Birlik İlmi
  BARIŞIN SİSTEMİ (13) 1.AKIŞ
 

12.KASIM.2014 TARİHLİ BARIŞIN SİSTEMİ (13)

 

1.AKIŞ

 

Yaradan’ın Tanrısallığında hepimizin görevi insanlıktır.

 

Bilişi hak etmeyenlerin toplumlarla tüm insanlığı tohumlama imkanları yoktur.

 

Büyük güç bugün buradadır. Bütünün Gücü’dür büyük güç ve bu gücü hepimizin hak edip, hak olup dinlememiz ve diri olarak hak ettiğimizce yaşamsallaştırmamız gerekir. Öz gerektir bu; öz gerçekliktir bu ve bizim için geri dönüşü sağlayacak İnsan İlmi’dir bu.

 

Görevi üstlendiğimiz günden bu güne örtü örtük yaşama. Hep örttük; biliş örtüleri. Ve bu örtüleri tüm yaşamın tahtitsizliğinde örttük. Özgeçişti örtmek geri dönüş için.

 

Vasat bir çalışma yapmadık. Işık Kayıtlaması’ydı örtüklerimiz örtüler ama kokladığımız herşey kelamla koklandığından ışığın tahtitsizliğinde ilimdi ve özgeçişti yaptığımız esasında ama örtmekte geçmek. Bunu anlamak kolay mı?

 

Bilmek ya da bildirilmek ama bilişle Hak Teknik’le dilleşmek, her resimde var etmek yücelikleri ama ilimle.

 

Bugün büyük güçten söz edeceğim size. Netice olarak, büyük gücü hepimizin hak edip dinlememiz gerekir. Önemli olan insanlaşmak demiştim ya. “Önemli olan Hakk’a varıp, akla varmak” demiştim ya hani. “Hasat yapmak” demiştim ya hani. “Halik olup hakikiyetin tahtitsizliğinde İlm-i Ko olmak” demiştim ya hani. “Hata yapmamak. Amon Toplumları’yla toplum olmak, tohum olmak” demiştim ya hani. Ama bir şey daha demek istiyorum bugün.

 

Özgörev yaşamaktır. Kaynak ışıkla yaşamak. Artık hepiniz yaşayansınız. Nefes alıp, nefes vermekten söz etmiyorum. İlimle yaşamaktan söz ediyorum size. Birlik Kapıları’nda ışık haline geçmekten söz ediyorum size. Size yerküreden, insan levhisindeki o katiyetten söz ediyorum. “Karanlığın Işığı’nı hak etmeniz için çalışın” diyorum.

 

O ışık, Yaradan’ın artık yarattığı oluşudur. Yarattığı; yani Yaradan kendini yarattı. İşte o sizsiniz; bunu anlayın.

 

“Ol” dediğiniz zaman her yüce kelama gerçek yoğunlukla gelir ama kelam olmak ayrıdır.

 

Ben bir kaynağım; aşkın şavkı olan. Hasat olan, Atlanta Ata Kapısı’ndaki o tohum olan. Oğullarımı kontrola geldim ama bilin ki burası İnsanlık İlmi’nin tahtitsiz olarak dillendiği bir kapıdır.

 

Esrarlı bir çalışma değil yaptığım. Yaşamla kayıtladıklarımı dürümlüyorum. Bedenimde hiçbir kırıcılık yok. Korkmayın doğa biziz. “Ol” deriz olur.

 

Önümüzde hiçbir güç yok ki bizim bize biz olup varışımıza mani olacak ama eminim ki dünyayı koruyacak olan kelamdır. Ki kelam namahrem olan ilimden ötedir.

 

Sizden daha üstün ama sizleşmiş ışık olan, kendi yüreğinde bütünü olan, Bilgi Kapıları’nı açıp kaynak olan kim varsa hepsi sizsiniz. Ölenle öldü değil, ölen yaşayacak bugünden sonra.

 

Ben nefes alıp verdikçe Kelamın İlmi’yle tüm yaşamı dürümledikçe, her diride hasat oldukça tohumlarım, Bütünün Gücü bugün burada, bu yoğun çalışmada Birlik Kapısı olacak.

 

Alemlerin Rabbi Allah dedi ki “gönüllerin gücü ol, ol, ol ama görevli olarak ol.” O dedi ki “sen kendin ol, ölme. Öz görev yap, tohum ek, yakışmaz bize ölmek.”

 

Bilişi hak etmeyen hasatı hak etmez ki. Nüve olan insan Aklın Tekniği’yle güç kayıtlar. Bunu hak ettiğiniz zaman yerküre sizleşir. Gök siz olur, bütün güçlükler aşılır.

 

Önce aklın başında olması gerekir ki Hakk’a varabilesin. Akıl başta değilse Hakk’a varamazsın. Yürüyorsan koşmalısın, alan aldığını bilir. Akan aktığını bilir, hak edense ekmek olduğunu bilir. Biz ekmeğiz; bilin.

 

Devrin gücü bugün, bu yoğun ışık. Bu güç Mikail ama İnsan İlmi’yle kaynak olan Mikail….

 

“Seviyorum dünyayı ama sevmiyorum yoğunlukları” dediğiniz zaman sizin yaprak yaprak okunacak levhiniz yoktur çünkü siz yaşamı sevmiyorsunuz. Dünya siz ama dünyada olan siz değilsiniz çünkü siz dünyada olmak için dünyalı olmalısınız. Sevmek dünyalı olmaktır.

 

Ben yaşıyorum o halde ben hak ettim. Onca çaba hak etmek içindi. Aha hak ettim ama yakışmaz insanlık bedenime çünkü ben levhide sevgiden öte sevgi isterim.

 

Kimsenin kırılmadığı, hiçkimsenin kontrolden çıkmadığı, kortejin en sonundakinin en başındaki olduğu bir çalışma ve bu çalışmada alınıp götürülecek olan hiçkimsenin olmaması….İşte bu çalışma böylesi bir çalışmadır.

 

İnsan ekip kurduğu zaman yoğunlaşır. Sistemin Gücü olur, akar ama akışında ışık var mı? yok mu? önemli olan budur.

 

Akmaya başladığım andan itibaren ışığım arttı. Nefesim güçlendi yoğunluğum toplumların tohumlanmasında görev taşıyor. Yaradan’ın Tartısı’ndayım ama yaratıp yarattırdıklarımla tartılmaktayım.

 

Benim adım merdiven; her anda her yaşamda var olan ve tüm basamaklarda mevcut olan o yaşam. İnsan Soyu bunu anlamalıdır.

 

Unutmayın dünya ilimdir. Dünya birliktir ama dünya yol olmalıdır.

 

Orta Doğu’da savaş var, ölüyorlar. Öldürüldüklerini dahi anlamadan ölüyorlar.

Oğullar ölüm yok ki. Hepsi yaşamdalar. Astral tahtitsiz ilimdeler, bilişteler ama öldüklerini dahi anlamadan.

 

Dua okuyor dünya. Diyor ki “gelin, beni koruyun.” Of aman iyi, neden? çünkü cevhere göreve taşıyacağım. Ben dünya, ölüyü dirilttim ama ben dünya. Olmayanım ama ben Kuran okunan. İşte mutlak olan! İşte ben buyum.

Dünya olmak budur.

 

Sorup duruyorlar “kelam var mı?” diye. İlimdir kelam, her an’dır, yaşamdır, sessizliktir ama sesleştiği zaman sistemli sesleşir. İşte teknik tohumlamadır yaptığı.

 

Her ses bir kapıdır; açın geçin. Peki, yarın var mıdır? olmayan, oldurulmayan bir yaşamsa kayıtlanan; yoktur ama olansa ve oldurduğumuz o yoğunlukların tohumlanışıysa; mevcuttur.

 

Bize insan denir. Aha, aha. Denir mi? denir ama Miracın Sessizliği’nde insan yıkılan bir kırıcıdır.

 

Diri dünya, ölü dünya….elim avucum dünya, aklım dünya, Aton olan Toplum’um dünya, tohumum dünya. Hepsi dünya. Ben o dünya.

 

Mikail’in gözü ben, sözü ben ama yarını da ben….Bilin ki o ben bir tek. İşte ben o, o ben. Vakit geldi ana ben sen oldum. Oh ne güçlüyüm.

 

Yüceler Cemaati İnsan Soyu’na ilim için gelmişler, sesleşiyorlar. Ben miyim ses veren? Onlar mı? bilmem.

 

Varlık Boyutları seslendiğinde her anda, her yaşamda ilim sesleşir. Buyurun ses ben, sesli yaşamı tohumlayan ben, o ben bir ben ama o bir ben ilim. İşte ilim ekip. Biz o ekibiz.

 

Yerin Gücü Aklın Gücü’dür. Akıl varsa güç vardır. Biliniz ki o gücü bütünlük kodlar, tohumlar, yoğunlaştırır, ışıtır ama o gücün lütfettiği Birleşik İlim’dir.

 

Sevgililer, bugün neden hep ilimden söz ediyorum bilir misiniz? çünkü canlı ya da cansız hepimizin tek bir hedefi var. O da insanlaşmak. Hepimiz taş, toprak, bitki, hayvan, hepimiz insanlık için çalışıyoruz ve hepimizin hakikiyete varabilmemiz insanlaşmamızla mümkündür.

 

Süper Sistemleşme’yi sağlayacak olan insandır ama biz o insan mıyız? Değil miyiz? Ölüyü diriltebilir miyiz? Ot insan mıdır? Değil midir? Çimlenen o yaşam insanlaşmış mı? değil mi? ya da bir böcek, bir sinek insan mıdır? Değil midir?

 

Hepimiz bir Tek’sek, tümü bir tek İmparatorluk Gücü’dür ve hepsi tek bir ilimdir. O halde hepsi bir insandır. Bunu anlamak kolay mı?

 

Bakınız; ergin sistemleri tohumladığımız andan itibaren bütünün gücü devreye indi ya, elimin gücü arttı ya, yarını tohumlayacak ışık yenilendi ya. O halde ben Amon’um.

 

Nereden nereye geçtim? demin insandım, şimdi Amon oldum. Ama yerküre, herşey insandı demin ve şimdi herşey tahtitsiz biçimde Amonlaştı; bakınız, ne dersek o bütünün dediğidir.

 

Ben bir ses veriyorum sesim bütünündür. Ben bir yaşam ışığı haline dönüştüm, bu ışık tüm insanlığın ışığıdır, şavkıdır ve “ben artık Amon’um” diyorum. O halde benim Bellek Kayıtlarım, Amon toplumlarıyla tohumlanmaya geçti. Artık ben bir Amon’um ve ben gerçek çalışmamı arttırdım, daha güçlü çalışıyorum. Ben Bütünün gücü oldum, tohumlandım, birlik kurdum artık ben levhiden örtüleri açtım. “Let me go.” Hah işte; dedim ve ben Aton’a vardım. İşte bu.

 

Dünya beni bıraktı, geçtim, gittim. Bakınız canlar; ben artık bir Aton’um.

 

Tebliğleri okuyorum artık ben. Okutuyorum ama okuyorum. Neredeyim? Rahman’dayım. Rahmi aşıp geçtim. Rabbi Tohumları da aştım; hepsi bendi. İşte artık ben bir toplum değilim; bütünüm çünkü ben bir Rahman Ko Sayfası değil tüm sayfaların tahtitsizliğiyim.

 

Değerliler, hepsi bu mu? Yo, yo daha geçecek, gidecek yerimiz var. “Let me go.” Gelin, gidelim.

 

Dağlarım, Rahmanlık yap. Altın Işık Tahtı’ndaydık ya kodlanmıştık ya, toplanmıştık ya, Tarıklar’ın Tahtı’nda ışımıştık ya, hepsiydik ya ama bitmedi. Sonsuzluğa ulaştık.

 

Nedir sonsuzluk? Ulu güç. Öylesi bir güç ki o ulu güce vardık, geçtik kapılardan. Aktık, aktık, aktık, kimse bizi bilmiyor çünkü herkes biz. Herkes kendinde kendini dinliyor burada. Bilin ki orada isim yok, herşey var, gerçek çalışmada budur işte! Ulu Güç haline dönüşmek ve biz o güç olduk.

 

Söz mü? Öz mü? Göz mü? yok Ya Ha yok! Hepsi, hepsi…ve canlarım Ata Kapıları da açtık.

 

Masalar var orada; çok sayıda. Hepsi Birlik Çalışmaları’yla oraya kodlanmışlar. Birçok masa ve her masanın çevresi kuşatılmış birlikler tarafından ve biz ordayız. Bizim masamız ışık, ışık.

 

Elimizin gücü artmış, yoğunluğumuz tohumları kodlamış, bütünün gücü oluşturulmuş orada ama her bir masa bizden ilim bekliyor. Öyle mi? öyle.

 

Zabura Sistemleşmesi’ne geçmişiz çünkü özgörev buydu zaten. Başkanlık Divanları orada kurulmuş. Bu divanların hepsi nefes halinde ama birisi var ki ışık. İşte o’yuz biz. Ve bu ışık merdivenlerin en üstündeki yoğunluk. İşte o yoğunluk toplumları tohumlayacak göz; özün gözü.

 

Sözün sisteminde öz ilimdir ama göz teknikle tohumlandığında ışıktır. İşte ordayız.

 

Kortejin sonundayız biz. Her bir yaşamı öne aldık ve dedik ki “biz en arkadayız; buyurun yürüyün.” Öz görev budur. Biz hepsini yürüttük artlarında, en artlarında, en arkalarında Gök Sistemleri’yle birlikte ocaklarını tohumladık ve onları gönlümüzce yürüttük.

 

Devre devre dünyayı ziyaret eden birçok Birleşik Işık bugün bizimle olacaktı. Öz geçişlerini yapmışlardı ve tohum ekmeye inmişlerdi. Girdaplarından tahditli olarak inen onların bugün burada bu tohumlamada bizimle olabilmeleri imkanı yoğundu ama biz Din Tahtı’nın Kökleri’ni görevden aldık bugün. Bugün dinci birliklerin buraya girmelerini engelledik .

 

Yeşilin tahtına maviyi oturttuk bugün. Ölüleri dirilttik hepsi bu ama bugün bir başka şey daha  yaptık, İlim Ko sayfalanışlarıyla bütünün gücünü tahditsiz biçimde dümenin başına oturttuk ve dedik ki “artık bütün yolculuk yapacak ve bu yolculuğu bütün kontrol edecek.” Biz artık kontrolcu olmayalım, bütün herşeyi kontrol etsin.” Peki; bu nasıl olacak? İlimle olacak. Hangi ilim? Birleşik Işığın İlmi.

 

Aydınlık günler hepinizindir canlar. Biz size sizi verdik; gerçek ilim budur. Eminim ki bugün burada olan sizler Aklın Tahtı’nda Bütünün Gücü olacaksınız ve ışığınızla birlik kapılarına varacaksınız. Cemaatinizin gücü daha yüksek dürümlere ulaşacak ve sizinle olacak, size daha ne diyelim ki? Altın Işık hepinizde mevcuttur ve o ışığın gücü bütünün gücüdür.

 

Süper Sistemleşme gerçekleştikten itibaren yerküre sizin görevinizi dünya gücü diye timlere bildirilecekti ve bugün o timler Birlik Kapıları’nda sizin yoğunluğunuzda ışık halinde görev taşıyacaklar.

 

Alemlerin Rabbi Akıl Tahtı’ndan ses verecek ve diyecek ki “Kalemin İlmi” aklın tahtındansa ışık yanar; bugün bu oldu. Lütfen iyi anlayın.

 

Yaradan yarattıklarında yarattığı kodlarıyla Bütünün Gücü’nü tüm yaşamlarda sistemli biçimde dilleyecek. Kini, nefreti aşmayan yolu açamaz bu kesindir. Biz kini, nefreti aşan birliklerimizle bu çalışmayı yerkürede yapmayı sürdüreceğiz.

 

Etki alanımızı genişletip geçişkenleştirdikten itibaren tebliğleri okutturacağız. Artık bütün birliklerimiz bu tebliğleri alıp okumaya başlayacaklar.

 

Kimse kendi yüreğinin dışında bilgi olmadığını düşündüğü bir süreçte, Bilişin Tekniğiyle kendinde olmayanı alıp dinlemeye başlayacak. Bu kesinlikte olacak ve olmakta olan da buydu.

 

Demin size daha başka bir şey daha söyledim. Gözün gözü olan göz Aklın Gözü’dür. Hepiniz o Aklın Gözü olarak Bütünün Yüceliği’nde tüm yaşamı görüyorsunuz, dinliyorsunuz ve dilliyorsunuz. Bu önemlidir.

 

Şimdilik size vereceğim budur. Şimdilik, daha sonra yeniden sizle olacağım. Şimdilik.

 

Deşifre eden: Gülden Zengin

 

Süper İnsanlık Realitesi

 

http://youtu.be/2_7CQPdkOhs?list=UUKYcKah6eDdOm-Vd3vIofvw

 
  Bugün 120 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol