Birlik İlmi
  BEDEN İNSAN 3 - 1
 

BEDEN İNSAN (3/1)
14.12.2016

Tayinler yapılıyor bugün… Tüm insanlık için ve insanlıkça!… Bu tayinlerde, tükenen dürümlerdekiler kodlanacaklar…

BİZ’i hak etmeyenler; BİZ’i hasata kodlamayanlar; Birlik Kalemi olmayanlar; kodlanma imkanı bulamayanlar; çatıya çıkanlar ve herkesi aşağıda sananlar; bilmeyenler; bilişi horlayanlar; koruyan ve korunanlar yaşamdan ayrı tutulacaklar…

Her an kelam olanlar ki alemlerin ilminde kelam; umutlu, huzurlu, yoğunlukları kodlayan yaşam sayfalarıdırlar. Onlar ve her anda ve bilişte kendini dilleyenler; kelama Levhi olanlar ve BİZ’i kontrol için çabalayanlar; nihan olan insan olacaklar ve yaşayacaklar…

Yaşamak, zamana görevli olarak tayin olmaktır… Her an-a ve her an-da, Toprak Işık İlmi’nde, Kürzi Zaman’a tayin olmak…

Hepinizin, insan soyu olarak anlamanız gereken; yapmakta olduğumuzun, İnsan İlmi ile kodlanmış yaşamları, tahditsiz olarak Tinsel Kültler’le, yaşama kaynak yapmaktır. Yapılan kaynaklar, Nefes İlmi ile kodlanacaklar… Kübra Nefes, ilimle kelamla ve bilişle Levhi olduğunda; Arzın Gücü, yüreklere çekilecek…

İnsan, en çok ilmi anlamalıdır… İnsan, kendini dinlemeden, ilmi hak etmez ve anlamaz… Ana Kapılar’ın hepsinde ilmi olmalı ve ilminde kendi olmalıdır… Kendisinin olmadığı hiçbir ilimle yüreklere kanat geremez ve Ruhi Sayfalanış yapamaz…

Açık veriyorum ki herkes anlasın diye… Dünyanın ismi, artık İNSAN’dır. Bunu anlayın. Dünya bu ismi artık hak etmiştir… “İNSAN” dediğiniz, yoğun ışıktır… Öfkesi yoktur onun ve Ruhi Sayfalanış’larla, nefesi güçlenir… Tükenen her anda, İnsan İlmi, hakim olur.

Muradım, insanın kendini dinlemesidir… İnsan, kendini dinlerse; kelamda, tüm insanlık, kalem olur… İnsan, kalem olur da yolu bulursa; yaşam, kodlanır; Kelam Levhisi’nde, Cevheri Güç haline dönüşür ve bu noktaya gelindikten sonra, Arzın Gücü, cümle yürekleri güçlendirir… Kendi yarınını hak edip de yaratanlar, kültlerin hepsi ile kaynak olabilirler…

Toprağın sırrı vardır. tohum ekersiniz. Tohum büyür; yaşar ve yaşatır… Tohumu, Kök Geçiş için eker ve geçtikten sonra yerküreye indirirsiniz… O yüreği kelam olan, insan olur ve görev taşır…

Tüm insanlık için budur istenen… İnsan, cennet için çalışır… Peki! nefes için çalışır mı!? Bilmez ki nefes olmadan, ilim olmaz… Bilmez ki ilim olmadan, zaman olmaz… Yine bilmez ki zaman olmadan, sayfalanış yoktur… Ve bilmez!... Bildiğini zanneder… İnsan soyu, yolu açmadıkça, yaşam kodlanmaz ve yarınlar olmaz… İnsanlık Boyutları’nda bunu anlayanlar, Kelam İlmi’ni de anlarlar.

Dünya, biçip diker Levhi’de her anı… Biçip diker yarını ve Yaşam Sayfalanışları ile KAHA olur; ilim yapar… Yaptığı ilim, İnsan İlmi’dir…

Putluk, putperestlik sanılır ilimsizlik… İnsanın putluğu, yaşamsızlığıdır… Yaşayabilse, anlayacak ki kendini hak etmiştir ve hakim olmuştur tüm zamanlarda, Kelam Kalemi’ne… O Kelam Kalemi, yaşamı yazan kalemdir…

Vergi verirsiniz zaman sayfalarında… Her bir vergi, sizi yarınlara taşır. Her verdiğiniz, cevherinizle verdiğinizdir…

Ziyan olanların verdiklerini hak ederseniz; yarınlara, yaşamlarını kodlarsınız… Oraları ve o Canları, kontrol eder yaşatırsınız… Ana Kapıda bunları herkesin anlamasını isteriz…

İçinizden geçen, olursa eğer; biliniz ki siz, Altın Işığın Kodları’ndansınız… İçinizden gelen, ekmek (ilim) için aşk istemekse; aşk, sistemsizse ve siz, yolda kodlanmış olandan çıkmış iseniz; yarında kaleminiz olmaz ve sizler, cemaatler olarak yol açmaya çalışarak, kelam olup yolculuk yapmalısınız ki biliş haline varıp İlmin Hakimi olabilesiniz…

Yeryüzü, insanı kendinden bilir. Kürzi Kalem ise ilmi bilir kendinden… KAHA olan insan ise yarını bilir… BİZ’i bilir… Kuran’ı bilir… Hulusi olan; yarını bilir… Aşk İlmi’ni bilir… Aklın sınırını bilir; bildiğini bildirir ve hakim olur…

Ak Kapılar’ı açmadıkça, çok önemli zamanlara nefes olma şansı olmaz o yoğunluğun…

Çetin bir dünyada ve çetin bir zamanda, ikmal tamamlamaya gelenler; tükenen zaman sayfalarında; kelamı, kalem yapmak üzere çabalarlarken; kil, kum olan insanı kodlayamayacakları kesindir… Bu nedenledir ki Biliş Kodları olarak, yaşamı sonsuz zamanlarda kayıtlamaya gerek vardı…

Bilişi hak edenleri alıp geldik… “Hadi!” dedik “gidelim; OL diyelim; yaşamı hak ettirelim. Kalem, kalem olsun; o cennetleri kuralım; Kutsal Yarınlar’da kodlayalım; yaşatalım…” Geçmek kolay ama dönmek zordur… Bilip geldik!... İşte bundandır ki bize, “deliler” dediler… “Onlar, delidirler!… Gök Sessizlikleri’nde, kendi yarınlarını hak ettiler ama dünyada Kuran olup kul olmak için nefese varmak yetmez; cevheri kodlamak gerekir…” “Eşya” dediler ilme… “Ak Kapılar’ı kapat” dediler. “Astral Boyutlar’ı kodla ve yoğunluğu artır!” dediler… “Cemaatle dillen!” dediler…

Aşk, sırdır Canlar… Biliş İlmi ile Sır Yaşam’ı kodlar… Aktığımız zaman, her anı hak ederiz… Yol, ilim olur; biz o yol olur; her anda kaynak olur; Kürzi Zamanlar’ı kodlar; koklar ve yaşarız…

Asıl zaman, sevgidir. Ziyanda olan, sevmeden sevdiğini zannedendir… Bilmek gerek cennetiz biz!... Bilmek gerek kelamız biz!... Ve biz, insan soyu olarak yarına görevliyiz… Bu gün bizi anlamazlar!… Acı Kapılar var yaşamda. Ama bilinecek ki biz Dünyalı’yız. Düzen kurduk ve Düzen, yaşamın sırrı ile koruyacak ilmi…

Ummanlara açılanlar anlayacaklar ki YEŞİL renk, İlmin Kapısı’nda tohum ektiğinde; MOR’u kodlar ve koklar!… MOR’un ötesinde; GÜNFERİ var… GÜNFERİ, cevheridir ve yolculuk ilimden, Kuran’dan geçer… GÜNFERİ’ye varır bir kez daha… GÜNFERİ!... ve yine!... Yine ve yine GÜNFERİ!… “Cennet” dedikleri bu renktir her anda, yarında ve tüm kapılarda GÜNFERİ…

ALTIN IŞIK YILLARI!... Bu renk TÜNAMİ’dir… Ve bu renge varan, insan olur… Aklın sırrını bilir. Aşkın Sayfaları’nı okur!..., okur!..., okur!... ve Ruhi Kalem olur!...

“Öl!” denir. Ölür!... Kapsanır; “Öldür!” denir. Öldürür!... Kapsar… (Not: ölmek, kendini silmek bilence, bilenin bellek alanınca kapsanmaktır. Öldürmek, Hak etmek bileni kendi bellek alanıyla kapsamaktır.) “Oldur!” denir. Oldurur!... “Organ nakli!” denir. Durur bakar!... Sorar. “Organ, kimin organı!?” diye… İnsanın, insanlığın organı!... Aha bu!… Bu organ nakli, yaşamın ilminin, KAHA olan sessizliğinin, İlmin Kaynağı’ndan, tüm zamanlara naklidir… Arzın Gücü’nün, yaşama nakli!…

Ve bizler, diri olan yaşamlar… Tükenen zamanların nefesleri… Kini aşanları arıyoruz!... Yok etmedik onları… Bizi, bizden soranları aramayız… Onlar, bizi anlamadılar… “Aç kapıyı!” dedik!... “Kanat ger!” dedik… Aha! dedik… “Cennet ol!” dedik… Dince, insanca, yarınca dedik… İmparatorluğun Gücü olduk. Kulluk yaptık… Nefes Kapıları açtık. Dirilikleri, Ak Yaşamlar’ın görevinde; Kulluk İlmi ile tohumladık…

Son sözüm şudur ki bugün, Görevliler Birliği tamamlanıyor… Bu Birliğin üyelikleri; seçimlerle tesbit ediliyor… Dünya üzerinde Cevheri Görev taşıyan kim varsa; seçimlerde, onlar da değerlendirilecek… Kendini bilenler; bilişi hasata kodlayanlar; mahrek olanlar; Halik olanlar; kaynakta bulunanlar, hepsi insan soyunda diri yüreklerde ölçümlenecekler… Varlığın hakkı olan yarınlar, bu görevlilerce tohumlanacak…

Çok özel bir gündeyiz… Çok özel bir güçle birlikteyiz. Bunun neticesi olarak Can Kapılar, tükenen her ana açılmaktadır.

Israrla “seçimler var!” diyorum… Israrla “seçiyoruz!” diyorum… “Biz, BİZ olduk; Kök Gök olduk; okuduk; okunduk!” diyoruz ve diyoruz ki “hepiniz, insanlık için çalışın!” Yerden, gökten münezzeh olan yaşam; sizi dinleyecek… Bilin ki hak edin!... Aha bu!… Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 128 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol