Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 10, 5 AKIŞ
 

1.MART.2017 TARİHLİ KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 10

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ - 5 AKIŞ

Temiz bir yaşam için bu çalışmayı sürdürürken, düzenin kurucuları burada, bugün.

Hicaz diriliğinden görev isteyenler ya da mecnun olup, yaşama kelam etmeye inenler… Afrika’nın görevlileri bugün burada… Asya, Avrupa, Amerika ve tüm kaynaklar, hepsi burada.

Nesillerimizi dünyaya indirmemiz zor değildir, canlar ama yoğunluğu tohumlamamız, sorumluluktur.

Devinimi artırmak için çok güçlenmeliyiz ve bilişi kodlamalıyız. Arza inerken, aklın KAHA olan, Şıhlarını da getirmeliyiz. Hepinizin gözünde, sözünde ve yüreğinde, insanlık olmalıdır.

“Beni dağdan taştan kaynağa indirmişler ve ben dünyayı, hak etmişim,” bunu dediler…

Canlarım, ben Tanrıyım. Bilgi kapısı olan, Tarıkların ilmini dilleyen Tanrı... Azıp güçsüz kalanlara gözüm, sözüm özüm der ki “insan ol.. Aha bu.”…”İnsanlık kelamla olur.. Aha bu!”… İnsan ol, yaşa.. Aha bu!

“Benim cennetten kovduklarım, benimle olacak” dediler... Dağlarım, koruyan kovmayandır, anlayın. Hiçbir dünyalı bedenimde tohumlarından çıkartılmadı. Kare küre insana, akıl verdim. Aha bu!

Bellek kapılarını açtım, yaşam verdim.. Aha bu!.. Ağır yükü hafiflettim, teyiplerini dilledim, dürümlerinde sessizliği seslendirmelerini istedim. Dalı tını, yolu ten saydılar. Aklı kaynak sayan, ışığa kalem olmaya kalktılar.

Canlarım, boru biliyorsunuz, sura üfürenin, ilmidir. O boruya, insanı koydular. Dediler ki “hadi üfle”. Altın ışığın gücünü anlatamadım hiç birisine. “Barış” dedim. “Ah” dediler. “Akıl” dedim. “Hah” dediler. “Yaşam” dedim. “Hah, saha” dediler.

Canlarım, daha ne diyeyim ki anlamsız sözler geldi hepsine, bunlar. Sanki ben sadece sesleşiyorum da bir şey seslendirmiyorum gibi…

Olgun başakları seçebilmek kolay olmadı. Yaşamı tohumlamak kolay olmadı.. Lütfedin anlayın, aklın kapısını açmak, kolay olmadı. Mutlaka ama mutlaka insanlığın bilmesi gerekir ki baştan beri dünyayı kodlayandık... Barışı tohumlayandık… Yarını kontrollü olarak kayıtlayandık... Baştan beri.

“Ezil” dediler… Ezmeyiz, ezdirtmeyiz, bilinsin. Üzerimizdeki gücü anlayamayanlar bizi başkalarının safhalarında kodlayıcı sandılar. Sandılar ki bizi bizlerden başkaları hak etti ve onların dürümlerindeyiz.

Ve dediler ki “onları koruyorlar.”.. Koruma, korunma, insanın insanlığıyladır... Hiçbir yürek bir dürümde, kelamda, kendini tohumlayanın, kontrolüne girip, korunmaz… Kendini bilen insanlığını anlar ve koruyucu, kodlayıcı olur.

Öyle dünyalarda öyle yüreklerde bulduk ki yücelikleri, Seyfullahların sistemleşmesinde hepsi ağır yüktüler. Tanrı olduklarını sandılar. Biz dünyaya, Tarık olup, Tanrılık yapanlara, kaynak olanlardık.

Çeşit çeşit dünya kurduk ama “Eş Edü En La Ha” diyenleri bulduk burada. Ben bu dağda bu taşta bunları gördüm. Eş Edü En La… Benim dışım hiçbir şey yok. Yahu ben senim zaten. Başkası yok ki.

Ben, Allah’ım....Başkası yok ki. Ben, ağır yük taşıyanım.. Başkası yok ki. Hepimiz tekiz ama o teklik, birdir… Başkalık yok ki.

Dağları, taşları deldik, yolu açtık, aklın kapısını açtık dedik ki “geçin.” Çantaları doldu. Ölüydüler, öksüzdüler, köksüzdüler, güçsüzdüler, aşkla topladık, tohumladık, kodladık, koruduk hepsini de.

“Ben dünya” dediler. “Barış” dediler. “Aha şimdi, aşk” dediler. “Keşke ekmeği, ekmeğimiz olsa” dediler. “Keşke yolu, yolumuz olsa” dediler. “Keşke kuranı, kuranlarımız olsa” dediler. Kuran’larımız..

Canlarım, Rahmanın kalemi, insandır. O her anda herkesten yazar. Biliniz ki din yoktur, insanda. İnsanlık olur. Dili diri olanın, dini yoktur. Bütünün gücü olur, o… Korur, korur, korur... Oyun yok, canlar.

İblis, beden alıp gelmek, diledi.. İblislik yapar....Derim ki “ben sen, sen ben, olalım.” Geldi. “Ben senim” dedi. “Ah” dedim. Sevgili, hoş geldin. “Benim adım, iblis” dedim.

Başka ne diyeyim ki. Öfkesi çoktu...”Oh ala,” dedim. Kontrolü yoktu, aha dedim. Yaşamı öfkeliydi. Köksüz, güçsüzdü. Özsüzdü. Esrarı ekmek olamayışıydı. “Kelama kaleme inde, gel” dedim. Kaç kere dedim. Kaç kere. Girdaplarına indi ve yolunu kaybetti, hep.

Borç mu? Borç istedi, yürekten… “Alma borç” dedim…Alma.. “Borç ödemek zordur,” dedim. “Öyle öyle ama borç isterim” dedi. Elimi tuttu dedi ki “senin, sinirli olmadığını görüyorum.”.. “Hiç kızmazsın” dedi ama “kızdıracağım” dedi. “Hadi kızdır” dedim. Tanrılık kapısını kapattım. “Sordu, nasıl kızdırırım” diye?

Dediler ki “çak yüreğe insanı, çak.” Çak da görelim onu. Çaktılar, çaktılar, çaktılar. Her insan, biliştir. Eşyadır...Şarkısında aşksızsa, kayıtsızsa İsrafil değilse itibarsızdır…. Ama kontrol dışı bilgisi oldukça koruyucuyum ona… Ben, onu ölüler diyarında da korudum.

Ey dünya, seni ben senin yüreğindeki insanı, ben kodladım. Ben durgun topraklara, tohum oldum. “Kötü iyi,” demedim. Eşyayı hak ettim. Astral boyutların gözünde, sözünde, yüceliğinde, ilim oldum.

Gerçek insanı, hak ettim, buldum. Gerçek insan, kelam edendir. Kalemde, kulluk yapandır. Gerçek insan, hasat olandır. Torbasında teni bulunandır… Beşeri kalemlerin, hepsiyle olandır. “Benim adım insan” diyendir….Gerçek olan, kelamda kalemde insanlık yapandır.

“Hangi dünyayı korudun, diye sordu?”.. Haşrı, aşkı bilen bilir ki temiz dünyaları korudum... Yahu dedi “temizmiş, o dünyalar.”.. Korumak mı gerekirmiş?.. Dince böyle dedi… Dilce dedi ki “temizlik yoksa koruyuş olmaz.”.. Ama dedim ki “ben her anda varsam, her an temizdir.” “Aha” dedi… “Temiz olan her anda tek temiz olan, tek hakim olan, tüm zamanlarda tertiptir.”

Altın ışığını gücü olarak dünyayı korurken iyi anlatalım diye çabaladık. Bugün burada altın ışığın gücüyüz, bizler. Müsterihiz ki bu dünyanın Lütfi kapısını açtık. Allah’ın dediği, Hakk’ın, hakiki insanın, dediğidir. Ama hakiki insan, tende der ama akıl, ilimdedir.

Hakiki insan tende, ilmi tohum ekerken, bütündedir. Bütünü kontrol eder, akılla eder. Sıhhatliyse eder, hakikiyse eder, yaşıyorsa eder. Ölmeden öldüyse, öksüz yetimdir her şey ama o der ki “ben öldüm.” “Her şey dirildi.”…. Öyleyse iyi ama o der ki “ben öldüm, her şey öldü.”.. Öf kötü.…Hadi gelin her şeyi dirilttiğimizi dilleyelim.

Biz dipdiriyiz… O halde her şey dipdiri. Siyahın, en siyahındaki yaşam ve yolun en yücesi olan akıl.. Sistem, Nizam ve Düzen, sarı, mor, yeşil, kırmızı, turuncu, masmavi, lacivert, hepsiyiz biz canlar, hepsi.

Kantara koydular dünyayı…”Yoo, yoo” dedik, tartmayın. Biz buradayız. “Kardeşlerim, dünya bizi tartacak” dediler. “Dünya Allah’ın tende olan, ilmidir” dedik. Tabuları yıktık ya KAHA… Dini kalem yaptık. Hasatı tohumladık. Muktedir olduk. Mutlakız, biz. Mutlak, bilinsin.

Çanta, çanta tüm insanlığı çanta, çanta taşıdık… Eş Edü En La La KAHA.. Hah!... Aha!... Şimdi!… Ve dünya, biziz.

Hizaya koyduk yaşamı, Sevgililer, hizaya koyduk. Buruş buruştu yaşam, dürümledik, dilledik, ütüledik… Düzelttik.

Hey dünya, sevgili dünya, seni biz seslendirdik. Ama işçiliktir, bu. Biz işçiyiz… Yaşama işçiyiz, biz. Biliniz… İşçilik yapıyoruz.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/206524696
 

 
  Bugün 683 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol