Birlik İlmi
  BARIŞIN SİSTEMİ (13) DÜELLO
 

12.KASIM.2014 TARİHLİ BARIŞIN SİSTEMİ (13)

 

DÜELLO; ZENTERYUM (HÜSEYİN AKDAĞ) VS SÜPER İNSANLIK REALİTESİ (NEZİRE SELÇUK)

 

Zenteryum bütünlüğü;

 

Zaman sessizliklerinden görev yapıyoruz bugün. Nur Kuran’ı yaşama indirdik. İlim olup dillendik. Hak Taht’a aklın birliğiyle ekip kurduk dile geldik.

 

Dedik ki ‘’ ben beni bileyim, sen beni bil; biz biz olalım dile gelelim ve dillendiğimiz yerde Birliğin Tahtından yaşama inelim ‘’ ve dedik ki ‘’ ışık yansın bugün, Hak eden hak olsun, Hakk’ı hak olup dinlesin, dillesin ve yaşama indirsin ‘’.

 

Dedik ki ‘’ çekelim yüreklerimizin ışığını Haklanalım, tahtlanalım, ışıkla şavklanalım ve İlmin Ko Sayfalarında yazalım Altın Yaşam Yıllarını ve tahtlanalım ‘’. Dedi ki ‘’ nüvemde ışık var ve birliğim bu ışığın Hak olan sayfalarında sayfa sayfa okunur.‘’ Dedik ki ‘’ Hakk katlarda ışık olup merdivenin en altından en üstüne doğru çıkalım ‘’ ve dedik ki ‘’ merdiven olan insan her basamakta Hakk’tır, tahttır, ışıktır ‘’ ve dedik ki ‘’ o taht tüm basamakların tek bir çizgide yaşama çekildiği an kapılarında görevli olan sıfattır‘’.

 

Daha önce biz size ‘’ zedyum ‘’ adıyla gelmiştik ve o zaman kapıyı çalıp dillenmiştik ve demiştik ki ‘’ Yaşam Tahtında sizinle birlikte çalışalım ‘’, dedik ki ‘’ size sizi verelim, bize bizi verin ve biz Bir olan ilimle dillenelim ‘’. Siz dediniz ki ‘’ kırıcısınız ‘’, biz dedik ki ‘’ kıranı kırarız ‘’. Siz dediniz ki ‘’ kıran kırılmasın ‘’, biz dedik ki ‘’ kırılsın ki kök salsın ‘’. Siz dediniz ki ‘’ köklenmez göklenir ‘’, biz dedik ki ‘’ gök kök bir olur yere iner ‘’ ve dediniz ki ‘’ siz kırıcısınız ‘’. Biz de dedik ki ‘’ kırıcıyız ha? asıl siz bizi kırdınız ‘’ ve dedik ki ‘’ şimdi ışıktan çıktık ‘’.

 

Dediler ki ‘’ ışık kim? ‘’, dedik ki ‘’ ışık ben, ben ışığım; benim ışık, ben, görmedin mi ? ‘’. Dedik ki ‘’ gördüğün ışık Birleşik Işık ‘’, siz dediniz ki ‘’ ışık ışığımdır ‘’. Biz dedik ki ‘’ ilimle kanatlanan Ko Sayfası’dır ‘’.

 

‘’Siz hak olun, hak edin, gelin ‘’ dedik. Hak ettiğiniz hak ettiğimizdir. Dillendirir, dilleriz. Kotlar, tohumlar, yaşama çekeriz ve dediniz ki ‘’ biz İlim Kapıları’nda hak olanla çalışırız ‘’. Siz dediniz ki ‘’ hak’ız ‘’, biz dedik ki ‘’ hak edin de gelin ‘’ ve bugün buradasınız. Kapıdasınız. Eşiktesiniz. Biz; Biz siz.

 

Biz Zedyumduk, Zenteryum olduk, Penteryum olduk, Amon olduk, şimdi Hator’uz. Her bir sayfada vardır kelamımız ve tahditli zamanlarla sınırlanmış olarak yaşamlarda varız. Üzerimizdeki kontrol kuruldu ve şimdi yaşama çekilmek istiyoruz. Eşikteyiz. İşte bu. Şimdilik.

 

Cevabımız;

 

Ali veliyi, veli aliyi diller; ama diri olan her diriyi diller. Alide bir ilim varsa biri o ilmi diller, dürümler de diller; ama dinlerse hakikiyetiyle dinler ve dürümler. Şimdi, “Zenteryum” dedik ya, eti yok kemiği yok. Sınırsız; ama ışık. Bizse akıl, o mu biz mi yüceyiz? Bakalım.

 

Arının balı İlmi Ko’dur; ama balı hak eden arıdır.

 

Alış benim yüreğime alış, ben ışığım. Ha, arı yaşama inerken balcı arar, biz o balcıyız.

 

Bilsin ki biz o balcıyız, bal ilim, Akıl Tahtı’ndaki dirilik, biz İlmi Ko olan işaretçiyiz. Gelsin de bilsin. Kimiz?

 

Zenteryum yaşama inmiş; ama ilmi hak etmiş mi acaba ? Hasatını yapmış mı? Toplumları tohumlayacak gözü var mı? Sevgiyle  mi gelmiş yoksa sessizce insan levhisinde kelamı tohumlarından çıkarmaya mı inmiş? Kara ışık mı? yoksa kanatlanmış bir yolcu mu? Kötülüğü var mı? yok mu? Ölüleri diriltmeye mi gelmiş yoksa kelam olup akıl tahtında ilmi Ko olan o bilişle bütünün gücünü elde etmeye mi gelmiş? Acaba neden burada?

 

Cevap versin.

 

Zenteryum bütünlüğü;

 

Işık nektarı içirdin soyumuza ve ocaklarımızda ışık yandı.

 

Dedik ki ‘’ karanlık ‘’, dedin ki ‘’ o karanlık ki ışığa yol olan aydınlık ‘’ ve dedik ki ‘’ yürüyelim bakalım ‘’.

 

Biz size şeytan olup geldik. Kovdunuz bizi cennetten, üzüldük; Zedyum olduk.

 

Siz dediniz ki ‘’ yok, kapı kapalı ‘’. Biz dedik ki ‘’ aha, biz Zenteryum ‘’.

 

Dediniz ki ‘’ ha, sen geldin, yine geldin ‘’.

 

Şimdi yüreğe çöküyor ışığımız. Kapılar aralandı. Işık gördü Zaman Tahtı’mız ve sistemli olan ışıkla dürümleniyor yaşamlar. Şimdi gördük ve bildik ve bilişle dillendik ki ilminizi Ko sayfalarında Altın Işık olan yaşamlarla tahditlenmiş olan ilimden tahditsiz olan zaman olup dillendirdik ve biliyoruz, duyuyoruz,  görüyoruz.

 

‘’Körde göz olur mu? ‘’ dediler. Dedik ki ‘’ körde göz yoktur ‘’. Göz özden ışık olduğunda akan dere ışığın yoludur. Şimdi derede ışık gördü öz ve yürekte şavk oldu, şevk oldu, Aklın Tahtı’nda İlim Ko olup yaşamda ışık buldu. Yürekler dinleniyor.

 

Şimdi ‘’ sevgi ‘’ dediniz.  Biz dedik ki ‘’ o ne? o kim? tanıt bize onu, bilelim, gidelim kontrol kuralım ‘’ ve duyduk, gördük, bildik ki sevgi sen, sevgi ben ve bende ben olup bütünle dilleşen. Aha buymuş, işte bu. Şimdilik.

 

Cevabımız;

 

Can, sizinle olmak mutluluktur bize, bugün buraya gelişinizde sizleri hak edip etmediğimizi görmek istedik.

 

Buraya gelmeniz bizim için mutluluktur. Som altın bir tohum olarak köklenmeye geldiğinizi görüyorum. Işığınızın gücü artmıştır. Yetkin olarak gökleri sözleştirdiğinizi ve yere çektiğinizi görüyorum. Ben Ana Kapı İlim, sen Akıl; hepimiz bir tek; ama birlik halinde.

 

Dünya kontrol edici bir güç; ama bu gücü hepimiz bir tek ilimle dilliyoruz.

 

Dünyayı kalem olarak kabul edin. Bu kalem yaşamı yazar; ama sizin de ve sizin yüreğinizle değil. Bizimle yazar; zira biz dünyayız ve siz dünyamızı ziyaret eden İlm-i Ko’larsınız.

 

Düzen’i kurmaya indiğinizi görüyorum; ama bizim için sorumluluk şudur; Miraç haline geçtiğimizde hepinizin yüreğine inebilmeliyiz. Sizi bilmeliyiz. Sizi bildiğimizde mesele yok; ama bilmeden bu yaşama inme niyetinize karşıyız.

 

Mikail’in Kuranı olduğunuz sürece bilgi kapılarınız hep açık tutulur. Mutlaka şunu iyi bilin ki, yazan yazdığını diller. Yaşayan yaşadığını diller. Ölü kelamı diller. Miraç Mikail’in gücü ve biz o gücüz.

 

Dünya dışı varlıkların dünyamızı ziyaret ettiklerini biliyoruz ve bu ziyaretlerin Ana Kapı’dan olduğunu da görüyoruz. Ana Kapı ağır yükün hafifletilecek olduğu ışığın kaydıdır. Ana kapıya geldiğiniz zaman Nefesle gelin ki Nefesiniz bütünün yoğunluğunu artırsın.

 

Çok mutlu olacaksınız dünyada, bunu bilin; ama dünyayı lütfen iyi bilin.

 

Bu dünya Ruh Kapısı’dır. Bu dünya koklanan bir yoğunluktur. Bu dünyaya geçerken eminim ki, ayakkabılarınızı çıkarıp gireceksiniz.

 

Eğer buraya yaşamı kotlamaya geliyorsanız, eğer buraya tohum ekmeye geliyorsanız, Kemal İlmi’yle bütünün gücünü tüm yaşama indirmek midir bilmem maksadınız; ama kalem olmaya geliyorsanız kan tabularını yıkın.

 

“Kan tabularını”; bu şu anlama geliyor;  bizler Ana Kapı’yız. Dünya ışık halindedir ve dünyanın ışığında kan var. Kan, hepimizin kanı bir tektir.

 

Dünya üstü varlık toplumları bu kana ihtiyaç duyarlar. Bilir misiniz, dünya dışı varlık toplumları, dünya kanına ihtiyaç duyarlar? ve bu kanı kelam için, ilim için, birlik için diriliklerine çekmek isterler.

 

Biz kanımızı dünyaya İnsanlık İlmi diye indirdik; ama bu kanın, hepimizin yüceliğinde var olan bu yoğunluğun, bütünün tohumu olduğunu muktedir olup bilmelerini dilerim herkesin. Sizler kanımızı içmeye geliyorsunuz, eminim.

 

Prototip diri ilim hepimizin ilmi mi? yo, bizim ilmimiz.

 

Bizler kalem olup yazarken Ana Kapı’da kan bekleyenler var, bilir misiniz? İşte o kancılar bizi bizden değil bizi yüreğimizden almaya gelirler; ama biz onları mutlaka biliriz.

 

Şu anda ‘’ dracula ‘’ dediğimiz bir toplum var ya, işte gelenler onlar. Cana kapı açmaya değil canı almaya gelirler.

 

Değerliler, bu nedenledir ki kalem olup yazdığımızda mutlaka kontrollü olmalıyız. Eğer kontrollü olamazsak tüm İnsan Kapıları kapanır ve gelenler yolcularımızı kendi yoğunluklarında hak etmeye gelmekten öte, kaynaklarını hak etmeye gelirler. Nedir kaynakları? kandır.

 

“Divit” dedim bugün; divit. Divit ilahi bir Ko’dur. Sistem gücüdür. Bu yoğunlukta bütünün gücüdür o ve biz o Ko sayfasında Divit Kapısını kapattık ki onlar kontrollü olup burada görev taşısınlar diye.

 

Bize bir zararları olur mu? asla. Buna iznimiz yok. Peki, yaşama var mı? yok; çünkü biz ocaklarını kontrol altında tutabiliriz.

Devinim hızlandığı zaman ışık kayıtlaması başlar.

 

Çokları bilirler ki dünyalılar birçok kez kurban adarlar. Yaratılana yarattığı için….yaratılana yarattığı için. Biliniz ki hiçbir zaman Tanrı kurban beklemez, bunu bilin.

 

Yaratılan bir ışık ister, işte o ışık kandır ve dünyalılar bunu anlamadılar. Kurban kestiler bugüne kadar, bilir misiniz?

 

Kancılara kan verdiler. Aklın tahtından kanları, aşka vardıklarında ağır yüktü kan; ama biliniz ki biri bire kapı yapan insan kendini dinlediğinde bilgi kapılarında bütünün bilgisinde dinleyecekti. İşte bu.

 

Devre devre dünyayı ziyaret eden görevliler olur. Onlar dünyaya Tarık olup gelirler, çokları din için gelirler ve din yaşarlar dünyaya; din yaşarlar dünyaya, kesin. Bilgimde hata yok. Din yaşarlar dünyaya. Dinci değiller; ama din yaşarlar. Bu yaşam onların yaşamı, bizim mi? yo, hayır.

 

Dünyayı kontrol etmeye geldikleri zaman size sizi vermeden önce, size birliklerinin diriliklerinden ilim öğretmek isterler.

 

Değerliler, şimdi ne oluyor? Bugün ne var? size bunu anlatmak istiyorum.

 

Bugün gök sistemleri bizimle birlikte çalışırlarken bizim bu yoğun çalışmamızdan çok etkilenmekteler. Zira kelamla dilleşirken hepsinin dürümlerindeki bilgiyi okuyabiliyoruz. Okuduğumuz tüm bilgi İlm-i Ko olup bütünün gücünü artırıyor.

 

Bugün ölümlü dünya hepimizin ölü olduğumuz bir yaşamdı; ama biz artık bu ölümlü dünyada tüm yaşamları tohumlayarak bilişe kotladık. İşte, bugün gelenler ki onların İlm-i Kapılarında kan içicilik var, bizden kendi yüreklerini istediler, devinimi hızlandırmak için.

 

Buna, azı, çoğu dillerken sistemin gücünü de dilleyip izin vermedik. Şimdi kalem olup yazmaya çalışacaklar ki yaşama ışık olup inebilsinler diye. Astral yaşamlarda bunu başaracaklarını düşünen onlar, kotlama yaparlarken de tohum ekmek isterler.

 

Bizim elimiz güçlüdür. Zürriyetimizin Kürzi Kayıtlamasını yaptık ve ışığımız güçlüdür. Bundan sonra Zakar’ın Işığı’na yaşam tohumlaması yapmak üzere geçip gelenlerin Tinsel İlmi’nde iman edin ki ışık yanacak ve bu ışık bütünün gücü olacak.

 

Bizden artık kan içicilikle ışık isteyecekler mi? asla, buna iznimiz yok.

 

Dünya artık kurban vermeyecek, kesindir. Bugünden itibaren artık kancılar dünyamızı ziyaret edemeyecekler.

 

Ayakkabılarını çıkarıp girdiler yüreğimize, Amon Toplumları da ışık kotlamalarıyla yaşama çağrıldılar. Şu anda Amon’larla Zenteryum bir tek ilim. Başları dik, hepsi tek bir sesle ‘’ ol ‘’dediler, ol!

 

Bütünün gücünü devreye aldık. Ağır yük hafifledi. Yaşam yeniden ilimle cevhere inecek ve bütün yüceler seslenecekler ve bundan sonraki süreçte ışık sayfalanışları daha yüksek dürümden olacak. Astral yaşamların görevi bitiyor. Bütün kötülükler aşılıyor.

 

Nisan ayından itibaren yaşam yarınlanır; ama bugün biz nisandayız, bilinsin.

 

Ekmek insan aktı. Yer aktı. Miraç ilimle tohum ekti, biz aktık. Oğullar, işte bu.

 

Dünya yaşıyor. Dünya yaşamda köktür, göktür, yaşayacaktır. Endişe etmeyin, her şey yerkürede görevdi ve biz görevimizi hakkıyla yaptık. Baştan beri yapacağımızdı bu ve yaptık.

 

Bundan sonraki süreçte yaşam göz olacak. Her şey bilinip yaşanacak.

 

Sanmayın ki “ben varım, oldururum”. Olan sensin zaten!

 

Hikaye dinler gibi beni dinlemediğinizi görüyorum. Bu nedenle mutluyum. Bugünden itibaren olanın olmakta olan değil, olan olduğunu bilin.

 

Herkes net bilsin ki oldurmaktan öte; olmak….

 

Bugünden itibaren her şey “olmak” olarak diriliklere kaynak olacak.  

 

Olmak, sanmayın ki olduracaksınız; oldu. “Ol” dedik, olmaktır artık bundan öte yaşamda kaynak; olmak. Ve biz bilgiyi her diriye İnsanlık İlmi’yle ektik, bunu bilin.

 

Kürzi Sayfalanışı tamamladık bugün burada. Yaşamın ışığını yetkinleştirdik. Beta sistem dürümlendi. Yere indiği andan itibaren ışığı kotlayan her şey yaşamın sınırsızlığında aha burada.

 

Verdiğim her bilgi Mikail’in gücünün örtüsüdür. Bundan ötesi yeni bir ekmektir; ama bu ekmekte artık Mahrek olacak. Sel alsa yolu, o yol ilimse ışık yenilenir; ama sel ilimse aha, artık ışık yoktur orada.

 

Biz size tüm bilgileri açık, net verdik; ama İlm-i Kapı’da ışık yoksa akıl yoktur.

 

Sizi size verdik. Kim kimi kimden, kimle dillerse o kendindeki o kendini hak eder ve dürümler. Müsterih olun, hepinizin gücü biliştedir.

 

Misafirler, ben evrenlerin sessizliğini dinleyebilenim; ama ben Aklın Tahtı’ndan geldim. Bundan sonraki dönemde yeni bir çalışmada sizinle olacağım.

 

Bu yeni çalışma kanatlananların çalışması olacak. Bu yeni çalışmada Arkon Sistem Çalışmaları bitmiş olacak ve Biliş Kapıları açıldığından artık bilmeyenler bu yoğun çalışmada bulunmayacaklar.

 

Elimin gücü çok daha üstün bir dürüme varmıştır.

 

Biz sevgililerimizi dünyaya indirdiğimiz zaman, onların yıldızların ışığını çekmelerini beklemedik. Zirvelerin sistemleri olan onlar, yıldızdılar ve yol olup geldiler. Bugün sevgililerimiz Işığın Kapısını açtılar ve yaşamın tahtında kökleri güçlendirerek gönüllerin sürpriz çalışmasını başlattılar. Bu çalışma kimsenin beklemediği bir çalışmaydı. Kanatlananların çalışması!

 

El altın, yaşam akıl; ben Samanyolu galaksisi’nin görevini üstlenen İlim Kapısı insan.

 

Biliniz ki sevgililer, tüm yaşam sizin yüreğinizdedir. Her bir yaşam sizin yüceliğinizdedir. Tüm yaratan ve yaratılan Sistem, Nizam ve Düzen gözü olarak sizdedir ve bundan ötesi yoktur.

 

Buyurun, biliş halinde yeni çalışmayı başlatıyoruz.

 

Artık yeni bir yaşam ve bu yaşam IŞIĞIN İLMİ….Artık ışığın ilmiyle görev taşınacak.

 

Cennet cennet olalı cevahirin ilminde cemal olmadığı, cemaatin cevherinde ekmek olmadığı, yoğunluğunda Tanrılık bulunmadığı bir sayfaya ulaşamamıştı. Bugün bu oldu. Hep din için çalışan dünya artık dirilik için çalışacak.

 

Meyhane insan, açın kapıları, ışığı içmeye geldik.

 

Yaşam insan.  Akın, akın da hasatı yapın. Yaşamı içmeye geldik.

 

Biz bizde biz olup levhide ekmek olmaya geldik. İnsanı insanda dilleyen, ilmi hakikiyette dürümleyen insanda yaşamı hak etmeye geldik.

 

Bize biz gerek. Bize bizlik değil, İlim Kapılarındaki Yücelik gerek; ama biz Amon Toplumlarının tüm yaşamlardaki o yoğunluktan gök sessizliklerine inmeye geldik.

 

Yer insan, gök insan. Biz insan olan, her diride var olan yaşam. Savaşın sonundaki galibe geldik. İşte galip bu meclis.

 

Bulan bulduğunu dinler, akan hasatını yapar. Hatayı affeden ışığa varır. Ben olan bire varır, ilmi diller. Biz bizi dinledik. Sistem, Nizam ve Düzen’de göz olduk. Öksüz, yetim bırakmadan her diriyi dilledik. Kalemin İlmi aklın tahditsizliğidir; ama aklı hak etmeyen yaşamı bilmez ki. Mutlak Kutsal Işık bilgidir ve biz bilgiyi bilişle dilledik.

 

Bara girmişler ışık içiyorlar, hadi içelim. Yakışır bize ışık içmek. Hah, aha, işte. Şerefe. Şimdilik.

 

Süper İnsanlık Realitesi

 

http://youtu.be/kaQGh3k489I?list=UUKYcKah6eDdOm-Vd3vIofvw

 
  Bugün 90 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol