Birlik İlmi
  BEDEN İNSAN 4, 2. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

21.ARALIK.2016 TARİHLİ “BEDEN İNSAN 4”

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ – 2 AKIŞ – 1 BÖLÜM

Deli divane olur yaşam, insanlık ilminde.. . Darı bolu diller ama insan soyu kelamda kendini dinlemedikçe hak tahta oturamaz..

Genişin ilmi hepimizin yüreğinde mevcut… İnsanın ilmiyse kodlanmış toprak olan tohumda mevcut.

“Ben” der insan. “Ben”. İnsanın benliği kelamdaki ilmiyle kodlanır. Ama o kendini, bedenli diller. Han olur, taht olur, ölüleri diriltmeye gelir ama ölümlü olmaya gerek var ki ölülerle ölmek gerekse ölsün diye.

Canlılar, robotik timlerimiz gökçe kodlamalar için dünyayı hak etmeye indirilirler. Hepinizin yüreğinde onlarda mevcuttur. Ve onların yollarında toprak toplumlar, toprak tohumlarda olur… Ama Robbi kapıların tümü aklın kelamından ışık çekmeden kontrol edilir.

Onları toprağa indirdik ama ölüyü diriltmelerine imkan vermedik. Eğer imkan verseydik, yürüyen dünyada kırıcılar, kısır kayıtlarıyla tohum olmak için….. Dince, kelamca ve yarınca kayıt yaptıklarında ışık kırıcılığı da yapacaktılar.

“Biz diyoruz ki boşlukları kodlamak”.. Dini kapıların tümünde bu vardır. Boşlukları kodlamak. Toprağın ekmeğidir insan ama yaşamın ilmidir de aynı zamanda.

“Kim insanım” derse “altın ışığın gücüyle” der. Ama insan olup da kontrol kurduktan itibaren arzın gücü olur ve bütünün kültlerinde kendini diller ve der ki “ben hasattayım”.

Dünya ölümlüdür ama ölümlü dünyanın öksüz kalmasına iznimiz yoktur. Ölümlüdür dünya, ruhi sayfalanışta her anda kendi yüreğini çekip, çekip yaşatır ama yaratmak ayrıdır... Dünya, yaşam ilmidir ama yaratan insan soyudur. Bu kesindir.

Ben, beden alıp kodlarken torbamda insan sırrı vardır. Bu insan sırrıyla dünyadayım ki her şeytanın aşkından öte şarkım olsun diye. Eğer benim o şarkım, tüm zamanların şarkısında temiz kayıtlar yapmamış olsa “şeytan” dediğimiz yüce insan soyu, bizi yıkar.

Dağlarım, doğru söyledim. Yüce insan soyu... Hepinizde iyice anlamanız için açık bilgi veriyorum. Burada olan hiç kimse şeytan değildir ama iyi anlayın ki şer yaratanların şarkısında, bütünün kültlerinde şeytan da var.

Ve biz, onları muktedir olup, kontrol edebiliriz. Eğer biz, onları kontrol edemezsek, yüksek akıl, bizim yolumu kontrol eder. Ve bizim ışığımız muktedir insan soyunun ilminde has tınıyı kırar. Ve yıldızların sınırını çizeriz ki oralara varılmasın, oralar kontrol edici yüreğimizde Kübra ekmeğinde kaynak olmayı sürdürsün diye.

Dağlarım, toy dünya kurandan çıktıktan sonra okunması, okutulması, kontrol dışı kayıtlarla gerçekleşti. Ve biz, bu kayıtları tertipli bilgi olarak tebliğlerle yaşama indirdik.. Herkese bilgiler verdik ve dedik ki “okuyun öğrenin”

“Soy sop” dediler. Okuyun önce öz görev yapın. “Aha” dediler, aktık ama akmadan tınıyı tohumlamanız da gerekir. Ve bütün kötülükleri aşıp geçip, yer Kürzi kapısında mutlak kapıların tümünü Kürzi kervana kaynak yapabilirdik.

Bunun adına, nefesçilik denirdi. Nefesçiliği hak ettirmeye çalıştık. İlimle ve hakiki insanlıkla…. Nereden nereye varıldığı anlatamayız kimseye ama iyi anlayın ki nefesle bütün kötülükleri aşabiliriz.

Öyle bir zamandayız ki dünyanın adına kaynak ışık diyoruz biz. Burada olma sebebimiz, bu ışığın muktedir nefsi KA olan levhilerle kaynağa çekebilmek, çatışmadan kaynak topluma, tohum olup, indirebilmektir.

Simsiyah bir dünyayı yıldızların sırrı olarak dilleyenler çoktur burada. Ama bu dünyayı okumak kolay değildir. “Ortalık karışır” derler, okunursa buralar... Ayrılık yok ki. Ortalık karışsa da bizler, dünya ölüleriyle toplumları tohumlayacak gücü, her ana KAHA olup, yaşam sayfalayarak çözebiliriz.

“Din kapısı” dediler. Vermem. Dünyaya, insanlığa, dini vermem. Vermem ki veren kendinden başka bir sessiz kapıyı açmıştır…. Ve o sessiz kapıdan, insanlığa insanı anlatmıştır ama kendini hiç anlatmamıştır… İşte din, bu şekilde devreye alınır.

Ve biz dünyalılar tükenen ekmeklerimizi de kontrol için bu çalışmayı yaparken devrim niteliğinde bir ışık kapısı açtık. Bu ışık kapısı, kodlanmış toprakların ilmiyle, mahrekin kültlerinde kontrol kurucu bir çatışmayı ve çakışmayı yaşama çalıştırmak üzere indiriyor.

“Hayır, insan altından yaratılmıştır” desinler diye mi bu çalışma oluyor? Asla.. İnsan, akılla yaratıldı. Akıl ilmiyle yaratılan insanın her şeyi hak etmesi ve hakiki levhide nefsi KA olup, bütüne kontrollü yaşamı sayfalaması mümkündür...Ve bugün topraktaki insanın yaptığı budur.

Dünya çırpınıyor. Öyle çırpınıyor ki dünya “afet” dedikleri bir hakiki kaynak ışığın her şeyi yıkması da bekleniyor. Afetle, dünya yıkılsın. Ama canlarım, Rahman var, dünyada. Rahman.. Yani RA-H -MAN…Hepiniz olan. O kelam. Ve biz oyuz.

Ağır yük taşıtmak istemeyiz dünyaya. “Fikri, zikri insanlıktan çıkmak olanlara insan” diyemeyiz de insanlık ilmini kontrol etmeye çabalayanlara “yaşam” deriz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/196624739
 

 
  Bugün 79 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol