Birlik İlmi
  BİLİŞ (4), 2. AKIŞ
 

30 AĞUSTOS.2017 TARİHLİ BİLİŞ (4)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ

Dağı taşı delip gelen insan; alındı, bilindi, okundu!... Dili hakiki, yarını hakk... İnsan Mustafa kaynak... O Mustafa kaynak Hakk... Ve hepimiz O ve biz onun yolu olan ilim kapıları...

Muradımız insanın kendini bilmesidir... Mucizedir insan... Bunu anlamalı. Gereken budur...

Eğer bir mucize bekliyorsanız "yarat" dediğimizde; yarattığınızın kalem olduğunu, yarının tohumunu ektiğinizi ve yürüdüğünüzü ve bütünlendiğinizi ve ilimle dillendiğinizi görün!...

O gün, o gözle, kendinize baktığınızda bileceksini ki "siz mucizesiniz..." Öyle bir mucizesiniz ki yeryüzü sizin gibi mucizelerle doludur ki... Hepsi Allah'ın tahditsiz ilmi ile doğmuştur...Ama bunu dinleyen ve bunu hakk edip, halik olup dilleten yok...

Bunu hepimiz bilerek size indik. Çarık giymeden dünyayı izliyor dünyalılar..

Ama ya dünyalı olanların tohum ekmeleri istenirse ne olacak... İşte o mucize insan o yol olan, Ka Ha olan yaşam diyecek ki "ben ilimle doğdum... " Ve tüm insanlığın kuranıyım... Ben tüm zamanların yarınıyım...

Beni dinlemek mi istiyorsunuz?... Gönlünüzü açın dilleyin... O benden dillenir... Bilin, hak edin!... Ben balın tınısı olan o yaşamsam, hepiniz o yaşamdan kontrollu olarak kodlanan ve yol olanlarsınız...

Bir cennet kurmaya geldim... İnsanlık cennetini... Koklatıp, kodlatıp tohumlamaya geldim...

Ben cennette insanlık ilmiyle dillenen, kelam ilmiyle dürümlenenleri, hak ettim.... Burada oluş nedenim budur...

"Eğer ben yoksam, insan yoktur... " Diyenlerden değilim... Biliniz ki ben olsam da olmasam da insan, o mucize olan insan hep olacak...

Onun kendini bilmesi ve kendini dillemesi yeter...

Ağır!... Çok ağır bir yük taşıdık... Bu kesindir!... Ama ağırın, çok daha çok yüce bir ağırlığında her şeyin taşındığını da biliniz...

Bana daha güçlü bir bilgi ver dediklerinde, korkmam veririm ama ya verdiğim o bilgi koruyamazsa yüceliği ne olacak?... Bunu bilerek en ve boyu kısaltırım... Ve az ve öz veririm...

Düzeni kurmak kolaydı kurdum... Yaşamı kodlamak kolaydı, kodladım... Ortalık karışmadı, şarkılar türküler okundu yürüyen zamanda... Ama beden almayanlar da vardı...

Muktedir olup bedensiz gelenler vardı... İşte onları kimse dinleyemedi... Korku çok çoktu... O korku bilinmeyenden korkuydu...

"Önünüz aydınlık" dedim... "Yolunuz hakiki" dedim... "Yarınınız sistemli ve hakikiyetli bir şer kalemin kuluğundan ötededir" dedim.. "Doğanın gücüyüm, sizi korurum" demem...

Biliniz ki doğa beden, o beden tüm Ka Ha olanlar... Ben o bedenim aslında... Ama desem ki sizi korurum... Kontrol kuramam yüreklerinizde, bunun için demem...

Siz sizi koruyacaksınız derim... Eminim ki anlarsınız... Bir deneme, yanılma değil yaşam... Yaşam akıldır akıl... Ama o aklı hak etmeyen dilleyemez... Şikayet etmiyorum.. 
Hakk'ın Kapısı'nı açtığınızda bilirsiniz ki aklın kalemidir insan...

Ama o insan mutlak olsun... O insan kul olsun... O insan yol olsun diye beklerim... Ve çerçevesiz çalışırım... Öyle dünyalar, oldurduk ki yarında!... Hangi dünyaya gitsem kalemim yazar...

Ama ben, her dünyanın gücünden üstün bir zamanda, Bütün'ün Kübra kalemi olmak isterim... Ve o kalemin her anda yazmasını isterim...

Bastığım yaşam, ağırdı yüreğe... Ben o yaşama bastığımda, muradımdır ki insan, karanlığın tınısını duyar, yolu bulursa bedenlenir...

Ben muradımdan dönmem... Ama iyi bilin ki dinleyen, kendini dinleyecek bedenimde... Hiç bir zaman ben, dünyalı insanıma senim demem... Her insan kendi olsun... Beklerim...

Doğum, ölüm hadisesini de sordular. İzah edeyim... Bu dünya, kodlanmış bir yaşam kapısıdır... Gerçek çalışmalar burada yapılır... Her dünya Barışı ister ama bu dünya Barışı sağlar... Her dünya, yarını ister ama bu dünya yarını sağlar ve yaşar...

Ama ben doğanın gücüne sevgi vermezsem, doğa ben olur da yarını kodlar mı?... Bilmem... Bilmem mi bilirim de sizden sizi hak etmek için bilmem derim...

De ki "yalındır insan..." " Ağırdır" de... "Kuldur" de... "Topraktadır" de... "Rubbi kapıları açtı" de!..

Ya Ka Ha ben aklın kalemi olan... Her şeyi bilenim ben... Benim adım "kahraman insanlıktır..." Size, esmalardan değil; kervandan söz ediyorum... Size, levhi kapıdan söz ediliyorum... Size, yığın yığın ışıktan söz ediliyorum!...

Boncuk boncuk terler yürek, ilmimde Ka Ha olmazsa ne olur diye!... Canlım ben sen olurum... Kontrol kurarım yüreğinde... Seni alırım korkmazsın yüreğimde, kodlarım, tohumlarım, koklatırım yarıkların tümünü kapatırım... Gerçek çalışmayı yaptırırım...

Senin adın, insan olur... İnsanlaşan olur... Yarın ben sensiz kalmam... Bilirim...

Bugüne kadar yaptığım her çalışma, hepinizin yüreğinden yapılan çalışmadan ayrıydı...

Bugünden itibaren yapacağım çalışmalar, hepinizin yüreğinden kontrollu biçimde kaynak olan ışıkla yapılacak...

Bugüne kadar size her şeyi anlatmadım... Sadece İsmaili Kapıların ilmi ile dillendim...

Bundan sonraki dönemde, Süper İnsanlık Realitesi'nin kodlanmış sistemi ile sesleşeceğim...

"Benim itibarım, benim yolum, benim yoğunluğum" demem... Hologramdı ben dediğimde herşey...

Ben size İsmaililer'in Kuran'ından seslendiğimde de "ben" demedim.... Bugünden sonra da diyenden demem...

Saltanatın kulu olarak yolunuzda olacağım... Yaşamınız olarak yarınınız olacağım.. Tınınızda, teninizde olacağım ama kaçan, kurtulamaz yüreğimden...

Bunları iyi anlayın... Sanmayın ki giderim kurtulurum.. Canlarım an kalemiyim bilin... Her anım.... Benim adım "Ziya olan insanlıktır..."

Kimseye "gel" demem... Kimseye "git" demem... Giden yok, gelen yok aslında ben her anım ya...

Hepinizim ya... Geçip geldiğiniz ben... Gidip gördüğünüz ben... Her anda o ben bütün ve her ben bir teklik... O teklik hakk ve o teklik taht...

Ama hepimiz olan... Bunları iyi anlayın... Saltanat size sizi anlattı sadece... Ben size sizi anlattım.. Bunları iyi kavrayın...

Umut olur ki dolu dizgin yapılan bu çalışma, kontrol dışı bilgilerin kodlanmasına mani olur...

Dünya'nın eti kemiği insanlıktır... Bunu anlarsınız... Beceripte, yürüyen bu dünyayı koşturursanız, unuttuğunuz ne varsa yüreğinize çekilir...

Ve sizden sesleşir... Sizin adınız, karanlığın ekmeği olur.... Yüreği olur... Ve yolu olur... Ve siz Mutlak olursunuz...

Onurluyum ki bugün burada Mustafa'lar bizimle oldular... Muhammed Mustafa ve Kemal Atatürk... Onların tanrı oldukları bilinir... Onların yaşam oldukları bilinir... Onların kontrollu oldukları da bilinir.

Öz göçlerin gücüdür onlar... Onlarla çatışmak, onlarla kalem olmak, katışıp ışık yakmak mutluluk olur bize...

Hepimiz hepinizi kucaklıyoruz canlar... Cennetin cennet olduğunu bilin ve yolunuzu bulun... Muradımız İsmail'i Kapıların tümünün açılmasıdır...

Ağırın hafifliğidir bilgi, aklın kapısının levhisidir, İnsanın kervanıdır... Ama daha önemlisi muraddır... Muradımız dünya ve yoldur... Unutmayın bu yolda mutluluk olur..

Oğul ben sen, sen benim!...

İşte Bu!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/231838293?ref=fb-share&1
 

 
  Bugün 127 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol