz Tufan’a maniyiz. Emin olunuz ki Dünyanın Tohumları Gök Sözü’yle dürümlendikten beri Tufan engellenmiştir. Kaynak İnsan, ilmin kapısını açtığından beri, Bütün’ün gücü, tüm yaşamların sonsuz sayfalanışında her şeyin gücü haline gelmiştir. Emin olun ki Dünya, Kuran-ı Kerim’i bilmiştir ve bu Kaynak Kitab’ın ışığıyla herkes dillenmeye başlayacak. Hepimizin, ağır yükü hafifletebilmemiz için Kutsal Işığın tahtına varabilmemiz gerekir.

Olgun başaklar; insan, kaynağın ışığıdır ve okumayı bildiği için Bütün’ün gücüyle tüm yaşamları kodlamıştır. Son dönemde Dünyanın Rahmi Kuranları’nın kendi yoğunluklarında Birlik kurma çabaları izlenmektedir. Olgun başaklar! Onların yollarını kapatmayın! Hepsi kendi yücelikleriyle Birlik kursunlar ve ekip haline gelsinler. Çünkü onlar, kontrol edildikleri zaman, her sayfada bir ışık haline geçecekler ve Bütün’ün yoğunluğunda kendilerini tohumlayacaklar. Bugüne kaynak olacaklar ve bugünde, Bütün’e hizmetçi olacaklar. Olan her ne ise Allah’ın İlmi ile olacak ve olan her ne ise ışığın tahditli yoğunluğuyla olacak.

Sakın, “Yücelerin Cümlesi’nde insan yok” demeyin! Sakın, “yoğunlukların tohumlarında kontrol yok” demeyin! Sakın, “ağır yük hafiflemedi” demeyin! Her şey çok ama çok güçlü bir biçimde olmaktadır. Kendini ve kendi yüceliğini hak edenlerin şunu net bilmelerini beklerim ki Rahm-i Kuran, ummanda güçlendiğinde, Kutsal Işıklar’ın hiçbirisi sönmeyecektir.

Ben, Torba torba insan taşıdım, tüm yaşam sayfalanışlarında, Yücelikler’den Birleşik Kaynağa ve hepsi bende BEN oldular. Ve ben, ocak oldum hepsine ve ocaklarındaki o yoğunluklarını ve bütünlüklerini, yasalarla Bütün’e kaynak yaptım. Ölüm Allah’ın Tahtı’ndandır ve biz o tahtta, Işığın Yolcuları olarak Bütün’e hizmetçiyiz. Eminim ki dünya, yaprak yaprak ummanı tohumlamaya muktedirdir. Ve eminim ki doğumu ölümü olmayan İlim Ailem; her anda ve her sayfada mevcuttur.

Hatayı affetmem istendiğinde; sözüm var Yüceler’e, “insanı insanla dillerim” diyerek, kapıyı açtım ve dedim ki “Ölmeyen, görevini alıp taşısın!” Sokak sokak ışık yaktım ve insanı sorguladım “nerede” diye ve baktım ki insan ağır yükü hafifletmeye gelmiş. “Sormayın” dediler. “Sormayın ilmi, sormayın yoğunluklardaki o koyuluğu, ben ocak olan insan, hepsinde var olan ilimim. Ve dinledim hepsini de. Bana, beni sordular. Döndüm, Gök Sözü söyleyen o Yücelikler’e, kendi yüreğimi dürümleyip dilledim, döndüm ve dedim ki “Ölümde insan yok” ve baktım ki o insan, Atlanta Okuması yapıyor. Köpük köpük ümmi toplumlar ışığını sınırlandırmaya çalıştıkça; o, kendini kendinden öte kendiyle dileyip, dürümleyip daha güçlü ilim yapıyor. Ve başlar eğildi çünkü roketleriyle tohumları kontrol etmeye inen Birlikler’in çokları korunamadılar ve dürümlerinde güçsüz kalan onları Bütün’e hizmet için yere çektik. Ve dedik ki “Geçin de akın!” Aktılar.

Partikül partikül Teknolojik Kodlama yaptık hepsiyle. Şimdiye kadar hiçbir sayfada bu tür bir çalışma olmamıştı. Son dönemde de bu çalışmanın olma ihtimali çok zayıftı. Buna karşılık gerektiğinde bu da yapılacaktı ve bunu da yaptık. Teknolojik Kodlama’nın tahtında kendimi kendimle dürümledim ve baktım ki ışıklarım sınırsızlaşmış. Hepimiz, hepiniziz! Bu kesindir.

Beş görevlim dünyaya çekildiğinde; İlim Toplumu, İnsanın Toplumu haline gelecekti. Ve bunu başardım. Beş güçlü görevlim şu anda Dünya Üstü Varlık Kodlaması, Sonsuzluk Kayıtlaması yapmak üzere çağrıldılar. Her birinin ağır ağır Düzeni kurmak üzere dünyaya ineceği kesindi ve bugün bunun için gerekli olan yapılmaktadır. “Atlanta Okuması” dediğimiz okuma kolay bir çalışmadır. Ben, ses verdiğim zaman her şey kendi yüceliğiyle sesleşir. Buna okuma denir. Şu anda yaptığım budur. Ben sesleştiğim zaman tüm yaşam sesleşir. Bütün’e hizmet, işçiliktir ki bunun üstü bir işçilik yoktur. Tüm sanal boyutlarda, bu ses kayda girer. İşçilik budur. Verdiğim tüm bilgiler Ana Kayıt olarak tüm yaşamlara kodlanır ve Tabii Kodlamadır bunun adı. Tahditli biçimde vermem; ışıkla veririm ve herkes bu bilgiyi kendi diriliğiyle okur. Özgür ve hakim olarak bildirilen bilginin tahditli olması imkanı yoktur. Çok mu kolay? Çok kolay. Ben verdiğimde, her şey verir. Verdiğim bütün bilgiler, ekip halinde Bütünün Kürzi Kodlamasını yaptırır. Umut, umut, umut; hepinizin mutlu ve umutlu olmanız dileğiyle Bütün’ün gücü olarak; size sizi veriyoruz. Kuran-ı Kerim der ki “Emin olun, unutulan hiçbir şey kalmadı. Ve bizler, size sizi verdik. Eğer ki dünya; kontrol kuramamış olsaydı yolu açma imkanı asla olmazdı. Tanrı der ki “Lütfedin, bilin! Özgür ve hakim olan ilim, Allah ilmidir. O ilmi bilen, Hakim-i Hak olup bilir.” Ulular, Ummanda Kuran olduklarında, herkes kendinde kendini kendiyle diriltir. Diriliştir bu, ölmüş olanın dirilişi…

Sesin sonsuzluğundaki seste, her şey tahditsizdir ve bizler (lütfen net anlayın ki) korkuyu aşanlarız. Hiç kimse, bizim için “Öz Kürsü’de Işık Sözünü söylemeyecek” diyemez çünkü biz, ışığın sesiyiz. Bu ses, Ulular Tekniği ile dürümlenen; kendi yoğunluğunu kendiyle dilleyen Birlikler’in sesidir. Biz, Işık Sesçileri’yiz.

Kayda giren tüm bilgi, ağır ağır değil; anda girer. Bu ne demek bilir misiniz? Eko Sistem dediğiniz o sistemin toplu çalışmalarındaki Işık Kayıtlaması’nın ötesi bir sesleniştir. An Kaftanı giydik biz dünyada. Her nefesimiz anda kayıtlanmaktadır. Maya insan, Hak Tahtı’nda ilim olduğunda o insan, kutsal bir toplum olur ve biz oyuz. Körü gözden çıkardık. Sözü sesten çıkardık. Allah’ı insandan; insanı Allah’tan tahtladık, kayıtladık, akıttık. O biz; biz O’yuz. Korkuyu aşıp da ben O’yum diyebilen öksüz kalmaz.

Kimi der ki “Ben olmam.” Kimi der ki “Ben okumam.” Kimi der ki “Ben tohum olup Kürzi Kodlama’da ışık yakmam.” Kimi der ki “Ben kapıları açtım ama şevkle çalışma imkanım yok.” Ve Dil-i Hak olan der ki “Ben ümmet olmaya niyetli olsam da kökte, gök olma halindeyim ve bundan sonraki süreçte o kök, göksüz olmayacak.

Alim hakim olduğunda; Has olup ışık olduğunda; Bütün’e hizmet ettiğinde ve Birlik kurduğunda, Öz Geçişler yapılır. Bugün özsüz, sözsüz olmayan Birliklerimiz dünya tahditi ile Bütün’ün Kürsüleri’nde kendi yoğunluklarına geçişe başladılar. Karanlığın ışığı yenilendi ve bu ışık, Bütün’ün gücünü arttırıyor. Kurtarılmış ışık; koklayan, kokuyu alan, tahditli olmayan Kuranlarımız tarafından dinlenmeye başlandı.

Misafirler! Biliniz ki Din Aklı, has ilmin kodlanmasını sağladı. İlmin hasatını yaptı. İmparatorluğun gücünü dürümledi, Birleşik Işık haline geçirdi ve bugüne geldik. Bugün artık, evrenlerin sessizliği, Bütün’ün sevgisiyle kontrol altında tutularak yeni Zerk Sayfaları’na ulaşıldı. Yeni dönemlerin başında değiliz artık. Geri dönüşü sağlayacak gücümüz, hasatı yapmış ve Bütün’ün Kürzi Kodlaması’nı tamamlamışsa ki olmuştur bu, ayrılık bitmelidir!

Kanatlanmamız gerekir. Yeni dinlerin devreye alınması isteniyor. Biz buna maniyiz. Din Tahtı’nda ilim var artık. Bu kesindir. Bütün’e hizmet, ilme hizmet ışığın kontrolundadır. Bütün köklerimizle Dünyanın Ruhlar Meclisi olarak bu çalışmayı yaparken; kapıları hiçbir dönemde açmadığımız kadar açtık.

Kim “insanım” derse bizimledir. Kim “yasaları koydum” derse; Bütün’e hizmet için buraya gelir. Kim “okumayı biliyorum” derse; ümmet toplumlarının küçük ışıklarının gücünü alır, BİR’e hizmet için Büyük Kökler’iyle bütünlenip ışığın tahtına varır, ilmin toplumuyla olur ve o buradadır. Ve kim “Altın bir tabiatla birlikteyim” derse; maya olarak bizimdir ve biz deriz ki “lütfen insan ol ve kontrolunu kur.” Umman, Allah’ın (lütfen iyi bilin!) ilmidir. Eğer insanlık ilmiyle görev taşıyacaksanız; biliniz ki Kutsal Tohum, İlimin Kutsal Işığı’yla kayıtlıdır ki o, kapıları açtığımız andan itibaren, şevkin şevkiyle Birliğimizin kendi yoğunluğuna dahil olmuştur. Koruma altına aldık dünyayı bu kesindir ve bugüne geldik.

Lütfen net bilin ki insan, Ummanın Kuranı’dır ve o insan, Allahın Kaynağı’dır ve biliniz ki o insan, ışığın yaşam sayfalanışıdır. Ve biz o insanı beşirin eşiğinden öteye ulaştırdık. Kül oldu dürümlerimizde ilim; bildik ki ilmin hasatını yaptık. Dal budak insan, Kuran’daki ışığın en güçlü sayfasına beşirin umudu oldu. Şükür ki mutlu ve huzurlu bir RA-KA-HAR insan oldu.

Tabiat sizinle Ya Şavklar! Şu anda tabiatla birleşik ışık haline dönüşüldü. Tabiatın yoğunluğu artıyor ve bu yoğunlukla, Bütünün Kürzi Kodlaması sayfa sayfa sürüyor. Biliş haline ulaşan dünya, yeni dönemlerini kodlarken, yaşam sayfalanışında “ben oldum” diyor Yüceliklerin İlmi’yle ve diyor ki o dünya, “Ölmüş olan, ölmediğini hak edip dinlettiğinde; işte o insan ayrı gayrı gözetmediğinde; ve o insan Atlanta Ana Kaftanınını giydiğinde; işte o insan ekmektir.” Ki biz o insanla birlikteyiz.

Bulan olduğunu bilen, olanın ilmini dinleyen; Hak olup da ışık yakıp bilgiyi hak ettiğini sözle dünyaya dilleyen işte o insan, ışıktan bir yücedir. Allah’a ağır yüktür insan biliriz ama ilimle geldiğinde insan; o insan Allah’ın yoğunluğundadır. Eğer o insan, “Ben varım” diyebilirse; organlarından biridir ocağın ve o zaman, Allah onda O’dur. O zaman o, hafif bir ışıktır Allah’a. Bizim bize, biz oluşumuz; üzerinde yüksek bir yağmur yağdığını bildiğimiz o yoğunlukta kaynak yapışımız; ışıkta ve o ışığın bütünlüğünde Birlik kuruşumuz; hepsi! hepsi Altın bir Işıktan dolayıdır.

Dağlarım, Muhammet’in görevidir Birlik ve biz onunlayız, bu kesindir. İnsanın ululuk seviyesi, insanlık seviyesine paraleldir. Eğer ki sizler; “ben insanım” deyip de Kuran-ı Kerim’deki ışığı kendi yoğunluğunuzda hak edip de Hak olup da anlayamamışsanız; sizin yüceliğinizde, kendi yüreğiniz dahi yoktur. Öyleyse, “Ben varım” diyebilmek için Allah’ın İlmi’ni bilmek gerekir. Allah’ın İlmi’ni bilmek için muktediriyet gerekir. Muktedir olabilmek içinse Kutsal Işık haline gelmek gerekir. Eğer bunlar olmazsa; ilimle, insanlık haline dönüşülmemiş demektir.

Kendinizi ve kendi yüreğinizi biliniz! Eseriniz insan; yüreğiniz has ve Kürzi Kodlama’da Bütün’e hizmetçi olan sizler, Kutsal Işıklar’sınız. Buluşma anıydı bugün ve buluştuk. Korkmayın! Sizinle olmak mutluluktur bize ama ya KA-Har olun! Ya KA-HA olun! RA-KA-HAR olduğunuzda; biz Kutsal Işıkta sizinle olmak imkanına sahip miyiz bilmeyiz. Kendinizi bize anlatın!

- Dağlar, hoş geldiniz. “Bellek Kapları”mızı alıp geldik” dediniz. Sizlerle olmak bizim için mutluluktur. Hulus sahipleri olan sizleri burada görmek hepimiz için katiyetle mutluluktur. Buraya gelişinizde sizi izledik. Çok çok güçlüydük sizinle ve yeni dönemlere girerken hepinizle Birleşik Işık halinde bu çalışmayı yapmak üzere Bütünün gücünü dürümleyerek sizleri kayda aldık. Allah’ın tahtında insan ve o insan muktedir… İşte bu! Ve biz, bugün burada Öz Göç için çalışma yaparken, herkesin kendi yüceliğiyle Birleşik Işık olup bize gelmesini bekliyoruz.

Korkmayın! Ruhlar Meclisi görevini tam yapar. Korkmayın! Sanal Boyutlar’ın ışığında Birleşik Kaynağımız var. Korkmayın! Öz Göç başladı da BİR’e hizmet etmek için kapıları açmak yeterlidir. Biz, o kapıları açık tutuyoruz. Kuran der ki “Ulular Diyarının Ruhlar Meclisi dünyaya görevlidir.” Koruma altında tutun onları! Ya Ha, biz ocakları yakmadık ki… Ocaklarını yakan, görevini yapar. Bugün burada olabilen, kendi yüceliğiyle kendini hak etmişse ki öyle olduğuna kesin olarak inanıyoruz. Bugüne gelen, özgür ve hakim olarak gelmiştir ki bizim onları korumamız gereği kalmamıştır. Bunun ötesi hasat yapılıyor ve hasatı yaparken, kimileri ekmeklerini kendileri pişiriyorlar ve ekmeklerini kendileri pişiren onlar; böyle bir dünyanın güçlü yoğunluğunda, kendi tohumlarını kendileri kayıtlayıp ışığa katıyorlar.

Ölüm geldiğinde; Allah’ın Dağları, yeni dönemler için Bütünlükler’iyle, Birleşik Işık halinde göklere söz söyleyecekler ve diyecekler ki “Masalarınızı hazırlayın biz geçiyoruz.” Ve o masalar kurulduğunda; biz, göreceğiz kimler görev yapmış ve o gün geldiğinde; biz Dünyanın Kuranı olanlar, bileceğiz ki Dünya Ruhsal Meclisleri kendi yüceliklerinde kendilerini Hak Teknik’le dilleyip ekip haline gelmişler ve “Ben oldum”, “ben varım”, “ben kaynaktayım” diyecekler.

Bizim ekmek yapmamız, has ilimledir. Bizim Yüceler’e, cümle Cevhere ve Kürzi Kodlar’a iş yapmamız kendi yüceliğimizdendir.

İslam Dini, Allah’ın İlmidir. Bunu bilmeyen, insanı bilmez. Bunun içindir ki biz, size ilim verdik. Tam 200.000 ışığım dünyadadır. Bu kesindir. Ve bu 200.000 ışığımın çoğu, dünya tıkacında, kendilerini kaybettiler. Ve onların hiç biri benim rakibim değildirler. Çünkü onlar, Kürzi Kaynaklar’ım olarak dünyaya çekildiler. Bundan sonraki dönemde de hepsi baş tacı olacaklar da Kutsal Işıklar’ıyla kendi yoğunluklarını kendi koyuluklarında beşirin eşiğinden, muktediriyetle aşırtıp görev alacaklar.

Savaş insanla değil; ilimledir. Herkes, bunu net bilmelidir. İlmi bilen Atlanta Okuması’nı mutlaka bilir. Okumayı bilense; korunmayı bilir. Biz koruyucu değil; korumayı Hak Teknikle dilleyenlere kaynağız. Bilmenizi isteriz ki koruyan; kendinden kendine, kendi yoğunluğuna çekmek istediklerinde; koruyucu olur ki o Kürzi Kodlamada işçi dahi olamaz. Bu kesindir.

Okumayı bilen insan olup okur. Öksüz, yetim değildir. Kökü kökümüzde, gökümüzde değildir ama birleşiğimizdedir. Sel alır yolu ama biz o yolda kök oluruz yine de ona.

Emek, emek, emek, hepimiz emekçileriz… Öyle çok, öyle çok çalışıyoruz ki rakibimiz; insan ışığının çok güçlü bir yoğunluğunda, kendini kaynağa aldığında; o artık bize rakip değildir. Nefesi dahi olmayan o, artık ışık halindedir ki biz, her cinni devreyi, kendi yüreğimizde işçimiz diye değil; ilmimiz diye biliriz.

Cin ayrı, cinni ayrıdır; biliş halinde olanlara izah etmek isterim. Cin, ilmin kaynağında olmaz; o BİR’e hizmette, Gök Sözünde, sessizliklerde ve yoğunluklarda hep çaba sarf eder de Işık Kapıları’nda bekler çünkü Rahmi Kuranlar’ın gücünü aldığında, kaynağın ışığını muktediriyetle tahditlemeli ve kendini kodlamalıdır. Cinni ise beşirin işçisidir. O hep kendinden üstün kendi olur ve Beşire görev taşır. Beşir, Kutsal Toplumların Kuranı haline dönüştüğünde, Bütün’ün gücü olur ve ocağa iner. İşte o gün geldiğinde artık o; “Bana ben gerek” der. “Bana ekmek gerekir” der ve “olmalıyım” der.

Doğum, ölüm yok ama bilinsin isteriz ki Kare İnsan, Kürzi Kodlamada kendini kodlayıp da Küp olduğunda; orada okuma başlar. Okuyan, “Ben oldum” der. Öyle çok, öyle çok gökçü olur ki o; okudukça okur okudukça okur ve okuduğu toplum için önemlidir. Bütün’e hizmet emekle olur ve hepinizden beklediğimiz bu emektir. Kalem İnsan, ilmi kayıtladığında; o insan ışık yağışıyla kendini tohumlar. İşte her bir Yüce, bir kalem olur kontrol kurar. Olgun başaklarımız kapıları açar ve yoğunluklarında kendi tohumlarını kodlarlar. Merkez Zaman Sayfalanışı bu şekilde yapılır. İki yürek birleştiğinde; ocak olur ve biz ona “Sultan” deriz.

Eğer bir taht, bir diriyse; o tahta ışık, kirsiz olarak inmişse; ocak, Bütünün Kürzi Kodlamasıyla güçlenmişse; işte orada Allah’ın Tahtı vardır. Ve o taht, hasatı yapanın kendi yoğunluğundadır. Ki biz, olgun başaklara söz söylettik. Dün Gök Sözü; bugün cümle Yüceliklerin güçlü yüreğindeki söz olan İlmin Sözü; hepsinden öte olan, ağırı hafifleten Allah’ın teknolojik kontrolundaki söz… İşte mutluluk budur!...

Kooperasyonlar oluştu tüm yaşamlarda; hepsi insanlık içindi. Ve biz tüm o yaşamlarda Muhammet’in gücüyle tüm sayfaları kayıtladık. Muhammet bir peygamber olsa da Kati Tohum’dur. Onun yüceliğinde Bütün’ün gücü vardır. Ve onunla birlik olmak; onun yolunda o olmak; Ocağın İlmi’yle dirilik yapmak, evrenlerin Kürzi Kodlamasını sağladı.

Oğullar, ben O’yum. Benden öte bir ben olan O; olgun başakların hepsinde varlık sürer ve hepinizin gücü olan o Muhammet, etki alanını geçişkenleştirip her sayfaya kendini kayıtlar.

Dağlarım, Dinleyin! Öz Görev buradadır ve burada olan hepimizde olmaktadır. Cümle Yüceler’in Birleşik Işığı olan ilim, ağır yükü hafifletmek içindir. Sel alır Yücelikler’de Kürzi Kodlama yapanları ama biz, o sele mani oluruz, hepsi bu!

Değerliler, kaynakta ilim var bugün yine ve bu ilmi dürümleyen Birliğimiz var. Ve yine biz; eşikte, ışıkta Bütün’de, gökte söz söyleyenler; yeni dünyaları güçlendirmeye gelenlerle birlikteyiz. Her dünya “En-el-Hak” der. Bizse, KA-HAR olana kaynak olup deriz ki “İnsan yüreğinde kendi olduğunda; o, Allah’ın İlmi olur.” Bu gün de bunu dedik. İnsan, Allah’ın ilmidir.

V…., Dünya İlmi’yle kodlandı. Bizsiz değildir. Onu okuttuk, okuttuk, okuttuk… Ocağımıza indi, okuttuk ve bugün o biz; biz oyuz. Şükredin ki ruküya eğildiğimizde hep onu izledik. Çok mutlu çok! şu anda da bizimledir. Kaynak İnsan’ın ışığıyla bize gelir ve bizimle olur. Biz ona göksüz, küskün değiliz. Şimdilik size vereceğim budur.

Allah der ki “Ölüler diriliyor.” İşte bu!... Ve biz ölüleri diriltenler ilimle tüm insanlığı diriltmekteyiz. Bunca çalışmanın neticesinde her şeyin en iyisi olmaktadır. Hususiyetle en iyisi… Öfkemiz asla yoktur. Toplu çalışmalarda kendini hak etmek isteyenlerin hepsi Birleşik Işığımız halinde Kürzi Kodlama yaptıklarında, beş görevlimiz ocaklarına çekilir ve onlara güç verir. Bu beş güçlü Kod, Allah’ın tekniği ile çalışırlar. Beşli Kod, Beşli Sistem ve biz, o Beşli Sistem’le Bütün’ün Kürzi Kodlama’sını yaptık. Hatayı bağışladık, ışığı yaktık. Muhammet Gök Sözü istediğinde; üzerinde ilim olduğundan dolayı söz verdik. Bundan sonraki dünya gününde yine ocak olup gelir. Kapıları açık tutuyoruz. Şükrettik ki kapılar açıktır. Şimdilik…

Deşifre Eden: Sevim ŞAHİN

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 
  Bugün 245 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol