Birlik İlmi
  22.08.2012 Tarihli Çalışma Sonrası Akış
 

SULTANLIK Sonrası Akış (22.08.2012)


Tam 200.000 ışıkla bugün sizinle olduk. Canlarım, biri bire katın ve deyin ki “OL’du” Biz Rahmanın Kuranları hepinizle birleştik. Çok mutluyuz çünkü Ruhsal Işık, sözünü söyleyecek dürümde hepinizde birlik kurdu.

Maya tutmuştur Canlarım. Hepinizin yeni dönemde görev taşıyacağınız kesindir. Yeni Dünya Işığı, yenilerin ışığı, artık ağır yükü hafifletenlerin Kuranı oldu. Süssüz bir çalışma yapıldı bu Mecliste ve bu Meclis, BİR’in Kelamı’nı kendi yoğunluğuyla dünyaya çekti. Şimdiye kadar yaptığımız hiçbir çalışma bu derece güçlü olmamıştı.

“Dört Gök Sözü söylendi dünyada” dedik. Bu Gök Sözleri’nin hepsi insanın ışığında söylendi. Yazılarınız; Dünya Işıkları’yla, kontrol altında dillenmeye başlandı. İlim Ailem dünyanın göklerinde söz söylüyor. Bu söz, Altın Işıkların Kürsüleri’nden dürümlere iniyor. Buraya gelen burada çalışır ve biz dünyaya inerken, nerede olacağımızı bilip geldik.

Biliyor musunuz ki bu Meclis, Dünyanın Kaynağı olarak göklere ses veriyor. Bu Meclise Gök Sözü söyletmek kolay değildi ama sizler bunu başardınız, hak ettiniz. Cümle Yüceler’in bu Mecliste bulunabilmelerine imkan verilecek. Herkes buraya gelmek isteyecek ve görev taşıyacak. Cennet insanın ışığıdır ve sizinle olan herkes, cennetin ışığı olacak. Kendinizi ekmek diye bilin ve yenen bu ekmek, herkesle yenecek. Kapıları kapatmadan Bütün’e güç verin.
Çok mutluyuz bu gün, Sultanlığımızla, süreçlerin en yüce Kürsi Yaratıcı Işığı’nda ve bu Mecliste bulunmaktan.

“Savaşın galibi yoktur” dediler. Biliyoruz ki savaş ışıkta yapıldı. Savaşı bilen Allah’ı bilir. Ve Allah sizde, Süper İnsanlık Ruhsal Işığı’nda savaştı. Herkesle savaştı ve size şunu bildirmek isterim ki Allah, savaşta her şeyden ötedir ve galipten öte galiptir. Ve Allah’ın kazanmadığı savaşın kazananı olmaz. İşte Dağlarım, Allah savaşı kaybettiği zaman o savaş, yanıp tutuşup ışık olmaya çalışanların kendi yoğunluklarında kaynak olamayışlarındaki kayıptır.

Ve dünya artık kaybetmeyecek. Çünkü savaş, Allahın Tanrısal Işığı’nda gerçek Kürsüler’le yapılıyor. Büyük Gök söz söylerken, Yer de ses verir. Bugün Büyük Gök söz söylüyor. Siz de oraya ses verin; sizi dinlemek istiyoruz.

(Açıklamalarımız:)

- Peki, Dağlarım, kapıları kapatmayın! Herkesin bu bilgileri okumasını bekliyorum. Hepiniz saygıyla selamlandınız. Gelişinizle bizler, bütün kötülükleri önleyecek güçteydik ve körün koru olan bizler; Gök’ün gökündeki sözde, seste herkesin yenilik yapmasını bekledik. Şikayetim var mı? Yoktur ama bilmenizi isterim ki buraya gelirken muktediriyetle gelmelisiniz. Gelişinizi mutlulukla karşıladık da görev yaparken kırık olmanızı asla istemeyiz.

Çılgın gibi bir çalışma yapıyoruz burada. Bu çalışma, etki alanımızın geçişken olmasından değil; hakiki olmasından da değil; Altın Tohum olmasından da değil; Atlantanın Kuranı olmasından mıdır acaba? Yoksa okumayı bilmeyenlere okuma öğretmek için çabalamaktan mıdır?

Değerliler, hepiniz net biliniz ki okuyucular yoksa kayıt yapıcılar da yoktur. Biz bilgilerimizi okutmadıkça kayıt yapmayız. İlim Ailem şunu net bilsin ki dünyaya geri dönen birçok Kürsü, bizim yüreğimizdeki tahditli bilgileri alıp dinleyecek güçte dahi değil. Bu kesindir ve şu anda hepiniz buradasınız ne yazık ki çoğunuzun kontrolu yok. Bunu net olarak biliyorum. Kurtarıcı İlim Ailem, Bütünün Kürsüleri’nde BİR’e hizmet ederken bu Meclis’e gelenlerin de kendi yoğunluklarıyla inmelerini ve hakikiyete ulaşmalarını çok isterim.

Çanı çalmanız yetmez. Altın Toplumlar’ı da kotlamanız gerekir. Şeytan şeklinde insan sayfalarına inişinizi de bilirim. “Kömür Gözlü Dünyalılar” diyerek Gök Sözü söylerken ışık kırdığınızı da bilirim. Ve benim adıma kendinizi hak edeceğinizi düşünerek; kendi yüreğinizde, kendi yoğunluğunuzda benim ilmimi istediğinizi de bilirim. Sevgiyi saygıyı hak edene, bu sevgi saygı bildirilir.

Hepinizin net bilmesini istediğim bir husus da bu yol, Allah Yolu değil; bu yol, İnsan Yolu’dur. Haa!, benim adıma görev taşıyacaksanız; alın yolu, kendi yüreğinizde hak edin, başınız eğilmeden çalışın ama ben dünyada iken bu yolda insan varsa ki var; işte yaptığımız çalışma Allah’ın Teknolojik Tohumlarının Kürsüleri’nden öte olan İnsanın Kaynağına çalışmaktır.

Kara Kaplı Kitap Sultanlık; okuduk, okuduk da anlayan var mı bilmem içinizde. Bugün buraya gelen herkes, ayrı gayrı gözetmeden geldi, kesindir de. Kelam İlmi’ni Hak Teknik’le dinleyebilen kaç kişi var aranızda? Eserim Dünya’dır. Kuran’ım ışık ve ben Muhammet Kuranı’nın Gücü’nden örtü örtüp Işık Kayıtlaması yaptım. Çantamda insan var ve bu insan Allahın Işığı’ndan ötedir bu kesindir. Bunu anlayan var mı?

Fotoğraf çekiliyor şu anda, bilgi için. Ve diyorlar ki “Bir fotoğraf alalım, kim ne olmuş bilelim.” Fotoğrafta ışık yanar ve yandığında der ki “o, odur; bu budur, şu şudur.” Yahu fotoğraf bizde değilse o bizi dillemez ki.

Şimdiye kadar hiç kimseye hiçbir bilgi vermediğim söylendi. Benim cemaatim, herkese bildiri okuttu da Olgun Başaklarımın dışındakilerde; bildirileri okuyup anlayacak kimse yoktu.

Haa1 dedi ki “Ben varım.” Hala mı sen buradasın? Girdaplarına dönmeyecek miydin? Sen kökünde olmayan değil miydin? Solunda ışık, sağında biz varız öyle mi? Yok yarım, kaydınızı silmiştik sizin. Şimdiye kadar yasalar kondu ve yasalar kayıtlandı. Yenilik yapıldı. Işıklar yandı. Zarar ettiler. Zaman kotlamasında ışığı yıktılar. Bir şey daha yaptılar: İnsanın Ummandaki Kuran’ını yırttılar. Biz onları koruduk mu? Koruduk ama halen yırtmayı sürdürüyorlar. Özden ses alıp ışık yakmak istiyorlar.

Onlara ses veriyorum şu anda; verdiğim kendileri. Allah dedi ki “Onlara ver!” Ya da Allah’ın Tahtında olan dedi ki “Onlara ver!” Yahu, ben onların Kuranı değil miyim? Niye ben değil de onlar? Bende ben olup kendilerini dinlesinler ki çıldırdı yürek, ben olmak ister. Ben, dön bak dedim yola. Der ki “Ben senim” Yok ya-Ha, “şeytan şevkte gerek” der.

Ben eşikteyim Can! Kimseyi yıkmam ama gözü kör olanda Gök, söz söylemez; bunu bildiririm! Kulluk istiyor. Öf Canım, öf! Kulluk istiyor!... Ona sorun bakalım; göz, söz, ses olmuş da mı istiyor? Kara Kaplı Kitap olmaya çabalıyor. Hatayı affetmiş gelmiş. Ah, ah, ah! Lütfetmiş! Hatayı affetmiş gelmiş!… Nerede, neden hata yapılmış? Sorgu sual ediyor. Dağlar, ömür boyu çalışmış da korkmuş. Niye? Biz ocağını yıkmışız. Aşta, işte, okumada, öksüz bırakmamada, yenilikte, her şeyde biz, İnsan Işıklar’a Gök Sözü söyleyebilenleriz. İnsan Işıklar, söz söylemediklerinde, biz her birinden öteden ses verir; dünyaya iş veririz.

Korku bizdenmiş. Çok çok kötü çalışmalarımız olacakmış. Hepsini yakışmayan biçimde kıracakmışız. Kalpleri kırılacakmış, korunamayacaklarmış ve doruklardan kontrol istemişler.

İşte Dağlarım, bugün buraya gelenlerin bir kısmı bunlar. Ama çokları da korumacı olarak geldiler. Öyle!... Ama biliyorum ki dam dam üstünde olmaz. Benden üstün bir ben olduğunda, ben o olurum. Ama damın ötesinde, damın üstünde bir dam olduğunda, o dam ışıksız kalır. Çünkü dam damı kapar. Ve ben orada ışık yakmam.

Kütle İnsan, ışığını kendi yakar. Yasaları kaynağıyla koyar. Rahman’a kendi olup varır. Işığında, kendi; yüreğinde, kendi; tabiatında kendidir. Onun dağlarında o vardır. Ve onun toprağı odur. Görevi odur. Yüksek Kürsüler’in hepsi odur.

Şoför almış yürekleri taşıyor ve diyor ki “Gel seni de taşıyacağım.” Haa, biz ona şoförlük mü verdik? Bizi taşı mı dedik? Keskin dünya “Sol sağ” der. Biz ona “Kuran oku!” dedik. “Oku kendini” dedik. “Oluşan yeni dünyada, kaynağında, kendinde ol” dedik. Oldu mu? Olmadı!... Hah! Diyor ki “Sizi götüreyim, sizi koruyayım, siz benim için çalışın.” Haa! Niçin çalışalım? “Çünkü ben sizi koruyacağım ama siz de çalışın.”

Atlanta Ana Kaynakları diyorlar ki “Ölmüşler de bilmişler. Yahu, ölmüşse bilişi var mıydı?” dediler; öldük, olduk… Of Canlarım! OL’an insanda OL’ur. Bunu anlamışlar mı acaba? Öldüklerinde olgunlaşmaları insanla olur. Ve insan olmadıkça o yoğunlukta, onlar Kuran olamayacak olanlardırlar. Ve ölümleri bize, bizim yüreğimize kendilerini indirişleridir.

Sanal Boyutlar, dünyayı seslendirmek için çok çalıştılar. Kayıtlar yaptılar, dediler ki “Bilin; bu, bu, bu, bu oluyor...” Ne oluyor peki? “Dünya yenileniyor.” Haa! Biz biliyoruz zaten… “Ha şu, şu, şu da oluyor...” Hah! İşte bu!... Olmuştur zaten… “Ha yine de şunu, şunu, şunu da söyleyeyim…” E biz bunları söylemiştik zaten!... Dağlarım, işte bu!… Ve bugün verdiğimiz bilgiler, önümüze dökülüyor ve diyorlar ki “Bu, bu, bu, bu, bu, bu oluyor… Olmuştur zaten!...

Dağlarım, biz dinden öte dille, her şeyi bildirdik dünyaya. Biliyoruz ki dünya 6’dan 7’ye; 7’den 10’a; 10’dan 40’a ulaşıyor. Ulaşıyor da kendi toprağında şu anda 5. Sayfadadır. Bunu bile anlayan yok ve derler ki o birde, o ikide, o beşte, o yedide… Hala, hala kafaları basmıyor ya Ha!...

Biliyorlar mı ki dünya beştedir? Ve üstünde yaşam süren her biliş, Has Teknik’te kendindedir. Ve kendi neredeyse yüceliği, yüreği oradadır. Ve diyoruz ki “Bakınız! Dünya yeni dönemini başlatmıştır!” Hepinizin net bildiği gibi 1998’in önündeki yılda her şey tamamlanmıştır. Bunu niye böyle veririm? Çünkü 98’in önündeki yılı düşünmeleri gerekir, bilsinler! O kadar düşünsünler. Deriz ki bunu bile anlayamazlar…

Dağlarım, 2008’in önündeki yılda bu süreç tamamlanmıştır. Ve Canlarım, tam on yıl Beta Tahditli Kotlaması yapılmıştır dünyada. Bunu anlayan mı var ki? Ne desek boş!… “Süper İnsan, Sultan Kotlaması yapıyor.” dedik de anlayan yok. Dağlarım, dünya titreşimini Beta’ya çok çok önceden ulaştırdı dedik de onlar hala bekliyorlar…

2012 Yılı ve 21 Aralık. Değerliler, netice olarak o tarihte hiçbir şey olmayacak, bunu da söyledik. Bilişleri yoksa; aldıkları neyse onu hak etmeye çalışırlar ve ezberdir yaptıkları. Birileri verir; birileri “eh” der, “İşte bilgi bu” Ama bilse, alsa, okusa bilecek ki doğrusu farklıdır ve biz ne dersek, tohum olup deriz; okuturuz.

Yeni dönem için çalışmalar hızlanacaktı. İşte bugün burada bu çalışmaların birini yaptık. Yeni çalışma, ne oldu? Ocağımıza indiler; söz, ses istediler, dürümlediler Birlikler’ini, katiyetle dillediler. Gerçek kürsülerini bizimle birleştirdiler ve biz onlar… Onlar bizimle ağır yük taşıyacaklar.

Ya da birileri, bizim kırıcılarımızdı. Işıksız kaldılar, çıldırdılar, kurudular, kısırdılar ve yine geldiler ve biz onları da kapıdan çevirdik. Zirvelere güç katma niyetleri yoktu, kulluk yapma niyetleri yoktu, köklerinde güç yoktu. Ve şimdi artık misafirlerimiz gitmek istiyorlar. Kim onlar? Allahın Tanrısal Kotları, gerçek küçük ışıkları, bütün kötülükleri aşırttıklarımız, yasaları koyduğumuz zaman Gök Sözü söyleyeceklerimiz…

Ve bizde olmaya gelen bizden gitmek ister. Neden?

Çünkü ocaklarında umman var. İşte biz oradayız ve her gittikleri yerde biz varız bunu bildiler. Ve gönderdik, göklere sözümüzü ilettiler. Ve dedik ki “Biz size iş verdik, gidin gökte söyleyin! Biz dünyadayız ve dünya kurtarıldı, açıkça bildirin!” Ve onlara söz söyledik: “İnsanız, Allahın Tanrısallıklarında, Işıkları’ndayız. Gidin göklere bildirin” dedik. Ve dediler ki “Buyurun, görev bize verildi.” Üreyen dünya, artık kendini hak etti. Bu kesinlikle böyledir! Ve gözler dünyadayken Gök sözünü söyledi ve yer söz seslendirdi, ilim yaptı, diledi. İşte, olay budur.

Ve bugün artık, dünden çok daha üstün bir dünya, yasalarını kendi koyan; yüreğini kendi tertipleyen; ışığını kendi yakan bir dünya… Bu dünya bizimdir ve biz bu dünyayı Bütün’den mutlaka, mutlaka muktediriyetle koruyabiliriz. Niye Bütün’den koruyalım? Diye sordular. Çünkü Bütün, kürsülerinde, kendi yoğunluğunda kontrolunu kaybedebilir. Biz bu kontrolu mutlaka kurarız.

Artık, dünya yakışan bir çalışmayı başlatıyor. İnsan Kuranı’ını okutacak ve bu dünya mutlu bir dünya olacak. Bilinsin istiyoruz ki dünya bugün çok kötü bir süreç yaşıyor. Dünya Üstü Varlık Kotları da bu süreci tohumluyorlar ve kamçılıyorlar. Bugüne kadar yaptıklarını, bugün artık önlemeye başlıyoruz. Döndüklerinde görecekler ki Dünya, kaynağında kendini hak etmiş bir şavktır. Bu planette yaşam süren herkes, İnsan Soyu’nun tohumudur. Yeni dönemde, sevgiyle çalışılacak. Biliş haline gelen herkes tohum ekecek.

Bilinsin isteriz ki ülkeler arası savaşların sonuna ulaşılıyor. 2020 yılına varıncaya kadar dünyada sulh tesis edilecek. Ve bu sulh, herkesin kendi yüreğinin, kendi yoğunluğunun sulhü değil; BİR’in sulhü olacak. Orada kervan,insan olacak.

Ve bilinsin istiyoruz ki yeni dönemde, dünya nüfusu da kendi tohumlamasını tabii olarak kontrol edecek. Nüfusun artması dünya için sorumluluktur. Ama bugün artık dünya doygunluğu yaşanıyor. Tohumların kontrolu da daha net biçimde gerçekleşecek. Biliyoruz ki dünya nüfusu her yıl artmaktaydı. Değerliler, 2020 Yılından itibaren bu da kontrol edilecek. Denecek ki “dünya nüfusu, 20. Yüzyılın sonlarından itibaren sınırlandırılmaya başlanmış ise de artık bu nüfusun daha fazla artması, herkesin gıda ihtiyaçlarının ve diğer ekonomik ihtiyaçlarının; kontrolsuz kayıtlarda sıkıntı yaratması mümkündür. Bunun içindir ki herkesin, kendi varlığını idame ettirebileceği güçte olması için çalışılmalıdır.”

Bugün Afrika’da büyük bir açlık hüküm sürmektedir. Afrika’daki açlık, diğer ülkelerin umurunda bile değil; bunu kimse anlamıyor. Ama dünyanın her bir sayfasında bu çılgın sıkıntısı var. Başka ülkelerde başka başka şekilde ve kimse kimseyi tanımıyor, bilmiyor. Kör bir dünya, Gök Sözü’nde seslendiği zaman, Göz olan bir dünya olacak ve biliniz ki o dünyada, Altın Kuran olacak. Herkes, herkes olacak.

Dini tartışmalar, her daimi kotta var. Din dışına ulaşmak gerek. Din aşıldığında, Bütün’e hizmet sağlanacak. Dini nasıl aşarız? İnsan Soyu’yla!… Değerliler, muktediriyetle bildiririz ve öncelikle bilmenizi isteriz ki Allah, kendi Kuranlar’ını dünyaya indirdiği zaman da BİR için indirmiştir. Ama asla o BİR olunmamıştır. Çünkü herkes kendi olma çalışması yapmıştır. Herkes, “benim daha güçlü bir ışığım var” demiştir. “Olgun Başakları seçmek benim işimdir” demiştir. Hatta demiştir ki “Onlar, başka bir Allah’a tapıyorlar.” Ya Canlar, Ben Allah olan; Tekno Kotlamayı yapan, Sanal Boyutlar’ın tohumlarını yaşatan, her şey olan değil miyim? Niye benim dinim, her birinde farklı olsun ki?

Size söz vermiştim; ölmüş olanlar dirilecek diye. İşte diriliş, bugün başarıldı. Ve diriliş olduğunda, biliş olur. Biliş olduğunda görülür ki Allah tektir; din tektir. Ve o tek din, aklın tertibiyledir. Ve akıl sahipleri bilirler ki Allah’a, Gök söz söylerken, sözü Allah söylemez; oğulları söyler. “Allah’ın oğlu var mı?” Diyeceksiniz, yoktur. Allah, kendinden kendini, Hak Teknik’le dilleyenleri, kendi oğlu gibi bilir. Bunu net bildiririm!

Ve bugüne kadar bir tek iş yapıldı dünyada: Kontrol… Sıkıntıyı kontrol etmek var mıydı? Kontrolu kurduk. Dönün, bakın bedene! Ben olan o bedene, o yola, o kokuya, o şov yapmayan ışığa, ilmi dilleyene bakın! O kendini değil; Bütün’ü diller. “İsmim Allah” der. “Ama ben okuma bilende Allah’ım” der. “Okuma bilmeyende hasatım” der. “Ben Yüce’de cemaatim” der.

Ama Dağlarım, bilin ki dünya, kapkaranlığı aydınlığa çeviriyor şu anda… Öz Kürsüler dünyadayken Gök söz söylediğinden, insan; eşikten, aşkın olup kayıtlarını dillediğinden ve BİR’e hizmet ettiğindendir ki artık dünya yolunu açmıştır.

Coğrafyalardan söz etmem isteniyor. Diyor ki “Portekiz’i söyle ya da Almanya’yı söyle” diyor, bir diğeri. “Ya da İsrail” diyor. Yahu, her biri Biz değil midir? Sonsuz sırdır bu. Birçok cümlem var ama bunların her birini tek tek sarf edersem; bu toplantı sürer gider, sona gelinmez. Bu nedenle tüm ülkeler, hasatında KA-HAR olup, Rahman olup, ışıdığında; onların hepsi Biz’dir.

Ve bir gün gelecek, dünya teknik olarak Birlik kuracak. İşte o gün, bu gündür. Ve o gün geldiğinde; İlim Ailem, Tanrının Ruhsal Kuranı’nda bir tek vatanda olacak. Dünya Vatanı’nda… İşte o vatan biziz. Ve bugün tohumlarım korundu. İşte bugün, biz kotladık o tohumları. Ve o gün biz, Allahın Tanrısal Tohumları’nda kontrolu kurduk.

Allah’ın Tanrı olduğu düşünülür. “Amin” de Tarıklar’ın Rahmi Kuranları’nda Allah, kaynaktır. “Salı çalışın” demişlerdi. İşte Salı günü, dünyada kontrol kurmamız gerekti ve kurduk.

“Ömür, Süper İnsanlık Ruhsal Işığı’yla kayıtlandı” dediler ve biz dedik ki insanla kayıtlandı. “Evim” dedi dünyaya. Öksüz kaldı. Ev insandır. “Bildim” dedi. İlimdir bilgi. Altın Toplum ışığında kontrolunu kaybetti. Biz cemaatimize “eşik” dedik. Aşkın, ışığın hasatını yapan eşik… Eşik de biz; herkesin geçişi de biz… Bu kesindir ve bir Can bize geldiğinde geri dönmesine izin vermeyiz, geçiririz, bu kesindir…

Kuran-ı Kerim der ki “Ölüler Diyarı Dünya, yenilendi. O dünya İmparatorluğun korunma alanıdır. O dünya, İslamın İlmi’dir. O dünya, aklın tekniğidir ve o dünya, yasalarını koydu, ölüş yoktur.”

Pusu kurmuşlardı dünyaya. Biz o pusuyu engelledik. Pusu, koruyucu ışıkları kırarak; Bütün’ün kökünden ışığı kayıtsızlaştırarak; çatıyı yıkarak olacaktı. Netice: Estiğim gün, ekibim kontroldadır. Ve kimse esişi bilmez. Bilinsin isterim ki esen, dünyadan öte dünyalara değil; Rahman Kuranları’ndan Işık Kotları’na eser. Ki estik ve her şeyi kendi yüceliğimizle kontrol ettik, kotladık, tohumladık, katiyetle kayıtladık, yazı yazdık, aşkın şevkinde, şavkında yarınları kayıtladık. Ölmüşleri dirilttik. Biz; özgürlerin sözünden, sesinden öte olanları yasalarla bütünledik.

Merkez Dünya, bugün yeni bir günü Başkanlık Dili’yle, Dünya Tekniği ile Bütün’e sunmuştur. Bunu, herkesin anlamasını beklerim.

Orgun sesi güçlüdür bugün ve bu org, tüm Sanal Boyutların Işığından, tüm Yüceliklerin Cemaatleri’ne seslenmektedir. Bileşik Alanlar’ın hepsinin ışığının gücünün örtüsü örtülmektedir. Ve bu Bileşik Alanların üstü bir yasa konulmuştur. Bu yasa, Altın Toplum’un kotlayıcı kayıtlarıyla konmuştur ki bu yasa, “mana boyutlarının” en üstün ışımasıdır. Levh-i Mahfuz’un Bütün’e hizmeti budur. Ve bunun üstünde bir hizmet asla olmamıştır.

Çatıyı kuran, çatıyı yıkar ama başkasına bu çatı yıktırılmaz; bilinsin istedik. Ve biz o çaylağa bu çatıyı yıktırtmadık. Herkes net bilsin ki çıtı pıtı bir İlm-i Has; o, biz, biz oyuz. Bu gün de dün de her gün de… Şimdilik bu!… Şimdilik!… Şimdilik!… Şimdilik!… İşte bu!…

Atide yenilenmek için Kutsal Işıklarınızla birleştik. İş budur!… İş budur!… Murat ettiğiniz her şeyi başardınız. Sizleri kollarımız olarak dünyada; biz olarak yoğunluklarda ve Gök Sözü olarak da dünya ötelerinde bildik. Sizle, biz birleştik. Şimdilik bu… Amin… Amin… Amin… Amin!…

Deşifre Eden: Sevim ŞAHİN

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 
  Bugün 524 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol