SULTANLIK KİTABI ÇALIŞMASI 24.07.2013

Sayfa: 414

Paragraf: 6

“Yere inip de kendi dediğini diyen Düzen Kodlar’yla BİZ’leşen yolcular, rahmini tabiata indirebilenlerden çok daha gür ve hakim olurlar. Bedel ödenmez yoğunluklarda çünkü bedel; ışık hakikiyetinde yağmur halinde iner ve her yüreğin ışığını yıkar. Yoğunlukların tabiatında bedel ödenmez. Zarar gören yürek; Ana Katlar’dan Işık Kapıları’na girer ve yolu açar. Ona biz, “Işık Kapıları’nı aç ve gerekeni yap” deriz.

1. AKIŞ

Zerk sistemin gücüdür. Yüreğinizin gücünü dinledik. Herkesin kendi yoğunluğu, kendi koyuluğu oldu. Ölüleri dirilten birlik, ağır yükü hafifletti. Ek bilgi verilecek bugün size. Bilişin toplumla ilgisi anlatılacak. Hepinizin daha iyi anlayabilmeniz için bu görev birliğimizin kaynağından bildirilecek. Aşıyı yaptık dünyaya. Bu aşı, işçiliğimiz değildi ama yaptık. Düzeni kodladık. Bu dahi işçiliğimiz değildi ama yaptık. Yolu açtık. Açtık ama Bütün’ün kötülüğünü önleyip açtık. Yaprak yaprak tohumladık tüm yarınları, okuttuk. Öz Geçişleri yaptık. Yaptık ve Hak Tahtın Işığı’yla yaptık. Soğuğa karşı dünyayı kodladık. Öz Geçişler, Bütün’ün gücüyle oldu.

Yorulduk! Ohhh! Ohhh! Ohhh! Ohh! Yorulduk. Çok yorulduk. Levh-i Mahfuz’u dilledik. Hepimizin Yüce Cevheri olan bu Levh-i Mahfuz, ekibin kontrolunda Bütün’ün gücü oldu. Ve biz bugün burada İbrahim’in tohumlarının kontrolunu kurduk. Ruhun Kutsal Işığını yeniledik. İslam’ın ışığıyla Bütün’ün gücü olduk. Ohh! Ohh! Ohhh! Şikayet yok. Evrim Sayfalanışında Bütün’ün gücünü tüm yaşamlara kayıtladık. Allah dedi ki “Öz Geçişi yap!” Yaptık. Oğul, ben Allah! Hepinizim, iş bu! Hah, işte bu!

Yaşamak ya da yaşamak ya da yaşamak! Ama hep yaşamla tahditli olarak Tabiatın Tohumlarını kodlamak ve yaşatmak; hep birlikte ve Bütün’le ve zamanın sınırını kontrollu olarak kayıtlayıp yaşamak. Veli İnsan, ilmi bildiğinde hakikiyete varır. Veli İnsan, aklın toplumu olduğunda yolu bulur. Ölüleri diriltir. İşte Veli İnsan, elinin ışığıyla Bütün’ün gücü oldu. Korkuyu aşıp yolu bulanların hepsi bu yoğunlukta Birler Kapısı oldular. Levh-i Mahfuz’un gücü arttı. Şimdiye kadar, İnsan Soyu’nun kendini Hak Tahtın Işığı olarak; Dünyanın Ruhlar Kuranı’na kaynak yaptığı gün bütün kötülükler aşıldı ve biz, bize bizi verdik.

Ey Dünya! Elin olduğunda olgunların toplumları, Bütün’ün gücü haline gelir. Yapıp dünyayı kodlarken; ellerin ilminde Bütün’ün gücü insanlığı tohumlar. 7. Dünya Kod’u İnsan yenilendi. Aha, görevi üstlendi. Görev, BİR’e hizmet ve Birleşik Işığın gücünü tüm yaşamlara kaynak yapmaktır. Ya KA-HAR, İnsan Soyu, yarının kutsal ışığı, yaşa ve yaşat! Yaşa ve yaşat ki halka halka genişleyip geçirgen olan bu yoğunluk Bütün’ün gücü olsun. Son Sultanların, son yolcuların ışıkları yeni bir zamanı kayıtlarken ikrarın resim olduğu zannedilir ki ilimin kapısı olan o kapkaranlığın ışığı yaşamı kontrol edebilecek dürüme varır. Sizin yolunuz, Bütün’ün yolu olur. Ölüler dirilir, işte bu! Ve bugün Süper İnsanlık Realitesi devresi ikrarın ilmiyle yeni bir zamanı sayfalayacak. Sultanların sayfalanışıdır olacak olan. Buraya kadar görevli gelip görevli gidecek olanların hepsi yoğun şekilde bu meclisin gücüyle birlik kuracaklar. Çantalar dolacak ve Bütünün Kutsal Işıkları yeni zamanları kayıtlayacak.

Çalı çırpı olmayan bu yol Allahın Yolu’dur. Ördük dünyayı, ördük. Örülen dünya yaşamın tahtı oldu. Yolu açtık, ağır yük tabiatın tahtında ışığın yaşamı oldu. Ölüler diyarı olan bu dünya, din tahtın ışığıyla Bütün’ün gücünü yoğunlaştırdı ve yeni bir zaman sayfaladı. İşte o zaman, EB-RE-Sİ-KA denilen bir sayfadır. Ve biz o sistemi yeniledik. 2230… Bu ne demektir?

2230; Bu tarih, Bütün’ün gücüyle birlik kurulacak bir tarih olacak. Ölülerin tahtından görev taşınan bir tarih ve bu tarihte herkes burada olacak. 2187 Tarihinde yer ve gök bir tek ışıktı. Bugün de yer ve gök bir tek ışıktır. Rahman olanın ışığıdır ve yine 2000 Sistem kuruldu bugün burada. Hayra, selamete yoğunlaşıp ulaşıldı. Hayrın ışığıydı yanan bugün burada. Seyrettiğim güç Bütün’ün gücü oldu. Yok mu dünyada ışık? İşte bu! Var mı? Yok mu? Bugün burada hepiniz ışıksınız. Ağır yük hafifledi. Biz siziz Canlar! Şimdi hepimiz siziz. Hah, işte bu!

Dağlarım, yedekleme yapmanızı istemiyorum. Bugüne kadar yaptığınız her çalışma yedekleme çalışmalarıydı. Dünya Levh-i Mahfuz’una görevli olarak kaynak yaşam sayfalayacak olanların burada olmalarıydı beklentimiz ama yedekleme yapılmadı bu mecliste çünkü bu meclise gelen kendi yoğunluklarıyla geldi. Ve İslam’ın sistemine göre asli kaynak olup girdi buraya. O halde yedeği olmayan bir çalışma yaptık biz burada. Şu anda da yedeği olmayan bir çalışma yapılırken kibri aşamayanların bizim ilmimizi kodlayarak başka yoğunluklara kontrollu şekilde yaşam sayfalama niyetlerini bildik. Hepinize daha net bildirmek isterim ki bugün burada maya oluş haliyle gerçekleşen yeni zamanların sayfalanışında yeni yolcuların yedek olarak kayıtlanması istenirken bunun yeni zamanlar için gereksiz olduğu düşünülmektedir. Sizden beklentim de bu konuyu burada kapatmış olmanızdır. Şimdilik… 

Dağlarım, senden tek isteğimiz buydu: Yedekleme yapman. Ama buna istekli olmadığını görüyoruz.

Canlarım, bugünkü çalışmaya bu şekilde girişiniz bizleri son derece üzdü. Girdaplarınıza dönün ve gidişinizde kendi yüreğinizdeki ışıkla cevherinizi kayıtlayın. Biz burada tohum ekmiyoruz. Tartıyı da kontrol ettik ve hiç kimseyi tartmamaktayız ama sizin burada yüreğinizin tabiatıyla Bütün’ü mayalama niyetinizi görmek, bizim için mutsuzluk oldu. Ayrılık…

Dağlarım, ilim ile bugün buradayız. Bugüne kadar yaptıkların affettik ama bundan sonra yapmak istediklerini affetmemiz diye bir husus yok. Köklerini güçlendiremeyenlerin Birler Kapısı’na gelip kendilerini hak etmeye çalıştıklarını görüyoruz. Yollarını kaybettiler ama BİR’le birleşmek ilimle olur. İlmi olmayanın BİR’le birleşme imkanı yoktur. Çok mu kolay dünya? Kolay olmadığını biz de biliyoruz ama kaynağın ışığını yıldızların ışığıyla tartmaya kalktıkları zaman çıkıp görev istemediler Birlik’ten. Bugün ise geldiler ve kendi yoğunluklarını kontrol ile bitki, hayvan ve tüm sessizlikleri katmaya niyetliler. Bunca çalışmanın ertesine bunu yapma imkanları olmadığını onlar da net bilmekteler ama Kari- Ka-Har olan, Rahm-i Kuran olan ışıklarının çıktığı o yoğunlukları buraya taşımak istediler.

Çalgı çalıyor dünyada, bu çalgı ilmin çalgısıdır. Ve bu çalgıyı hak edip dinleyebilenler buraya girecektiler. Şimdi bu çalgı, yeri göğü inletir düzeyde çalıyor. Yeni zamanlar için ve yeni yaşamlar için. Ama bu çalgı ikrarla ve yaşamla sınırlı olarak çalıyor. Biz bu çalgıyı çalanlarla görev taşırız. Bunun ötesinde kendini kaynağa almaya çalışanlar, bizsiz kaldıklarını mutlaka bilecekler. Çok zor muktediriyet, çok zor yarınları hak etmek ama biliyoruz ki (ve lütfen herkes net bilsin ki) özgür ve hakim olmayan kontrol kuramaz. Koruyucu kodlama yaptık. Bunun için buraya girebildiler ama kontrol bizdedir. Yaşamak için kaynağa varmak ve BİR’e hizmetçi olmak şarttır. Mutlaka bu net bilinmelidir. İşte bu… Ve biz Sistem’e oğul verip görev taşıdık. Şikayeti yok biliyorum onun ama BİR’e teknik olarak kapı olmaya çalışıyor. Lütfetsin anlasın ki bu imkansızdır; kanatları bizsizdir çünkü yüreğinde, kırıcılık yoğundur ve ışıksızdır. Ayrılık Can, ayrılık… Şimdi… Hah işte bu!

Süper İnsanlık Realitesi Derneği