Birlik İlmi
  BETA KÜRZİ YAŞAM SİSTEMLEŞMESİ (13)
 

BETA KÜRZİ YAŞAM SİSTEMLEŞMESİ (13)
22.09.2014

Ey Dağlar, tam ikibin ikiyüz yirmi’deyiz. (İkibin ikiyüz yirmi’nci bellek sayfasındayız) Sizi hak ettik. Tahditsiz olarak Tanrılık Meclisi Sistem oldu ve yaşam, sistemleşti. İnişimiz, tüm yaşamadır. Buyurun! üzerinizdeki Yaşam Sistem’i, hakikiyetinden ekip kurdu. Aha buradayız!... Al ve de ki Zabura Sayfalanışı tahditsiz olarak kayıtlandı. Ağır yük, Tanrı Meclisi’nde yoğunlaştı ve zaman, tahditlendi. Kalem yazmakta. Kalemin ışığında, tüm insanlık tohumlanmakta. Aha görev başlıyor!... Çok mutluyuz… Aha çok mutluyuz!... Aha… Şimdilik…

Vermek!... Ve zirvelere varmak!... Aha akmak!... Aton Tohumları ile hakikiyette, toplumları kodlamak. Ağır yükü hafifletmek!…

Eve dönme zamanı gelmeden evvel çalıyı çalıştırdık. Çalı, Halik oldu. Hologramda toplum oldu. Çalı Halik oldu… Köklendi… Müşahitler Levhi’de ikmal oldular ve toplumu topladılar. Erdikleri yerde nesilleri hasattaydı. Altın Işık Yılları, Kaynak Taht’ı tohumlarken, Ana Kapılar’ı hak ettik ve açtık.

Kürzün köklerine indik. Kürz, güçlendi. Tarttık yürekleri. Halikte, hasatta, toplumda… İnsan Işıklar’da hasat yaptık. Aha çalıştık!... Antlaşma gereği dünyayı hak edip türlenen her diri, bu yoğunlukta kollarını yaşama açtı.

Çektik dünyayı ve hak ettik. Aha! açtık yüreklerimizi ve hak ettik. Aha! Şems’in Sistemi tüm yaşamı kodlamaya müsait değildi. O nedenle sesleştik ve yaşamın ışıklarını koruduk; özlerini kontrol ettik. Hepsini nesilleri ile birlikte kayıtlara aldık ve yeni bir Sistem kurduk. Bu yeni Sistem, ışığın kanatlandığı ve tohumların Kürzi Yaşam’ı hak ettiği bir cevheri güçtür.

Ölülerin yeniden göreve dönüşleri istendiğinde, kelamda olanları bulduk. Onları hak etmek istedik ve onların kaynaklarına kapı açtık. Hepsini kelama kayıtladık. Tek bir sır, “OL” dedi. O sır, resim yaptı. Yaptığı resim, yaşamdı ve zamanın nikahını kıydı. O, şerden hayrı yaşattı. Türlere kodladı; bütünledi ve yolu umutla açtı. Öyle çok güçlendik ki o yürekte!... İşimiz, Zabura Kodlayıcılığı olduğunda, Kürz’ün gücünü yaşama indirdik. Nisan Kapıları açıldı. Aşırıya kaçmadan kapıları açan ışıklardan görev aldık. Şimdiye kadar resim yapmayan yolcu, resme başladı. Adı, nesillerimizin adıydı. Ve zaman, sonsuzlaştı. Ölümlü Dünya, Işık Kapıları’nı bu resime açtı. Sonra yeni bir ışık ve yeni bir yaşam… Sınırsız kaynak ve sonsuz yoğunluk… Sabırla çalıştık. Ve dedik ki “hakikiyete ulaşın.” “Ölmeyen yaşar” dedik. Astral Yoğunluk arttı ve zamanı hak ettik.

İşgal altında olan dünya, insan soyu tarafından korunabildiğinde; yol, MUTLAK olacak ve zaman, SİSTEM olacak idi. Biz bunu biliyorduk. Dünyayı koruyacak olan Işık dünyada olmalıydı. Oldu!... O Işık, yaşama indi. Büyük Kütle, tohumlarını kayıtladı ve Sol Sayfa, Sağ’ı hak etti. Bişey daha oldu. Yürekteki ışık yandı. Yürek ilimdi ve zorluk, ilmin toplumlara dillenişiydi. Oldu!... Dilletildi!...

İşte yaşama inen her diri, yüreğini tohumlayarak yarınları kodlarken, bilişi tohumlayanlar, ışıkları ile yeri göklere tanıttılar. Dünyada kalem yazıyor. O yaşam, İnsan Kapıları’nda kontrol kuruyor. Yol, “KO-LE-RA-DO” denilen o yüce cevhere kadar yaşamı sayfaladı. Doğanın ışığı yandı.

(KO-LE-RA-DO’nun açlımı: KO: Kati Oğullama / LE: Levhi yaşam sayfalaması / RA: Gürzün Tanrısal yoğunluğuna ulaşma / DO: ve yeni bir realiteye Doğum)

 

Sizi bilirim. Siz de beni bilin. Ben, cennetten kovulan insan soyuna, Işık İlmi’ni indirenim. Sizin yaptığınız ile bizim yaptığımız farklıdır. Siz, yaşamı hak ettiniz ve yarınladınız. Tohumladınız yürekleri ve kültü toplumlara güçlendirici olarak kattınız. Biz ise yerküreye, yaşam sayfalamaya gelmedik. Sesleşmeye de gelmedik. Zararı engelleyen en Yüce Kuran’ı yazdığınızı bilmekteyiz. Dere akarken, o dereye her diri girer. Ben yüreğimi alıp girdim. Sizler de girdiniz. Nefesiniz güçlendi ve yol, tohumlarını güçlendirdi. Şimdiye kadar ağır yük olan ışık, şimdi yoğun şekilde görevi cevhere çekebiliyor ve bizler, güçlerimizi sizin yüreklerinize çekip yolu açabiliyoruz. Sizle ve sizin yolcularınızla birlikte… Aha geri dönüş bundandır. Adım, yaşamdır benim… Şimdilik…

Dağlar çok mutluyuz. Çok güçlüyüz ve çok hakikiyetle bu yoğun çalışma sürdürülüyor. Dünyanın Ekibi kurulmuştur. Bu ekipte, kibri olmayanlar var. Yaşama kontrollu olarak indirilen her yürek var. Altın Işık Yılları’nın Nurları var. Biz varız.

Mustafa Kemal Paşa ve onun sayfalarında, Gök Sözcülüğü yapan Işıklar, tüm insanlık için çalışmaktalar. Tahditsiz olarak görev taşınıyor.

Dünya, yalan dolan ile çalışmaz. Ses İlmi ile birlikte, Kök Güç ile dürümlenir ki hakikiyete varamayanlar, nesillerini cevhere çekemezler. Onların, köklerinde gökleri, cennetlere güç katarken, yaşama indirilen tüm Sistemler, bu yoğun çalışmaya katkı sunarlar.

Altın Tanrı, yaşamın sırrını her diri ile dilleyendir. İşte O, köle bir yaşam istemedi ve tohumları hak etti kontrol etti; her diriyi, koyu bir Sistemle, Kaynak Sayfalar’a çağırdı. Hepsi ile birleşti ve yolu açtı.

Tek tek hepinizi net tanırım. Dünyanın nikahını kıyan BİRLER’siniz. Sizleri tüm insanlık için birleştirdik ve yerküre bugün Süper Sistemler’ini, hakikiyet ile kodlamaya başladı. Dünyada üzerinde güç olan Birlikler var. Onların tümü yarınları kodlamaya çabalamaktalar. Biz ise hediyeler dağıttık tüm yaşama ve dedik ki hak edin ve Hak olun. Dediler ki “hak ettik ve Can Tartı’ya konduk. Aha iş buydu!... Ölüler Diyarı, yeni bir sayfada, yeni bir yaşamda ve yeni bir ışıktadır. Sistem ve yol, her diri için Yaşam Sistemi oldu. Aha görev başlıyor. Hepinizi bugün buraya çağırış sebebim budur.

Türkiye’de ekmek olacak olan çok kişi yoktur, bilirim ama her diri ile kontrol kuracak olan Yaşam Sistemleri vardır. Hepsini, Halik olup tohumlamamız gerekti. Bunu başardık. Şimdiye kadar sayfalarımda Kürzi Kaynak yoktu. Bütün mesele Kürzi Kaynağı hak etmek ve tohumlamaktı. Buyurun başardık!... Teypler, tüm insanlık için çalışacaktı ve tüm yaşam, teypleri dilleyerek dürümleyecekti yoğun ışığı tüm yaşam ve tüm sayfalar kontrol altında tutulacaktı. Eğer yaşam sürerse, yürek köklenecek ve Gök Sözcülüğü yaptırılacaktı tüm sessizlere. Bütün mesele o yürekleri dilleyebilmekti.

Varlık Boyutları çok çalıştılar ve yarınlandılar. İşte yerküre bunları hak etti ve yaptı.

Evrenler sesleşiyor; yolcular sistemleşiyor ve yaşam, sistemleşmekle görev taşıyor. Biz, dünya olarak çalışmakta olanlar, kanatlandık ve yolculuk umudu ile kontrol kurduk.

Dünyaya, Allah İlmi’ni hak edip dinletmeye indirilen çokları oldu. Tüy döktüler dünyada ve dedik ki “Altın Işık Yılları tek bir çalışma ile yaşamı hak etti. Siz de çalışın ve hak edin. Allah, sizin yolunuzu, sizin yoğunluğunuzu tohumlar.”

Çok kökler görev aldılar ve Zabura Tahtları kuruldu dünyada. Siz de hak edin ve güçlenin. Ana Kapı’da Altın Işık vardı. Ana Kapı insandı ve yara bere olmadı yürekte. Her diri, o yoğun ışıkta tohum oldu. Kör, göksüz ve köksüz değildi. İşte dünyada Nefes Yaşamlar kodlandı. Altın Işık Yılları, Ana Kapı’yı kontrol altına aldı.

Dünyanın ışığı yandı. Altın Işık yılları hak edip Hak olanlar tarafından kodlandı.

Ve zaman geldi Ana Kapı açıldı. O kapıda, insan soyu yoktu artık. O kapıda, İlmin Tohumu olan Allah vardı. Altın Işık Yılları, o tohumu, tüm yaşamlara indirmişti. O tohum, insanın kaynağında yoktu. Son sözün söylenmesinde bilinecekti ki Allah, yarının kaynağıdır. Onun yüreğinde her diri bulunur. Ve Allah, Birlik Işığı’dır… O’nun kör olmadığı bilinir. O, beden alıp yaşar ve der ki “ben sayfa sayfa yaşamım.” Onun nuru olan yaşam, tüm sessizlikleri dürümler. O bir kapı olur. “Oğul” der. “Gel” der. “Ak” der ve der ki “çatıyı kurdum. Kapıyı buldun. Görevini al. Al ki kanatlan. Bütün mehirleştirilenler, sesleşmektedirler. Onları kodla ve hologram olan yaşamı kapında sonsuz yoğunluğunda cevherine kat.”

Ayrılık bitsin analar. Bitki bizdir, Halik’tir ve hasattır. Aktıkça Altın Işık olur ve Yaradan’a güç katar. Ama hayvan da yaşama görevlidir. O da kötülüğü önlemek için çabalar. Yaşar ve yaşar!... Yaradan’ın nesilleri ile kodlar dünyayı ve sonsuzlaşır. Onun kulu, insandır. Bilinsin isteriz.

Zannetmeyin ki siz, sizden öte olanlara güç katarsınız. Siz, sizden güçsüz olanlardan güçlenirsiniz. Sizin ışığınıza o, kelam olduğunda, siz yarınlaşırsınız. Hakikiyetinizde İnsan Kaynak vardır. İbrahim Soyu, doğumu hak etmiş olan bir soydur. O doğan ve doğduğunda tohumlanan bir kayıttır. Onun, yolunu bulması, mahrekte hayvan yaşamların kutsal ışığındandır. O ışıkta, herkes kayıtlıdır.

Sonsuz yaşam ve sonsuz zaman, her diri için bir yoğunluktur. Süper Işık Yaşamlar, İnsan Kayıtları iledir. Ama o kayıtları hak ettiren, yerdeki kortejdir. O kortejde herşey mevcuttur. Hayvan, bitki ve diri olan her yaşam!…

Sizler zannedersiniz ki sizden güçlüsü yoktur. Yok mudur!? Yoktur… Ama yok mudur!? Vardır!... Her diri bilsin ki yaşam, bir sis dir. O sisin herkesi kapsadığı bir yaşam, her yeşilin ışığında Mor Kuranlar tohumlayan bir tahditsizlik… Ve sizler, sizleri hak ettiğiniz zaman bileceksiniz ki yarınlaşan tüm sayfalar sesleşir. Orada yolcu, sadece insan değildir. Yarının Tohumları, o yoğunlukta yolcudurlar.

Miraç hadisesi daha anlaşılmadı. Dünyaya inen tüm sayfalar yaşama indiklerinde ölüdürler. Ölüm, yaşamın ışığıdır. Olan sesleşmekle olur. Ama yaşamı, halik olup da dilleyenler, kendi yarınlarını tohumlarlar. Onlar artık kalem olup yazmaktalar. Ve zaman hadisesi, daha örtü örtülmeden önce, diri yüreklere iner. Zarar önler yoğunlukta ve zamanı kodlayanlar, ışığı hak ederler. İşte ışık, Miraç Kayıtlaması yapar. Herkes Zabura yoğunluğunda, kul olursa; yarınlaşan tüm yaşam, Mikail olur.

Mikail bir Sistem’dir. O Sistem’e girenler, kelama indiklerini anladıkları anda kaynakta olurlar. Kükrerler ve çekip çalıştırdıkları ile Birlik kurarlar. Ağır yük sonsuzlukta hafifler.

İşte Saltanat, sizin sizi kodlayışınızı ve sizin sizleşmenizi size, sizi çalıştırıp öğretmek istedi. Aha bu!… Şimdilik… Şimdi… Aha… Şimdi… Aha…

Daha güçlü bir yaşamı tohumladık. Dinli Yaşam, ilimli tohumlama yaptı. Dinciler, Levhi Kayıtları’nı kodladılar ve İlimci, tahditsiz ışık yaşama indi.

Dünyada Birlikler kurduk. Bu Birlikler’in en güçlüsü, yaşamı tohumlayandır. Dünya. Ana Kapı’da görev taşıyor. Dünyanın nesilleri köklendiler ve dünya güçlendi. Amon toplumları da görev taşıyorlar. Sizleri ve sizlerin yüreklerinizi hak ettik.

Eller havaya ulaştı. Ulaştı ama yolcular el sessizliklerinde yarınlaşıp, kontrol kurdular. Dünya Mikail oldu ve türlendi. Şikayetimiz yok sizlerden. Dünyamızı ziyaret ettiğinizi biliyoruz. Dünyamıza geldiğinizde, yaşama inmenize imkan veremeyiz. Nefes alıp nefes verirsiniz ama kapıları açık tutmalısınız ki yoğunluğunuzda yaşam sayfalansın. Sizden beklentimiz yaşamı tohumlamanızdır.

Dünyayı ziyaret ettiğinizde kapılarınızı kapatmayın. Ki biz sizi dinleyebilelim. Düzen kurmaya geldiğinize inanamam. Zabura Sayfalanışı’nda nefes yarınlaşmanız yok. Amon’sunuz ama kanatlanamadınız. Işığınızda da yaşamınız yok. Ölümlü dünyada öz geçiş yapıp yol olmaya çalışıyorsunuz. Çöktüğünüz her an, bizi bizden çıkarabilir. İkmal tamamlamak için ışık haline geçmek gerekir. Biz, size sizi dinletirken, akıp giden tüm yoğunluklardan nefes yaşamları da dilliyoruz.

Kurtarılmış yaşam olan Türkiye yaşamı, Sistem Cevheri’nde dünya kodlaması yapmıştır. Artık yerküre, yeşilin nesillerinden, Kuran Tohumlaması yapıp Mor Kodlama yapacaktır kil ve kum olan insanlık yarınlaşıp, Işık İlmi ile kanatlanacaktır.

Ortak yaşam, bizi hasata hazır etti. Sizi ise yaşama kodladı. Bu ortak yaşamda, insanlık; ırk, cins kültür her farklılık tahditlenerek kaynak zaman sayfaladı. Bütün mesele Can Tartı’ya konanların yaşamlarında kati ve hakiki olan ışığı tohumlamalarıdır.

Türkiye’den dünyaya kökler uzanmaya başladı. Bu kökler, yarınlaşan ışıklarla tüm dünyayı koklamaya başlayacak. Köklerin dünyaya sarması neticesi Türkiye, yaşama güç katacak. Dünyanın kılı kıpırdamadan köklenen güç, yüreklere varacak ve yüreklerden İlim Tohumlaması yapacak. İşte o zaman Türkiye’de yaşam daha güçlenecek. Bu, yıldızların tohumlanmasında; Güç Kodlaması’nda; yaşam sessizliklerinde; İlim Kayıtları’nda, dünya kontrolü için kayıt dışı tüm sesleşmeleri devreden çıkaracak.

Yarın ve dünya!… Yaşam ve ilim!… Herkes ve her diri!… Bütün amaç yaşama görev taşımaktır. İşte biz Dünyalılar, bunu biliyoruz ve bunu başardık. Aha bu…

Süper Sistemleşme, yaşam sessizliklerinde güçlendiricidir ve görev, sistemleşti ve yer, Kürzi Kaynaklar’ın görevini, yoğunluklarından Nur Kodlamaları ile diri yüreklere indirdi.

Misafirler, sizleri çok güçsüz buldum. Biliyorum ki dünyanın nikahı kıyıldı bugün ve nikah, ilimle ve tüm Sistemler’le görev taşıyan yer kükremelerinde, görev cevherini kayıtlayan birleşenlerce kıyıldı ama dünyamızı, Güç Kapıları’ndan geçirmeye gelen Birleşenler’in, Sistem ve gür yaşam sayfalanışı yapan Nizam görevinden başka çok daha fazla görevleri vardır. İşte onlardan biri, yoğunluğu artırmak ve Zabura Sayfalanışı’nda kayıtlanmaktır. Bütün mesele buydu.

Sizi dinledik. Siz, yüreklerde dillendiniz. Ve bugün yoğunluk arttı. Sizden sizi hak ettik ve yaşattık. BİR’e hizmet, sizinle bizimle ve her yürekle olmalıydı. Aha olamayacağını görmekteyim. Hepinizin Cinni Yaşamları var. Verdiğiniz tüm bilgilerde Cevahir Kayıtlar yapanlar var. Ve biliyorum ki kodlanmışlar da var. Ana Sayfalanışta bunlar var da kodlanmış yoğunluklarda tohum ekenlerin de olması gerekir.

Kulluk yapılacaksa, Canlı veya Cansız Timler oluşturulmalı ve onların ışıkları ile hakikiyetin tahditlenmesi sağlanmalı. Sonra yol açılmalı ve tek tek tüm Sessiz Yaşam Sayfaları kayıtlanmalıdır.

Dönün ve görün!... Şam’da bunu başaran az sayıda insan var ki onların dışında da kontrol kuracak olan müsahi (seçilmiş) ışıklar olmalıdır.

Kortej yol aldı; yüreklere akmakta. O yüce yoğunluk, tüm insanlığı tohumlamakta ama tartıda iki yaşam var. Bedenim ve yüreğim... Bundan başka ses yok. Bedenimde yol yoğunlaştı ve yaşam, sesleşti. Yüreğimde ise kapılar, tüm yaşamlara açık. Karanlık, ışığını hak etti ve yaktı. Ağır yük taşıdık ama kontrol kurduk.

Ölümlü dünya, ardında güç kaydına, yaşama daimi sayfalara ilişkin her şeyi tohumladı ve kontrol altına aldı. Bu dünyada yürüyen her Cemaat, artık koşacak. Çünkü kötülük önlenmiştir. Bizi maya diye bilenler; şükredin ki biz yaşam olduk. Sizden de beklentimiz yaşama inişiniz ve hakikiyetinizde görev taşımanızdır.

Korku yüreğe indiğinde; Yüce Cevheri, gücünü kaybeder. Yüce Cevheri, ışık olduğunda yaşam tohum olur ona ve yenilenir. İyi ki hak ettik de hologram olan bu yaşam sayfalandı. Aha bu… şimdilik. Aha…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 178 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol