Birlik İlmi
  BEDEN İNSAN 4-1A
 

BEDEN İNSAN (4/1-a)
21.12.2016

Gök Sözcülüğü ile yerküreye inerken, herkese bilgi verip; ocaklara, ışık yakmak gerekir... “Dünya” dediğiniz bir küçük kalemdir. O kalemde, herkes ilimdir ve bizler, insan soyunun nüve olan nefesi ile bu çalışmaları, kervan olup; tükenen zamanlarda, kodlanmış yaşamlarda gerçekleştirmekteyiz.

Dünyaya bilgi verilirken; tüm insanlığa, ışık halinde inilmektedir. Bilinsin isteriz ki bugün gerçekleşen bu bilgi akışı, geçmiş zamanlarda, yoğun tohumlamalar dışında hiç olmamıştı…

Dünyaya, nefes alıp nefes vererek geçenler, anlamalılar ki dünyanın aşkı, insanın aşkından güç çeker ve insanı tohumlar… İnsanın aşkı, nereden nereye ulaşır bilir misiniz!? İsmaili Yaşamlar’dan kalem olarak, tohumlara çekilir ve insan soyuna varır.

Dünyada, “Tanrı” dedikleri Yaşam Kalemi vardır. O kalem, yarınlar için yaşamsal kervan olup her anı, yaşam sayfalarında kodlar ve Rahman olarak var eder…

Herkes, İnsan İlmi’ni, kalem ile kodlayamaz… İnsan sırrını, hak edip dinleyemez… Amonlar’ın ışıklarında, biliş halinde olanlar, bu sırrı anlamaktalar ve dinlemekteler… Aşk İlmi ile kodlanmaktalar ve tohumlanmaktalar…

Dünya adında bir resim!.. O resimde, herkesin Yaşam Kalemleri var… Herkes, kendini o yaşama sayfalar… Herkese “eşya” denir ama eşya denilen kelam, ilimdir…

İnsan, tohum olarak yaşatılır. Tohum olarak kodlanır ve her ana, insan olup Ak Kapılar’da kayıtlanır… İnsanın, et kemik olması; aklın ışığını hak etmesi içindir. Et kemik olan insan, Kaynak Işık’la buluştuğunda; toprak olarak kodlanmış olan yaşamı, ışık haline geçer ve daha sonra, toprak olarak kodlananlara, nefes olmaya başlar. Bundan sonraki süreçte insan, cennet kurar ve kontrol kurar…

Her insan, cennet olamaz; cevheri kalem olamaz ve yolu bulup ilme ulaşamaz… İnsanlık Boyutları’nda bunu hak edip yapanlar, Tinsel Kalem olsalar da yarında kodlanmak için mutlaka yaşama inmeleri gerekir.

Her bir insan, cennet etkinliğinde bulunamaz… “Asıl Sonsuzluk” dediğimiz Bilge, yaşam için vergisini ödediğinde; bilinir ve anlatılır ocağına tüm bilgiler… Ona; dirilikten, İnsan Soyu olan yaşamlardan, tebliğler gönderilir ve denir ki “bunları anlat ki hak et!…”

Din Kapıları’nda da tebliğlerden güç çekenler bulunur. Onlar, Kırk Kapı’dan geçtikten sonra, “Nefes Zamanlar”a ulaşırlar.

Her bir Cennet İnsan, Birlik Kalemi olarak kodlanamaz ve her bilgiyi okuyamaz; çekemez. Onlara, “Kare Kervan” gerekir. Kare Kervan, İnsanlık Boyutları’nda kulluk için gerekli olan yaşam sayfasıdır.,,

Dünyanın, tükenen yaşamları vardır. O yaşamları, hologram olarak izlemek mümkündür… İnsan, Cennet İlmi’ni hak etse de yaşamı hak etmeyebilir…

Tüm insanlık için Zaman Sayfaları’nda bir tek kapı açılır ve o kapı, herkesi kodlar… Bugün burada yapılan budur… Tek tek ve ayrı ayrı bilgi değil! tüm bilgilerin; tek mektepten, tek kalemden, tükenen her ana ve tüm zamanlara kaynak olmasıdır!… Bu teklik, tüm insanlığın tekliği için vesiledir…

Her insan, Mesih olamaz. İnsan soyunda; Mesihlik, kalem oluştur ama Mesih’i Halik sayanlar; bilişi hak ettiklerinde, tüm insanlığı hak ederler.

Türler vardır dünyada. Her tür, tüm zamanlar için ilimle var oldu. Onlar, bizi ve bizim yüreklerimizi anladıklarında, Doğanın Kelamı’nda, kendi yaşamlarında, tohum olacaklar ve Bilgi Kapısı olacaklar…

“Aslan Kapısı” dediğimiz bir Kalem Kapı vardır. Bu Kalem Kapı, Dörtlü Sistem’in üçüncü kapısıdır. Bu kapıyı açtıktan sonra, “Tanrı” dediğimiz İlim Kalemi, kodlanmış yaşamlara inmeye başlar. İşte yarınlar için insan soyuna inen İnsanlık İlmi, bu görevle çalışanlara iner.

Herkes, insan olamaz. Oğullarını tohumlayan ve yolu kodlayan insandır… Öfke, insanlık diriliğinde, kullukta ve Yaşam Sayfaları’nda, olgun sayılanlarda yoktur.

“Dünya” dedikleri, Mesihler’in cevherinde, güç kayıtlayan Biliş Kalemi’dir. O kalem, herkesin kendisinde mevcuttur… Öfkeyi aşmadıkça, kalem yazmaz… Yazmaz ki Halik olanlar, nefes olsunlar ve Ruhi Kalemler, İlmin Kapısı’na varsınlar!...

Her dere, insana akar… İnsan, tüm insanlığa akar… Yarınlar, ilme akar… Birlikler taht kurarlar; Süper İnsanlık Kodları’nda bilirler; bizlerle çalışırlar. Bizler, diri yüreklere insan olur ineriz…

İnsan olan her insan, Kara Işığı tohumladıktan sonra, Nur Kapıları’nı bulur ve o kapılarda yarınlanır; yürür!... Kürzi Kelam’a ve tüm insanlığa kaynak olup yürür!... Cennet olur; Cevher olur… Hulusi Kapılar’da, KAHA olur. Onu biz, İnsanlık Boyutları’nın tüm insanlığa armağanı olarak biliriz.

Evren evren gezer… Sorgu sual yoktur ona… Alır yarınları, yüreklere indirir. Akar; cevhere varır. Işık alır; ışık verir… İlim Kalemi olur… Vurmadan ve vurdurmadan ışık tohumlar…

Ölülerin diriliklerinde, kaynak olan cevherin, iş yapıcısıdır o. O cevheri, hak etmeyenler; çatışmaya girerler ki hasat olsunlar diye… Çatışma, çantalarda taşınan ışığın, kalemdeki çatışmasıdır… O ışık, her anda mevcut olan, nefesin kelamdaki yaşamıdır.

Umut olur ki tohumlar yeşerir. Nuh Kapıları (Afet Kapıları); İlmin Kalemi’nden ayrıştırılır. Ana Kalem, temiz zamanları kodlar, koklar, Yaşamsal Nihan Kapıları’ndan geçirir.

Verim alınır ışıktan… Verim verilir yaşamdan… “Aslan” dediğimiz kapılardan, Nüsha Kapıları’na varılır; BSUİ olunur… Kodlanır… Dünya koklanır ve yol, insanlaşır…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 203 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol