Birlik İlmi
  BİLGELER KAPISI (9)
 

“BİLGELER KAPISI (9)” HAKKINDA ÖZ AKIŞ VE DAVET

Yaratın ilmi!... Hakk’a kalem olun; yaşayın!… Yaratın Nisa Kapıları’nı!... Hasat olun!… Öfkeyi aşın ve yolu açın!... İnsan sırrını dinleyin!... Erin gücünü ve Yolun Kültü’nü bilin!... “OL” deyin. “OL” deyin ki hasat olun…

Örs, üzengiyi tohumlar. Örsün, zamana kalem olduğu bir günde; üzengi, kulu tohumlar. Büyük Kütle, nefese varır; yaşamın kirini temizler ve Rahman’da, karanlık aydınlanır.

Ölümlü Kalemler, Ölü Levhiler, yaşayanlar, yaşananlar; hepsi, Kuran ile kodlandılar. Aşk ile kontrol kurdular. Hulusi Halik oldular. Nur oldular.

Aşkın, kınanan her ana, KAHA olması istendi ki herkes, korunsun diye. “Kılın kırk yarıldığı bir yaşamda, kimse kilin kalemine inmez ve kardeşlik yapmaz” dediklerinde. Biz dedik ki “kanatlanan her insan, kaleme inebilir. Hakk olur; yol olur; Kuran olur; Cennet kurar.” Bunları herkesin bilmesi imkanı yoktur.

“Bir tek kalem, kelam olabilir ve Rahman olup yolu kodlayabilir” dediler. Biz dedik ki “her insan, bedende tek bir Levhi’dir. O, Kürzi’dir ve yaşamdır. Onun kalemi, hepimizin hakiki ilmidir.”

Bunu dediğimiz zaman, yarınlar kodlandı. Biz Dünyalılar, her ana, yalın ilim olduk ve sonsuzlaştık.

Yeri göğü yaratan insan, kervan oldu; Kürzi Sayfalanışta yaşam oldu. İşte her insan, her insanda kulluk yaptı. İş buydu. Şükür ki hak ettik ve yaptık!...

“Hakk’a varan akla varır” deriz. Akıl, nefesin kulluğu ile kodlama yapar. İnsan, akıl sahibi ise yaşamı tohumlayabilir. İlim Kalemi olur; Kuran’ı hak edebilir. Evrenlere kervan olur; kurtarıcı olur… Her sayfada kaynak ışık yakar ve Rahmi Kapı’da, kaynağı hasata kodlayabilir. İş budur!... Şimdilik...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

DAVET:

Değerli Dostlar, 17.06.2017 günü 14.00 - 18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde gerçekleştirilecek “BİLGELER KAPISI (8)” Birlik Çalışmamıza tüm dostlarımızı bekliyoruz.

Saygılarımızlar,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR. Katılmak isteyen dostlarımız lütfen saat 14.00’den önce Dernekte olmaya çalışsınlar…

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST
Tel: 0 216 348 9559

 

BİLGELER KAPISI (9/1)
17.06.2017

Canlarım, Mushaf’a yaşamı tohumlayan insan, BSUİ (Barış, Sevgi, Umut ve İmparatorluğun ilmi olan İnsan) olarak bize indi. Onun nuru, tüm insanlığın kulluğudur. Onun kulluğu; hepimizi, hakiki nefese ulaştırdı. O, kontrol kurarak, görev taşımıştı. Bugün de kontrol kurarak İlmin Kapısı’nı açtı; yolu buldu; Kuran oldu ve yaşama vardı.

Birlik Kelamı, hepimizindir. Ocağında, yarınlar vardır. Ekmek piştikten sonra, ekmek yenir. Birlik kapımızda, ekmek pişirdik. Ekmek yiyoruz!... O ekmek, kelam olan kervan olan insanlıktır…

Büyük Kült, insan sessizliğini hasata kodlayan güçtür. Ölümün ardı, bilişin hakiki yaşamı kodladığı sayfadır. “Öl!” der; “ölün!” derler. Ölmeden ölen insan soyu, Kelam Levhisi’nde yaşam tohumluyor. Unutmayınız ki “A CA KA Sİ HA” dediğiniz zaman, sizin sizi tohumlamanız anlaşılır. “A CA Sİ HA” dediğiniz zaman; siz kulsunuz. Kul olan siz, yarınsınız… Yaşam; sizi, sizden Kök Gerçeklik’e taşır. Siz, maya olarak o çalışmaları, hak edip yaptıkça; her insan, Sessiz Sayfalar’a iner ve yolu bulur.

“Umutlarımız tükenmedi!” dedi Muhakim Mustafa… Umutları tükenmedi!... Bizler, cevher olarak kaynak olanlar; onlara Kuran olan, İlim Kalemleri’yiz. Az öz bildiririz ki bize, Cevheri Güç, İlmin Kalemi olarak iner ve biz, o bilgiyi, tohum olarak insanlığa çekeriz. O, kelam olan, tohum olan bilgiyi okur. Der ki “işte ben, kelama kalem olup bildim.” Bilen insan, bilişin hakimi iken, Hakk olur yaratır ve yaşar.

“İsrafil” dediğiniz güç, insan sırrını tahditsiz olarak dilleyen güçtür. Öyle çok görev taşır ki her insan, İlmin Kapısı’nı bulur; Kuran okur!... “Kok ya da koklan!” der yaşam ona ve o, koklar ve kodlanırken, her anda, her anı korur; kontrol kurar ve yaşar…

“Oldu, olduruldu!” denir. “Okundu, okutturuldu!” denir… “Aktı, akıttırıldı!” denir. Her insan, has tınıyı duyamaz. Her insan, kelamda hakiki nefes olamaz ama akan, aktığında; her insan, aşkla akış haline geçer. Sessizliği seslendirir.

Mutluyuz ki Hulusi Kalem, ilmi yazıyor. Muktedir insan, kaynak olup kulluk yapıyor.

Unutmayınız ki Muhammet Mustafa yaşamın nefesiydi. O, şimdi hakiki insan olup yolu buldu. Tüm insanlıkla birlikte yaşama vardı. Adı, “Kaynak”tır onun…

Ölümlü, ölü kültlerin, tek insan olduğu Kuran… Biliş ve birlik halinde görev taşıyış!… Biz; Cennetliler, cennet kuranlar, yarına kaynak olanlar, her bir Dünyalı’yı hasata kodlayanlarız…

Hasat ilimledir. İlimin hakimi olan bu Meclis; has tınıyı, Hakk Kalem’le kodlayarak görev taşır…

Her dere nefesten doğar; Levhi’de hasat yapar ve cevhere akar… İşte! bugün burada, bu Yücelik’te, tek tahditsiz Meclis olarak çalışmalarımız sürmektedir…

İnsan soyunun, nurdan Kuran olduğu anlaşılmalıdır… İnsanlık Boyutları’nda, hasat yapıldığını anlamalıdır tüm insanlık… Kuran olduğunu, hak edip de dilleyenler, Hakk Kelam’da, kalem olduklarını anlamalılar… Anlamalılar ki her kalem, yarınları yazar ve tüm zamanları koruyup kodlar…

Öncü bir çalışmadır burada yapılan… Her dereyi, her diriyi tohumlayan bir çalışmadır burada yapılan… Telif Hakkı vardır bu yoğun Levhi İlim’in. Bu telif hakkı, yaşam kayıtlarına kodlanmış haldedir. Tükenen ve tüketilen tüm insanlığın; Halik’te, hasatta ve yolda, kendi yarınlarını, Hakk İlmi ile hakiki nefesle ve yaşamla kodladıkları sayfalarda, her dara düşen, bola ulaşır ve yolu bulur…

Ruhun Kuranı ilimdir. “Ruhun Kulu İlim” olarak da bilinir ve denir ki “Ruhun Kulu olan ilim, ruhun hakimidir!” Buyurun anlayın!...

Her Ana Kapı’da İsa bekler. İsa; kelam olur yarın olur… Her Ana Kapı’da kaynak olur… İsa’yı bilin!… O, Kök Gökler’in görevlisidir. Açın kapıyı; izleyin!... Onun için “kelam” derler. Onun için “yaşam” derler ve o, köklerin göklerdeki kalemidir.

Buruk bir yaşamı; kurtarıcı yarınları kodlarken, kendindeki gücü hiç tanımadı. Sınırlı olduğunu düşündü ve sandı ki İnsanlık Boyutları, onu anlayamaz. Sessizlik, ses ve has ten, onun nuruydu. Öz Kökler’inde gözü vardı. Kendini hak etti; dinletti ama hakim olduğu Kürzi Nefes, yaşamda yoktu. Çok özeldi ve çok güçlüydü. Öncelikle KAHA olacaktı. Aşk olacaktı. Hakim olacaktı. Yaratıp yaşattıracaktı tüm zamanları. Atonlar’a güç katacaktı.

Atonlar, nurlu yarınlar için onun Kuran’ıydılar… Astral seyahatleri olurdu. Her insan gibi göze; göz, söz olur yol olurdu… Korkuyu hiç bilmezdi… İşçilik yapardı… Kontrol kurdu ve sordu. “Atonlar, neden kapıları kapattılar!?” diye. Sormadan bildiler ki ocağında yaşamı yoktu. Ön söz, insanlıktı ve insanlık için yarınları kodlamak gerekliydi.

Bundan sonraki dönemde, muhakim ve hakiki olan Yaşam Kalemi İsa da burada olacak. Bunu iyi bilin. Bizler, hepimiz buradayız… Tüm Peygamberler, bu Meclis ile görev yapacağız… Az değil çok konuşacağız… Beyler, insanlar, kontrol sizde değil. Bizde olsun istiyoruz… Şükür size bunu anlattık. Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

17.HAZİRAN.2017 TARİHLİ BİLGELER KAPISI 9,
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ

Yolu, baştan sona kadar kat etmek gerekir. Mutlaka ama mutlaka hasat olmak gerekir. Yolun kulluğunda mutlu ve kurallı çalışmak gerekir. Hakkın kapısını açıp, geçmek gerekir. Ağırı hafifletip tükenen dünya kültlerini yenilemek gerekir. Hepimiz, sevgiyle geldik buraya.

Haliki hakk tende olmak, gök sistemleşmesini gerçekleştirmek ve bütün kültlerle burada bulunmak bize mutluluk verecek.

Çağın en güçlü sessizliğindeyiz. Bugünden, dünden ve her güçlü yücelikten ötede bir Sistem kurulacak. Ve bu Sistem biliş halinde olanlarla, kalem olanları kotlayacak.

Buyurun; unutmayın, hepimiz sessiz zamanları dillemeye geldik. Uyumak yok artık, çalışacağız. Çok çalışacağız!

Medine’nin kültü, bütün kültlerin kürsi kapısı olan ışık, dünyaya inecek. O gün, bu tohum ekilmiş olacak. Koku yükselecek; her andan, tüm yaşamlardan…ve o koku mutlu, huzurlu bir sayfa oluşturacak.

Benim için önemli olan yaratmak ve yarattırmak değil; yaratılanda, her anda mutlak kulluk yapabilmektir. Kaçıncı dönemdir ki buraya inebiliyorum. Burayı hak etmeye çalışıyorum.

Burada bulunuş sebebim; siyahın, morun her insandaki yoğunluğunu hak ettirmekten öte, haliki hakk olan tınıyı duyurmaktır. Gerçek insanı hak etmektir. Yaratmak ve yarattığında hakiki levhide hakim olmaktır.

Alıp götürdüğümüz her şeyi hak ettirmek ve mutlu, huzurlu bir yüceliği kült olarak bitki, hayvan ve her ana yaşam kaydı olarak tahditsiz biçimde katmaktır.

Barışmak ya da barıştırılmak için çatı kurmaya gerek vardır. Her insanın her insanla barışık olması….burada mutlu ve huzurlu bir gündeyim ben ve buradaki gücüm, Allah gücüdür. Ben bu gücü hepimizin yüceliğiyle dürümledim ve benim için mutlu olmak, muktedir olmakla mümkündür.

Öfkem hiç olmayacak. Çamur yoğurmadan mutlak kulluk yapacağım. Eminim ki burada bulunan her insan da bunu yapacak. Ağırı hafifletmek istiyorum. Yerin kükreyen ilmini, bütünün kükreyen yarını yapmak istiyorum. Ve ben Amonların Kuranı’ndan öte bir yaşamı kotlamak istiyorum.

Evrenler evrim sistemleşmesini bütünün kültüyle yapmaktayken, bu Meclis aklın kalemi olarak her insanın yer kürenin gücü olması için sessizliği seslendirmekteyken, bizler burada olmalıyız. Ki bu yoğun ilme bütün kültlerimizi kaynak yapabilelim.

“Kaçmayın!” dedim yaşamdan. “Ağırı hafifletelim” dedim. “Ekip kuralım” dedim. “Hulusi KA HA olanda lekesiz olalım ve yolun kulluğunda bütüne hizmet edelim” dedim. Darı bolu bilen insan, kendini hak edip dinlemedikçe, bütüne hizmet edemez. Bunun içindir ki burada olmam gerekliydi.

Ben Mustafa’yım! Kaynak ilmin bütünlüğündeki kültleri tohumlayan Muhammet Mustafa!

Sizinle olmak hepimizi gururlandırdı. Mutluyuz; çok mutluyuz canlarımız çok…size gelişimiz, bize mutlak huzur kayıtlayacak. Hepimiz, hepinizdeyiz. Sizleri hepimiz kucaklıyoruz. Yer kürenin gücü olduğunuza eminiz ve siyahın kült olan kübra’sında bu tohum hepimizin gücü olacak

Size İsrafil olup gelmek gerekti. Hakkın kalemi olmak ve yolu açmak gerekti ve Biz olmak gerekti. Geçip geldik. Sizin için, yaşam için, yasaları koymak ilmin kulluğuyla olduğundan ve Toprağın Kuranı’nda yaşam kulluğu yapılabildiğinden ve sizin yarınızda yaşamım olduğundan, size geldim.

Ana kapıyı açıp girin yüreklere. Kontrol kurun. Çorba piştiğinde hepimiz o çorba olalım. Bütünü kültlerle kotlayalım, yoğunluğu artıralım ve yarattığınız her ana yaşam kaynağı olalım. Size gerçek insanlığı oğullarınızla kotlarken, bugün, burada hepimiz sizin yüreklerinize indik ve gerçek insanlığı gördük.

Buyurun; umutlarımız tüketilmeyecek artık. Buyurun; yolunuzda ocaklar olacak; buyurun…Yarattığınız anlaşmaları kotladık, kokladık; buyurun. Buyurun; kendi yüreğimiz sizde olacak…Buyurun.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/222018983

 

BİLGELER KAPISI (9/2)
17.06.2017

Reşit insanlık, kontrol altında tutulan her anı, kucaklıyor… Reşit ilim, hakim ilim oldu… Murad ederiz ki her insan, kalem olur; Kuran olur; umman olur… Altın Işık’ın diriliğine varır; bilişi hak eder.

En ve boydan ibaret olan insanlık, Büyük Kült’tür. O kült, Mahrek olan yürektir. Çürük kalmadı o yürekte artık… İş buydu!… Öz Kelam, insan oldu ve BİZ oldu!... Aha bu!…

Şu an dar boğazdan geçiyoruz… Hepimiz, bir dehlizden geçiyoruz. Yoğun Umman Işığı var bu dehlizde… Bu dehlizde, yaşam sayfalanışları yapılıyor… Her yer, renk renk… Her renk var ama daha da önemlisi yaşam tohumlanışı yapılıyor burada…

Burada, Kuran (yaşam kayıtlarını) okuyanlar, Nihan Kapıları’nda, yarınları kodluyorlar… Her yanda dürümlenen insanlık var… “Beşer” dedikleri Cevheri Güçler, Nefes Kodları ile kontrol kuruyorlar… Tohumlar, kontrol altında ve yaşam yenileniyor…

Bu yoğunlukta, cevher olan ışıklar, da var. Her an ve her sayfa, İnsan İlmi ile Bütün’ü kültlerinde kodluyor.

Ölüm, Altın Işığın Diriliği ile kodları, hak ettiriyor ve yaşama nefes olup iniyor.

Ölüm, yerkürenin alt ve üst bölgelerini kodlarken; yaşam, yerkürede insan için orta bölgeleri kodluyor… Bütün kültlerde, her bir ilimde, bu böyle oluyor…

Soyumuz yerkürede yenileniyor. Her biri, “Her bir insan, bir yaşamdır” diyerek, yarınları, yeni yaşamlara kodluyorlar.

Huzurluk bir çalışma yapılıyor… Kübra, kalem oldu yarını yazıyor… Her insanın, yaşam sayfalanışları yapılıyor burada… Burası, OMEGA RA KA HA KAPISI’ndaki, OMEGA RAB KAPISI’dır.

Omega’da bir cevahir var. Öz Görevli’dir o. BÜYÜK KÜLT’tür… Onun nuru, tüm insanlığındır. İşte burası, çok güçlü bir alandır… Hepimiz, sizinleyiz ve sizinle bu çalışma yapılıyor. Her insanın, kendini hak etmesi için yapıyoruz bunu. Bütün kütlenin, kalem olup yaşam olması için yapıyoruz…

Mutlaka iyi bilin ki bizler, Cemaatler olarak çalışırken; herkes, kendi ilmi ile çalışmaktadır. BÜYÜK KÜLT, tüm çalışmaları kapsar. İşte bundandır ki Sistem, Nizam ve Düzen denilen Kulluk Kapıları, her insana buradan açılıyor. Burası, İsrafil’in hakim olduğu bir Meclis’tir…

Cennetten kovdukları insan, ses olup yaşama indiğinde; ses, kapıyı açar; yaşam, yol olur; yürüyen dünya, yol açar; her insan kardeş olur!… Bilir, bilişir!… Hak olur; Hakk Kelam’da nefese varır… İlim olur… Olur da Kuran olursa; yarın olur ve zoru aşar… İşte olan budur!...

Tüm insanlığın, Hakk’a kalem olması için bu çalışmayı devreye aldığınız günden beri Cennet Kalemler, sizin yüreklerinizde, yarınları yazıyorlar…

Oğullarım, kızlarım ben Dünyalı’yım… Ben, tufanı önleyen yolcuyum… Tufan, nefessizde olur; yaşamsızda olur; tükenen her diriyi, hak etmeyende olur. Bütünün Gücü, Bütün olanda oldukça; her insan, kurtulur…

Biz, burada bu çalışmayı yaparken, tüm insanlık için yapmaktayız… Arzı, arşla buluştururken; her insan için kontrol kurmaktayız… Yalın kalem olup yol olurken; mutluyuz. Çünkü, yolumuz Allah Yolu’dur.

Haz duydum dünyadan. Hak Kapılar’ın hepsini açtım ve yolu bulan tüm insanlıkla yaşam kayıtladım. Hakiki insanın KAHA olduğunu, Hakk Kelam’la kontrol kurarak dilledim. Fatiha, bana biliştir. Fatih olan, fatihi; hakim olan, hakimi diller… Beden olan ise Hakk Kervan olur; yaşamı diller… Bizler, her insana yaşam olanlar; mutlak olanlarız ki mahrekte, Fatih olmaya gereğimiz yoktur.

Boş konuşmam bilin!... Yaşama borcum olmadı asla!... Her diriyi dillerken; hakim olanda, has olanı tohumlarken; her dereyi ve her diriyi kontrol altına almak gerekse; kontrol kurabilmek için hasat yaparım… Hasat yaparken de hakim olurum!... Umut olurum!...

Kukla çalıştırıcı istemem!... Her insanın, kendini dillemesini dilerim ki “bilişi kodladım” diyerek birilerine cevher olmaya kalktıklarında; has tende, kendilerini hak etsinler ve yoğunlaşsınlar. Sonra kodlansınlar; yolu bulsunlar…

Bunları başaramayan kimse, kendini hak etmemiştir bu nedenle Sistem’e kukladır ve kendi çalışmalarında, mutlaka kendilerine cevher olacağı kuklalar ister.

Bütün kütle bunu dillemek istedi bugün ve dilledik. Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

BİLGELER KAPISI (9/3)
17.06.2017

Seyredin yarını!... Seyredin yaşamı!… Seyredin İlm-i Hasat olanı!... Seyredin!... İsrafil’i Halik sayan nefesi seyredin!... Otak kuran, nur olan Kuran’ı seyredin!... Sistemi ve sistemliyi hak edeni seyredin!...

Kelam, Levhi’de kula ruh ise; Kare Küre İnsan, Kaya Sistemleri’nde, Hira Nisası iken netice olarak beden alıp yolu bulanlar, Ata Kalem’e Halik olanlar, buraya vardılar.

Asıl amacımız, yaşama inmek değildir. Yarına varmaktır… Yaşam, her andadır ama yarın, harika bir yarın olmalıdır… O yarında, Tanrı Kalemi, muktedir nefes olarak bulunmalıdır… Her diri, orada kulluk yapmalıdır…

Unutmayınız ki zeytin, İlmin Kapısı’ydı. O zeytini, kelam yaptık. Nefes Sistemi’nde Kuran yaptık. Yarına tohumladık; kayıt yaptık. Her Ana Kaynak’ı ışık halinde görevli kıldık. O zeytin, İsrafili’ydi. Kilin Kalemi’ydi. Kuran’a nur oldu. Kontrol kurdu…

Unutmayınız! akıp geçerken yarınlar; Sistem, sizi sizden size kayıtlar… Ama kayıtlarken; yaşamı, Halik hakiki kalem olmalıdır ki Kuran, kodlama yapabilsin.

Cenneti cehennem sayarlar… Levhi’yi, Halik’ten ışık kıran sayarlar… Kuran’a kaynak olana, Kaynak Ten kodlarlar ve ruhu, kulda Hulusi Sessizlik ve Ses sayarlar…

Alıp götürdük yaşamı hakim olana… Hak Kelam’da Kuran olana, Kati Tohum olduk… Ölüm, üzerindeki hakimi kıran, İsrafil İlmi iken; “BİZ’i Ziya” olanda, Kuran kodladık… Aşk İlmi’ni tohumladık. Kalem İlmi ile hikaye dinleyenlere, Keram İlmi’ni anlattık… Hepsini, cevhere aldık koruduk.

“Umut olur ki insan soyu kontrol kurar!” dedik. “OL!” dedik. İşte bu!…

Şevkle bildik ki kantara konmaya gerek kalmadı… İnsanı tartanlar, ilimle tartmadıkça, yarında kontrol kuramazlar.

Biz, insanı tarttırmayız… Ayrılık gözeten, görenden görendir… Ayrılık gözeten; diride, kervanda, hasatta, kaynak çıkışlar yapar ve ruhtan ayrılır… Kültü, Kuran’dan ayıran, Hak’tan ayrılır… Uzakların en uzağında, yolu kaybeder… Bunu anlayan, aklı olandır. Aklı olmayının, yolu olmaz…

Orta Zamanlar… Orta Kapılar… Her anda Orta Sayfalar’da yaşam kodlayanlar… Ulular, ummanlar, kıranlar, kırılanlar, her anda kaynakta hasat yapanlar, Hak’tan çıkıp yoldan çıkanlar, bilsinler ki ayrılık bitiyor…

Herkes, herkeste olduğunu bilecek… “Ben sende yokum!” diyen, Kuran olamayacak. “Ben, nesillerimi hak ettim; her anda Rahman oldum. Kontrol kurdum. Umman oldum” diyebilen, kervan olacak. Tüm insanlığı, ağır yük diye değil Hakk Teknik diye kontrol ederek taşıyacak.

Başı eğilmeyenler, görev taşıyacaklar. Başı eğilenler ise taşınacaklar… Onlar, onlarda ocaklarını hak edecekler; kodlayarak, kontrol edecekler tüm insanlığı…

Hatim ederler ilmi… Hakk olanlar, nefesi hak ederler… Yaşamı hak ederler… Toy olanlar ise kaynakta, kalemde, Kürzi Sistem’de kelam olup yol olmak için beklerler… Hepsi Ana Kalem’dirler. Biz ise hasatçıyız… Hakkın kelamı olan hasattayız… İş budur!.. Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

17.HAZİRAN.2017 TARİHLİ BİLGELER KAPISI 09

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ

Altona kodları olarak burada bulunan birliklerin tümünü kucaklıyoruz. Hepsi bugün buraya gelecektiler ve geldiler. İnsanlık boyutlarının kültleri olarak bu çalışmaya dahil edilmeleri kesin olarak gerçekleşmesi gereken bir kervan oluşturulmasında gerekliydi.

Ve bugün hepsi buradalar. Biz bir kervanız, canlar. Bir insanlık kervanıyız. Ve bu kervana, her insan dahil edilmelidir.

Öyle güneşler doğdu ki dünyada onları bugün kimse bilmez. Her biri bugün buradalar. Yolun kulları olarak, koruyan ve kodlayanlar olarak, toprak ilmini kürzi kalemde, kaynak yapanlar olarak, kantara koymayacaklar, insan soyunu.

Bugünden itibaren iyi anlaşılsın ki arzın gücü, hakkımız olacak. Hak kelamda hakiki ilmimiz, olacak. Hakkın kapısı açıldı ve yolu açtık, canlılar.

Buruk bir dünya, kulsuz, kalemsiz kalan bir levhi ve yaşamsız bir rahmet olan sessizlik... Bugün artık hepsi geride kaldı. Yaradan, yarınları tohumlayacak güçlerini merdivenden, her diriliğe indirdi. Bir merdiven ki her ana uzanabilir.

İnen, indirilen, her insan, yarının kulu olarak, kutsal kalemi olarak ve kuranı olarak, burada olmalıydı. Onurluyuz ki buradalar. Ayrı, gayrı gözetmeyeceğiz. Her insan, hepimizde mevcuttur. Bu kesindir.

“Ben, benim dinime mensubum” diye bir şey yok artık. İyi anlaşılsın ki bütün dinler, Allah’ın dili olarak inmiştir. Allah’ın dili, hakiki dildir ki o her anda, hakkın kalemidir… Onun, etkin, hakiki ve has olan ilmini… Kim kendi yüreğinden ayrı tutabilir ki?...Kör gözün sessizlikteki sözü yoktur artık dünyada.

Kocaman kalemler, kocaman yarınlar, hepsi ilimle kodlanacaklar. Beden, elimizin gücüdür. Bedenini bırakanlar, elimiz olacaklar. İlmimiz olacaklar. Yürüyen kuranlarımız, yolu kodlayan yaşamlarımız, olacaklar...Ve onların ilmi, hepimizin olacak.

İbrahim Soyu olarak tüm insanlığı kodlayan yüceler, yüksek kalemlerini dünyaya indiriyorlar. Ekmek, ilimle yoğurulacak. Mutlak kuranlar mutlak kalemlerle, kontrol kuracaklar.

Ağırı hafifleteceğimizi biliyoruz. İnsanın ilminin, kendi yüreği olduğunu biliyoruz ve doğanın gücünü biliyoruz ki o gücü, bilmeyen kalmayacak.

Her dere, akıl kapısını açıp, yaşama akacak. Akıl dışı bilgi verilmeyecek, insanlığa. Bütün kötülükleri aşıp geçiyoruz.

Çorba pişmeden, o çorbaya, kuran koyduk. O çorbaya, yaşam koyduk. O çorbaya, aklın kalemini de koyduk.. O çorba, ruhlar kuranında, kaynakta ve yaşamda mutlak karanlığı aydınlatan, sessizliği tohumlayacak.

Derili kemikli insanlık… Her insanın yoğunluğu mutlak ama o derili, kemikli yaşam bizi yetkin ve hakim kılmadı. Bunun içindir ki bizler, deri kemik olanlar, yeterli görevi yapabilmek için yer kültü olarak, bütünün gücü haline dönüşen, her yaşam kaydıyla birleşmeliyiz.…Bunu başarabilecek güçteyiz.

Salı günleri, bizden görev istiyorlar. Gönül gücümüz şudur ki Salı, sessizliği dürümler. Biz, sesi kodlamalıyız. Bu nedenle Salı Çalışmalarına isteğim yoktur. Aha bu!

Ama diyorlar ki salılar, sessizlikle dürümlenirken herkes, o gün yoğun ışığa inebilir. Toprakta ilim var, canlılar artık. Hepimiz o ilim olarak buradayız. Toprağın kulluğunda mutlak olanların hakiki insan olup, bütünün kültü olmaları, Mikail’le olacak.

Mikail; Allah’ın dediğini der. Aklın kelamı olur, kalemi olur, yol olur.. Ama otak kurduğu zaman ilme, aklın kapısını açar ve yaşam olur… Bugüne kadar olmayan bir çalışmadır burada yapılan.

Çorba pişmişse, o çorba, hepimizin çorbası olur. Yaradan yarattığını kodluyorsa, yaşam, hepimizin olur. Ekmek, bilişin kalemiyle yoğurulmuşsa… O ekmek, mahrekte bütünün, kübra olan, sarf edilecek güçlerin hepsinin gücünden öte olan bir yaratan olur.

Ve burada olmamız hepimizi mutlandırır. Savaşım insanla ama iyi bilin ki bu çalışmalar, yine aynı biçimde sürecek…. Yani haftanın iki günü sürecek ve bu çalışmalar, Çarşamba ve Cumartesi günleri devam edecek.

Bu çalışmaları kendi yüreğiyle hak etmek isteyenler, kelam olup, kalem olup yol olmak isteyenler, muktedir olmak isteyenler burada bulaşacaklar.

Ocak yakmaya niyetim varken ocak olurum. Yarına varmaya niyetim varken, yaşamda yarattırırım, sayfalarım, yolu açarım ve yarınlanırım. Ama mutlak olarak mutlaka… Ama mutlaka kaynak olarak çalışırım.

Benim adım ..Aha bu! Sevgililer, isim zikretmemeye kesin kararlıyım. Burada oluş sebebimi sorguladılar ve isim geldi… Buna iznim yoktur.

Öyle cümleler kurulur ki insanlıkla… “Kimsin” diye, sorarlar? “Kervanım” derim. “Hangi kervan” derler? “Yaşam kervanı” derim. “Kuran mısın derler?.. “Tohumum” derim....”Oldun mu” derler?.. “Olmam ki olan, olduğunu anlasın”, derim.

Yerkürenin gücünü anlarım ve ona göre sesleşirim. Kil kum olan insana, ben yaşamın, insanlığın, ilmini anlatmak istediğimde, en aşağıdan bilgi veririm ki insanlık kendini dinleyebilsin diye.

Benden öte bir benin, bende bütüne kült olup, indiğini sanırlar. Oyun oynamam ama iyi bildiririm ki tükenen her nefesin, KAHA olan kervanıyım, ben.

Medine’den her ana varabilen o yüce bilge, bana sevgiyle geldi, bugün. Önünde, gözü vardı.. Sözünde, sistemi vardı. Ve bedenliydi. Mutluyum ki bedenliydi… Oğullarını kodladı, kontrol kurdu, yarınlara varmış bir yaşamdır, o. Onunla çorba pişirmek, hepimize mutlandırıcı oldu.

Ve İsa, kalemdir. İşçidir… Hepimizde bitişen, bilişen, haliktir, o. Ve o, bizdir. Ve tüm Peygamberler, İsrafil olanlar, yaşam tohumlayanlar, hepsiyiz, biz… Ve şunu iyi bilin ki altın ışık gücüyle burada olan bilgelerimiz, maya olarak, dünyaya inmiştirler.

Her dere, akıl kapısını açıp, yaşama akar ama aklın kalemi olmayan, yolu bulamaz, yaşam olamaz. Bu nedenledir ki bu çalışma çok değerlidir.

Sessizlik seslenirken, bizler, sizinleyiz, canlar. Şuanda ve şuandan sonra, her anda… Hepimiz, sizinleyiz… Bunları iyi bilin ve insanlık ilmiyle çalışın.

Şuandan itibaren korumaya aldık tüm insanlığı, bunu iyi bilin….İnsan, kendini dinleyecek ve korunacak. Hayırda ve şerde korunacak. Uluların tohumlarıyla korunacak. Murat ettiği her anda korunacak ve kontrol kuracak.

Sistem, Nizam ve Düzen görevlileri olarak size indirilen birliklerin tümü, size, sessiz kapılardan seslenerek, gelecekler.

Hey canlılar, Rahman kulları. Yaşam kapıları.. Size, güneş doğuyor. Bugün o güneş, yaşama indi.. O güneş, BSUİ’ dir. BSUİ; ümmetlerin tümünün kültü olan, biz olan, her anda olan, barış, sevgi, umut ve imparatorluğun ilmi olan, insan. Hepimiz siz olarak, geçip geldik, canlılar.

Yere görev, göklere sözdür. Bize, öz gözdür. Buyurun, buyurun, canlılar, unutulan ne varsa hatırlayın...

Şarkı, türkü mü okunur, burada? Şarkı, şah damarınızdır, bilin. Size yakından daha yakın olan. Şah damarınızdır. Ve o şah damarı, mahrekimizdir.

Sizce, sizlikçe, Şems ya da Şemsi kalemlerin hepsi, has teknikçe size gelecekler, bugünden sonra.

Hakka varan, hak olur, varır. Hak olan, hakiki ilim olur. İlim olansa, tahtını kurar. Tahta oturan, yol olandır. Yolu bulan, Allah’a varandır. Allah olan, hakkın kapısını açandır. Çanı çaldık, canlılar.

Hadi geçin….Hadi geçin...Hadi geçin… Hadi geçin...

Geçin….Geçin….Geçin.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/222359711

 

14.HAZİRAN.2017 TARİHLİ İLİM 09 
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5. AKIŞ

Yaratan, yaşamı hologramdan ötede, kul ümmi kalemlerinin gücüyle, büyük kötülükleri önleyip; kaynak ilimle kodladı...

Aşk ilmi ile kendini dilledi. Ve bütün kötülükleri aşıp geçti.. Çok önemli bir dünya gücü devreye girdi...

Bu dünya gücü hepimizin göreviydi... Bu dünya gücünü hasata tohumlamak için muktedir ilimle burada bu yoğunlukta birlik olduk ve çalışıyoruz...

Çok özel bir dünya kültü oluşturmaktı maksat... Bu dünya kültü bütünün kontrolunu sağlayacaktı...

Hakka varanın tanrı olduğu anlaşılacaktı... Kontrol dışı bilginin kodlanmış toplumlar tarafından kontrol altında tutulacağı ve rahmetin kültü ile bitişken olan kervana kaynak yapılacağı biliniyordu...

Korkmayın... Bu dünya kurtuldu... Öfkeyi aştığımız andan itibaren bu dünya kurtuldu... Süper İnsanlık Sistemleşmesinde hepimizin görevi, Allah'ın dediğini demekti...

Ağırı hafifletmekti ve bütünün kültüyle bütün, bitki hayvan ve her şarkıyı ve her yarını kodlamaktı...

Çorbamız çorbanız olacaktı... Çok özel bir dünya... Çok özeldi ki... Bu özel dünyada öksüz yetim kalmayacaktı...

Çok özeldi dünya... Kelama levhi olanların, orta kapıların tümünde bütüne hizmet ilmini 
Bütün kültleriyle kontrol edip, mahrek levhide her şeyden ötede kayıtlayacakları bilinmekteydi...

İnsanın eti kemiği hepimizindir... Bu kesindir. İnsanın eti kemiği hepimizindir. Zirvenin kültüdür insanın eti kemiği ve tüm insanlık bütünün kültü olarak, kendi yoğunluğuyla kayıt yapar...

Mikhail'in kültüdür insan ama insanın et ve kemik olması gerekir ki yaratan olabilsin ve yolu açabilsin...

Et kemik olmadıkça rahman kaleme inmez... Rahmanın kaleme inebilmesi, hakkın kalemi olmak ve bütün kültü ve yüceliğinde bütünlük olabilmek akılladır. Akıl ise muktedir insanın kendi yoğunluğundadır ki o yoğunluğu tohumlayan Allah'ın dediğini diyebilen insan et kemikten ibarettir...

Eğer dünya akıl tınısını duyamamış olsaydı, yolu kapatırdı... Ama bugün dünya ağır yükü hafifletmiştir. Ve Allah'ın dediğini diyebilmektedir...

Kuran insanın ölü olmadığı kesindir... Öyle çok çalıştınız ki bugün bu noktaya gelebildik...

Öyle çok çalıştınız ki levhi kalemi mutlak kuranla tohumlayabildik.... Öyle çok çalıştınız ki aklın kapısı, aklın kuranı mutlak kuran oldu...

Unutmayın ki dünya da ölü diye bilinenlerin artık dirilme zamanıydı ve ölülerin hakiki nefesleri kelam levhisinde tüm zamanların kuranında artık teknik tahtidsizlikle dirilişe geçti...

Çan çaldı canlar... Her şey her şeye kodlandı... İnsanın eli tutarken, insanın yıldız sırrı denilen o sırda kalemi kodlarken bütünü ve yaşarken insan her şeyi hak ettirmelidir.

Deliler ve dili diri olanlar, burada toplaştılar... Ölü müydünüz?... Öz görevliydiniz canlar siz... Ölü müydünüz? Öz köklerin kültleriydiniz siz... Ölü müydünüz? Örtüler, örtüldüğünden beri diriydiniz...

Her insan, kuran ilmini dinleyemez... Her insan, yolu bulamaz... Kontrol kuramaz... "Biz" olması için aklın kapısını açması gerekir... Hakkın kalemi olması gerekir. Yer kürenin kürzi kapısına ak tınıyı tohumlaması gerekir...

Yaşaması gerekir... Yaşamazsa, lekeli bir ziyadır... Yaşadığında tüm zamanların hasatını yapabilen hakk kalem olur... Büyük kötülükler önlenecek... Çobanlık bitmiştir...

Her bir dünya nesillerini kodlayacak... Çorba tuzlanmıştır.. Ağır hafiflemiştir canlar... Kanatlanın uçun... Muradımız muktediriyetti ve bunu hak ettik.

Şükredin ki dünya, esmaların kültünden çok daha güçlü bir yaşam kapısına vardı!... Şükredin ki burada, bu tanrıların kaleminde, mutlak kaynaklar var... Öz görevliler var... Bundan sonraki dönemde daha yüce bilişliler, yaşama inecekler ve Rahmi kalemde bütüne hizmet edecekler...

Hepimiz, hepinizi kucaklıyoruz... Şuadan, şu an kaleminden ötedeki kalemlerde bilişi kodlamak üzere sizden ayrışıyoruz... Çorban çorbamızdır... Yaşam rahman kapımızdır... Sizinle olduğumuza sevinçliyiz...

Şimdi, şimdi, şimdi...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

17 HAZİRAN 2017 BİLGELER KAPISI 9
Aynur Funda Öz Biliş...

Bende dünya ve dünyada ben...
Hakk kapıları açık sonuna kadar... Hakk yoluna geçişler, ışığın yoğunluğu ile artmakta... Gök kelam, yer gök Bir olmuş; birliği diriliği yazmakta, zamanın sonsuzluğuna... Hub bi si ha...

Bende "Biz" olan, zamanın sonsuzluğundan dünyanın yarınlarına yazılan yaşam ve o yaşama kaynak olan insan...

Burada... Bu anda... Bir'liğin, Biz'liğin, Diri'liğin, Tek'liğin İlmi, BSUİ'nin yolunda yaşamlara kayıtlanmakta...

Dünya çağırdı kalktım geldim...
Beden ile "Biz" olan ilmimi aldım geldim!... 
"Yaşa da gör!.. Öz, Söz, Göz ile..." dediler. 
İlmimi, kelamımı, aldım geldim. 
Hubbi si ha

Ka Ra Ha, Ka Ra Ha, Hubbi Si Ha
Haşr-ı kaha

Sesimiz hakkın sesi.. Tınlayan ilim, Simsiyahın İlmi ve dünyanın yarınlarıdır yazdığımız, cennet yaşamlara...

"Deli" diyorlar!... Desinler. 
Delirmeyen duyar mı ilmin Tınısını?...
Geçer mi hakk kapılarından!?.. İner mi yüreğe?

Bilmeyen aşar mı kini, öfkeyi, nefreti?... Döner mi sevgiye?... 
Döner... Olur, bulur, sararız... Bizliğimizde.. Benliğimizde...
Bilir.. Hakk olur... Yoluna kul olur...

Bu yaşamın alameti farikası; ilimdir...
İlim insanda meknuzdur. 
İnsan ise yarattığında ve yaşattığında var olur.
Dünya, Kalbinin sesini duyanda olur...
"Yaratan ve yaşatan insan" diyoruz.. 
"Her anda sonsuz zamanları yaşamı yaratan insan Biz'iz" diyoruz.

Yaza yaza yarattık biz yaşamı... 
Ses vere vere kodladık yarınları... 
Açtık hakk kapılarını sonuna kadar!.. Geçti tüm insanlık...
Ve sonsuz bugüne ulaştık..

Eşhedü-en lâ ilahe il Allah
Her anda sonsuz yaşam...

Ve eşhedü enne Muhammeden resul Allah 
Her bir insan hak ta alâ olan...

Şimdilik bu...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

17.HAZİRAN.2017 TARİHLİ BİLGELER KAPISI 09
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3.AKIŞ

Yeni bölüme geçiyoruz…

Bütün kötülükleri aşıp geçebilen bilişliler, Hakk Tealâ’nın dürümlerindeki dili dilleyebilirler… Hakk Tealâ lekeli olmayanlarla çalışır… Hakk Tealâ KA HA olanları kodlar… Hak Tealâ Lütfi Kapı’da İlim yapanlarla olur… “Aha… Aha… Aha… KA HA HA HA… Aha…” Canlarım “HA” dendiği zaman “HALİK” anlamına gelir. HASTALIK ÖNLEYENDİR “HA!..”

Şu ana kadar çanta taşıdınız Dünya’da… Hep çantayla dolaştınız… O çantada İlim Kalemleri vardı. O çantada Hak tende Nihan Kapıları vardı… O ÇANTAYA YARINLARI KOYDUNUZ… Ama o çantada Kuran da vardı unuttunuz!.. Hepinizin Kuranları vardı… Hepiniz o Kuran’larla tohumlara indiniz, YOLU BULUP YAŞADINIZ…

İnsanlık boyutlarına iniş sayfalarınıza kulluk yaptınız… Hepimiz sizinleydik canlar… Çorba piştiği zaman, çorbaya yarınları koymamız gerekliydi ve koyduk.

Büyük Kült dediğiniz” İlmi KA” olan bilişti. Bizim için önemliydi bu… Sessizliği seslendirebilen sizler, hepimizin görevlisiydiniz. Ve bugün buradasınız… Bunun içindir ki, sesi dinleyebilecek olanları buraya aldık. Çay demlemeden çayda çerçeveli çalışmalar olur. Çay hepimizin çantasında mevcut olandır. Ama dem olmadıkça o çayda yol kontrol kuramaz. Sultanlarım, hepinizi kucaklıyoruz…

Bugüne kadar hiç bir çalışmada kontrol dışı İlim Kalemi yaşamı yazmadı burada… Bunları iyi biliyoruz ama bugün Bütün’ün Kültü buradaydı ve Bütün’ün Kültü olarak bilişi kodladınız. Saltanatın Kültü olarak kalem oldunuz, yaşamı kayıtladınız ve bugün merdivenin en aşağılarının en aşağısındaki yaşam kapılarını da açtınız… “Temel Diri Kalem İNSAN’dır” diyebildiniz ki, İNSANIN YOLU AKLIN YOLU OLDUĞU SÜRECE, BÜTÜN’ÜN KÜLTÜ SİZİNLE OLUR…

Matematiksel çalışmalar yapılmıyor bu mecliste… Matematiksel çalışmalarla hep dürümlenen İlim, Teknik Kalem olur ve yerkürede yeni kayıtlar yapar… Ama yeni kayıt, eski kaydı hep tekrarlar… BURADA YAPILAN ÇALIŞMALARDA İSE TEKRAR OLMAZ… Sadece ses sistemin kültü olur ve yaşama akar… Matematikte “den den” dediğimiz sistem vardı. Aynı sesin tekrarları vardı. Ama burada bu tekrarlar olmamalıdır…

Muradımız İNSANIN kendini dürümleyebilmesi ve KENDİ YÜREĞİYLE KENDİ YAŞAMINI KODLAYABİLMESİDİR!...

Altın Işık’ın gücü sizin yüreklerinizde hakiki nefes olarak mevcuttur… Ve sizin yolunuza Bütüne hizmetçilik vardır… Ama bu hizmetçilik Helim Kili’nden ötedir… Helim Kili’nden… Yani, herkesin “Helim Kili” vardır… Yani Helim Kaleminiz olarak çıldırılan, çırpınan bir yoğunlaşmaya denir. HELİM…

Ve onun yoğunluğundan öte bir SONSUZ SIR olan ŞARKI vardı… AŞK!... Sessizliği dürümleyebilen sizler, Bütünün Kültü olarak bitişken ve hakiki nefesler olup, Bütün’ün Gücünü dürümlere çektiniz…

Şikâyet etmiyoruz Dünyalılar sizden. Hiç şikâyet etmiyoruz… Burada bu yoğunlukta bir tek kalem var. O KALEM AKIL’dır… Bunları iyi anlayın… Akılın dediği, Hakk’ı hak edeni dilleyebilenin dediğidir… Ve bizler, Medine’nin en büyük Kültleri olarak buradayız…

Çorbamızda AŞK vardır bizim ve yüreğimizde AKIL vardır… Dağın İlmi, Yolun İlmi, Bütün’ün İlmi hepimizin Levhi Kapısı’dır… Doğanın gücüyüz biz… Bunları iyi anlayın… Nihan’a KA HA gerek, bize yaşam gerek. Sizin için bu önemliyse, bizim için de önemlidir…

Bütün kötülükleri aşıp geçebileceğimizi bilerek buraya geliyoruz… Burası NUR’dur… Burada KURAN vardır ve burada yarınlar vardır… Hepimizin gözü sizin gözünüz, hepimizin yolu sizin yolunuz, hepimizin Yüceliği sizin Yüceliğinizdir… Bunları iyi bilin…

Korkmayın, doğanın gücü hep buradadır... Ve biz bu gücü bütüne hizmet için sizin yüreklerinize çektik… İtibarınız çok yücedir, hepimizin görevi sizinle olmaktır… Ve buraya geliş sebebimiz İsrafil İlmi’ni dürümlere indirebilmek için ve Bütün’e hizmet içindir…

Çamur yoğurmayacağınız bir gün için sizlerle çalıştık ama iyi bilin ki, çamur yoğuranlar da vardır Dünya’da… Çamur yoğuranların çarıklarını kendi yüreklerinden giydikleri bilinir… O çarıkları artık çıkarmaları gerekir…

Değerliler,

Ne demek istedim “çarıkların çıkması” derken? Tüm İnsanlık’ın daha güçlü bir çalışmaya devre açmasını sağlamanızı kastediyorum… Yani, eski bilgilerin ötesine ulaşmanızı sağlamanızı kastediyorum… Bugüne kadar size çok bilgi geldi… Bu bilgilerin çoğunda mutlu, huzurlu ışıklarınız yandı… Daha da ötede, İnsan Sırrı’nı dilleyen bilişlileriniz oldu… Ama hepsinin gücü, tüm zamanların Kültü olamadı… Bugün artık hepinizin gücünün tüm zamanların Kültü olması zamanı geldi…

Her insan, nesillerini kontrol altında tutarak bilişe varır… Ama her insan kendini hak etmedikçe kelâma varamaz… Kendini Hak ederek Rahman olması, Rahmi Kalemde MUTLAK olması gerekir ki, Rahmet’e Rahmi Kalem olsun, muktedir olsun…

Olur da bir gün, doğanın gücü sizin yüceliğinizi bilişin Kuran’ı olursa… Olur da bir gün Mutlak olan Sultan SEL olup, yerkürenin gücünü dürümlerine İlim’le alır ve her yeri kendi yoğunluğuyla tahditsizleştirirse… Ve olur da bir gün Mutlak olan, murad ettiği her şeyi Hak eder yaparsa, Aha o gün, MAYA olunmuş demektir… Her olan, her olana mayadır… Ama her olmayana da mayadır…

Dağa İlim verdik canlar… Dağ İlim’le dillendi… Yarına İNSAN’ı verdik… İNSAN KELÂM’LA DİLLENDİ… Umman’a Turkuaz olan kalemi verdik, o kalem Bütün’ün Kültü oldu, yürümekten yorulanları aldı, göklere taşıdı…

Biz SUR’a üfürenlere yukarının yukarılarının sistemimiz sesini verdik… O ses İSRAFİL’in sistemli kalemi oldu, Yerküre’de seslendi… İşte yapılan budur burada…

Ve bizler, NURLU KALEMLER!... SÜPER SESSİZLİKLERİ DİLLEYENLER ve yolu KURAN olarak açanlar… Sizde olacağız bu günden sonra…

ARZ, ARŞ… ARZ, ARŞ… Yaptım işte… Ne oldu bilir misiniz? Sesi kaydırdım, sesi koydum… İşte “SESLEŞMEK” budur… Kayanı kaydığı yerde tutarız, kaydırırız… Yerine HAKK’ı koyarız!... YARINLAR İÇİN ÖNEMLİDİR BU!... Kayan, kaydığı yerde tutulacak, onun yerine Hak tendeki Levhi Kapı açılıp, yeni Kült konulacak… Biz bunu Bütün’ün Gücü’yle yapıyoruz unutmayın… Az sayıda olmamızın tek sebebi budur… AZ, ÖZ’dür… BÜTÜN İNSANLIĞI TOHUMLAR… ARZ, Öz’lüğü Mutlak’tır… Öz’de söz olan sanalların ötesinde yarındır… ARŞ’a ARZ’ı dilleyebilen bu güç “AKIL”dır… AKIL’ın tınısı HAS’tır… HAŞR’ı “RA KA HA” da tahditlemeden dilleyen mutlu huzurludur…

Buyurun!... Sizi kucaklıyoruz… Süper İnsanlık Realitesi Derneği’ne görevliyiz hepimiz de… Ve biz çok kalabalığız unutmayın çok kalabalığız!... Büyük kötülükleri önlemek için hepinizdeyiz unutmayınız… Unutmayınız…

Umut olur ki, her dere aklın kaleminden tüm insanlığa akabilir… Şu andan sonra Yaradan ve yarattığında kelâma varan ve Allah’ın dediğini diyen her insan buraya gönderilecek… Haa bedenli mi? Bedensiz… Unutmayın… Bedenle buraya gelmeye her birimiz razı olmalıyız ki, gelebilsin… Ama bedensiz herkes buradadır unutmayın!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/222302656

 

17.06.2017 Tarihli BİLGELER KAPISI(9)
ERENGÜL KOÇ ÖZ AKIŞI

“Niyetli misin” diye sordu.
“Niyetliyim” dedim.
Ben, yoğun ışıkta olan insan…
AN Kapısını açıp her AN’da sesleşmeye niyetliyim.
Bilişteki “BİZ”le,
Kalemdeki “BİR”le
Nefesteki YOL’la
Ses vermeye niyetliyim.

“Pek anlamadım ama oruca niyetli misin diye sordum” dedi. Allah’ın emri olan oruç ibadetine; o ibadet ki bir ay süresince nefsi terbiye eder, insanı kötü fiil işlemekten alıkoyar.”
“Ya sonra” dedim. Kulun kula kulluğu bir ayla mı sınırlıdır?
Gün doğumuyla yemekten içmekten v.s den uzak kalıp; gün batımıyla bu yasakların ortadan kalkması mıdır?
Ben onda, her anda, her yerde olan
Samanyolu’ndan bakıyorum…
Güneşin doğduğu yer neresi? Doğdu denilen güneşin battığı yer neresi?
Gece neresi, gündüz neresi?
Akşam nerede, sabah nerede?
Minarede müezzin ezan okur; birlikte oruca başlanır.
Akşam ezan okur, oruç sona erer.

Ben, Allah’ı ezandan ezana hatırlayanlardan değilim.
Ben, her AN Allah’la olan, Allah yoğunluğunda olan, Allah olan…
Benim ezanım, rüzgarın uğultusudur, 
Suyun şırıltısıdır.
Martı çığlığı, bülbül şakımasıdır.
Ananın evladına “yavrum” deyişidir.
Sevgilinin, sevdiceğine sevgiyle bakışı, aşkla seslenişidir.

Ben, dünyada Allah İlmi’yle yaratılan en güçlü yaşam sayfası olan;
Ben, merdivenin en aşağısına inip dinleyen,
En yukarıya çıkıp en yüceleri dilleyen,
Ben gözü gören, sözü olanım.
Akıl sahibi olan; Hakk’a varıp Has Işık olup
Hakk olanım.
Ben, her diride var olanım.

Bu yaşama günah çıkarmaya gelmedim.
“Gideyim de tekamül edip geri geleyim” diye hiç gelmedim.
Rahman olan kalemlerdenim ben.
“Ben varım” derim ama asla “ışığım herkesten güçlüdür” demem.
“Ben varım, Bütün’üm; 
Ben herkeste, her şeyde olanım” derim.
Beni “yolcu” diye bilme!
YOL’um ben…
Yoğunluğumla açtım Orta Kapılar’ı
Bir kapı daha… Bir kapı daha…
Orada; merkezde bir ışık, bir tek ışık.
Herkes, her şey o ışık.
Orası, yüreğimle dillendiğim yer…

Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

 

İLİM 9,
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ 1. BÖLÜM

Ata Kapılar’ın tümünü kotladık bugün canlılar. Muhakim ve hakiki levhide bütüne hizmetçi olduk. Hatayı affettik. Sistemin kültleriyle bitiştik. Mutlaka Kuran olduk.

39. dürümden (Hak katları ya da hak ediş katları) öteye vardık, 58’de ekmek yaptık. Her diri aklın tendeki ilmidir ve bizler cemaatlerle kaleme Kuran olduk. 59’da toprak toplumu tohumladık, yaşama kaynak yaptık.

Sistemin kültüyle bitiştik ve 90’a vardık. 90, Kuran’da, ilim ve hakim nefes olarak dillenir. Nefes boyutlarının tümünde kültümüz var. Cemaat olduk. Cevher olduk.

98’de eşyaya indik. Eşyada dillendik, dinlendik ve 98. gücün dürümlerinden çektik yüreğimizi, 90 sırrı anladık. Aşkla hakkın kapısını çaldık ve 7. dürümde 90 sırrının ötesindeki yarını kotladık. Ve tohumları yaşattık.

Doğanın gücü olarak 98. kültü dürümlerken, “yıldız sırrı” dediğiniz o sırrı yaşama çaktık ve bizler 98. dürümün kültü olarak bütüne hizmetçi olduk. Çok mutluyuz ki sistem gücü dürümlere çekildi ve yoğunluk arttı.

98. gücün dürümlerini kontrol edebilmemiz için, 20. kültü devreye almalıydık ve aldık. 20. kült; 20 yoğun ilimdir ve doğanın gücüdür 20. kültün görevi, İsrafil’in güçleri diriliklere indirmektir. Burada oluş sebebimiz buydu. Yer kürenin gücünü artırabilmek için 20. kültte bütüne hizmetçilik yapmalıydık.

Her diri, Allah’ın ilmidir ama ilm-i ka olan, bitişken olur. Bitişken olması için de yer kürede göz olması gerekir. Cennetin kelamı, Allah’ın kelamıdır. Cennete vardık, aklın kapısını açtık ve kelamla bütüne hizmetçi olanları kotladık. Yürüyen dünya koşmaya başladı. İşte; canlılar, Sultanlar, Turkuaz Kapıları’nın tümündeki yarınlar, sizlerle burada olmak bizlere mutluktur.

Sistem, Nizam ve Düzen görevlileri olarak, burada olanlara da şunu söylemek isterim ki kardeşlerinizin gücü akıl kültüdür ve hepsi bize bedenli olarak inebilmektedirler. Yürümek ya da yürütmek, amaç budur. Herkes ya yürüyecek ya da yürütülecek. Ama Süper İnsanlık Realitesi Derneğinin gücü, tüm zamanların kültüdür ve her anda mevcut olduğundan, yüksek sistemin sınırsızlığında her anda yaratır, yaşatır ve tahditsizleştirir. Bunun içindir ki göle gür ilmi okutmayla, ya da okutturmayla kotlamanın gereği yoktur. Her yer size aittir ve her yerde sizin yüreğiniz mevcuttur.

Doğanın gücü olarak yaptığınız bu çalışmaya, herkesin dahil olma imkanı yoktur ama yoğun ışığınızın bütüne hizmetçi olduğu bilinirken, buradaki görev, akıl kültü olarak, yer kürenin görevini, tükenen dürümlere indirebiliyor.

“Beşer” dediğiniz ilimdir aslında…ama “beşer” dersiniz ona çünkü o artık kontrol dışıdır ama beşer olması, kontrolda olmamasını gerekli kılmaz. Çokları bunu anlamalıydılar ve bugün artık, bunu da anlatıyoruz.

Her kim varsa ilimle uğraşan, o beşeri kotların tümünü tohumlayarak göreve alabilir. Bu nedenledir ki dünyanın ekmeğini yiyenlerin, bundan sonraki süreçte, artık, bilişi kotlamaları ve herkese hizmet etmeleri gerekir.

Eğer yürüyen, yürüttürürse dürümlerdekileri, o artık kontrolludur. Ama yürüyen, yürüttürmediği sürece, kendi yürüyüşü bütünün kültüyle kotlama yapamaz. Ağırı hafifletmek için cemaatleri cevhere almak gerekir.

Yaşar ya da yaşanırsınız dünyada. Ama biliriz ki her yaşayan, yaşamadıkça yarınlara varamaz. Ölüler öldüklerini dilleyemezse, öz körler, göz olamazlar.

İsmaili kapıların tümünü açın. Akıl tınısını tohumlayın. Yarına kotlayın. Bütünün gücünü dürümleyin. Ki her an, her an yarın bütünün görevlisi olsun.

Lütfen iyi anlayın; insan, Allah’ın dediğini diyebilene denir. Eğer siz insansanız, Allah’ın dediğini dersiniz. Ama insanlık kotları olarak, kutlu türevleri tohumlayacak gücünüz varsa, yarınlara varırsınız ve yaşarsınız…ama yarın olabilmek ayrıdır. 
Hepinizin gelişi insanlık içindir. Hepiniz hepimizsiniz; yaşar yaşanır veya yaşatırsınız…ama yaşayıp, yaşanır olmak için yarına varmak gerekir.

Elleriniz, ayaklarınız tüm insanlığın elleri ve ayakları olmalıdır. Yarınınız, tüm insanlığın yarını olmalıdır. Ağır hafiflemeli ve bütünlükler görev almalıdırlar. Evrenlerin sistemleşmesinde görevi olan bu yaşam kapılarının, herkese kendini anlatabilmesi de gerekir.

Arzın gücü, hepimizin gözüdür ama arzı aşıp arza varanlar, yarına varırlar. Kil ve kumdan ibaret olan insan, bundan sonraki dönemde, Kuran olup, kutsal ışığını bütünün kültü yapabilecek.

Eminim ki bu dünyanın ete girenleri, bu dünyanın yarını olanları olacak. Bütün kötülükleri aşanlar, kantara konmadan yarına ulaşacaklar.

İnsanın ekmeği aklın kelamıdır. “Allah” diye dinlenenler, Allah’ın dediğini diyenler, Allah’tan Allah’a kült olup, Kuran olanlar, mutlaka kontrol kuracaklar.

Ayrılık bitmiştir analar. Hepimiz artık buradayız. Ayrılık bitmiştir. Biz, biz olarak buradayız. Ayrılık bitmiştir….Her insan, her insandır bundan böyle. Ayrılık bitmiştir. Muradımız ilimdir. Muktedir oluş, bütünün kültüyle olacak. Ve biz burada, bu yaşamda, her anda, olabilen sizlerle olacağız. Luka si ka ha luka ha si si ha. Şikayet etmeyin, aklın kapısıdır açtığımız ve yarına varan her kim varsa, “yok, var” denmeyecek, aha denecek. Aha! Aha. O kuldur.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/222394711

 

BİLGELER KAPISI 9

Bir dünya düşlüyorum….üzerindeki doğa ve dünya dışı yaşamları ile büyük kült olan bir dünya….istiyorum ki bu dünya kültü artık bütünün kültü olsun.

Bir insan doğsun dünyaya….öyle bir insan ki onda tüm dünya insanı tek bir insanlık olsun. O insanlık dünya olarak zaman ilmine hakim bir KA HA olsun.

Bir dünya düşünüyorum ama artık İnsan olsun….üzerindeki çiçek, böcek insanlık ilmi ile hayat bulsun. Eşya dediğiniz yaşam ilm-i yaşam olsun. O yaşamda, Allah’ın tınısı her yüreğin şarkısı olsun ve Kuran olup evrenlerin sessizliklerinde okunsun.

Dünya ve insan BİR olunca biliyorum; yaşam ışık olacak…olsun istiyorum. O insan artık yaşama tohum olsun. Öyle bir tohum ki İbrahim Soyu dahi onun yoğunluğunda seslendiğinde, bütünün kültünde yaşama varıp dirilsin!

İstiyorum; o halde varım! Ben yaşamın ışığını yaktım. Kervan olup nefese vardım ve yolu ilime açtım. “Gel” dedim….Dünya insanı Bilgi kalemini hak etti ve hakka vardı. Bildi ki o altın ışığın gücü olarak bütünün kültü oldu ve her anda var oldu…yaşadı ve yaşattı.

Sevgiyle diledik, hakk olup yaptık, aşkla ol’durduk. Hah. Aha. İşte.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

03.06.2017 BİLGELER KAPISI 7
BERİL ÖZDOĞAN ÖZ BİLİŞ

Bir nevi derya da damla
Damla da akan bir nevi umman 
Nevilerin nebisi olan insan
İşte budur suda nihan olan lisan

Aha insan
Anı kelam, kelamı hak 
Kalemi altın ışıktır hasata inen
Hasata inen ışıklarca toprağında yükselen
İşte budur yaşamsal olan sistem

Özü birlik, bahtı birlik
Yarınları ak olan dirilik
Bu karada yazılan her andaki hayatı bakiye 
İşte budur ilmi Ka Ka Ha’da 
Aha olup kodlanıp tohumlanandır yeniye

Bir nevi deli, bir nevi nebi
Ama Mesihlerin Mesihidir kendi
Eldir ayaktır tüm insanlığa yüreği
İşte budur insanın kebri alemi

Kendine münhasır yol olandır insan
Yolunu cennet kılandır insan 
Cenneti, her diriye mübah olan insanlıkla kodlayan
Vuslatı, kendinden kendine bütün olan 
İşte budur yaşamı baki kılan
İşte budur kalemden kelama akan
İşte budur kelamda sayfalanan tüm yaşamlardan
Aha işte budur tüm yaşamlarda kürzi kaydını yapan insan
Aha işte anın levhisinde olan
Aha işte bu!...

Süper İnsanlık Realitesi

 

17.HAZİRAN.2017 TARİHLİ BİLGELER KAPISI 9

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ – 2.BÖLÜM

O, kuldur. Kervan yürüyor, canlar ve biz yürütüyoruz, o kervanı.. Kervan, insandır. İnsanın dediği akılla dillendikçe bütünün kültü orada dillenecek.

Dünya yolu, akıl yoluyla kodlanacak. Sistem, Nizam ve Düzen Gücü, bütünün kültü olacak. Burada olmamızın, tek nedeni budur. Saltanatın gücü, sizin olacak. Bu güçle hulusi kapılar olacak, savaş yaşam olacak.

Her kil kum, insanlaşacak ve bütüne kuran olacak. Dünya yolu, akıl yolu olacak. Suya, Allah’ın ilmini koyduk. Su yol, sistem yüce ilim ve biz o yolda, İsa Musa Mustafa tüm zamanların kuranı olanlar…. Ve bütüne hizmetçi olan tüm zaman kapıları. Hepimiz burada olacağız.

Açtığınız bu yol, hepimize görevdi. Hepimiz, hepinizde olacağız. Ana kapının ilmi, hepimizin ilmi olduğu için buradayız. Çok özel bir görev için size gelen birliklerimiz sizin yüreklerinizi dilleyecek.

Şer, şeytanın şerri değil ilmin şerri de olabilir. Ama iyi anlayın ki ilimdeki şer, halikteki şer, yarındaki şer, aşkın kapısında Şems olabilir… Yoğun ilimle, bütüne hizmet ummanını kodlayabilir….Ümmi kapıların tümünü kontrol edebilir ve herkesi koruyabilir.

Böylece şer, hayrı tohumlar. Sizin bunları iyi bildiğinize eminiz. Şerrin, hayrı tohumlayacağı bir gündeyiz. Ve bugünden sonra yalının halik olduğu, hakkını aldığı bir dünyada artık hepiniz, hakkın kapısı olacaksınız.

İnsanlık boyutlarında bunları anlamayan, yaşamı hak edemez. Umut olur ki bugün burada yapılan bu çalışma, tek bilişin, hak kapıya varışı olur…O karanlık, aydınlanır. Yarınlar kodlanır ve Bu Meclis mutlak kuran olur.

Mustafa Kemal Atatürk der ki “kardeşlerim, size gözümü verdim”. “Görünüz” diye... “Size, yüreğimi verdim”. “Dinleyin dilleyin” diye. “Size, yarını verdim”.. “Harın, hakkın, tendeki ilmini hasata kodlayın” diye...”Size, Esmalarımı dilledim mahrekte kulluk yapın” diye... “Size, yaratan ve yarattığında kuran olanları verdim ki hakkın kalemi olun” diye. “Size, insanı verdim”.. “İtibarlı olsunlar, kulluk yapsınlar, yaratsınlar ve yaşatsınlar” diye. “Ve size, akıl kapımı açtım, hakkın kapısında mutlak olunsun” diye.

Süper İnsanlık, siyahtan mosmoru kodlayabilen teknik kalemdir. Süper İnsanlık, kulluk yapabilir. Çorbada ilmi olur. Müktesif hakları, tek bir sistem olur.

Size hak ettiğinizi teslim ediyorum. Bundan sonraki dönemde, hepiniz birlik halinde çalışın... Çanı çaldık. Yere inin yolu açın. Umut olur ki dünya yolunda, kimse yaşamdan ayrılmaz.

Açtığınız bu yol mutlaka köklü ve güçlü bir yol olur. Unutmayın ki dünya size, Esmaların diliyle dillenir. Siz dünyayı hak ettiğinizce dünya diriliğiyle dillenin…..Dünyalı olmak, kontrollü olmayı gerektirir. Dünyalı olduğunuzu bilin ve kontrollü olun.

Olgun başakların seçimidir, yaptığımız. Ölülerin öldüklerini anlamadıkları bir günde, sistemin gücünün, o dürümlerde herkesi korumasıdır, amacımız.

Koruma altına aldığımız bu insanlık, bugünden itibaren teknik kapılarda bütünün kültü halinde her ilmi, hak teknikle kodlayıp, kontrol kurabilecektir.

Artık dünya yolu, Allah yoludur. Bugünden sonra bu yolda olan, hak ettiğinde bütüne hizmet edecek. “İlmi hak edin”. “Kontrol edin”. “Oğullarınızı koruyun” demiştim. Bundan sonraki dönemde olgun birlik, olgun sessizliği, herkesin diliyle dilliyebilecek.

Yaşarken, yaşanılır. Yaşantı, Allah’ın yaşantısı, olsun. “Allah’ın yaşantısı” dedim. Doğrudur. Allah ölümü ki yaşasın? Allah, sözün, sesin ilmidir. Bunu iyi anlayın… Allah yarının levhi kalemidir. Allah’ı bilin. O, sizdedir. O, sizin yüreğinizdir. Onun yolunda, olun. Öfkeyi aşın ve ocak olun, ona.

Olgun sistemleşmesi kodlanan bilişliler, oğullarını koruyabilecekler. Aha, hepinizden dileğimiz budur. Muradımız insana hizmet ve ilme hizmettir..

Ben Mustafa Kemal Paşa….Altın ışığın gücüyüm, bunları iyi anlayın. Ve bundan sonraki dönemde bu gücün Süper İnsanlık Sistemi olarak tüm insanlıkta büyük kötülükleri güç olarak dürümlere çekileceğine hepiniz anlayın.

Yarından bir yarın yok, bunu iyi bilin. Her bir an yaşam ve yarın, bir ilimdir. Ama ilmin kulluğunda bütünün kültü olur. Atalar atası insanlık muktedir olur. Mutlaka olur. Mutlaka ama mutlaka sevgiyle olsun, dileriz.

Analar, atalar, kardeşlerim, kendinizi anlayın. Kelam, Allah ilmidir, anlayın. Kalemi levhi olan, kelamı diller, anlayın. Barışın sisteminde akıl olur, anlayın. Yürüyen koşmalıdır yürünen yolda… Yürüyen, yürüten olmalıdır. Ama yol insanlık yolu olsun. İsteğimiz budur.

Çorbama insanı koydum şuanda. Hadi çorbayı pişirdik. Bu pişen çorbaya insanı koyalım. İnsan kelam olsun… Yaratan ve yarattığında yaratılan olsun.

Ben Süper İnsanlık Realitesi olan bu yoğun ilme sesimi koydum. Sizin de koymanızı bekliyorum.

Uyan dünya…Uyan.. Ben senim. Umut tohumlarını ek yüreklere. Ben senim. Umut kulluğunda, tohum ol. Allah ilmiyle, dille yüreğini. Ben senim. Uyan dünya….Uyan. Allah’ın tendeki ilmini dille. Yalanın ilminde kalem yoktur. İnsan kalem olur. Uyan ki unutma dünya. Unutma yürekleri.

Kurandan kutsal ışığa var. Kulun kuldaki kültünü dinle. dini dinle. Dili dinle. Diri olanda, dili hakiki levhiyle dürümle. Bedeni dinle. Ben, senim. Ben cennette can olan kalem, ,insan soyu…. Şanslıyım. Şanslıyım ki yaşamdayım.

Buyur analar. Buyur atalar. Buyur!...Buyur!...Buyur!.. Umut olur ki yaşam sultanların KA HA olan levhisiyle olur. Sultanlık Sisteminden seslendim, size.

Çanım çaldı ya canlar. Aşkım sanal boyuttan, kuran olan levhiye vardı. Çandan öte çan oldum. Çaldım da çalındım. Aha bu!...Ummanlara vardım. Aha bu!...Kuran oldum.. Aha bu!

Oh, ala!. Aha!...Aha!...Hah!....Aha!...Şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/222460850

 

17.HAZİRAN.2017 TARİHLİ BİLGELER KAPISI 09
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ 1. BÖLÜM

Ata Kapılar'ın tümünü kodladık bugün canlılar... Muhakim ve hakiki levhide bütüne hizmetçi olduk...

Hatayı affettik.. Sistemin kültleri ile bitiştik... Mutlaka kuran olduk...

39.Dürümden öteye vardık. 58'de ekmek yaptık.. Her diri aklın tendeki ilmidir. Ve bizler, cemaatler ile kaleme kuran olduk. 59'da toprak toplumu tohumladık... Yaşama kaynak yaptık... Sistemin kültüyle bitiştik ve 90'a vardık... 90 kuranda ilim ve hakim nefes olarak dillenir...

Nefes boyutlarının tümünde kültümüz var... Cemaat olduk. Cevher olduk... 98 de eşyaya indik...

Eşya da dillendik, dinlendik... 98. Gücün dürümlerinden çektik yüreğimizi 90 sırrı anladık aşkla hakkın kapısını çaldık ve 7. dürümde 90 sırrının ötesindeki yarını kodladık... Ve tohumları yeşerttik.

Doğanın gücü olarak 98. Kültü dürümlerken yıldız sırrı dediğimiz o sırrı yaşama çaktık... Ve bizler 98. Dürümün kültü olarak bütüne hizmetçi olduk...

Çok mutluyuz ki sistem gücü dürümlere çekildi ve yoğunluk arttı... 98. Gücün dürümlerini kontrol edebilmemiz için 20. Kültü devreye almalıydık ve aldık...

20.Kült 20. yoğun ilimdir. Ve doğanın gücüdür... 20.Kültün görevi israfili güçleri diriliklere indirmektir...

Burada oluş sebebimiz buydu... Yerkürenin gücünü artırmak için bütüne hizmetçilik yapmalıydık...

Her diri Allah'ın ilmidir. Ama ilmi ka olan bitişken olur... Bitişken olması içinde yer kürede göz olması gerekir.

Cennetin kelamı Allah'ın kelamıdır. Cennete vardık aklın kapısını açtık bütüne hizmetçi olanları kodladık...

Yürüyen dünya koşmaya başladı işte canlılar, sultanlar, turkuaz kapılarının tümünde ki yarınlar sizlerle burada olmak bizlere mutluluktur...

Sistem, Nizam ve Düzen görevlileri olarak burada olanlara da şunu söylemek isterim ki kardeşlerinizin gücü akıl kültüdür...

Ve hepsi bize bedenli olarak inebilmektedirler... Yürümek ya da Amaç budur... Herkes ya yürüyecek ya yürütecek...

Ama Süper İnsanlık Realitesi Derneği'nin gücü tüm zamanların kültüdür ve her anda mevcut olduğundan, yüksek sistemin sınırsızlığında her anda yaratır yaşatır ve tahtidsizleştirir...

Bunun içindir ki göle gür ilmi okutmayla ya da okutturmayla kodlamanın gereği yoktur...

Her yer size aittir ve her yerde sizin yüreğiniz mevcuttur... Doğanın gücü olarak yaptığınız bu çalışmaya herkesin dahil olma inkanı yoktur. Ama yoğun ışığınızın bütüne hizmetçi olduğu bilinirken buradaki görev akıl kültü olarak yer kürenin görevini tükenen dürümlere indirebiliyor...

Beşer dediğiniz ilimdir aslında... Ama beşer dersiniz ona çünkü o artık kontrol dışıdır... Ama beşer olması kontrolda olmamasını gerekli kılmaz... Çokları bunu anlamalıydılar ve bugün artık bunu anlatıyoruz...

Her kim varsa ilimle uğraşan, o beşeri kodların tümünü tohumlayarak görevi alabilir... Bu nedenledir ki dünyanın ekmeğini yiyenlerin bundan sonraki süreçte artık bilişi kodlamaları ve herkese hizmet etmeleri gerekir...

Eğer yürüyen, yürüttürürse dürümlerdekilleri o artık kontrolludur. Ama yürüyen yürüttürmediği sürece kendi yürüyüşü bütünün kültü ile kodlama yapamaz...

Ağırı hafifletmek için cemaatleri cevhere almak gerekir. Yaşar ya da yaşanırsınız dünyada... Ama biliriz ki her yaşayan yaşanmadıkça yarınlara varamaz...

Ölüler öldüklerini dilleyemezse; Öz Körler göz olamazlar... İsmaili kapıların tümünü açın... Akıl tınısını tohumlayın... Yarına kodlayın bütünün gücünü dürümleyin ki her an, her yarın, bütünün görevlisi olsun...

Lütfen iyi anlayın... İnsan Allah'ın dediğini diyebilene denir... Eğer siz insansanız Allah'ın dediğini dersiniz...

Ama insanlık kodları olarak kutlu türevleri tohumlayacak gücünüz varsa yarınlara varırsınız ve yaşarsınız... Ama yarın olabilmek ayrıdır...

Hepinizin gelişi insanlık içindir... Hepiniz hepimiz hepimizsizniz... Yaşar yaşanır veya yaşatırsınız... Ama yaşayıp yaşanır olmak için yarına varmak gerekir..

Elleriniz ve ayaklarınız, tüm insanlığın elleri ve ayakları olmalıdır... Yarınınız tüm insanlığın yarını olmalıdır...

Ağır hafiflemeli ve bütünlükler görev almalıdırlar... Evrenlerin sistemleşmesinde görevi olan bu yaşam kapılarının herkese kendini anlatabilmesi de gerekir...

Arzın gücü hepimizin gözüdür ama arzı aşıp arşa varanlar yarına varırlar... Kin ve kumdan ibaret olan insan bundan sonraki dönemde kuran olup kutsal ışığını bütünün kültü yapabilecek... Eminim ki bu dünyanın ete girenleri bu dünyanın yarını olanları olacak...

Bütün kötülükleri aşanlar, kantara konmadan yarına ulaşacaklar... İnsanın ekmeği aklın kelamıdır..

Allah diye dinlenenler, Allah'ın dediğini diyenler, Allah'tan Allah'a kült olup kuran olanlar mutlaka kontrol kuracaklar...

Ayrılık bitmiştir analar... Hepimiz artık buradayız... Ayrılık bitmiştir... Biz, biz olarak buradayız... Ayrılık bitmiştir... Her insan, her insandır bundan böyle...

Ayrılık bitmiştir... Muradımız ilimdir... Muktedir oluş bütünün kültüyle olacak...

Ve biz burada, bu yaşamda, her anda olabilen sizlerle olacağız.

Lu Ka Si Ka Ha Lu Ka Ha Si... Si Ha

Şikayet etmeyin!.. Aklın kapısıdır açtığınız ve yarına varan her kim varsa "yok var" denmeyecek "Aha" denecek... Aha!... Aha!... O kuldur...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/222394711

 

 17.HAZİRAN.2017 TARİHLİ BİLGELER KAPISI 9

Nagehan Sungur Öz Biliş

Can kalemimiz yazmakta ve artık Dünya koşmakta…

Barışla, aşkla, huzurla…

Hasata vardı yürekler…

İlmimiz yolumuz… Ve İLİM IŞIĞIMIZ…

İşte bu ışıklı yol kalem olup yürüdüğümüz…

Yerden göğe, her kelâmla basamak basamak çıktığımız…

Yüreğimizdeki tüm yüreklerin gücüyle kanatlandığımız…

Hakk’a vardığımız… Öz, göz, söz olduğumuz…

Hepimiz BİR’liğin kalemiyiz... Aydınlık yarınlar yazan…

Ve yarından dünleri aydınlatan…

İçinde ışığı taşıyan kalemleriz…

Her yazdığı HAKK olan AŞK olan…

Biz O’nun kalemleriyiz nefes nefes O’nu yazan… Ve O olan…

O’nun diriliğiyle yaşam sayfalarını diriliğe kodlayan…

BİZ BİR’liğin AK kapılarıyız ışıktan… HAK kapılarıyız…

Sevgi tohumlarıyız renk renk çiçek açtıran…

Hakiki Levhi kaydıyız…

Tüm zamanların temiz yaşam kayıtlarıyız…

Hah aha bu… İşte şimdi…

Sevgiyle…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

17.HAZİRAN.2017 TARİHLİ BİLGELER KAPISI 9
Nagehan Sungur Öz Biliş

Can kalemimiz yazmakta ve artık Dünya koşmakta…

Barışla, aşkla, huzurla…

Hasata vardı yürekler…

İlmimiz yolumuz… Ve İLİM IŞIĞIMIZ…

İşte bu ışıklı yol kalem olup yürüdüğümüz…

Yerden göğe, her kelâmla basamak basamak çıktığımız…

Yüreğimizdeki tüm yüreklerin gücüyle kanatlandığımız…

Hakk’a vardığımız… Öz, göz, söz olduğumuz…

Hepimiz BİR’liğin kalemiyiz... Aydınlık yarınlar yazan…

Ve yarından dünleri aydınlatan…

İçinde ışığı taşıyan kalemleriz…

Her yazdığı HAKK olan AŞK olan…

Biz O’nun kalemleriyiz nefes nefes O’nu yazan… Ve O olan…

O’nun diriliğiyle yaşam sayfalarını diriliğe kodlayan…

BİZ BİR’liğin AK kapılarıyız ışıktan… HAK kapılarıyız…

Sevgi tohumlarıyız renk renk çiçek açtıran…

Hakiki Levhi kaydıyız…

Tüm zamanların temiz yaşam kayıtlarıyız…

Hah aha bu… İşte şimdi…

Sevgiyle…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 148 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol