Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 13, 2. AKIŞ
 

22.03.2017 KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 13
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

Ben dünyaya inerken kendimden değil kelamımdan seslenmeye inmiştim. Kendim, kelamım, bir tek insanlıksa; bunun manası olmalıydı.

Vasi istemedim, “vesayet altında bir yaşam olmayacak” dedim, dinledim sorguladım; öylesi geçip, hasatı yapayım diye geldim… Benim netice olarak size gelişimin sebebi budur. Hasatı yapmaya geldim…

Kuran insan, öfkeyi aşmadan; aklın kıranını dahi, hakka vardıramaz… Ben aklın kıranını, hakka vardırmaya değil; hakkın kapısını, aklın tınısı duymaya gelmedim, öylemi!?... Yo geldim!...

Artık düşünemiyorum çünkü burada sisleştim ben… Yokum ben burada, düşünemiyorum artık… Başkası konuşsun…

Gelen bütünlüğe cevap veriyoruz…

Değerliler, sizi dinliyorum ama konuşamıyorsunuz… Neden biliyor musunuz?... Çobanın insana inişidir olan şu anda ve burada sürü yok bunu gördünüz. Çoban olup dünyayı gözleyecektiniz ve sesleşecektiniz ve geldiniz ama bilişiniz yok, yaşamınız yok… Ölüler diyarına karanlığı tahditlemeye gelmediniz, kanatlanıp uçmaya geldiniz, kulluk yapamadan ummanlara kalem olup varmak, kelam olup inmek kesin olarak hatadır!...

Şimdi, size “geç” dedim ama geçip nefese varmanız gerekliydi. Gerçek ışığı hak etmeniz ve yolu bulmanız gerekliydi. Saltanıtın gücünü dilemle niyetiniz yoğun ama savaşın sırrı şu ki; insan kervan olmadıkça, yaşam kurulların durumunu yansıtmaz. Sizler her biriniz bir kurulsunuz. Dünya ölüleri size taparlar bunu biliyorum. Dünya öz geçişini yapsın da sizlerle olsun diye beklediniz. Ama dünya artık farklıdır. Sistemin, nizamın ve düzenin gözü bizim yüreğimizde olduğu andan itibaren; artık yürümek, koşmak, uçmak bitmeden biter. Yani bu meclis her anda, her anlı kaynakta mevcuttur.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak; çanı çaldığımızdan beri yaşama indirdiklerimizin gücünü ölçümleyebiliyoruz. Öyle görevler taşıttık ki dünyaya, bunların hepsini biliyoruz. Koruma altında tuttuğumuz bu meclisi dahi yo etmek isteyenleriniz oldu. Ama anlayın ki; berden yürek indiğinde, bert kapısını açıp girmelidir yaşama. O yaşam kapısını açmadan gelenler, sınırlı çatışmaya dahil olurlar. Ve bu çatışmaları, “koru beni” diyerek yaptıkları anda; kontrolden çıkarılırlar. Çünkü burada korunan, koruyan yoktur. Burada o sorumsuzluk yoktur… Her şey, her şeyin insanlığıyla olmalıdır.

Dündeki dünya, bu günkü dünyadan çok farklıdır. İnsanlık boyutları artık kendi yüceliğini dinlemeli ve dillemeli, bilmeli, hologramı aşmalı ve yolu kelamla kaynağa kayıtlamalıdır.

“Saklı tuttuğumuz bilgi bu muymuş” sordular?... Söyleyelim… Biz insanlık kapısı hep açtık ama insanlık kapısını açtık… İnsanlık kapısı, insanların kapısıdır ama ben sürüyü gütmeye gidiyorum diyenler burayı asla dilemediler. Onlar sürü isterler ve artık dünya insanı; sürü olmayacağını sesleştirebilecek düzeye gelmiştir.

“Karnaval çalışmalar yapalım dünyada” dediklerinde, Tanrı; kapısını açtı ve seslendi… Karnaval; la si ha çatışmasının dışıdır!...

Canlarım, Turan dünyası değil artık bu dünya… Turan dünyasında düzen kurma imkanı yoktu. Tenleri tanrı olanlar, yaşamları kalem olanlardan çıkarken; yalın ve hakim olmaları gerekenler, beste güfte yaparak çatıştılar.

Öyle çok görev taşınıyor ki dünyada, hangi düzen hangi yüceyi dürümledi bunu bile anlamayanlar; borçlarını aha gelip ödetmek istemekteler.

Deli dumrul insan soyu herkesin borcunu ödedi de; kendi yüreğini hak etmeyen borçludur hala!... Dağlarım, kendi yüreğini hak etmeyen… Kelama kalem olduğunu zanneden… Yerin yaşam kapısı olduğunu hak etmeden dilleyen ve masalarını kendi yoğunluklarına kendi yoğunluklarına kodlayanlar ama o masalara karanlığın tınısıyla hak tenden geçip oturamayanlar; hala sığ kaldılar…

Bütün kötülükleri aşıp geçmenizi bekleyeceğim canlılar… Buraya kabul ettiklerim sizler, gerçek çatışmanın ne demek olduğunu gördünüz ve artık genleşip, cennet kapılarına varacağınızı düşünmeyeceksiniz; ziyanda olduğunuzu bileceksiniz ve genleşerek hasat olamayacağınızı anlayacaksınız.

Ben okur üflerim, hakka varırı diye beklemeyin… Okuduğunuz her ne ise yarınları hak ettirecek düzeyde değildir. Ben dul kalan bir insanlık için değil hakka varan bir insanlık için çalışmaktayım.

“Dul” dedim, bunu da izah edeyim… Yaşamda olmayana dul denir!... Yolu bulmayana dul denir!... Ortak kapıların tümünde kırıcı kalana dul denir… Çünkü o kendini bitiştirip, başarılı olamamıştır.

Sanal boyutların sistemleri farklıdır ama burada bu çalışmada, diriliğin diri olduğu dürümlerde bilgi budur!...

Şimdi, yeni dönem artık yeni yaşamdır ve bu dönemle ilgili yine size yazılı bilgi vereceğim.

Süper İnsanlık Realitesi

https://vimeo.com/210111134

 
  Bugün 47 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol