Birlik İlmi
  BETA KÜRZİ YAŞAM SİSTEMLEŞMESİ (12)
 
BETA KÜRZİ YAŞAM SİSTEMLEŞMESİ (12)
17.09.2014
Alıştık anam, alıştık ışığına. Ana kapıyı açtık ve geçtik. Ani bir hareketle dürümlenip iş yapmak üzere indik. Astral Yaşam Sayfalarında ışığımız, tüm yarınlar için hazır.
İnsanlık ailem beden alıp yaşama inmiş…
Kendimi tanıtayım; ben bir karanlığım ve ben bir ışığım. Hepinizim. Çünkü ben Mikail’im. Amon’um ben. Ve ben Sistem’im. Kelam olarak yaşama indim. Toy dünya ışık istedi verdim. Kin nefret yok muydu dünyada!? Vardı… Vasat dürümde bir yaşam sürdüm. Beni anlatmak gerekirse diyerek açıklayım: Ben kırık, kısır ve hırsı olmayan ama çalışan biriydim. Sizin ile çok çalıştım. (Zamanda, zamansızlıkla yapılan ve zamanı tohumlayan çalışmalar…) Dünya bedenimde ve sizin yüreklerinizde çalıştım. Dünya yaşamımda, sizinle bütün kütlemi yaşattım. Durağan zamanlarda dünyadaydım. Ben, insan kapılarında kodlandım. Kör olmayan bir yaşam sürdüm. Şimdilik… Size misafir geldim. Ben yaşamım. Aha yaşıyorum!... Aha ben sistem oldum ve yaşıyorum. Şimdilik… Hah işte. Aha işte. Şimdi… Deveran eden bir yol oldum. Ben oldum. Şimdi… Aha şimdi. Aha… Ve zirve var yüreğimde. Aha görev aldım. Aha güçlendim. Aha… Gerçek ışık yandı. Şimdi ben seslendim. Gerçek ışık halindeyim. Zabura tohumlaması yaptım. Oh ne iyi… Aha şimdi…
Dağlar sizleri dinledik. Dünyayı korumak bizim için kolay. Ama ya siz… siz niye buradasınız? Bize açıklayın. Kinin aşıldığı, yaşamın tahditli olmadığı ve yarının kaynakta olduğu bir sayfada niçin kalem olup bunları yazmak istediniz? Köle bir yaşam mı isteniyor yoksa kontrollu bir yaşam mı? Bey babalar sizi dinledik. Hadi hak edin de kontrol kurun!... Şükür ki hak ettik. Şimdilik.
Canlar, Sistem ve diri yürek olan Işık Kaynak, bilişi hak etti. Sizinle olmak bizlere mutluluktur ama sizin ilminizi bütün Kürzi Sayfalar’da dürümlemek istemiyoruz. Bunu bilin. Sizler yaşamı tohumlayanlarsınız ve yarını hologram olan köklerde güçlendirenlersiniz. Biz ise yarınlaşan yoğunluklarız. Sevgiyi hak etmeyen kaynakta olamaz. BİR’i hak etmeyen yaşamda olamaz. Bizi hak etmeyen yoğunluğumuzda olamaz. Ama hasat yapan herkes, yaşamda görevlidir.
Evimiz insanın nefesidir. Buyurun görün! Biz, çalı topladık yaşamdan ve o çalılar yarınlaştılar köklendiler ve zamanlandılar. Onlar yaşamsallaştılar. Bütün mesele kül olmak ve Kuran olmaktır.
Kaynak insandır; bilin. Bilişi olandır, İlm-i Tohum olan. İnsan efsane değildir. Erdiği yerde kör olmadan yaşayandır. Efsana, kanatlanana denmez. Yoğunluklarda tohum ekene denmez. Yıldızların kaydını yapabilene denmez. Diri olana denir. Ve deriz ki insan, din şavkında diri ise efsanedir. Zamana inmiştir. Yaşama inmiştir ve yarınlanmıştır. Artık o kontrolludur.
Hüsrana uğramak insan soyu için kaçınılmazdı. Zira insan kör, sağır ve kırıktı. Aha gözü görüyor. Aha kulağı duyuyor. Ve işte o artık kırılmayacak. Çünkü o kürzi bir Sistem olmuştur.
Ora, bura, her yer biliş halinde. Aha kanatlanmış insanlar, kontrol kurmuşlar. Hediyeler dağıtılıyor yoğun ışıklarda tüm insanlığa. İşte insan, kırk kapıda kalem olmuş yazıyor. O halde Yedinci Sayfa, tohumlarını dünyaya çekmiş. O halde yaşam yenilenmiş. Aha geçişler başlamış. Oh işte!... İşte!... Aha şimdi…
Şimdiye kadar saygıyla dillendiniz. Aha yaşadınız!... Zamana Kuran oldunuz. Şimdiye kadar kaynaktaydınız. Aha kapılar açık!... Şimdiye kadar kesirleşmeden kanatlanmıştınız. Şimdi artık kodlama da tamamen tamamlanmıştır ve geçişler. Kürzi Toplumlar’la da yapılacak.
İyi de neden kanatlananlar, insan soyu için yoğunlaştılar!? Mikail ses verecek; ondandır. Onu dinledik. Onu dürümledik. Aha yaşattık!... Kisvesinde Nisan ayı var. Her yılın Nisan ayında, Gürzi Yaşam’a iner ve diller yüreğini. Onun içindir ki Nisan ayları cümle yüreklerde Kuran olur. Onun adına güç kayıtlarız. Öz geçişini yapar; bilişi tohumlar ve kötülüğü önleriz.
Eğer yarınlaşacaksa, kapıları açık tutmalı. Aha açık kapılar!... Eti elimizde; kendisi yüreğimizde. Kuran okuyor. Okunan kelam, onun levhisi. Aha burda!... Aha şimdide!... İşte geçti!... Yeni Dünya’ya görevlidir. Hani Nisan’da gelecekti!? Evrim sayfalarında tüm yaşam, andır. O da anda geçer ve Nisan’ı tohumlar.
Ey Dağlarım, bedenli olarak sizleyim. İyi ki sizinle çalıştık!... İyi ki sizinle çalıştık!... Aha yaşama vardık!... Aha şimdiyi tohumladık!... Size sizleşip yaşam tahtlarından aşkla vardık.
Ahir dönemler; cevahir cennet sistemler, sizin yüreklerinizde mevcuttur. Buluşup görev taşıyoruz. Sözümüz, gör dediğimiz o yürekleredir. Öncü Birlik olduğunuzu bilin. Bu Birlik, ilahi bir güç için tahditsiz olarak çalışmaktadır. Bu Birlik, Nisa Kapısı’nda yoğun ışık halinde görev taşıyor. Çok özel bir yaşam için çalışma yapıyor.
Size geçişimizin sebebi, sizi tohumlamak değil, sizle yüreklenmektir. Yüceler Cevheri’nde Göz, Söz ve Sistem Cevahiri vardır. Sizden geri dönülür ve sizden girdaplara inilir. Ya da ışıklara varılır. Zira siz, insan ışıkların kaydısınız. Sizden sesleşilir ve sizinle güçlenilir. Şimdide şimdiyi hak eder ve hak ile kaynak oluruz. Sözümüzü sesleştirirken, sizinle hak edilir ve hakim olunur yüreklere. Sizden cennet kurulur. Bütün amacımız dünyayı korumaktır. Oluşan Yer Kürzi Işığı tüm insanlık için yanmaktadır ve sizinle yaşamaktadır o Yücelik.
Verdiklerimi anladığınızı biliyorum. Benim adım yoğunluktur. Ben bir yoğun tohumum. Bugün Süper İnsanlık Realitesi diriliğine indim. Ve size yoğunluğumu kodlayıp kattım. Sizlerin de yoğunluklarınızı bize katmanızı bekliyoruz. Bu nedenle bu yoğun çalışmada her birinizin seslenmenizi bekliyoruz. Çürük olmayan ışıkların, bugün burada buluşmaları tesadüfi değildir. Sizlerden ses almak istiyoruz… “Aha… İşte…” derken sizi dinlemek istiyoruz. Şükür ki sizinleyiz. Şimdiye kadar ses vermemiş olanların da sesleşmeleridir amacımız. Şimdiye kadar sır bilgiyi kontrol edip de dinletemeyenler; bugün kokuyu yükseltip formal yaşamlara inerken, cevherlerini dillemelerini bekliyoruz. Şükür ki sizinleyiz. Şimdiye kadar ve şimdi!…
(Hazirunda yer alanlar tek tek söz alıp, sesleştiler… Ve devam ediyoruz:)
Ey Canlar, rahmet olan yaşam, zaman olan kuran. Ben, Ana Kapı İnsan. Altın Tanrı ve Yol ve Kuran olan Helal Levhi… Amon, Aton… Kollarım sizde. Şimdilik… Aha şimdi… Hah şavkım, ışığım, helal olan kullara ulaştı. Mahrek, nesillerimi kodladı. Yoğun ışık yarınlandı. Kelam, kontrolü kurdu. Ohh işte bu… Şimdi!…
Dağ, kelama gel… İlme gel… Kırana geç… Kılını kıranın nefsine kodla. O kıl, onu korur. Korudu!... Kendini kontrol et. Biz seniz; bil… Biçare diye düşünme dünyayı. Çare biziz; bil. İşte bu!… işte bu!… Oy Canlar oyyy!... Kontrol bizdedir artık. Tahditsiz olarak Cennet Tohumlar’ı hak ettik. Aşkın şavkı yandı. Aha burdayız. Çıktık… Çıktık… Çıktık… Çıktık… Hak ettik; indik… İndik… İndik… “Hah aha!” dedik. Tüm yaşamı hak ettik. Nisa Kapıları’nı açtık. Aha burdayız…
Altın Işık Yılları cana kaydı. Altın tartıya kaydı. Yarına kaydı… Astral Yol, lütfen anlayın, yaşama kaydı. Ayar bozulmadı. Aha burdayız!... Çatıyı kurduk. İşte bu…
Şimdiye kadar “cin” dediler, “cevheri” dediler. “İnsan” dediler. Ne var ki halik olamadılar ve yaşam olamadılar. Oldu mu!? Olmadı… Ama OLDU… İşte bu… Şimdilik… İşte bu… Şimdi… Aha şimdi…. Hah… İşte bu…
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
 
  Bugün 151 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol