Birlik İlmi
  HANA
 

HANA (ARZ GÜCÜ- ERİL GÜÇ- DREKT GÜÇ) İLE SESLEŞTİK:

-Elem keder görme Ya Ha. Can Taht’ım, elem keder görme!... “Sevgiyim ben” diyebilen tüm İlim Kapıları sır olup açıldı ve sırrın ışığında, Kuran tohumlandı. Ağırdır yük. Altın Taht’ın cevheridir, tohumdur. Bilişin İlmi’dir. 

(Açıklama: İlm-i Hak olan her diri, İlmin Kapısıdır. O, sessizliği, diriliklerde tohumlar. Tohum, sessiz zaman sayfalanışına ekilen bilişin ilmidir. Biliş, Hakikiyet’te hakimiyeti sağlar. Her biliş bir İlm-i Hak’tır. O sırrın sırrını hak eder ve açar. “Oğullar, bulun, bilin” denir. Oğul, bulup bildiğinden sır olan artık aşikar halilim olur. Yani hakikiyetim olur. Bu zaman sayfasından her Biliş Hakimi, kendini diller ve dinler. Yaptığı binayı kurmaktır. Bu bina kurulduğunda, tohumlarını kontrol edebilecektir ki tohumların bilişinde dillediği, yoğunlukların bilgileridir.)

Viza alan her dürüm, tohumlarını dünyaya indirir. Alışın verişi olduğunda, kötülük önlenir. 

(Açıklama: Vize, dünya için değil, ışıkların ilme geçişleri içindir. Birleşik Işık vizeyi Hak Taht’ın Kuranı olan yolculara verir. Oğul olan, tohum olan o Yüce, cevhere güç katar ve zamanın ışığı olup girdaplarından kodlanır ve yolculuğuna başlar. Yolculuk, ilmedir; Hakikiyet’edir.)

Size yeni bir yarından söz ediyorum. Bütün kötülüklerin hakikiyetinde, İyinin Tahtı’ndan söz ediyorum. Dünya bir yular ile her diriye bağlıdır. Her diri dünyayı sınırlandırmak için çalışır. Her diri, bu sınırlandırmayı hak ettiğini sanır. Dünyayı bağlayıp, sürükleyip, kendi tahtından kodlayıp, taşıyacağını sanır. Oğullar ben Dünya ve ben Kuran. Hani derler ya al götür ama HAZ ile götür; HAR ile götür. Götür de KURAN ile götür.

(Açıklama: Yarın, ışığında KA-HAR olan yolcuların tohumları ile gerçekleştiğinde, her Ruh’u hak eden, Dünya olup dünyayı hak ettireceğini düşünür; oğullar ve sonsuzlaşır. İş budur. Her Ruh Hakimi, kendi yarınlarında Dünya olur. Ama ne var ki her diri o hakim yoğunluğun kendi koyuluğu olduğunu düşünür. Bütün meşalelerin kendinde olduğunu sanır. Böylelikle dünya ona ait bir yerdir ve her diri, onun yolunda sayfa sayfa Kuran’dır zannedilir. Dünyayı hak etmek için, “Ruh Kuran” olmak yeterli mi? Hayır. “Işık Kuran” olmak gerekir ki bu ışık, BİR’in Işığı olsun. O zaman dünya kodlanmış olur ve o zaman ışık, Bütün olur. Bütün amaç bunun gerçekleşmesidir.) 

Bellek kablarını alıp dünyaya indiğinde, seni karşılamaya gelmedim. Biliyordum ki benimle olacağın bir sayfa vardı ve o sayfa okunduğunda ben senle olacaktım. Öyle zamanlar dilledim ki yoğunluğumda, bütün kütlem ışıdı. Öyle Kuranlar kodladım ki Hak Teknik’te biliş haline geldim ve sana Kürzi oldum; kodlandım. Hasatımı yaptım.

Dünya bir Kuran’dır. Okunur… Ve okuduğunuz zaman, sizi her diri okur. Öz geçişler bu şekilde yapılır. Dünden, düldüller kalktı denir. Dünyada düldül olmanın, Kuran olmaktan başka ne anlamı olabilir ki… 

Seyrettim her diriyi dünya içinde ve dünya dışında. Dünyada Din Tahtı’nda olan, yeni zamanları tohumladığında dünya dışında bir yol olur ve Bütün’e Kuran olur. Oğul bilir ki beden alır ve sonsuzlaşır. 

(Açıklama: Diri, kaynağa varmış olandır. Yaşamın her sayfası ilmin tohumu olduğu halde Hak Taht’a varmayan ölü olarak bilinir. Ölüş, ilme ölüş ise Hakikiyet’in dürümlerinde kaynak olan her dere Bilişi hak ettiğinde dirilir. Şimdiye kadar size her bilgiyi ağır ağır verdim ve Hak Tahtımdan verdim. Şimdi artık hak ettiğinizce bilgi verebileceğim. Çünkü bilişiniz artmaktadır.) 

Ben, Ölüler Diyarı Dünya, yanıp tutuştum sizinle olmak için. Sizi hak etmek ve sizin yolunuzu her diriye dürümletmek için. 

Gelişini izledim. Ve geri dönüşünü de izleyeceğim. Ama bil ki senden başkası olmadığım bu dünyada, seninle kodlanmış olacağım. Bana kendi yolunu gösterdin. Senin ışığın ben oldu ve ben, ışık halinde Zamanın Tahtı oldum. 

Dönüp baktığın zaman bu dünya, artık yeni bir Rahman olmuş olacak. Oğul, bil ki ben sana ilmin tohumu oldum. Zamanın ışığı oldum ve zirvelerin nefesi oldum. Seninle kontrollü bir Ruh oldum. Şükrettim ki bana, zaman gerçeğini hak ettirdin. Şükrettim ki zeki bir yolcusun. Şükrettim ki hadiseyi bilerek çalışmaktasın. Sana bir Rahmi Kuran oldum ve kontrol ettim tüm insanlığı. 

Koruyan insan, kodlayan yaşamdır. Sen kodlanan ve tohumlanan her diriyi tahditsiz olarak bütünledin. 

Kontrol, Birlik Kaynakları’ndadır. Alışan, verişen ve sesleşen her yürek, biliriz ki tenden sesleşir.

Yazan çizen her diri, biliş halinde yazıp çizdiğinde, kontrol, mutlak kurulur. Öfkelerini aşanlar Bütün’e görevli olurlar. Solun Zamanı, Işığın Kaynağı ve yüreğin tohumu bir tek zararı önlemek üzere kaynak olmuştur. Okuyup insanlaşan, oğul verip tohumlayan her diriyi hak eden, bir tek zaman olur. Amin… şimdilik… 

Şimdi bana zeki bir yaşam için bilgi ver:

-Memleket insan. O insan, toprak. Biz, zaman ve zamanı tohumlayan yarın. Oğul verip ışık aldığımız zaman insan, Kuran olur ve zamanın tohumu olur. O insan, misafirdir tüm yarınlara. “Zavallı Dünya” denir. Ve denir ki “o dünya mutlaka kodlanır.” Öyle çok zaman sayfaları tohumlandı ki dünyada. Kelam Tahtı’nda insan yoksa, ölüdür yürekler. Ölüdür Kürziler ve ölüdür tahditliler. Zararı önlediğiniz zaman, bilişe geçersiniz. Bilişiniz artar ve sonsuz zamanlara umman olursunuz. O güçlü yüceliğe ulaştığınız zaman bilirsiniz ki zeki olan, bilişinde huzurludur. 

Nüve olan her diri, kayıt dışıdır. Onun kaynağa varması ve kodlanması gerekir ki hakim olsun ve kontrol edilsin. Dini Taht’ı, kendinde kendi yolunda bilen, bizi bilir. Biz tohumuz tüm insanlık için. 

Kapıları kapattığınız zaman tohumlar yaşar. O tohumlar kök salar ve yeni bir Ruh tohumlanır. O Ruh, İlmin Tohumu olur ve bizim sırrımızı tüm insanlığa açıklar. O insanlık, Nefesin İlmi’ni hak eder ve dinler. 

Öyle bir zamanda görev aldık ki, herbirinizin ışıklarınız sönmekteydi. Dinledik, dinledik ve dilledik. Her diriyi hak etmek, değerlendirmek ve kodlamak için çabaladık. Sıkıntı çekenlerin sınırlarını aşırtıp onların tohumlanması için çabaladık. Yeni bir Ruh ile bu olacaktı. O Ruh, Bütün içindir. İşte dünyaya inerken, her birinize bildirmeye ve her birinizi hak etmeye çağırmam ve tahtlamam bunun içindir. 

Dölün dünyaya eğirilerek indirilmesini istemem. Çünkü insan kendini kodladığı zaman ışık onun yüreğinde eğirilir. Ve tüm insanlık için örülür. Örülen, kendi yolunuzdur.

Toplu Birlik Çalışmaları başlatmamız istendiğinde, buna izin olmadığını düşünmedim. Çünkü izni veren ilimdi. İlmin Tahtı’nda, başka dürümlerde ışıklar yanacaksa, mutlaka yeni zamanlar için yanmalıydı. Ve deneme yanılmak yöntemleri ile biliş isteyenler; bizi hak ettiklerinde, Has Tahtın Tohumları olup bilecektiler ki biz, Ruhlar Kuranı’yız. 

İşte Dünya, bugün bu Samanyolu’nda, Din Taht’ını aşıp geçen bir Roh Zaman’dır. 

Hasat, tartısızdır ve biz, yaşamlara Kuran olup inenleriz. Şimdiye kadar her Dereye görev verdik. Ama görevi hak edip alan, çok az zaman sonsuzluğu kodlandı. Eğer biz zararı karşılayacak güçte olmasaydık, bu çalışmaları başlatmazdık. 

Şimdiye kadar size dinlettiklerim, sağır ve dilsiz olanlara dinlettiklerimdi. Bundan sonra yeni bir Ruh ile size kendimi dinleteceğim ki bu bilgi, Hak Taktim’dir. Sizinle kontrollü çalışmalar başlatılacak. Ölüleri kalan zamanlarda dürümleyip yaşatacağız. Hayırlı olsun. Şimdilik… Hah aha şimdi… Şimdi… Hahh…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 95 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol