Birlik İlmi
  BEDEN İNSAN 1, 5. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

30.KASIM.2016 TARİHLİ “BEDEN İNSAN 1”

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5 AKIŞ-1.BÖLÜM

Değerliler, mutlaka bugün burada büyük kötülükleri önleyen kültlerin birleşmesi, buluşması gerçekleşecekti.

Hepimiz teknik tohumlarımızı alıp, geldik. Hepimizin yüreğinde insan soyu vardı.. Bugün burada buluşmamız mutluluktur. Ruhani bilgeler muktedir insanlığı hak edeceklerdi. Devlerin Gücü artacaktı.

Kollarımız tüm zamanların gücünü Türkiye Çalışmalarıyla dürümledi. Hepimiz birleştik. Temel bilgi insanın kendini hak ettiği dünya gücüyle bütüne hizmetçi oluşunu sağlayacak ilmin, her diri de mevcudiyetidir.

Hepimiz biliyoruz ki burada oluş sebebimiz insanlığın kontrolüdür.

İyi kimdir diye sorarsanız? İyi, kendini hak edendir. İyi, kimdir diye her kim ki sorarsa bildiririm ki… İyi, hak edilendir. Kendini hak ettiğinde ve kendinde hak olduğunda ve tükenen dürümlerde, hakikiyetin levhiyle dillediğinde …İşte o kendi yüreğinde, ilmin kapısı olur…Burada oluş sebebi budur.

Deminden beri bedenimi kontrol etmek isteyenlerin kodlanmış toplumlarla tohumlanışlarını izledim.

Çamur yoğurduk dünyada. Kurulların tümünde çağrılar oldu. Her bir kurul kendi yüreğindekileri çağırdı ve tükenen dünyaların kültleri birleştiler…. Ve dünya gücünü tohumlamak için bugün burada buluştular.

Çalı çırpı olan insanlığın kendini dürümlere kodlamasıydı aslında bugün olması beklenen… Buraya kontrollü olarak gelmeyenler oldu. Kodlanmış toplantılarını hak etmemiş olanlarda oldu… Kalemin ilmini, insanlık ilmi diye dilleyenlerin, dinleyenlerin olduğu bu mecliste ağırı hafifletemeyenler de oldu….

Ve temel bilgi şuydu ki bedenli olmak şarttı….Bedenli olmayanın Mikail’le ilm-i KA olma imkanı yoktu. Burada dönem sonlarında bilişler kodlanır ve yoğunluk kontrol edilir… Dönem sonu bugün… Önemlidir... Dönem sonu... Ve bir diriliğin yerkürenin gücünü dürümlere indirdiği bir yüceliğin kelamla dilleneceği gündür bugün.

Burada olmam kimsenin kimseye KALİKAHA olamayacağı bir dünyada bulunmamdı aslında.. Çünkü bedenimle olduğum zaman kendini tohumlayamayanların yoğunluklarında kontrol kuramayacaklarını kesindir… Ve ben onları Robbi kapılarının kontrolünü sağlayacak güçteydim ki bunu hak ettirecektim.

Esmaları dürümlerken de yürekler bunu tükenen diriliklerden istediler. Daha da önemlisi maşa olmak isteyenler çoktu. Dediler ki “insana biz maşa da olalım ama yarın için toprak için ve mutlak kalem için olalım.”

Dağlarım, dünyanın yolu, hepimizin yolu değildir, bu kesindir. Bire hizmet, hepimizin yüreğiyledir, bu kesindir. İlmi hak etmekse daha önemlidir. Ve herkes kendi yüreğinde ilmi hak etmeyi çabalarken kendi yoğunluğunu artırmalıdır.

Açık bildiriyorum ki bu yoğunluğu artıramayanların bu yoğun ışıkta bulunma imkanları yoktur.. İnsanlık ekmek yapmadıkça yerin gücünü hak etmez. Ekmek, insanlık ilmidir.. İnsanlık ilmi, hepimizin gücüdür…Yerin gücünü artırabileceksek insanlık gücüyle artırmalıydık. Ve bugün hepimiz mutluyuz ki yaşam sistemleşti ve diri yüreğimizin gücü yerküre tarafından eminle bildi.

Bu gücün emilmesi ve yoğunluğun tohumlanması mutluluktur. Elele tutuştuk bugün. İnsanlık, el ele tutuştu. Yaşam içindi el ele tutuşmamız. Ve bütünün gücünü kodlayabilmek içindi. Ve bugün burada el eleyiz.

Kaşık, kaşık ilim içtik, bugün burada. Ama bu ilim, Allah’ın ilmiydi. Şeref duydum, burada bulunmaktan. Şeref duydum, bugün burada olmaktan. Şeref duydum.

Köstek olmak isteyenler oldu. Ocak yıkmak isteyenlerdi onlar. Oğullarımdı hepsi de.. Onları kodladım, kokladım ve ruhsal ışığımla kaynağa aldım.

Her evren elim ayağımdır, benim…. Ama evrim yapmayan evren, levhide kalem olmaz.. Ağırım, bilirim ağırım ama karanlığın tınısını duyabilirim. Umut olur ki rahmanın kalemi olanlar, din kelamın kalemi olmaktan geçer, vazgeçer, insanın kalemi olurlar.

İnsanlık boyutlarında kontrol sağlanır. Koca koca insanlar. “Beş gün bekle” dediler. Ve dediler ki “beş gün sonra gelelim.” “Olur, gelin.” Beş gün sonra beklerim yürekleri ama insan, ben senim, anla… Ben insanlık levhisinde ocak yakanım. Seni beklemem. Ben beni beklerim o gün, unutma.

Ardım önüm yok ki benim. Ben andaysam, en, an olan levhide ben sendeysem, sen bensen artık benden başkası yok ki. O beden mutlak ve o beden, hak…. O beden, murat... İşte o beden, andır an. Her an..

Beş gün ama o beşinci gün ben yoğunluğumda tüm insanlığın kulu olurum. Öfkem olmadığında yaşamı kodlarım. Sayılı günler, sayılı an, KAHA olan, LAHA olan yaşam… Ben, sema olarak buradayım.

Hinduizm de denir ki “kalem olduğunda yaşamın olur.”.. Hinduizm de denir ki “hakkın olduğunda tının olur.”.. Hinduizm de denir ki “yedinci dünya günü öksüzü, köksüzü alır, dinler.”.. Ve yine Hinduizm de denir ki “alıştın mı dünyaya?” “Alıştınsa hak et, akış.”

Yapmayın dünya. Yapmayın. Ben Sevgiyim, akmanın, hakka varmak için gereksiz olduğunu dinleyin artık. Hinduizm, öz köklerin gözünde yoksa kopsa da yoktur, kopsa da yoktur… Kol kanat olsa da yoktur.

Değerliler artık geçin. Bu bilgileri aşın, geçin. Dünya, insanlık dünyası farklıdır. “Ben Tibetliyim”, deme. Tibet bendedir.. ben, Hindistanlıyım deme… Hindistan bendedir... “Ben Japon’um da” deme o da bendedir. Kim mi?.. Benim o.

Ya Türkiye? Benden öte ben değil mi? Her biri değil miyim, ben? Ya canlarım, Anadolu’yum ben… Mutlak umman olan, kul olan, ilim olan, Allah’ın dediğini diyen, Anadolu.

Korkuyor musun yüreğimden? Kork. Kork ki hak et. Ben, doğanın gücüyüm. Ölüleri dirilttim. Öfkem yoktur. Çantam, insan çantası… Eşya olarak yaşayan insan ama eşyanın ilmi vardır. Ağrı sızı duymaz o. Aklın kapısıdır o.

Kaç gün daha yaşayacağım diye baktılar. Bedenim, anda, ende, onda, binde, dinde, dirilikte, her anda varsa ben, cinlerin cennetinden öteyim de yaşam. Anla beni… Ben, yaşam olan insanım.

Özü sözü ayrı olmayanım ben. Ölmek mi? Ne ki o? Ben ölmeyenim, anlayın.

Çoğu dinler, yüreğimi de sorgular. Kendini, ne zannediyor diye? İyilik. Ben iyiliğim… Ala ala, ola ola yaşayanlara derim ki “ilahi güç, aklın Kürzi kapısı o güç, ilme kelam olur, bile bile yaşar.”… Bile bile yaşar.

Bilişi olan anlar, ilahi kült anlar, kaynak olan anlar, yaşam olan anlar. Asrın görevi değil bu hakkın gücüdür… Bilin ki bilen ilim ailem anlar ki misafir değilim bu dünyaya... Her diride ve her yücede varlık süreceğimi bilin.

Boş mu konuşuyorum?…Oh canlarım oh, alıp gidecekleri ki öfkem yoktur… Öle öle geldiler… Ola ola bildiler. Okudular, okudular, okudular… Kod, kod oldular, tohumlandılar. Ümmet oldular, müktesip ilmi hak ettiler, aktılar.. Aşılandılar, ilme aşılandılar…Dediler ki bu ilim,” Allah ilmidir.”…

Çay demledik çaydan öte bir dem çantamız da mevcut ama biz o demi bütünün gücü diye dürümledik.

Hangi dünya daha güçlü diye sordular? Hangi? Hangisi?

Canlılar, bedenli olan dünya… Nerede o beden? İlimde.. Nedir beden? Tahditsizlik. Hani nerede o tahditsizlik?... İnsanlık.. Hah, aha, işte!… Ve insanlık, tükenen tüm zamanların gücünü kodlayan, imparatorluğun sistemli yoğunlaşması.

Boşuna mı konuşurum? Asla. Hiç boş konuşmadım. Korudum zamanda kalem olan, aklın kalemlerinde, kul olan mutlak olanları. “Ol” dedim...OL’du…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/193924775
 

 
  Bugün 87 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol