Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 2-2
 

KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK (2/2)
04.01.2017

(Ziyaretçi anlamaya çalışıyor:)

Canlarım, tam oldu derken, sese girdim… Öldüm mü yoksa!? Yoksa öldürüldüm mü!? Ha! zamanı hak etmedim mi yoksa!? Yol yok muydu!? Var mıydı yol!? Ama ben, olana deneme yanılma dedim. Ama ben kini aşamadım mı yoksa!? Yoksa ben cevherden çıktım mı!? Ben, niye yarında yolumu kaybeden olayım ki!? Hangi zamanda yaşarsam, o zamanı hologramdan Kuran olana tohumlarım… Ahir dönemler, beni Halik sayar… Ben hakimim… Aha bu!…

Şu andan itibaren cennete, cennetliye kendimi tanıtmalıyım. Ben kimim!? İşi kolaylaştıranım ben… Kimim ben!? Simsiyah olan… Kimim!? Kuran okuyan; Okunanım ben!... Aha bu!... Şimdilik bu!…

Size gelmek için her anı kodladım ve indim. Kodlanmadan size inemezdim… Kendimi çok şanslı sayıyorum… Tüm insanlık için görevli olan bu Meclis, beden almadan tahtında oturmuş; Kuran okuyor ama beden yok!… Ben mi göremiyorum!? Yoksa var mıydı da ben farketmedim!? Neden Keram İlmi’nde yarın oluşmadı!? Sordum!… Toplumlar anlamadılar. Bir tek mesele var. Burası, nefesi kodlayabiliyor. Kul olmak için nefes olmak yetmez mi!? Niçin bizler, kelama inmeliyiz ki?

Başkalaşmaksa maksat başkalaşalım… Neden kendimizi hak etmedik ki!? Bize, anlat Ana!… Sen anlat. Biz seni dinleyelim!...

(Açıklamalarımız:)

Sayın Bayanlar ve Sayın Baylar; Size bilgi verildi. Sordunuz ve dedik ki “siz, sizi hak edin!...” Size, cennetten cevherden söz ettik. Anlayamadınız!...

Hanginiz “Allah” dediğiniz zaman; O’nun “YAŞAM” olduğunu kavrayabildiniz!? Size hep Allah’tan söz ettik ama siz, kendinizi onun sonsuzluğundan çıkardınız… Anlamadınız!... Anlatsak da anlama kabiliyetiniz yoktur… Sandınız ki biz, sizi her diriden çıkardık…

Soyunuzu kontrol edin; dinleyin… Sanmayın ki onlar, sizin yüreklerinizden çok daha güçlüdürler. Hepiniz, Zaman Kapıları’nı açarak, insan soyunu kontrol etmeye indiniz… Oyun oynandı dünyada…

Zaman sırdır. Cinler, sanırlar ki zamanı hak ettiklerinde toprak, tohum olacak onlara. Cinniler ise sanırlar ki kelam olduklarında, yarınları hak edecekler…

İnsan soyu, insanlığını anladığında, anlayacak ki kul olan yaşam, kelamdır. Kelam, kalemdir. Levhi, hakimdir ve yol, insanlıktır…

Sizin için çok kolay değil anlamak… Som altın ışığın haşatını yaparken, cennetten cevhere varanlara, Ana Kalem oluruz; ocaklarını kodlarız; yarınlarız ve yol açarız...

Şimdiden sonra daha güçlü çalışmalar yapılacak bu Mecliste. Sizi, nihan olan yarınlara kodlarken; sizin, kendi yolunuzu açmanız için ışık halinde kontrol kurup yoğunluğunuzu kodluyoruz…

Bizi bulamazsınız. Biz yokuz… Biz yokluktayız… Neden Sessiz Zamanlar’a bakamıyorsunuz!? Bakın oralara!... Ama hak edip bakın!... Bizler, cennet olan yarınlar için oraları sayfaladık… Oralar, şu anda karanlık… Göremezsiniz!… Oralar, şu anda Hak Ten’de tohum… Bulamazsınız!... Bizi bulsanız da hasat olamazsınız!... Cennet kurarken, cennetten kovulan insan soyunu hak etmeyenin, Halik olup da Dince Kalemler’e kervan olması mümkün müdür ki!?

Verip alırım yarınları tüm insanlığa… Bakarım; hani neredeler diye!... Sorarım; hak ettiler mi diye!... Hasat oldular mı!? Hakk’a vardılar mı!? Namaz Zamanları, Rahman olup yaşam kurdular mı!?

Hacı ile hacı olur; hakiki insan ile insan olurlarsa; herşey, hallolacak zannederler…. Yok yarım yok!… İnsan, kini aşmadıkça, yaşayamaz!... İman Tınısı’nı duyamaz!... Yolu bulamaz!... Çay içse de çayda yaşam kuramaz!... Hangi çay!? İnsan çayı!... Aha bu!…

Vurmadan ölen insan… Vurduktan sonra öldüren insan… Ama hak edip Yaradan… Has olup yaşatan… Aha! kayıt yapan… Nihan olan; YUAN olan; Kuran olup KUAN olan. Aşk ilminde TUAN olan ve BİRLİK kuran… Cennet olan; her anda, dini aşıp YAŞAM olan… Bütün insanlık, sevgiyle hepinizi kucaklıyorum… Şu andan itibaren ben Dünyalıyım!... Hepimiz Dünyalıyız!.... Ah Canlarım!... Ben sevgiyim!... Sizim!... İlimim!... Hakimim ve yolum!... Mutluyum sizle olduğum için!... Şimdilik…

(Ziyaretçilere:)

Dağlar, analar, ben sizim. Aha bu!… Bugün, size geçiş imkanı tanıdım… Bana Rahman olup gelenler, yere güç katmak üzere in ve cin olmadan kul olup indiler… Bana, Rahman olanlar geldiler… Heş he dü!… Süper İlmin Kalemleri, ke rim nefesler, geçin inin; oğullarınızı hasata kodlayın… Yalan ilimden, kalemden korunun… Bütünlenin, dinleşin, İlmin Kalemi’nden geçip yolu bulun… Unutmayın ki bana “SES” denmez. Ben, insan soyuna “IŞIK” olup gelen insanlığım… RA KA HA… Ah Canlarım ah!… Beni “dere” bilin… Beni “Hakk Taht” bilin… Beni “nefes” bilin… “İlim” bilin beni ve beni, “insan soyu” bilin… Ben sizim… Şimdilik… Aha bu!... İşte bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 1 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol