04 OCAK 2017 Tarihli KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSAN (2)

Canlarım, türlerin tümü bugün bizimle oldular. Herkes kendiyle kontrol kurdu. Turkuaz Kapıları’nın tümünü açtık. Yine de dünyanın ekmeğini yemek gerekir. Nesiller, dünyanın Küre Kuran olması için çabalarken Bütünün gücü olanlar, aklın kapısını açtılar ve yığınların tınıyı duyabilmeleri için çabaladılar, Kaynak Işık yaktılar.

Temel bilgi şudur ki ; dönem sonlarında ve yeni dönemin başında ergin insanlığın kontrolu ve Hakim İlmin Tohumu olmak üzere, BİLİŞ’i hak edenler, Kaynak Işıklarıyla birlikte yaşama inerler. Yaşama iniş, hepimizin yüreğiyle olur. Ve yoğun ışığın kontrollu çatışmasında hepimiz, kendi yüreğimizi hak eder; Hak Tını’yla kodlarız. Yarın; nesiller dünyanın öfkesini aşıp geçtiği günde Mutlak Kuran olup kontrol edici yoğunluklarını yere çekecektiler. Bütün bunları yapabildik ve her insanın aklından öte bir aklın Karanlığın Tınısını tohumladığı bir ruhla Mutlak Kapılar’dan gerçek Cevher’e indik.

Heş edü en la ha…Kilin kaleminden öte olan bu levh-i kayıt hepimizin yoğunluğuydu. Maya olmaya geldik ana. Hakk’a vardık ve sizin yüreğinize aha geldik! Burası kodlanmış ışığın bulunduğu bir sayfadır. Size iniş, Gerçek Kalem’le oldu. Kuran-ı Kerim’in insanlığından öte bir insanlığın, yerin kültleriyle kontrol kurduğu bir günde bu mehirle size geldik.Hikaye anlatılmayan bu mecliste, her şeyin görev olduğunu bildik, geldik. Siyahın insanlığından öte olan, siyah oğulların,siyah yaşamların Kök Gökler’in gücü olan İnsan Soyu’ndan geldik.Arzın gücüyüz biz.

Yeni dönem için müthiş bir ışık devreye giriyor. Bu ışıkla Has Tını kodlanacak. Ruhlar Meclisi olan bu meclis, bilgi kapılarının tümünde yarının nefesi olacak ve cennetin ilmiyle bütünün kültleri kontrol kuracaklar. Aslan, aklın kalemiydi. Aklın tohumu olan İnsan ise aklın yaşama indirdiği ilimdi. İşte İnsanlık boyutları bu nüfusla yaşayacak. Hücre dedikleri yaşamlar olacak. Her hücreye ilim konulacak ve denilecek ki: “Hadi insan, al bilgiyi oku!” Her hücre kendi yolunu açacak ve Yaradan, tınıyı yarattığı tohumda kontol edecek. Büyük kötülükler, bu şekilde önlenir.

Siyah ve siyah ve siyah ama siyahın ötesindeki siyah, Yaradan ve yarattığında Tanrılık yapan, yok olmayan aklın kıranı, aklın kırık karanlığı olanların gücünü arttıracak olan Tanrı. Aha bu! Yaşam budur! Müsterihiz ki bugün bu yaşamı hak ettik. Olur da bir gün, dünyanın yoğunluğu kontroldan çıkar ve bütünlüklerin Kürzi Kapıları kapatılırsa; bugünden sonraki dünyada oğullarınızı kontrol edebilecek yüreğimiz olacak. Eşya gücünün arttığı bir dünya kültü olarak görev taşınacak burada. Semin dedikleri insanın kendi yoğunluğunda olan ışık, Altın Tını’yı kontrol altında tutacak, Rahmanın Kapısı en ve boydan Kök- Gök eşitliğini sağlayacak; kodlanmış tını Ruhi Sayfalanışı “Koru beni” diyenlere kayıtlayacak.

“Kaçın dünyadan” demişlerdi dün. Kaçın, kaçın ki hak edin! Aşık olduğumuz bu planeti hak etmeden gitmek mi? Asla! Biz bu dünyayı hologramdan öteye tohumladık.Kaçmak mı? Asla! Bünyelerinizi güçlendirdik ve Bütün’e Gök Sözcülüğü’yle kalem olduk. Cennet dediğimiz bu planet, Birlik Kalemimiz oldu ve biz bu paneti hologramdan öte kodladık. Yarından daha güçlü bir yarında hırssız ve ışıklı bir gün için Hüsn-ü Kalem olanlarla çalıştık. Han’dık, Hakk’tık, Halik’tik tahtımız vardı. Yarın’dık, kulumuz Kuran olan Turkuaz Levhi’miz vardı. Aktık da geçtik. Şarkı okuduk dünya için. Aşk sislerle örtülüyken şer yaratanların şıh kalemleri, kırık tınılarıyla kalemin levhi kayıtlarını kırarken ve bizler kulu kuldan kök geçişlerle dürümlerken her merdivenin Birlik Kelamıyla Kalem olmasını sağladık.

Canlarım, bugün dürümlerimize çekilenlerin çokları, yoğunluklarıyla burada kontrol kurmaya çabalıyorlar. Sevgiyle sesleşmekten öte kelamla dürümlenmeye çalışıyorlar ki buna izin veremem. Yine bir kalem bize gelmeye çabalıyor. Onlara sözüm yok. Öyle çok çalışırız ki burada; karanlık tını Hakk’ın kıranını kıran güçlerden öte geçirip kodladığında her şey Yarınların Turkuazı’nda yenilenir. Büyük kötülükleri önledik bugün burada. Umut olur ki karılı kocalı çalışmaların ötesine varılır demişlerdi ya. Yani aile çalışmalarının ötesine…

Canlarım Alemlerin Levh-i Kapısı’yız biz. Herkes burada karılı kocalı, eşli eşsiz bir TEK’tir bunları anlayın artık! Yıldızların sırrı olan İnsan Soyu, aklın kapısını açmadan da yürüyordu. Şimdi koşmaya başladı. Hörmetle dünyayı kucakladım, hörmetle… Bu dünya Allah’ın dediğini diyebilenlerin gözüyle görülebilen bir yer oldu. Bütün kötülükleri aşıp geçtik ve insanı anladık. İNSAN, kendini hak edene denir. Yine bütün kötülükleri aşıp geçip resmi çatışmaları izledik. Resmi çatışmalar, Mutlak Kalemler’le olur. Ağır yükü hafiflettik ve dünyayı gözledik. Sözsüz, sessiz bir zamandan ötede aklın karışmayan ışıklarıyla Mutlak Kapıların tükenen dürümlerde dillenmesinde her şeyi dinledik. “Ben daha güçlüyüm” dediler. Bana dönüp baktıklarında ben yoktum, başkası da yoktu. Sadece “ben daha güçlüyüm” diyenleri dilledik.

Dönüp baktık ki onlar, kontroldan çıkmadan yollarını buldular. Bana sınır çizilemez, benim sırrım budur. Hiç kimse, benim yüreğime sınır çizme imkanına sahip değildir. Çorbamda insanlık yoğun ama aklın kapısını açan mutlak karanlığın ışıklarını yakanlar da var orada ki; onların adını zikretmem gereksizdir. Ama İnsanlığın İlmini kodlayanlardır ve yoğunluklarını kontrol edenlerdir onlar. Daha da ötelere vardığınız zaman bilirsiniz ki Altın Işığın gücü var orada. O güç de mutlaktır ve Toprak Toplumun Kuranı olarak kayıtlardan Kervan olup yaşamlara iner.( Devamı 2.Bölümde)