KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK (10/3)
01.03.2017
Elementer Kalem Lİ Sİ HA… Siyahın tınısını duyanlar ve yolu açanlar, bilin ki Zaman Kapıları’nın hepsi açıldı. Astral’da bütün kütleyi kodlayan yaşam, ilme vardı. Amon Toplumları, Mutlak Kalem oldular ve yolu açtılar.
En, boyu kodlar. Boy ise kalem olur; ilim olur eni dürümler. Er veya geç insan, insanlaşır, enden boya varır ve kalam olur. Kelam, Levhi’de olur ve sırrı olan yaşam, ışık olur. Ölü Diyarı olan Dünya, diriliği hak eder; bilir ve bildirir… İş budur!…
Öyle çok çalışıyoruz ki hasat için. İlmin Kalemi ile ve yol ile ama Hasatçı Cevheriler’le.
Eşya, yeniden görev isterken; eşyayı hak edenler, İnsan Sırrı’nı hak edip bilirler ve dürümlere çektiklerinde; eşya, yaşam olur.
Uzanın insana ve insanı hak edin!... Onu kontrol etmek kolay değil. İnsanlaşın… Haç Kalemi’ne inen her insan; kulu, kula kalem yapar. Oraya varın. Asıl dünyayı hak edin…
Asıl dünya, İlmin Kalemi olanın, Düzen kurarken, Kuran olanlarla birleşerek oluşturduğu dünyadır… O dünya, sizin yüreğinizdir. O dünyayı hak edin ki hakim olun…
Boru öttükten sonra. Ölü dirilir. Ölünün dirilmesi için yarınların hasat olması gerekir. Er veya geç yarınlar hasat olur… Bol bol insan!... Bol bol yaşam!… Her biri bir Levhi, hakiki insanlık…. Çorbalar!… Her çorba, insan soyu çorbası. O çorbaların tadı, ilmin tadı ve o çorbalar, Kaynak Nefesler’le kodlanmış yaşamlar…
Bilmek gerekir ki Yaradan ve yarattıran, ilimdir… Onu bildiğiniz zaman, insanlaşır ve insan soyu olur o ilim… O, İlm-i Kaynak olur… O İlmin Kalemi, nefesi insan olan olur… Orada hasat olur.
Çanın çalması ile birlikte, kontrol kurulmuştur. Çan çaldıktan sonra, Rahman olan insanlaşmıştır… Kaynak dışı hiçbir bilgi yoktur ki hakim olan, o bilgiyi hasata kodlasın. Biliniz ki kaynakta olmayanlar, yarında yokturlar…
Fasılalarla Kaynak Işıklar’ı kodlayanlar, insanlığa inerler. Bilmek istediklerini öğrenip insan soyu olurlar ve Ruhi Sistemleşme’de görev taşırlar… Dünyanın adı o zaman “Nefes” olur. İşte bu!…
Bundan sonraki süreçte, Ruhsal Nefes olun… Yaşam, yerkürenin esaretini kaldıracaktır. Artık dünya, esaret altında olmayacaktır… Tufan denilen hadise bir kez daha tekrarlanmayacaktır… Darı bilenler, bolu kodlayacaklar… Temiz zamanlar, gerçekleşecek… Esmalar, esrarlı bir yaşam için kodlama yapacaklar ve bizler, nefesler olarak Dünya olacağız…
Tanrı ilmi yarattı… İlim, Halik oldu yarınları tohumladı… İlmin Kalemi, yaşam oldu. İnsan, toprak oldu; kul oldu; nüve oldu… Mutlak oldu ama hakim olup ilimli bir Sistem kurdu… O Sistem; cennetin, cevherin ilmi ile kodlandı… Mutlak Nefesler, cennet olarak zamana indiler…
Eşyada, yeni bir devre başladı. Bu devrede; ekmek, ilim olacak ve bizler, tohumları kontrol ederek Kutsal Nefes’i her ana kayıtlayacağız.
“Cennet” dedikleri bir yürekte; bizler, misafir değil hakiki yaşam kaynakları olacağız… O yürek, insan soyunun yüce yüreğidir.
Aslı insan olan, artık yarınlara güç katacak. Aslı ilim olan o yarınlar, mutlaka yarayış ile yaşam kayıtlayacak…
Merdivenim tüm insanlığa dayanmıştır. Bu merdiveni, hak etmeyen, istemeyen kelamda olmayacak…
Uzak ve her bir yarını kodlayan, İnsanlık İlmi’ni bilen bir tek İnsan kalem var. O İnsan Kalem, her anda yaşam yazar ve Zaman Kapıları, her ana açılır. Oraya, Kaynak Işıklar iner.
Ve ziyan olanlar ve kalem olamayanlar ve yolu bulamayanlar ve ruhu olmayanlar, çorba piştiğinde o çorbada, Tinsel Cevheri olamayacak olanlar olarak, kalemden uzak tutulurlar.
Hasat tamamdır… Aha! hasat tamamdır… Bundan sonra daha güçlü yaşamların hasatı olacak ama hep olmalı da!...
Seyir halinde olduğunuz, tükenen Erci Yaşamlar’ın kaynaklarından sistemleşen her insanı, kodlayarak göreve alıyoruz… Uzak ve yakın her anı kodlayarak güçlendiriyoruz… Yürüyenleri, tohumlayıp kodluyoruz… Ocaklarını, yarınlara kayıtlıyoruz…. Onları tohumluyoruz ve yine tohumluyoruz ve yine ve yine!… Hep tohumluyoruz ki yolculuk sürsün diye…
Bereket ki yol, Allah Yolu’dur. Bereket ki yol, İnsan Yolu’dur. Yol, İlim Yolu’dur ki hakim olduk…. Yoğun ışık arttı.
(Devreye giren söz aldı:)
Uzun zamandan beri seviyenizi anlamaya çalışırken, siyahtan ışık çektiğinizi zannetmiştik… Şimdi görüyoruz ki simsiyah olmuşsunuz, ışığın tohumlanışını sağlıyorsunuz… Bu da bizim, bizi bizde dilleyemeyişimizle ilgili bir hatamızmış. Şimdiden sonra dar boğazdan geçen Birlikler, Tarıklar’ı dinlemeye başladıklarında; bizler de darın, bolu tohumladığını anlatacağız.
Devre devre görev taşıyorduk. Yine görev taşıyacağız ama bu kez, insan olup bu görevi taşıyacağız. Zarar görmeden; tam iki milyar tınıyı tohumlayarak cevhere güç katacağız.
Sel, sistemliydi. Seli önledik. Şimdilik!…
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ
