Birlik İlmi
  BEDEN İNSAN 4, 4. AKIŞ 1. BÖLÜM
 

21.12.2016 BEDEN İNSAN 4
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ 1. BÖLÜM

Deri kemik olan insan, yeni dünyanın kurucusudur. Yeni dünyayı kurabilen ve bütünün gözü olabilen insanlık artık yenilendi.

Kanat gerdiğiniz tüm zamanlar artık burada bu yoğunlukta teknik kapı açacak. Türlerin çoğu sizinle kodlandılar. Her tür bir tek ekmek ama yine anlaşmaya göre tüm türlerin kültlerinde ışıklar olacak. Hangi türden söz ettiğimi sorarsanız, yaşam türleri; doğada yer alan tüm türler… Ve bunların tümünün kendi yoğunluklarında kodlanmış, kontrollü olanları var. Her bir alanda kendi yoğunlukları var.

Bizler süper sistemleşmeyi bu şekilde kodlarken, sizinde kendi yüreklerinizi hak ettirmeniz ve toprağın toplumuyla kontrol kurmanız şarttır.

Düzeni kurarken iyi biliriz ki; yarınları hak ettirmemiz şarttır. Yarınları hak ederken, tanrı kapısının açık kalması gerekir. Temiz dünyaları kuranlarız bizler ve o temiz dünyaların kök göklerdeki kürzi kapılarını da kontrollü olarak açabilenleriz. Burada oluş sebebimizde işte o kapıları açabilmek ve rahmet olan insan sırrını; kare, küre olan insanlıktan öteye ulaştırmaktır.

Burayı keşfetmemiz kolaydı çünkü yolu kıranı, kırılanı tekti… Neredeydi insan?... Ağırdı… Her andı ama yaşayacak mıydı, yaşamayacak mıydı!?... Buydu mesele ve bizler dünyanın esrarı olan insanı hak etmeye çabaladık.

Çobanlık değil amaç dünyada ama her gelen; çoban ilmini hak etti geldi… Ve dediler ki; “benim yaşamımı hak et”… “Tüm insanlık yaşam” dediklerinde; kendi yüreklerindeki peygamberin yaşamını hak etmeye çalıştı. Bunlar son önemli çalışmalarda açıkça bildirilmeliydi ve bildiriyoruz.

Bilirsiniz ki; hepinizin peygamberleri kendi yüreklerinde görev taşıdılar… Ve dediniz ki; “o neyse, bende de oyum”… Ama siz, siz olmalıydınız ve kontrollü olmalıydınız, bunu anlama imkânınız yoktu. Çatı kurulmadan ışık olmaz ki… Olmadığında bütünün gücüde kalmaz, olmaz…

Ve bizler dünyanın öfkesini aşırtabilmesi için görev istedik. Nereden istedik görevi?... Biz, bize vardık ve dedik ki; “biz, bizi hak ettik… Gider yaşarız orada ve yol alır, yürüyen tüm insanlığı kontrol eder koruruz”…

Çorba mı!?... Buyurun çorba, hepimizin yüreği; alın kendinizdeki yüreği için… Başka ilme gerek yoktur, siz sizin yüreğinizi bilin yeter.

Evren, evren gezenleriz bizler; iyi anlayın… Tüm evrenlere insan sistemleşmesiyle ulaşırız ve kontrollü olarak kayıtlar yaparız. Hangi evrende kaynak ışığımız söndüyse, öfke duyanlar bizi kontrol etmeye geldiler. Ama biliriz ki öfkeyi kim yaratırsa, o kendini kırar… Ve o tükenen zamanları kontrol edebilmek için de kaynak yapmalıdır. Kaynak yapabilmesi, karanlığın tınısında olabilmesi ile mümkündür. Bütün kötülükleri aşmadıkça kaynağa varılmaz ve oraları hak etme imkanı olmaz.

Bütün kötülükler, kendini kendinden ayrı tutmaktan doğar… Ben bana aidim dedikçe, insan kendini hak eder!... Ama “ben insanım ama benim mesihim var, benim yolumda ışığım onundur” dediği zaman insan; kelamı, kalemi yoktur, rahmi kapıda sırrı da yoktur!...

Sevgi, saygıdır; insanın insana saygısı ama sevenin sevdiğini hologramdaki o yoğunluktan çıkarabilmesi de gerekir.

Bakın neler oluyor, “dünyadır yaşam” derler… “Dünyadır aşk” derler… “Dünyadır ekmek” derler… Ama iyi anlayın ki; yoğun ışıkta her şey sevgidir!... Sevgi, Allahın ilmidir ve “ben seni seviyorum, sen benimle çalış” demem kimseye… “Sen seni hak et ve geri çekil, ben sana sen olurum, süper sistemleşmede sevgi olurum yüreğine” dediğimde, kontrol dışı hiçbir bilgim olmaz.

Peki ala, bu mecliste olanlar niçin buradalar?... Bu soruldu, izah edeyim… Karanlık tınıyı toprak toplumdan tohumladıkça, yol insan soyunu kalem yaptıkça, aşk sınırı hak teknikle hak olup aşıldıkça; yoğunluk artmak üzere mutlak ilim yapılır!... Bu meclis ilim meclisidir!... Ve burada yaptığı ilimdir herkesin.

İlmi kalemi, Allahın elindedir ve aklın kapısında o el; hep ilmi kodlar!...

Sultanlar, ben “tümene, tümen” derim ama temel olan tümen; insandır!...

“Bir, bir” derim ama birin bir olduğunu anlamayan; kendini dinleyemeyen, bedenli olsa da yaşamaz… Bu gün burada bunu size net vermek istedim. Benim evrenlere ses verişimden, yarınları kodlayışımdan, toprağı tohumlayışımdan da öte er veya geç dünyanın ölü planet olmadığını tüm zamanlara anlatmaktır amacım. Ve anlaşma gereğince büyük kötülükleri önleyebilmek bu şekilde bilişe varmakla ve tüm insan soylarının bu planeti anlamalarıyla gerçekleşecek.

Hangi planet dünyayı kodlar!?... Dünya tektir!... Birdir!... Ve her diride var olan ilimdir!... Ve hangi akıl yolu açar!?.... İnsan!.... Hangi cennet ekmek olur!?... Bilgi!.... Hangi rahman aklın kapısı olur!?... Aşk!... Ve zaman bizim yüreğimiz…

Ve dünyayı el ve koldan ibaret saymayın, savaşın sırrını dileyebilen yol olabilen ve bütünü göreve alabilen tek insanlık yaşamıdır burası!...

Birliklerimizin çokları dünya dışında bekliyorlar. Onların çokları bizimle irtibatlıdırlar. Ama iyi anlayın ki; onların yolculuklarında mutlak aklın kapısından geçmeyenlerde bu yoğunluğa inip sesleşemeyecekler. Çünkü onlara isteğimiz olmayacak. Bizim birliklerimiz doğru ama birlik kelamında levhi kayıt yapmayanların burada öfkeleriyle bulunmalarına da izin veremeyiz.

Devamı 2. Bölümde yayınlanacaktır…

Süper İnsanlık Realitesi

https://vimeo.com/196741797

 

 
  Bugün 179 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol