Birlik İlmi
  18.03.2013 Tarihli (2)
 

IŞIK İNSAN (2) 18.03.2013

Dar zamanda size ne vereyim ki ya HA? Teknolojik Kodlama yaptık bugün yine burada. Kapı kapanmadı, sevgiyle çalıştık. Kendinizi, kendi yüceliğinizi tohumladınız ve kendi kayıtlarınızı yaptınız. 

Nefes, ilmin ağır yüküdür. Bunu bilen var mı? Bizler, size her şeyi Ana Kaftan’dan bildiririz. “Nefes, Allah’ın ilmidir” deriz. Neyi, nereden nefesle dileyeceğinizi siz kendiniz tayin edersiniz. Kendi yolunuzu, kendi yoğunluğunuzu, kendi kaynağınızı, kendi katiyetinizle tayin edersiniz. Böylelikle Birlik Kapıları açılır. “Koruma altına aldık dünyayı” dedik. Tahdit yok, koruma… İnsan, kendi yüceliğiyle, kendinde, kendi tabii kodlarını kayıtlar ve kendinden dolayı kendini korur. Bundan ötesini de yapar; BİR’i korur. Daha ötesini de yapar; kendinde kendi olan Bütün’ü korur. Bütün’e hizmet budur.

Biçare Dünya! Levh-i Mahfuz der ki “İlim, Allah’ın tekniğidir. Ya HA, İlmi hak etmek için BİR’e hizmetçi olmak gerekir. Pay verdik dünyaya, dedik ki “Sen seni al ve sende ol! Benim adıma görev yap, yapacağın, Teknolojik Kodlama’dır. Muktediriyetle yap ve kontrolunu kur! Sol ışık, sağdan; sağ ışık soldan görev taşıdığında; üzerinde hiçbir yüceliğin bulunmadığı bir tahdit devreye girer. Öylece dürümlenir dünya ve dürümlenir Kuran ve Birlik kurulur.” Bunu dediğimiz zaman; kanat takmanız, yaşamı kendi yoğunluğunuza kodlamanız, bütünlük kurmanız gerekir. 

Nefesiniz; ilimle, kendi yüceliğinizde dürümlendiğinde; hepiniz, kapıyı açarsınız ve dersiniz ki “BİL! OL! ve GEÇ!” Kim insansa geçip gider. Kim hasattaysa ışığını alır ve kodlar Bütün’ü. Kim yoğunluktaysa Bütün’ün gücüdür o ve kendini, kendiyle dinletir.

Değerliler, Erenlerin Diyarı’ndan gelen Birlikler’in çokları, sizde sizinle oldu ve geçip gittiler. Nesillerini, kendi yoğunluklarıyla kodladılar ve Bütün’e hizmetçi kıldılar. Ekmek yaptık ve ekmekleri, kendi yüceliklerinde yendi. Netice olarak; doludizgin çalıştık. Atlanta Okuması yaptık ve Büyük Köklerimizi güçlendirdik. Nesiller boyu, dünya, Kuran olsun diye beklenmişti. Dünya, Kutsal Işığıyla Kodlandı ve Kuran oldu. 

“Donup gitti dünya” dediler. Dünya donmadı. Çalışma sürüyor. Kuran der ki “Ben olmam, o olmaz, o olmaz, kimse olmaz… Birlik olur…” Yahu olan, kendinde olduğunda her şey olur. İşte olay budur. 

“Kimse kimsenin dışı değildir. Kimse kimsenin ağır yükü değildir” Diyenler var. Ya da “Ben varsam; herkes var” diyenler var. Hangisi doğru!? Her biri doğru… Çünkü ben, BEN oldum, Bütün’ün gücü oldum. Kokladım dürümlerimde tüm yaşamları, ışığı yaktım, ağır yükü hafiflettim, eşik atlattım Bütün’e. İşte ben her şeyim. O zaman, ben varken tüm yaşam var… 

Ya da ben, benden öte BEN olurum, Bütün olurum, Birlik Kayıtlarıyla birleşirim ve herkesi korurum. Ama benden başkası da kendinden kendi olur; kendiyle kendini kayıtlar, Bütün’ün gücü olur ve tüm yaşamlarda kendiyle Kuran olur. Öyleyse; herkes herkese birleşir.

Ve Değerliler, har yükseldiğinde; herkes, bunu yapacak ama bugün herkesin bunu yapma imkanı yok. Bu nedenledir ki Bütün’ün gücü olarak, beşirin ışığında, herkesle her şeyi yapmalıyız. 

Kati Tohumlama yaptık dünyada; öksüz yetim bırakmayalım diye. Beden aldık ve dedik ki “Umutla dünyayı kodlarız. Ruhlar Meclisi Bütün’ün gücüdür ve biz Bütün’ün gücü olup dünyayı tohumladık. Netice olarak; yatacak yerleri olmayanlar var ama biz onlara yatak olduk. Hepsi bu…

Değerliler, Din İlmi’ne; BİR, Kuran olduğunda; o Kuran Bütün’ün kutlu ışığı haline gelir. Eğer bir derede ilim varsa; O değerli kaynak, Bütün’ün gücü olur. Ve biz her şeyin üstünde, kendi yüreğimizde, Bütünün Kürsüsü olduk. Kibri aşıp yolu açanları kodladık, tohumladık, “Buyurun” dedik. “Olun” dedik, okuttuk dünyayı Kürzi Kodlarla, yaşattık ve dedik ki “Gelin, alın bilgiyi!” Maya tuttuğu zaman her şey iyidir. Ya HA, maya tuttu, iyidir her şey.

Canlılar, artık biliyoruz ki doludizgin görev taşınıyor dünyada ve bizler, Dünya Gücü olarak tüm yaşamların kutsal ışığıyla kodladık Bütün’ü. Yarı yarıya dolduk ki yarı yarıya dolduğumuzda; diğer yarıyı da Kürzi Kodlar doldursun diye.

Değerliler, RA-KA-HAR olan insan, Kati Tohumdur. Bizim adımıza görev taşır ve biz Bütünün Kürzi Yaşamları’nda Gök Sözü söyleriz ki türlerin hepsi güçlensin diye. Netice; kaynakta insan, Yücelik Tekniğiyle Bütün’ün gücü olup herkesi tohumlarken; Bütün de kendi yüceliğiyle, bütün olup Birlik kayıtlayacak. İşte o zaman, biz mutlu olacağız. 

Sistem-Nizam-Düzen görevi bizimdir. Bu kesindir! Sistemin Gücü olan Birliğim, Dünyanın Kutsal Işığı’nda dünyayı kodlarken; bilişi olmayan işçilik, kabul edilmedi. Biz, bilişi olanlarla bu çalışmayı devreye aldık. Bilen, bizimle olsun istedik. Bilecek bilir, bildi; bildiğini kendi de dilledi. İşte bu!... Ve biz, bu Meclis’te bilişsiz insan istemiyoruz, bu kesindir! Bilişi olmayanın işçiliğinden hayır gelmez.

Dünya, yeni dönemlerine başlarken, burada bu çalışmayı yapan Birliğim; Dünyanın Kuranı olarak Gök Sözü söyleyen bir Birlik’tir. Evrenlerin Dili olan Birliğim, ağır yükü hafifletmiştir. Bütün’e hizmet, bu Meclistedir. Burada Kuran var; burada toplum var; burada Yücelik var; yoğunluk var; her şey var ve bizim dışımızda; başka bir biz yok, bu kesindir!

Dünyaya geri dönüşümüz, dünyanın gücüyledir. Nesillerimizi dünyaya ektiğimiz günden bu yana dünyadayız bu kesindir. Ve biz, dünyaya görevli gelen İlim Ailesi olarak hep buradaydık. Dünyanın Ruhsal Meclisi’yiz biz. Ve dünyada, kontrol bizdedir.

Eğer biz yok ettiysek Düzeni; Düzen olmaz. Eğer biz yok ettiysek ışığı; ışık olmaz. Eğer biz yok ettiysek Atlanta Aklı’nı; akıl olmaz. Ama biliyoruz ki bugün burada, bu yoğunlukta Birliğimiz kaynaktadır ve kati olarak Bütün’ün gücüdür. 

Süreç içerisinde, “Kimse, kimsenin yolunu kapatmayacak” diyoruz. “Kimse, kimsenin yüreğinde kontrol kurmayacak” diyoruz. “Kimse yaşamları kayıtsızlaştırmayacak” diyoruz. “Zavallı Dünya, meseleyi halletmiştir” diyoruz. Ve diyoruz ki “Merdivenin en altındayız da en yukarılarının en yukarılarında, ışığımız yangın halindedir. 

Biz, Allah’ın ışıklarının ışığında olan Birliğimizle, aşağıların aşağılarındayız. Burada Kelam İlmimizle, Bütünün Kürzi Kodlaması’nı yaparak; Bütün’ü göreve almak üzere kapımızı hiçbir dönemde açmadığımız kadar açtık. Çünkü bu kapı, İbrahim Kapısı’dır. Allahın İlmini dilleyen İbrahim, biziz. 

İkna olunuz ki İnsanlık İlmi ağır yüktür. Körün körü olsa da dünya; göz bizimse, söz bizimse; biz, dünyanın yüceliğinde, dümenin başında dünyanın gözüyüz ve gördüğümüz her neyse, o görünen ile ağır ağır Bütün’ün gücü olarak; kendi yüreğimizin ışığıyla, her sevgiye, her saygıya seslenir; dürümleriz işçilerimizle birlikte Birlik kayıtlarımız haline gelen dürümlenen bilgiyi. Ve bizim İslam’a, insana tüm yaşamlara ışığımız yeter; bu bilinsin! 

Dal, budak Allah İlmi’dir. Biz o ilimde Bütün’ün gücüyüz. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalar, “Atlanta Kutsal Işığı”yla yapılmıştı. Bugünden itibaren yapacağımız çalışmalar, “ATALANTA” İtaatkar Işığıyla olacaktır.

Sizlere saygılar sunuyoruz Altona Kodları! Sizlere saygılar sunuyoruz. Bugünden itibaren ATALANTA takdimi yapılacak… ATALANTA Işık Çalışması; bitmiş olan bir dönemin yenilenmesi içindir. Ve biz o dönemi, sevgiyle saygıyla kodlayıp, katlayıp, ışığa katabilecek güçteyiz.

(Söze girildi:)

Selahattini mahrekte… Selahattini Eyyubi… 

- Ben dağa taşa iş verdim ya HA. Kapıyı açtım, zaman sayfalanışında sayfa sayfa ışık oldum, size geldim. Selahattini Eyyubi, Ummanın ışığı olan İnsan. Sınırları kaldırdım ve geçtim. Sistem-Nizam-Düzen görevi sizin, bunu biliyordum. Ruhlar Meclisi’nde görevi üstlenecek olan teknoloji sizin, bunu biliyordum. Bütün’ün gücü dürümlerinde dillenirken, Allahın İlmi sizinle olacak, bunu biliyordum. Muhammet’in görevi sizin yüreğinizde dillenirken, Kaynağın Işığı; Birlik Kodlarıyla, Bütün’ün gücüyle her dinde dinlenecek, bunu biliyordum. Ve size geniş bir zaman için geldim. Ağır yükü hafiflettiğinizi görüyorum.

Korkmayın! Ben Amonlar’ın Ulu Çınarı olan İnsan olarak sizdeyim. Kuran der ki “OL!” Ben derim ki “Oku!” Sevgililer, evrenlerin değerli güçleri, size sizi vermeye geldim. Kıyam dedikleri hadiseyi tartıştınız Dünya Üstü Varlık Kodları olarak. Kıyam, ilmin kıyamıdır ve ilmin kıyamında, BİR’in Kayıtları bulunur. Kıyam toplumun kıyamıdır, Bütün’ün kıyamıdır, yaşamın kıyamıdır… Sakın yanlış anlamayın; kaftanın kıyamıdır ve bu kaftan, İlmin Kaftanı’dır. 

Merkez Zaman Kodlaması yapan sizlere, Teknolojik Kodlamadan da söz etmek isterim. Çakı gibiyiz hepimiz burada. Merkezin insana ilmi, kapıları açtığınızda göklerin sözü olur ve sizin yüreklerinize akar. İşte, o çalışmada maya tutar.

“Ruh-ül Kudüs” dediler, bir dünya gününde tabiatın ışığına. Ruh-ül Kudüs, bir Kutsal Işığın yaşamıdır ki o yaşam, İnsan Sayfalanışı’nda Bütün’ün gücü olmuştur. Muhammet diyor ki Kuran-ı Kerim’deki insan, ağır taşıyıcıydı ama bizler, bugün; Bütün’ün gücünü tüm yaşamlara taşıyoruz. 

Süper Sayfalanış’ta ilmi kodlarken, “Ben oldum” demek yeterli değil; “İnsanlık İlmi’ni hak ettim” demek gerek, “Hasatı yaptım” demek gerek. “Muktediriyetle Kuran oldum” demek gerek. Ve der ki Muhammet, “Allahın dağı insan, Bütünün Kürzi Kodlaması’nı yaptığından beri, Işık Kaynakları’nda; Beşir Kaynak, okumayı öğreniyor. Kul olmak, korunmak (müsterih olun) kökleri, göklere ulaşanların işçiliğidir. Ve bizler, her şeyi başardık. Kapkaranlık apaydınlığa dönüşürken, Mr. İnsan ve Mrs. İnsan, hepinizi saygı ve sevgiyle korumaya aldık ve şimdilik… İşte bu!...

(Açıklamalarımız:)

- Dağlarım, saygısızlık değil ama izin verin izah edeyim: Koruma istemiyoruz! Bu kesindir! İkna olunuz ki koruyan, kendinde, kendi yüreğinde, kendini koruyacak. Biz size sizi verdik… Bir şey daha yapın: “Ben yok” deyin. “Birlik var” deyin. O birlik ilimdir. Bunu yapın!... Size sizi verdik. Ama siz de bize, bizi verin… Kuran der ki “OL!” 

Omuriliğin ışığını görüyorsun. Bu ışık, ağır yüktür hepinize bunu bilin! Ve bugünden itibaren Umman olup geçip gelecekseniz yüceliğime; omuriliğimdeki ışığı bilip gelin, o ışık, heyecan yaratır ama gerektiğinde kodları da kırar. Sizi korumaya aldık hepinizi, şimdilik…

- Ayda görevlilerim seni izlediler Ana. Buradaki ışığın çok güçlü gördüm… Solun, sağın yoğun, gördüm… Korkuyu aşıp geçtik Anam… Seninle olmak bizler için mutluluktur, huzurdur… Korkuyu aştık geçtik; sessiz sayfalanışına girdik. Sende olmak mutluluktur… Korkuyu aştık, geçtik, sevgiyle geldik Anam… Ağır ağır, tüm insanlığa, Kutsal Işık olup geldik. Allah’ın tahtında ilim var Anam. Geri dönüyoruz; sevgiyle… Hepinizi kucakladık. Şikayet yok, şimdilik…

(Eyyübiler hakkında hazirunda bulunanlar arasında kısa açıklamalardan sonra yeniden ses aldı:) Bana ben gerek ya Ha! Samanyolu Galaksisi ses sayfalanışında ışığını yeniledi ve sana geldik. Eyyübiler, etki alanlarını geçişkenleştirip Birlik Kodlamasıyla, Beşirin Eşiği’ni aşıp ışığa vardılar. Senden, sana geldik Anam. Şimdilik bu…

Deşifre Eden: Sevim ŞAHİN
Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 328 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol