Birlik İlmi
  ATLANTA ANA KOTLAMASI ÖZ AKIŞLAR (2)
 

08.07.2012
ATLANTA ANA KOTLAMASI
SEMPOZYUM ÖZ AKIŞLARI (2)


Daha önemli bir açıklama yapmak istiyorum. Bütün’e hizmet, ilimle olur ki burada ilim, has bir Tohum ilmi olarak ekilmiştir. Sema’ya ses veren Birlikler, bugün sizinle olacaktılar ve Bütün’ün kendi tohumları olması için çalışacaktılar.

Herkes kendini bir “Tabiat Kotu” olarak tanır. Herkes kendini bir “Kontrollü Işık” olarak tanır. “Rahman” olarak, “Kaynak” olarak ve “Bütün” olarak tanır. Biz sizi “Ekmek” olarak biliriz. Hepimiz hepiniz için ışık halinde Birleşik Tohumuz. Ve siz “Ekmeksiniz” bizim için.

Dağlarım, nefesiniz çok güçlü. Muktediriyetle bu Meclis Göklere sesleniyor şu anda. Har yükselmiş ve tahditli kotlar, yeni teknolojik kontrolle kendilerini harlandırmaktalar. Beden almış ve dünyaya inmiş olan sizler, bizlerin kendi yüreklerimizden çıkıp dünyaya indiniz.

Köpük köpük olmadan şunu bildirin yüreğinize ki hepimiz Birleşik Işıklar olarak doğduk. Tanrıların Kuranları olarak doğduk. Yürekleri teknik olarak dillemek üzere doğduk. Bilgeler Mektebi olarak dünyaya inmedik. İlim Hakimi olarak indik. Ve Birlik Tekniği ile bu çalışma yapılırken, Bütün’e hizmet yapılmaktadır burada.

Ruhsal Mahrek’in en yüksek Kuranı olan ışık, Altın Toplum için bugün burada ışımaktadır. Kelamın ilimle söylendiği bir Mecliste, resim yapmak zor değildir. Bugün sizinle bu resim çok net şekilde yapılmaktadır. Ak Torba, İnsan… İnsan, ışık ve biz sizinle birlikte bu çalışmayı yapmaktayız.

Yeni Dönem’in en yüksek Kuranı olan insan, 7. Dürüm’den İnsanlık Tekniği’ni kendi yoğunluğuna çekerek, Bütün’e hizmet etmektedir. Kayden insan olmak yetmez. İmparatorluğun Tohumları olarak Resmi Çalışmalarda da bulunmanız gerekir. BİR’e hizmet, ilme hizmet, Bütün’e hizmet, harın yükselmesinden çok daha öte olan, aklın toplumlara inişiyle mümkündür.

Süreç içinde hepinize iş verilecekti. Hepiniz kendi yüreklerinizi dilleyecektiniz. “BÜRİYER” dediğimiz Biliç Üretim Rahmi, Gürz’ün tahditsiz ışımasıdır. Ve hepinizin yoğunluğu ile bu Bilinç Üretim Rahmi, kotlama yapar. Sıkıntı yoktur bunda. Sakın yanlış anlamayın. Kontrollü şakıyışlar, seslenişler, herkesin ilmi ile olmalıdır.

Kibre kapılanlar çok olur. Dönüp dururlar yoğunluklarında ve söz istemekten aciz kalırlar. Onlara söz vermek dileriz. Kör, sağır delil isterler. Onlara sorun bakalım, delil vermedik mi onlara?

Söz, insandan açılmışken, “Ekmek” için çalışanlara biz har ışığımızı indirmekten öte hata verdirtmedik yüceliklerden ki kontrollü çalışsınlar diye.

Dağlarım, daha önemlisi, ben dünyayım. Bunu bilin. Bu dünya, ilimle kontrol altında tutulur. Körün gücü ilmi dillemeye yetmez. Biz size ekmek vermiş olanlarız. Biliniz ki Ekmek, Işığın Tanrısal Kotu’dur.

Dağlarım, bu Meclis, Ekmek yaptı. Bu Meclis, yarınları tohumladı. Bu Meclis, ışıkları kayıtladı. Bu Meclis, harını yükseltti ve Rahman Kuranları’nı bütünledi. Onlara karşı intikam peşinde koşanlara söz söyletmem. Dünyada kollar kapanır, yollar kapanır da Birlikler, Yerin, Göğün Işığı ile Yetkin Sessizlikleri dillerler ve yenilenirler. Bunu sakın kimse aklından çıkarmasın.

Ben Dünya… Yeni Dönemin Kuranı, İnsan… Ki ben Umman… Ki ben Yasa… Ki ben Kaynak… Ki ben hala doğum, ölüm bilmeyenim… Bunu herkesin anlaması zordur. Ruhsal Mahrek’imde İmparatorluk Kotu olarak doğru düşünüp doğru davrananlarla çalıştım. Kalben dünya, Has Teknik’le dillenen ilim ve ben Muhamma, İnsan… İş budur. Şikayet yok dünyada bizden amma bizsiz kalanda, bize karşı ilimsiz şikayet var.

Dağlarım, Uluların Toprağı’na inenlerin, Beşir olmamaları gerek. Yarınları tohumlayanların har olup Kaynak olmaları, ışığı yenilemeleri ve bize İmparatorluğun Kuranları olarak girmeleri gerek.

Miraç, dünyada insanın ışığınadır. Hepimizin İsmaili Kotları vardır. Hepimizin yoğunluklarında tohumları vardır. İkna ederiz ki Dünyalıları, biz Cümle Yüceleri ummanla dilleriz. Nefesleri yettiğince de harlarını yükseltiriz.

Yeni Dönem’de insanlık adına iyi bir çalışma amaçladık. Bu çalışma, Bütün’ün Kükreyen Işıkları ile yapılsın istedik. Kelamın İlmi’nin, Bütün’e hizmet olduğunu tüm insanlığa dilledik ve dedik ki “Birlik olun. Köprü kurduk yüreklere, akın da geçin diye. Nesiller tohum olmuşlar, ışık isterler, görev isterler. Biz onlara hala Dönen Dünyanın Kuranı’ndan söz etmekteyiz.

Bulacağınız en güçlü yol, Allah Yolu. İşte mutluluk. Allah biz, biz O’yuz… Bunu herkesin anlamasını bekleriz. Aklın Yolunda olan bilir ki Altın Toplum, Aklın Tayinleri’ni yapar. Altın Toplum, Allah’ın Torbası’nda değildir. Allah’ı torbasında tutar. Bu kesindir.

“Nereden nereye?” Diye sorarsanız, Bilişin eşiğinde, Har olanın akışında, yasayı koyanın Ruhsal Huzurunda, Bütün’e hizmettir yaptığımız.

Sanal Boyutlar, Dünyanın rıhtımında beklerler, Geri Dönüş için. Biz zorda kalana deriz ki “Ol da gel!” okumuşsa, okutmuşsa yüreğini akıp gelir. Omuzları yüksüz, yüreği Kürsü olmuşsa ışır gelir. Almışsa bilgiyi Rahman olur gelir. Akabildiğince akıp gelir de biz ona “Geç!” dersek geçer…

Canlarım, Rahmana Kuran olmak kolay değildir. Bütün’e Tohum olmak kolay değildir. Ekmek olmak kolay değildir de kendini bilen Altın Toplum olur, geçip gelir… Şimdiye kadar hiçbir yüreği kırmak istemedik. Bundan sonra şunu bildiririz ki Kolları kapanmış olana kontrol, koruma altında dahi olmayacaktır…

Biz “Gel!” Deriz. Gelmeyen gestapo sanırsa bizi, biz gestapoyuz ona bilinsin… Hadi Canlar, görev taşıyalım. Hadi Canlar, Gökyüzü’nü kotlayalım. Hadi Canlar, yarınları kati olarak tahditsizce yaratalım, yaşatalım. Hadi Canlar, Arkon olup kotlanmış olanları kayıtlayalım. Merkez Dünya ve biz tüm insanlığa Göç Kürsüleri’mizi dilledik. Yine de “Biz yokuz!” diyenler, Eril güçten çıkarlar. Eril, Dişilsiz kaldığında Eseri olmaz. Eseri olmadığında yasasını biz koyarız onun. Okumayı öğrendiğinde, müsbet olup gelsin diye… Menfiyette, İlm-i Hak oluş yoktur. Yolu kapattığımızda Kati oluş yoktur. Rahman olamayışta, kapkaranlığı aydınlatış yoktur. Bütün amacımız aydınlığa vardırmaktır tüm kotlarımızı.

“Kop!” dediler. “Okuma!” dediler. “Alma bilgiyi!” dediler. Ya da dediler ki “Kotlama istemeyiz!…” Ya Canlar! Kot, Altın bir tohum içindir. Kim ki kotlama istemez, Rahmi Kuran’da yoktur. Bunu anlayan yoktur ki… Sıkıntı budur! Biz diyoruz ki Ruhsal Işığı yeniden ve yeniden dilleyelim de Kutsal Toplumlar, kendi tabiatlarını Yeni Dönem’e hazır etsinler.

Keşke dürümlerinde İnsan Soyunun Işığı olabilseydi. Keşke, ilimlerinde Har İlmi, Has olup dillenebilseydi. Keşke, yarınları kayıtlayabilselerdi de ummanda tohum ekebilselerdi, okutabilselerdi yüreklerini.

Netice olarak, denir ki “Dünya Ekmeğini yaptı!” Yapmıştı, yaptırdık!... Yeniden ve yeniden yaptık!... Olay budur!... Kotrol bizdedir. Bu kesindir. Burada olan her yürek, ağır ağır Dünyanın Ruhsal Işığı’nda kendi yoğunluğunu dilleyip buraya ulaşandır. Bizim zaman sayfalarına geri getirmek istediklerimizin çoğu Bütünün Kütlesi’nde kendi yoğunluklarını dilleyip buraya geçmişlerdir.

Evrenlerin, Gökyüzünü Sistem Dirimleri’nde, Kelam Tekniği ile geçiş yaptırmak için Hak Tekniği tohumladıkları bir günde, Muhammet’in dünyaya inişi gerekir. Biz, Göklerin Sesini dünyaya çekenler, oğul verirken Dünya Kuranları’mızı dilleriz. Hepimiz birer Gök Kürsüsü’yüz. Bu kesindir de Kutsal Tohumlar’a kontrollü şekilde kendilerini diletmemiz de gerekir.

Muhammet’in dediği şudur. “Ben Rahman olanım. Ben KA-HAR olanım. Ben Rabbi Toplumlara mükafat verenim. Sizlerle olmalıyım. Oluşu, akışı, yasaları koyuşumuzdandır. Öksüz, yetim değildir hiçbir yürek. Bilişte oluş, akılda kaynak oluştur. Biz Sultanlarımıza söz verdik. “Görev taşıtırız.” diye. Gelip gördüler ki görevleri var.

Alemler, insana İmparator der. Biz insana, Rİ-SA KA-HAR deriz. Kendini Bilen İnsan… Ve bizim Ana Kaftanımızı giymemize zor zamanlara kendi yüreğimize indirmemize çok kısa bir süre kaldı. Bugün biz, kendi yüreğimizdeki Kaftanımızı henüz giymedik. Giymek zorunda kalırsak giyeriz. Bu kesindir. Ama buna gerek kalmamasını ümit ederiz.

Tohum ekmek değil maksat, kontroldür. Gökyüzünün Sözünü söylemek değil maksat, görevi seslendirmektir. Beden almak değil maksat, mektep kurmaktır.

Lütfen net bilin ki artık Yeni Dönem’e giriliyor. Bu Yeni Dönem, Yürek İlmi’nde bilinen bir dönemdir. Beşerin artık dünyada sesi olmayacağı Yeni Dönem… Artık dünyada Beşer kontrollü şekilde dahi olsa, Bellek Kaydı olmadıkça konuşamayacak. Söz, ses olmayacak Beşerde. Öksüz, yetim değil amma örtüsü örtülecek. Bu kesindir.

Ve bilgi, Allah’ın değerini bildirende dillenir. Biz, bilgiyi dilediğimiz sürece, öksüz kalmak mümkün olmadığından, yol Allah’ın Tekniği ile muktediriyetle kayda girecektir.

Yenilik yapılıyor ve yenilik artık kelamın, teknolojik kontrolle dillendiği yeniliktir. Bilişin, okuyuş olmadığını; bilişin Hasatın Işığı’nda Kaynağa iniş olduğunu herkesin net anlamasını bekliyoruz.

Kormayın!... Ruhsal Işık, muktedirdir. O Işık, ağır yük değildir. Kuran-ı Kerim der ki “Mikail’in Kürsüsü, Öz Gücün Yüce Cevherinde mevcut bir ışımadır.” Ve o ışıma, geçişini yapacaktır. Yardım edilecektir İnsan Soyuna… Ve yardım, Ekmekle değil, Hakim ile olacaktır. Bunu herkesin net bilmesini bekleriz…

Dondurulan birçok yüreğimiz var. Hepsinin Kelam Tekniği ile kendilerini Hak Tohum olarak geçişe hazır etmeleri gerekir.

Meleklerin Dinlerinde Ekip var. Yüreklerinde Hakiki İlim var da Miraç’ta Ocakları yoktur. Biz Tanrılar, dünyada oldukça, Gökler söz söylerken, temiz söylemelidir. Bilişin, Ekip ile olduğu Hakkın Işığı’nın Har ile olduğu ve dürümlerin murat ile toplum ile olduğu mutlaka bilinmelidir.

İlim, Allah’ın Doğumu’dur. Aklın Kuranı’dır. Bilinsin isteriz ki yasaların tohumudur.

Dağlarım, emin olun ki ilmi bilen, Allah’ı bilir. Şükredin ki Allah, dağdan, taştan öte ışıkların katiyetindedir. Müsbet, menfi ne yaparsak ağır yüktür. Bunu net bilmenizi isteriz. Eğer yaptığınız kendi yüreğinizde yoksa ışıkta da yoktur.

Ölüler dirilir. Şükür ki dirilir. Sizlere net bildirmiştik. Herkes dünyada ölüdür. Ve dünyaya iniş, ölüme giriştir. Ve sizler, ölüşte olanlar, dirilmek üzere Göklerin sesini beklerken sizden siz olanlar, diriliği kotlamaktadırlar.

Meyhane İnsanın ışığındadır. İçişteyiz bir bir o ışığı… Eğer o ışıkta har yoksa içişte Hususi Işık olsanız dahi katiyet yoktur.

Sevgililer, diyebilir misiniz ki “Ben bütün bu bilgileri anladım.” Hayır. Anlayan çok azdır. Ama Dağlar, ışığı içen, üzerindeki kürsüyü içer. Biz o Kürsü’yüz… Bunu bildiririz…

Her bir Gök, 7. Dünyanın Işığı’nda Yer’e iner. Biz, Gökler’i Yer’e çekenleriz ki kalben Har olan Kotlar, dünyadan ışık çektikçe, Rahmi Kuranlar da bu ışığı dilleyecekler. Yer, Gök sizi dinliyor şu anda. “Mümtaz İnsan, elini açar dua eder.” derler. Biz deriz ki “Elimiz Allah’a ulaşmışsa, el açacağımız yer BİZ’dir.” Bu kesindir. Ve bunun önemi çoktur.

Dağlarım, ödemiş olduğumuz bir bedel var. İnsan İlmi’nde, Hak Teknik’te, Bilgi İlmi’nde ve Yücelik Dili’nde… Bu bedel, Miraç’tır… Biz bir bedel ödedik, Miraç olup… Miraç olup ödedik, hepimiz Miracız… Görevimiz için değil, Hakikiyetimiz için Miracız. Buraya görevli gelmek değil maksat, Rahmana Kuran olmaya gelmekse eğer, hepimiz “Miraç” olarak buradayız… Ki geçişi yaptıracak olan biziz!.. Bu bir Rahman Kuranın Rahlesi’nde dillenir.

Size diyoruz ki ““Ekip” sizsiniz, “geçip giden” sizsiniz, “görevli” sizsiniz. Geçen sizde geçer, geri dönen sizde döner. Siz Yol’sunuz. Ruhsal Kuran, umman olduğunda bu Yol, topluma açılır. Açıldınız, açıldınız, açıldınız!… Şimdilik bu!…


Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 

 
  Bugün 126 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol