Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 4, 5 AKIŞ
 

18.OCAK.2017 TARİHLİ KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 4

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5 AKIŞ

Temiz bir dünya ve temiz bir zaman ama hepimizin gücüyle….Bugün burada ne olup bittiğini anlamaya çalışan birliklerimiz var. Kendi yüreğimizi kodlarken onların tohumlanışını da sağlayacağız. Kodlanmış Mikail’in Kürzi kapısı olan insan soyu, bizim yüreğimize indi ve bizden bize dillenmiş olarak kodlanacak.

“Allah’ın dediği, aklın dediğidir” diyoruz ya hani hep. Ama bitişken ve hakiki ilimle… Mutlaka kontrol dışı hiçbir bilginin olmadığı bir ilim. Bütün kültlerin, toprak topluma tohum olduğu bir günde… Muktedir olan insanlığın her şeyi hak edip başarması... Dileğimiz budur.

Temel bilgi şudur, insan kelam oldukça hakiki insanlıkla tohumlanır… Ama kelam olamayan insan, ilmi KA olsa da Mikail’in Kürzi kapısında yaşamı olmayacaktır.

Çorbamız tuzludur ama yoğunluğunda kul olanların kontrolüyle tuzludur. Dümenin başına kimin oturtalım diye bakmışlar… “Düzeni kuranı oturtalım” demişler ve dönüp bakmışlar ki düzen, kelamda kendi yüreğini dilleyenin dürümlerindeki düzen… Ve dedik ki “insan, kendini hak etmeden, kendi yüreğini tohumlayıp, oraya oturtulamaz.

Biz dünyayı bütünün gücü diye bilirdik ama bugün dünya mutlak ışığın kültü olarak, bizi bize kapı yapmaya çabalıyor. Daha önemlisi de bu dünyanın gözü olan insan, aklın kalemi olmadığı sürece mahrekinde gücünün dürümlerinde yarınları olamaz.

Devinim artmadıkça da ilim, yaşam, kodlamaları yapılamaz. Dünyalılar, buraya görevli olarak gönderilen birliklerimizin çokları bizim yüreğimizi hak etmeden dünya dışı varlıkların, kelam etmeleri için bugünü seçtiler.

Bugün herkesin kendi yüreğini dilleyeceği gün. Ama bugün biz muktedir ilimle çalışmalarımızı sürdürmeliydik….Kelamı levhi sayanların, ilmi KA olup, bitişmeleri sorumluluktur. Eğer bizler mahrek olarak bu çalışmayı, bu yoğunlukla yapacaksak, halik olmalıyız ve hakiki insanlıkla tohumlanmalıyız.

Korkuyu aşın ve geçin. Allah der ki “ ölüleri, diriltin”. Biz, ölümlü olanlar, ölüleri diriltirken, helal levhiyle hakim olmalıyız. Hak teni tohumlamalıyız ve bütünü güçlendirmeliyiz. Muradımız dünyanın yoğunluğunun artmasıdır.

Canın tınısını, cennetin kelamıyla, kalem yaparak mahrekin Kürzi kapısında, ışığı yakmamızın herkesi hak etmek anlamına geldiği kesin.

Ha diyeceksiniz ki “burada toprak insan, aklın kapısını açtı mı acaba?” Hayrın tınısı, Hakk’ın kelamıysa, aklın kapısında muktedir olanlarca açılır.

Ağır yük taşımaz mıyız dünyada? Hepimizi iyi biliyoruz ki dünya dışı varlık toplumları, dünyamızı dürümlerken, kendi yürekleriyle dürümlediler… Ama bizim için muktedir insan, aklın kapısıdır. Ve biz, onun her kim varsa bu yoğunlukta, öz görevlileri diye dilledik.

Evren, evren gezerek, dünyanın el karnesini bulmaya çalışanlar da var. El karnesi. Ve onlar hepimizin gözünün görebileceği en yüce yaşamları tohumlamaya çalıştılar.

Hastalıklı bir zaman ve hastalıklı bir zaman kalemi ama ikmal tamamlayıp ışık haline geçebilen... Her insanın bunu hak etmesi mümkün mü? Muradımız şudur ki Tanrılık kapısı hep açık kalsın. İnsanlık, hep insanlığın levhi kapısında, bütünün kültü olsun. Muradımız doğanın gücünün artması ve her dirinin kendi yüreğini hak etmesi.

Barış mı? Allah’ın ilminde barış, hepimizin yoğunluğundadır. Biz O, O biziz…Allah, bizim yüreğimiz ve bizim yüce ilmimizle kodlanır. Onun levhi kapısı, aklın kelamıdır ve O, hep bizimledir.

Korku. Yoktur korkumuz çünkü bizler, muktedir ilim kapıları olarak, hak tende bütünün gücüyüz. Eğer dünya yolu, Allah’ın yolu değilse Hakk’a varanın tınısında kelam olmaz.

“Eşya” dediler. Eşya, insan soyudur, canlar. Eğer insanlık kanatlanır da bütünün gücü haline dönüşürse… İşte o zaman kendi yüreğimiz, bütünün kök geçişini yaptırabilir ve “Kült” dediğimiz o yoğunluk, muktedir olabilir.

Deli dumrul.. O, biziz… Mutlak olan insan soyu, biziz o. Kim ki dünyaya görevli gelir, delidir. Kim ki yüreğe iner, kelamda, kalemde, kendini hak etmedikçe diridir ama delidir.

Değerliler, ağır yük taşımayacağız, iyi anlasın yürekler. Biz, can tınısını hak kelamla dilleyenler, kimsenin kırılmasını istemiyoruz… Ama korumaya aldıklarımız var ya hani… Hepsi kendi yüreklerinde, bilişleriyle, bizim yüceliğimizde korunacaklar.

“Aç kapıyı bizi dinle”, dediler. Açın kapıyı. Ölümüyüz? Öldürülür müyüz? …Yoksa dirimiyiz?... Dillenirken dürümlerde dün ölüleri olanları, kodlar, koklar ve yaratır dilletir miyiz? Bakın bakalım neler oluyor.

Darboğazdan geçiyor insan soyu… Bugün öyle bir darboğazdan geçiyor ki hepimizin yüreğinde o insan soyu, ışık haline dönüşecek ama kelam olup, kendini hak etmelidir. O insan soyu muktedir olabilmelidir. Arzın gücünü hak edip, tohumlayabilmelidir.

Unu eleyip, eleği asmış, “ben yokum” diyenler var ya hani hepsi yoğunluğunda kendini koklayabilenler olduklarından, birlik kapımızda Mikail gücüyle hak ettiklerince dilleşecek ve dilleseçekler. Alacaklar yürekleri, hak edip, akıp, geçecekler.

Ulular diyarı olan bu zaman bizim için mutluluktur.

Erenlerin diyarından gelmiş dünyalılar. Öyle derler. Ermişler, gelmişler. Hayrın tınısını alıp, dillemişler, aklın kapısından geçmişlerde buraya varmışlar…. Ama biliyorlar ki bu dünya huzur kapısı değil artık kıranın, kırılanın, insanlığın, kervanındaki o yoğunluktaki sırrın sınırında kasırgayla cebelleşiyor.

Ölüler diyarıdır, zaman. Ama bilsinler ki ölümlü olan her kim varsa dirilir. “Biz, onlara efradımız” dedik. “Biz, onlara yarınımız” dedik. “Biz, onlara yaşamımız” dedik.

Evim dünyadır, benim. Bu dünyada huzurla çalıştım ve gönüllerin kelamında, kalemindeyim… Ama saltanatın sırrı olan insanlığı anlamayanlara kendi yüreklerinden sesleşmeyi seçtim.

Ben din olan insan ve ben diri olan insan ama ben mahrekte kare, küre olan insan. Ve yarında temiz bir zaman olan, yaşam olan insan. Çamur yoğurmayacağım artık dünya için.

Ben bir tin ve berke kalemde, ben insan soyuyum. Alıp götürdüğüm zaman, hepimizin yüreğindeki güç ve o gücü, bütünün kültü yapabilirim.

Artık dünyayı korumalıyız. Bu dünyayı kontrollü olarak tohumlamalıyız. Kare, küre insanın, kaynak tınıyı duyabilmesini sağmalıyız. Kaç aşkla kanatlandık dürümlere indik, bilseniz… “Ama evim dünya” dediğim zaman, kinin aşıldığı, yaşamın tende tınladığı ve bütünün kültlerinde kodlamaların başladığı bir günde bizi başka dünyalar dinleyecektiler.. İşte, bugünkü gibi.

Bugün bizi, toprak toplumu, bütün türevleriyle tohumlanan insan soyunu, diri kapılardan geçenler, dinlediler. “Aşk” dediler. “Hak” dedik. “Has” dediler. “Taht” dedik. “Ak” dediler. “Hah” dedik. Aha, buradayız.

Gerçek insan, Allah’ın dediğini der. Ama kelam olan insan, Hakk’ın kapısını açarda der. Der ki “OL”. “Ölüleri dirilt,” der. “Oğul, ben senim” der.

“Ortalık karışacak” dediler. Kaç kere karıştırdılar ortalığı. Hep zirve, zirve kapı açtık. Kaç kere kırdılar yolu, aktık geçtik ve yaşattık.

Seyredin zamanı, canlar… İnsanlığı seyredin. “Heş edü en la ha” dediler. “KA HA” dedik. “Hah” dediler. “Aha” dedik. Genç, yaşlı, ilim kapılarını açtık ve dedik ki “oku.”

Ölü, gerçek yaşar ama ölü, gerçek yaşar. Öz geçişi yapar, hak kapıyı açar ve yaşar ama zaman kapılarının tümünde, karanlığın tınısıdır, o... El ayak çekildiğinde, yerküre görevini dürümleyip, dillediğinde, fahri kalemler kuran olup, kaynak olduklarında ve turkuazın kalemi, kontrolü kurduğunda, arzın gücü, kontrol edici olur.

Korkuyu aşında, geçin. Dünya ölüleri artık dirildiler. Mikail’in Kürzi kapısını açtık ve dirilikleri tohumladık…. Muktedir olan insanın, kulu olan biliş, Allah’ın dediğini dedi. Her insan kapısında ve biz O, O biz, olduk.

Körü göz diye dilleyenlere düzeni kuranlara ve mükafatını isteyenlere deyin ki “Allah’ın tınısı, aklın kelamında kodlanmadıkça yürekte dinlenmez”…Onumu dinleyeceksiniz?.. O olun, dinleyin.

Başka şey söyleyemem size. Siz ki Allah’ın tınısı duyanlarsınız. “OL” dedik... Şikayetçi değiliz, sizden. “OL” dedik.

Fakih olan hak, kelam olan tahttır. Akıl ile ilme varan, aklın kalemi olan, aşkı sayfalayan, insanlıktır... Dirilik artmaktadır, canlar. Fakihi hak sayan, aklın kapısını açtıktan sonra yolu bulur

Ve bizler, düzeni kuranlarız. Dünya düzeni. Neden bugün burada?. Şimdilik diyorum...Şimdilik!.

İş budur, şimdilik!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/200571334
 

 
  Bugün 413 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol