Birlik İlmi
  BİLİŞ (3), 2. AKIŞ
 

23.AĞUSTOS.2017 TARİHLİ BİLİŞ (3)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ

Değerliler, burada oluş sebebinizi biliyorum. Bugün bize kendi yüreklerinizi dilletmek istediniz ve dillettiniz.

Ölülerin ve ölümlülerin, yüreklerin, bütünlüklerinde bu bilgilerin hepsi mevcuttur... Bunları bilmediğimizi zannetmeyin ama biliş yeterlimidir?.. Asla!... Çünkü insanlık boyutlarının kontrolu kurulmadan bilgi kapısı herkese açıllamaz...

Sizlerin buraya dönüş sayfalanışınız var... Biliyorum, dönüş sayfalanışı... Ziya olarak ve yaşam olarak...

Bedeni kodlayarak dünyaya inen birlikleriniz bugün kendi yüreklerinizi hasata kayıtlamaya çabalıyorsunuz...

"Yüzmek bilen, yüzer!... Ama yüzme bilmeyen yüzmez" dedim... Sizler yüzme bilenlerdiniz ve buraya geldiniz... Ama yüzme bilmeyenlerin, burada olma imkanları yoktur..

Burası Ruhlar Kapısı'dır canlarım... Şeytanın şarkısı okunmaz burada... Bizler dönüp baktığınız; baktıklarınızdan, çok farklıyız bunları iyi bilin...

Bu dünya, ruhların kulluğunda kodlandı... Bu dünya, mutlak kalemlerle koklandı ve bunca çaba ne içindi bilir misiniz?...

İsrafil'in Kültü'nün, Bütün'ün Kültü olmasının sağlanması içindi...

Beden almamın gereği yoktu aslında... Nerden nereye varılacağını bilmediğim bir yücelikte bedenin ilmi, Bütün'ün Kültü olamazsa, yeşilden öteye geçilemezdi...

Yeşil renk levhide kalem diye bilinir... Herkes ona "cevherin cenneti" de der... Ama ya dirilikleri kodlamadan, cevherin cennetinde, Bütün'ün Kürzi Kapıları kapanırsa ne olacak?...

Bunu hiç ama hiç düşünmeden dünyaya çektim yüreğimi... "Barış" dedim... "Aşk" dedim... "Şans" diledim yüreğime ve geçtim...

Burada, örtülerim yoktur... Örtüsüz çalışan tek kübrayım ben... Hiçbir örtüm yoktur... Bunu kesin olarak bildirmek istedim bugün... Mutlaka ortalıkta insanlıkta var... Mutlaka yaşamlarda var... Mutlaka Kare Küre olan bilişlilerde var...

Simsiyahın Levhi Kapı'sı da var... Ama yaradan ve yarattığında kelama varanın mutlak olarak bugün burada olduğunu biliyorum...

Unutulan, Altın Işığın Gücüydü... Bu güç, nereden doğar?.. Nereye kodlamalar yapar?.. Bunu kimse bilemedi...

Canlarım "Altın Işık" dediğim hakkımız olan insanlıktır... Herkesin hakkı olan insanlık... Ve bizler bu hakkı tüm zamanların kültü olarak kendi yüreğimize alabilmeliydik... Çok özel bir çalışmaydı burada yapılan...

Kardeşlerim, "deli dumrul" dedim kendime ve geçtim... "Ben deliyim" dedim... Neden bilir misiniz?... Yaşamın kapısını açmak deliliktir... Dünyaya çekmek yüreği deliliktir... Böylesi bir dünyada mutlak kuran okumak; kitapsız kalemsiz olana "keşke keşke" diyen o yüreğe inmek, sorumluluktur...

Biz buna dince değil, insanca konuşmak dedik...

Ama kimse anlamadı.. Sandılar ki biz dince konuşuyoruz burada... Bizim yaşamımızda din kalem, ilimsiz kalmaz... Mutlaka ilimle seslenir... Ve bizler dürtülerle değil kervanla kollarımız açık yol aldık...

Değerliler, resim yapmam, ilim yaparım dünyada!...

Herkes bir resime koyuldu... "Nüsha Serveti" denilen o resim... Nereden nereye ulaşıldığını bilemeyenlerin yaptığı bir resimdir o...

Ve o resim insansıların yapması gerekendi aslında... Ama insansılar ilimle tohum ekemediklerinden, o resmi de bütünün kültü olup yaptık...

Neydi o resim?... Yaşamdı... İnsanlık yaşamıydı... Ve o resmin ötesinde Kuran'ın Nihan olan, Ka Ha olan kaydı vardı...

Deliler, divaneler, işte böyle çalışıyoruz burada... Ama bu delilik Allah'ın ilminin hakikiyetinin deliliğidir bilin...

Ve bütünün kübra olan ilmindeki diriliktir... Bilin!.. Çok önemli bir dünya çalışmasıdır bu aslında... Yeminli olmadık hiç!... Biz yemin vermedik... Kimseyle yerkürede kendi
yüreğimzi kodlamak için antlaşma yapmadık...

Bizim İsmaili kalemlerle ya da Muhammi kullarla alakamız da fazla yoktur... Sadece diriliklerde sesleşmelerimiz olur... Ama yarın için mutlu ve huzurlu bir dönemin kurulabilmesi için hepsi bizimle çalışmalıdır...

Buna iznimiz var mı?.. Aslında olmamalı... Ama mutlaka huzurlu bir dönemi başalatacaksak, kendi yollarını bulup geçmeliydiler...

Şeytana şarkı okutur muyum?... Ölüler diyarı hep şeytanlıkla çalıştı zaten... Bu dünya şeytanın şarkısının en yüksek olduğu, en güçlü olduğu dünyadır... Bunları hiç anlatmadım size...

Savaşım mı var dünyayla?... Asla!... Ben savaşan insanın sistemini kodluyorum burada...

Olur da, dolu dizgin bu çalışmalar sürerse, insanlık boyutlarının evrenlere ses vermesi için herkesin kendini kontrol etmesi gerekecek...

Evren sizi dinlemez mi?... Asla dinlemez!.. Neden? Çünkü sizlerin yeni dönemlerinizde kaleminizin mutlak olması şartı var... Sizin kendi yüreğinizi dinlemeniz yeterli mi?... Asla!... Sizinle çalışacak olanlarında kendi yüreklerini dinlemeleri şartı var...

Hakkın Kapısı kapalı olur mu?... Asla!...

Sizler, deminden beri beni dinleyenler... İçinizden geçenleri bilirim... Sanırsınız ki sizin kelamınızdan kontrolsüz kayıtlar alırım... Ben cenneti, cennetliyi dillerim canlılar... Ama Yaradanın tanrı kaleminde yakışmaz bedenime bu...

Ben mutlaki, hakiki olan levhi olup bu yolu açmaya çabalarken; kıranın kısırlığından, Kuran'sızlığından, kelamsızlığından değil, yaşamlarında Ka Ha olanlardan, has tende Birlik kapısında, İmparatorluğun Kültü olabilirim...

Çakı çıkarıp, bedenimde ışıklar kesip kesip, ayırmak istemişler... Neden bilir misiniz?... Çünkü onların ışığıyla çalıştığımı zannetmişler... Yanlıştı!... Hepsi yanlıştı... Kesip çıkardıkları yürekleriydi ve bunu yapanların hiçbirisi kontrol kuramadı...

Şimdi, suya bedenimi koydum ve diyorum ki "bu beden mutludur, huzurludur.."
Bu bedende Kuran olmak; Kuran ilmini, kelam olarak mahrekte kodlamak herkesin yapabileceğidir..

Kinin kalemi değil, İmparatorluğun kürzi kapısının kalemi olunda hak edin... Barış, Allah'ın ilmiyledir ve sesssizce barışın yüreğinizle... Ve daha sonra kaleminizle... Ve yine barışın ruhunuzla.. Ve barışın kontrollu kalem olan her anla... Ama barışmadığınızda, sizin size hayrınız da yoktur... Bunları iyi bilin...

Kuran insan Allah'ın ilmidir... Ha kupa!... Kupa nedir?... İnsanlıktır... Kökünüz, gökünüz... Özünüz, sözünüz, kültünüz... Hepsi bilişle olacak...

Ben size kupamı bırakmayacağım... Görevim tamamlandığında... Neden bilir misiniz? Çünkü siz o kupayı hakkınız diye değil, aklınız diye hak etmeliydiniz... Eğer o aklı hak etmemişseniz; O kupayı, asla bulup alamazsınız... Bunu net veriyorum...

Benim ödevim var mı?.. Çok huzurluyum ki ödev yaptırırım... Ödev yaptım... Herkesle ödev yaptım... Ve ben, torbama insanlığı koydum...

Çok mutluyum ki benim adım "ekmekti..." Benim adım "haktı..." Benim adım "tahttı..."
Benim adım artık "itibardır..." Bunu iyi bilin...

Düne "Kübra" dedim.. Ölüydü, dün... Yarına "kupa" dedim.. Ölüler dirildi... Ve bugün mutluyum... Çok mutluyum... Çok...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/230954371?ref=fb-share&1
 

 
  Bugün 183 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol