Birlik İlmi
  DÖRT GÖK SÖZÜ SÖZLEŞMESİ VE DÖRT KÖK IRK
 

DÖRT GÖKSÖZÜ SÖZLEŞMESİ VE DÖRT KÖK IRK:

500 bin yıl önce doruklardan Birlikler indi dünyaya. Bu Birlikler, dünya evrimi ile dünyanın erdiği Güç Kapıları’nın açılışı neticesi dünyaya gelmiş değillerdi. Onlar, tüm insanlık için; tüm insanlığın yer ve gök yaşamları için gerekli görüldüğünden dünyadaydılar. 4 farklı ırk olarak gelmişlerdi. Öncelikle bilmeniz gerekir ki dünya yaşamı, bu Dört Kök Irk’la başlamadı. Daha önceleri de dünyada yaşam sayfalayanlar vardı ama onlar, tohumlarını dünyaya ekmeden, dünyadan geçip gitmekteydiler. Onların Birlik Toplumları halinde çalışma yapmalarına imkan yoktu zira Koran Zamanları’nda, ocak imkanı yoktu. 
Dört Kök Irk ile bir antlaşma yapmıştık. O anlaşmalarda, dünyaya tohumlama yapılması; Ses Yaşamlar gerçekleştirilmesi ve zaman yaratımı vardı. Yine anlaşmaya göre; herbirinin toplumları bir tek ışık halinde görev almaya ineceklerdi. Temiz bir yaşam için kontrol edici olacaklardı. Yeni bir Sistem kuracaklar ve zamanın etkisini artıracaklardı. Bugün dünyada Nefes Zamanlar’ı kodlayan bu Dört Kök, bir tek yarın için kontrol edici bir çalışma yapmaktadırlar. 

Dünyayı koruyacak olan Birlik Tahtı’ydı. Bu tahtı hak edenler, Gök Sözcüleri olacaklardı. Dünyanın eski yaşam sayfaları kodlanacak, bu yaşamları yarınlayacak görev sayfalanışı gerçekleşecekti. 

Tüm insanlık bu çalışmada koklanacak ve kodlanacaktı. 

Her bir sır. aşikar olacak ve her dürümde sır bilenler, koruyacakları ile birlik olacaklardı.

Temizlik yapılacaktı dünya üzerinde. 

Mesele insan soyu olacaktı. Ve insan soyu, Kulluk İlmi ile tohum ekecekti.

Yere inenlerin tümü, Birlik kuracaklar ve onların kurdukları Birlikler, tek tek yarınlaşıp ışık olduktan sonra daimi tohumlamayı sağlamak üzere tümü bir tek Birlik olacaklardı.

Yüreklerin kodlanmasına geçildiğinde, tüm insanlık için yarınlık kodlanmış ve yaşam sonsuzlaşmış olacaktı.

Temiz yaşam kodlamaları, tamamen bitirildiğinde; yasalar kapsamında, yanıp tutuştuklarımız, bizden biz olup korunacaktı. 

Aslan Kapısı’na gelip o kapıdan ışık çekip geçenler; yere görevli olacaklardı. Bütün mesele o görevlileri tesbit etmekti. 

Beden; unu eleyip eleğini asıp dünyadan göçenlerin; Işık Toplum’a bırakacaklarıdır. Ki o beden, bellek alan sayfalanışları ile tüm yarınlarda tohum olan bedendir. Bir “Zaman Toplumu” beden ile kontrol edildiğinde; o toplum, tahditsiz olur ve yaşar. Onun yaşamı, tüm yarınlarda sürer. Ki o hologram yaşamların umman toplumları, Öz Kaynaklar’ın nuru olur yaşar. İşte bütün mesele türlenen tüm yarınlarını tohumlayan Birlikler’in, cevhere inip yarınlaşmalarıdır. 

Diri ve ölü, yeni bir sayfaya geçildiğinde tek bir Sultanlık’tır. Öldü ama yok edilmedi. Yaşıyor. Onun yaşamı beden sayfalarının dışıdır ama yaşıyor… Önce sırdı bu ama artık bilinir ki yaşam, ölümden sonra da sürmektedir. Bedeni terk edersiniz ama terk edilen beden tüm insanlık için ışık halinde Düzen Kodu olarak dünyaya indirilmiş bir rahmettir. O beden ölmüş olsa dahi; daha ötelere umman yaşam sayfalamış olmasından dolayı yarınlaşır ve yenileşir. Yenileşmesi, kelam olan ışığında olur. Onun nuru olan ışık, İlmin Toplumu’dur. Zira o bedende tüm yaşam sayfaları mevcuttur. 

Yer ve gök insana Kuran (Kuran: İlmin Kaydı) olur ve o beden yeni bir resim olur. İşte öncelikle bedenlerimizi dünyaya çekerken, yerde ve gökte kodlananan Nefes Zamanlar’ı hak etmiş olarak çektik. Ve Sistem olup indik. İmar Partikülleri halinde görev taşımaktayız. Herşeyi imar etmekteyiz.

Yalınızca insan ırklar, Işık Toplumlar halinde çalışırlar. İşte İnsan Irklar, Işık Kaynaklar haline geldiklerinde, tüm yaşam yarınlaşır. 

Sizi kucaklıyoruz…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 83 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol