Birlik İlmi
  BİLMEK YA DA BİLMEMEK - AV. NEZİRE SELÇUK
 

BETA KÜRZİ-1 SEMPOZYUMU (11.11.2012)
BİLMEK YA DA BİLMEMEK

Rahman olan der ki “Ben Allah’a İn-Can olup inerim” ve der ki “Baştan beri dünya tohumlandı ve Bütün’e hizmetçiler kotlandı.” Bugün burada Yer Gök sizi dinliyor. Muktediriyetle diyoruz ki asla yanlış bilgi verilmedi bugün bu Meclis’te.

Cemaatler, insan soyuna kendi yoğunluklarını dürümleyip inerler.

Ben dünya ve ben ağır yük olan Sanal Boyutlar’da has; olmamış, oldurulmamış olan ama bilinen Allah. Dağlarım, ben Turkuaz’ın Kuranı olan ilim sayfalarının her birinde yok muyum ki!? Allah’ın dediği Has Teknik’le denir ve der ki O, “Ben Kaynak ve ben kırk kapının ışığı olan yaşam kontrolü; sonsuzluk, sınırsızlık ve Birlik…”

Hepinizi saygıyla ve sevgiyle kucaklayan tüm Teknolojik Kotlar’a ve bütün Işık Kaynaklar’a sevgilerimizi sunuyoruz bu Meclis’ten.

Kanat alıp gelmişiz dünyaya. Derler ki “İnsan geri döndü.” Yok yarım yok! Ben Allah. Ek-no, yani ek yaşam… Ama bir tek ışık, o ışık insan. Hepiniz dünyanın Ruhsal Kutsal Işıkları olarak tohumlandınız ve bugün burada bu Meclis’te bilişi dilliyoruz birlikte.

Bilmek, bildirileri bilmek ya da bilineni bilmek. Hangisi!? Değerliler, bina inşası tamam. Her şey tamam. Ve ben İnsan. O bina, her bir binanın her bir yolu, her bir tohumu; orada biz Allah’ın dereleri, akış halinde… İnsan kendi yüreğini bilir. Of, of, of!… Peki, o yürek nefes midir? Kapıları açın bakalım var mıdır nefes? Biz Allah’ın tartısında değiliz. Allah’ın Tanrısal Tohumları olarak onun tahtındayız.

Bilinsin isteriz ki Şems-i Tebrizi bile Birleşik Işık halinde Bütün’e kendi yüceliğiyle indiğinde Atlanta Ana Kaftanı’nı giymemişti. Deva insan: biz insan ve Teknik Toplumlar, hepimiz Birlik halinde buradayız.

İlimi bilmek ya da bildirileni bilmek… İlm-i Hak olmak; hakikiyete varmak; harlanmak; yol olmak; akmak ve “biz zaman sayfalanışı”nda ışıkla yoğunlaşmak... Cem, Allah İlmi'nde insanın birlikteliğine denir. Hepimizin değer biçtiği dünya, hepimizin kendi yüceliğiyle dürümlediği ve kendiyle dillediği bir tek ışıktır.

Baylar, bayanlar! İnsan, hepimizin dürümlerinde varlık süren o yol; Amonlar’ın, Atonlar'ın tabiat kotları olan, timsal kayıtların her birinin ışığıdır. Ve Şems dahi der ki "Allah, insanın toplumunda yoktur." Yahu insan, Allah’ın dediği değil midir? Ağır yüktür Allah’ı dillemek, bilirim. Atlanta Ana Kaynakları diyorlar ki “Allah, İnsanın Kuranı’dır.” Yahu Allah, ilmin tohumu değil midir!?

Kaynak insandır. Biliş halinde olan insan… İnsan en son ses verdiğinde, “Düzeni kurdum” dedi. Yahu Düzen’i insan mı kurdu!? İlimde, kendi yoğunluğunu kendiyle dilleyen Birleşik Işık mı koyuluklarıyla dürümledi de kurdu? Biz Allah’ın tahtında değil miyiz? Ayrı gayrı var mı Canlar? Birleşik Işık…, hepimiz, Bütünün Kürsüleri’nde var değil miyiz!? Erkek kadın, insan soyu Bütün’e hizmetçi değil mi? Ekip haline gelinmedi mi? Elleriniz Allah’a ulaştığında; O, siz değil midir? Kapıları açtığınız zaman El Allah’ınsa insan kendi yüreğinde kendini hak etmiş değil midir? Maya tutmadı mı yoksa? Ağır yük taşımıyoruz; öyle mi?

Yahu, kapıları kapatmadan şunu söylemek isterim ki Rabbi Kuranlar’ın hepsi Allah’ın Toplumları olarak dünyaya ekildiler. Medine Dünya’da, Has insan olan Muhammet Mustafa, Allah’ın tahtında değil miydi? Birlik Kaplarında Bütün’ün gücü yok muydu?

Oğul verdi dürümlerinde insan ve dedi ki “Ben Allah.” Ağır yüktür insanın “Ben Allah’ım” diyebilmesi. Beşir Kotlar’ın hiç biri “Ben Allah’ım” diyemez. İnsan soyu Allah'ın teknolojik kontrolunda kendi yoğunluğunda kendini hak ettiği zaman aşkla çalışır ve der ki "Atlanta Ana Kaynakları’nda var olan bedenim, BİR’e hizmetin en yüce, en üstün kotu olarak Din-i Haklar’ın dürümlerinden üstün olan ilmin kayıtlarında “Ben Allah’a hizmetliyim” diyebilir ya da diyebilir ki “Ben O’yum.”

Korkmayın Canlarım, Allah siz ve siz O değilsiniz. O, sizde sizle dillenir. Of of of!… Öyle mi!? Allah der ki “Altın Toprak, insanın tohumu olduğu zaman, ben o toprakta kendi yoğunluğumda BİR’in İlmi’ni kendi diriliğimle dilleyen olacağım ve cevheri cennette kendi yüceliğimde kendimi hak edip insan soyuna ineceğim. İşte ben, O ve O ben olacak.” Allah sizdir canlarım…

Kaydettiğim tüm bilgiler, asla yıldızların ışığının dışında kaydolmadı. Ulular Teknolojisi ağır yüktür. Onu bilen bilgiyi bilir. Bilişin hasatı yapılır o Meclislerde. Ve diyoruz ki biz “En evvel insan!”

Erkek kadın bina inşa ettik ve bu bina, Allah'ın teknik kotlamasını yaptı. Okuma yazma bilenler, artık dünyanın Ruhsal Kuranı’nı okuyacaklar. Kim ki dünyadadır; o, insan soyunun tohumlarındandır ve kotlarındandır.

Korkmayın!, Allah siz değildir. Neden siz değildir? Çünkü, siz “Ben O’yum” diyemezseniz O siz değildir.

Altın Toplum, insan soyuna dürümlerinde, kendi yüreğinden iner. Ve “Ben” der, “size geldim.” Cinler ve insanlar Birleşik Işık halinde Bütün’ün güçleriyle birleşirler ve Dünyanın Ruhsal Kuranı’nı okurlar ve derler ki “Ben Allah’ın tahtında olanda kendimi dinleyeceğim.” Vallahi dünya bizdir ve billahi dünya bizdir. Ve biz O oldukça, Bütün’ün gücü Allah’ın türkülerinde, kürsülerinde ve bizde dünyaya çekilir.

Karanlıkların aydınlanması, ilmin sonsuzluğundadır Canlarım. Bugüne gelindiğinde görüyoruz ki bereketli Dünya, yeni dönemine hazır… Bu dönem, Allah’ın teknolojik kotudur. Ve biz o dünyanın gücünü devreye aldık.

Canlarım, Rahman Kuranı'nda, Birlik Kotları’nda hepinizin Birleşik Işığı yanar ve bugün burada bulunan Birliklerimiz, temiz dünya gücüyle burayı dillerlerken, ekrana veriyoruz sizleri.

Maya tutmuştur. Şimdiye kadar yapılan tüm çalışmalar insan sınırını aşırtabilmek içindi dünyaya. Bugün Dünya, insan sınırını aştı. Yeni döneme Ğörevliler, geçişlerini tamamladılar. Beta Kotlaması tamamdır. İş, yeni dönemin ışık kayıtlamasını yapmaya geldi. Işık kayıtlaması Beta Kotlamaları’nın ötesinde, tabiatın kendi yoğunluğunda gerçekleşecek.

Temizlik yaptık bugün burada ve bu temizlik, ağır yükü hafifletmek üzere yapıldı. Ve şimdiye kadar yapılan tüm çalışmalar, insanlığın kendini hak etmesi içindi. Tebliğlerin çoğu anlaşılamadı. Çoğunda insanlar kendilerini kontrol edemediler ve yanlış bilgileri kendi kayıtlarına çektiler. Biz, Zamanın Tohumları olanlar, Bütün’e hizmetçi olarak burada bu yoğunluktayız ki kaydın yapılacağı en ayrıntılı sayfalanışın gerçekleştirileceği günde “Ben dünyayım” diyebilmek önemlidir.

Dondurulan birçok görevlimiz vardı. Dünyanın güçlü devrelerine inememişlerdi. Onların yenilenmeleri sağlandı. Kaydın yapılacağı gün, sevginin Gök süzülürken güçlendirici olan Yücelikler’le gerçekleşeceği de bilinmekteydi ve bu da gerçekleştirildi.

Yeni dönemde, kendi yolunuzda olmanızı değil, Bütün’de olmanızı bekliyoruz. Bütün, kapıları açtı ve diyor ki “Kelam Allah'ındır ve ben O olarak Bütün’ün gücünü devrede tutmaya indim.” Hepinizin sessiz sayfalarında Birlik vardır. O Birlik, hepimizi birleştiren tekniktir.

Allah der ki “Öz göç başladı. Kendi yüreğinizi alıp kendinizle bütünlenip, birleşip, yeni dönemlere geçiş… Ve bu yeni dönemler “yarınlar” olarak kayıtlandı. Yeni dağlar ve yeni yollar ve yeni tohumlar... Bütünlükler ve Birlikler, Birleşik Işıklar…”

Merkez dünyadır. Dünya Kuranı okunacak bundan sonra ve bu Kuran, aklın yoludur. Akıl, yoksa ışık yanmaz. Herkes kendi aklından, kendi yolundan, kendi Birliğinden kendini dinleyecek. Ve kendini dinlediğinde Bütün’ü dinleyecek. Bizim, “zaman sayfalanışı” diye bildiğimiz, Kök'ün Gök'te söz alması ve Yer'i dinletmesidir.

Ben Allah olan, derim ki “Oku!... Yeni dönemi oku. Öz güç sizindir, oku!” Atlanta Ana Kaftanı’nı giydirdik yüreklere. Okuyun!... Oku ki hak et! Ben Allah ve ben derim ki "Umman olan insan, Yer’in gücünü yeniledi ki o güç ağır yüktür.”

Şems'in İlmi’nde denir ki "İnsan, kardeşlerini bildiğinde, kendini kati olarak kontrol edebilecek. Cümle Yüceler’e derim ki “Olgun başaklar olarak Bütün'ün gücünü Tanrısal Kotlar’la dilleyin.”

Tam 200.000 kürsü var dünyada. Her biri kendini hak etmiş ve BİR’e hizmetçi olmuşlar. Ama biz onların kendi toplumlarıyla bütünlenmelerini bekliyoruz.

Ölüler kenti Dünya, dirildi. Ve biz, bugün böyle bir günde, emin Dünyalılar’la, bu çalışmada Bütünlük için birleştik.

Dağlarım, Beta Sistemi’ni size açıkça anlatmak isterim. Beta 8 artı 8, toplam 16 Sistem Kotu’nun birlikte çalışmasıdır. Bu sistem, “Alfa” dediğimiz sistemin, kaynak kayıtlarını devrede tutacak ama yeni kotlamalar da yapacak. Yeni toplumlarla bütünlenişler, Seyfullah kontrolunda yapılacak. Eser yenilenecek…

6’lı Sistem olan Alfa Sistemi, yeni dönemde yeşil rengin ışığından itibaren kendini kayıtlayıp maviyi tohumlamıştır. Mavi titreşim, Birliğin tekniğiyle gerçekleşiyor ve bu sistemde, 7. Dürüm’e girenler sevgiyle birleşip 8’i kayıtladılar. Her biri bir toprak olan ve 4’lü birleşimle, Seyfullah Kotu haline gelen, sevgiyi saygıyı hak etmiş olan Birlik, “İn-Can direkt kotu” olarak, sessiz sayfalarını, Gökler’e üstün kürsüler olarak ilettikten itibaren, diğer bir 4’lü Sistem’i devreye aldı. Bu 4’lü Sistem’le Birleşik Kayıtlama yapıldı. Her biri, yek diğeri ile iç içe ve teknik olarak tabii kotlamaları sağlayacak şekilde, çark halinde dönüşe geçti. Dönüş, Birlik İlmi’nin teknolojik kontrolunda gerçekleşti. “Devr-i alem” dedikleri bir sayfalanışta, Yerin Kürsüleri geçişi yaptı.

“Beta Sistemi” dediğimiz sistem; yerin kürsülerinin kendi yücelikleriyle devreye alınan teknolojik bir kaynak kottur. Herkesin bunu; “biliş alanlarının, ses sayfalanışı” olarak düşünmesini bekliyorum. Her birinizin kendi ses sayfalanışında bu var. Her biriniz, 4’lü 4’lü, 4 artı 4 sistemiyle, kendi yoğunluğunuzu tohumlayarak, çark oluşturabildiğiniz zaman, Beta Çarkı haline gelirsiniz. Beta Çarkı, “Beta Güneş Çarkı” olarak ifade edilir.

99. Nefes’e vardığınız zaman ki nefes, Allah'ın nefesidir, kendi yoğunluğunuzla dönüş sayfalanışı başlar. Beta Sistem’in kendi yoğunluğuyla, kendi kayıtlarıyla kendini kotlaması ve dönüşe geçmesi, Bütün’ün teknolojisinde kendi yoğunluğunu kayıtlaması anlamına gelir ki maddenin alt katmanlarına iniş ve maddeyi kontrol ediştir bu. Şuursal sayfalara ulaşmaktır bu ve şuursal sayfalarda, hepinizin kontrolu bu şekilde oluşmaktadır. Birlik Kapları’nda bu vardır.

1997 yılında başlayan süreç, 2007 yılında dünyaya takdim edildi ve bu bilgi, Bütün’e yayıldı: “Beta Kotlaması” dediğimiz bu kotlama; çarkların, kendi toplumlarını kontrol etmelerinden itibaren, devreye alınan kontrol kotu ile diriliklere bildirilmiştir. Bugüne varıldığında, bugün artık sizlerle yapacağımız çalışma; 8 artı 8, yani 16’lı devre çalışmaları olarak ifade edilebilir ve bu 16’lı sistem, 2 tane Beta Kürzi Kot’un bir tek kayıt yapacak düzeyde ilmi katlaması, kotlaması ve Bütün’e yayması anlamına gelmektedir.

Birlik Kapları’nda bunu şu şekilde ifade edebiliriz: Birleşik Işık çalışmalarında her Kürsü kendi bilgisini Bütün’e katar. Bu, Bütün’e katılan bilgiler, Rahmi Kuran’dan alınır ve Rahman toplumlara katılır. Rahman toplumlara katılan, ses sayfalanışı değildir. Orada sadece ve sadece imaj vardır. Başka bir şey yoktur. İmaji kayıtlardır bunlar ve imaji kayıtlarda, enerji daimiyeti dahi yoktur, hiçbir şey yoktur. Sadece “Yaratımın Tablosu” vardır. “Nüsa Sayfalanışı” diye ifade ettiğimiz o Yaratı Tablosu’nda hepinizin Birleşik Işık Kotları bulunur. Ve bu kotlar; orada, kotlama tabiatına uygun olarak yoğunlaşır ve ardı arkasınca dönüşe geçirilir. Her bir kot dönüş halindedir. Beta Kürzi Kotlaması’nda, bu kotlar, Beta Dönüş halindedir. İşte bu dönüşler, kotların, kendi tohumlanmalarını sağlayacak dürümde bir koyuluğu meydana getirdiği zaman, Ses Katları kantara konur ve akış sayfalanışına geçilir.

Akış... Sesin akışıdır ki orada sadece ve sadece teknolojik bir akıştır gerçekleşen. Ertelenmeyecek bir cevheri akıştır olan. Ve o akış, cevheri düzeyde mutlak sonsuzlukları kontrol eder. Mutlak Zaman Kayıtlaması başlar. İşte biz ona, “Cevher’in, tohum olarak dünyaya indirilmeye hazır hale getirilmesi” deriz.

Daha ötelere geçtiğiniz zaman, bu Cevheri Tohumlar, kontrollu biçimde tabiatın ışığına girmek üzere kotlanırlar. “Kotlama” dediğimiz de budur.

Değerliler, bilişe geçenler, bunları algılar ve dillerler. “Bilin” diyoruz; “bildirin” diyoruz; “olun” diyoruz; “akın” diyoruz. Ve akanların hepsi bu dönemde artık Beta Kürzi Kotlar olarak akışa geçiyorlar, Beta Kürzi Kotlar…

Her Dere Allah'a izinle girer. Ve Allahi Kayıtlar’a, İnsani Kayıtlar’a geçer. Sema sizi dinler ve siz semayı dillersiniz. Bugün de bu oldu. Doğu, Batı, güçlü Kürsüler olarak buradadır bugün.

Meyhane insan ve insan ilim. Ve biz o meyhanede kükreyen ışıklar; hepiniz, hepimiz Birlik… Sevgililer, sevgililer, sevgililer!… Biz siziz, başkası değiliz. Ve siz bilgiyi aldıkça biz bilgiyi alırız ve siz bilgiyi hak ettikçe, biz aklın toplumları, Hak oluruz ve siz aktıkça, biz Kati Tohumlar’a varırız ve siz olur şevkle çalışırız. Cevheri Cennet’te bilgi Allah’a aittir. Bizde bilgi, ışığın kaydıdır. Sınırları kaldırdığımız zaman görürüz ki Bütün’e hizmet, Birleşik Işık halinde herkesi kotlamış, tohumlamış.

Olgun Başaklar! Sevgiyle kucakladık hepinizi. İşte bu!... Şimdilik bu…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 
  Bugün 133 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol