Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 8, 1 AKIŞ, 2 BÖLÜM
 

15 ŞUBAT 2017 TARİHLİ KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 8

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1 AKIŞ – 2 BÖLÜM

Birlik kapınıza geldikleri zaman sizi kendi yürekleriyle dinlemek isterler. Atlanta Ata kalemi olduklarını sanan onlar, kelamlarında kalemleri kodlanmamış olduğundan yaşama kaynak olamazlar. Ve oluşturulamazlar…Tahditlidirler.

“İsrail” dediğimiz yoğunlaşma da bu şekilde kodlanan bir yaşam kaydıdır. Bunların yaptıkları temel bilgi, ilimsiz, hakiki insanlaşma... “İlimsiz, hakiki insanlaşma” dediğimiz ilim yoksa kontrolsüz bir insanlaşma olur orada ….Ama kontrol dışı olan bu insanlaşma tüm insanlığın kontrolü için kaynak oluşturur….Buda mutlak kırılışı sayfalar.

Ve eğer dünya insanlığı kendi yüreğini dinleyebilirse bilecek ki bu tür kaynak ışık kayıtlamaları, ışık kırıcılığı için gerekir. Işık kırmak çok kolaydır. Hırsı hak edin, tohum olarak dünyaya indirin. O gün bütün kültler kontrolden çıkar ama hırsı hak edipte kodlayıp, kontrol kurabilirseniz o yoğunlukta kimse kimseyi kırmayacak ve büyük kült kodlanmış ışığı yenileyecek.

Doğanın gücüde diyebiliriz, büyük külte. Ama bu gücü kodlayabilmek için mutlaka yetkin olmamız gerekir. Yetkin olmadığımız takdirde yolu açmamız, Hakk’a varmamız ve yarını hakiki levhiyle kodlamamız sorumluk olur, hepimize.

Mutlaka her şeyi hak edip yapabiliriz ama yaptığımızın hangi koşularda yapıldığı gerçekte önem taşır.

Bilgi kapımızı açtık, herkesi hak ettik. Orta kapıların tümü açık… Peki sorumluk var mı? Asıl burada sorumluluk var. Bütün kültler oradan görev isteyecek ve istemekte de…Ama bütün kültlerin, hak edip, etmediği önemlidir.

Hangi kült hak etmiş, hangi kült hak etmemiştir? Birlik kalemimiz onları kontrol edebilir. Koruyabiliriz tüm insanlığı. Kontrol etmemiz gerekir ki halik olanları bulalım ve Hakk’a varanlarla tohumlayalım. Eğer halik olanlar, Hakk’a varıp da toprak toplumla tohumlanabilirse kuran insan, ağır yükü hafifletebilecek gücü elde eder.

Tek melik kalem vardır, dünyada. Bu melik kalem, kati hakiki ve hak teknikle kodlama yapan kalemdir. Burası böylesi bir çalışma yapmaktadır… Tek melik kalem olarak…

İmparatorluk olarak görev taşıyoruz, buradan. Ölüyü diriltiyoruz ve yüreği kodluyoruz. Arka ön sistemleşmesi tek bir kelam oluyor burada. Ve arzın gücü olarak bu çalışmayı kelam ekmeğimizle gerçekleştiriyoruz.

Saltanatın gücünü herkesin dinleyebilmesidir, hepimizin hak ettiği ama ferdi çalışmalar yapılması kontrolü kırabilir. Kontrol kırılmasın diye her birimiz mutlak kaynaklar olarak bütünün gücünü dürümlere indirerek kaynağın tınısını kodlayıp, yapıyoruz çalışmaları.

“Kıran kırılmasın” dediğimiz zaman “çorba pişti” dediler. Ama bu çorba, yarının kuranıyla pişmeliydi.

İmparatorluğun görevi, insanlık için çalışmaktır. İntikam, ilimde olur. Bizde olur. Herkeste olur ama yarında olamaz. Eğer intikam istersek bilişimizi hak etmiş olanları kontrol edemeyebiliriz. Bu dürümde onların yolunu kontrolden çıkardığımız anda kelamları kontrol edilemediğinde kasaları tohumlardan ayrışır ve muktedir kapı kapanır.

Onlar için bu murat ettiklerinden çok farklı bir netice olur. Ve bin insan, bir kapı açtıktan sonra yaşam kaleme iner ve onlar yeniden hak etmeye çabalarlar.

Bu nedenledir ki buyurun hak edelim, hak olalım, hat çizelim yüreklere, ilimle dürümleyelim her şeyi ve aklın kalemi olalım.

Burada Dorukların toprakları var. Burada yarınlar var. Burada has nefes kayıtları var. Ve bilgi kapılarımız var...En evvel dirilik var, burada. Dini kapıların tümünü açtık ve diriliği kodladık. Ölüleri hak ettik, dilledik. Yarınları kanatlandırarak, kare küre kodları mutlak kaleme koklattırabildik.

Tarıkların tınısı bütünün gücüyle kodlandı. Her bir insan kendini tohumladı. Hayrın tınısı yere indi. Hakiki insanın teninle, tertiplendi o. Ve hepimiz oradayız.

Deli dumrul kelam ama kalem olan kelam ama bilip kodlayan. Aha, kontrol kuran. .

Ben benden değil tenden söz ettim. Temel bilgidir ki ten, Tarıkların tınısının ek kervana, KAHA olan ışıklara yoğun biçimde vardırılabilir oluşudur. Hepimizin teni bir tektir. Hepimizin teninden Neşr olan sistem ışıkları yerkürenin gücüne varır. Ve o gücü kodlar.

Eşyadır insan ama kaynaktaki eşya. Bu şu anlama gelir. Yaratan, yaşama inerken kelamda kendini yarattığından, kendi yoğunluğunu tohumladı ve bütünün kütleriyle kodladı. Aha kendini kaynak ışık haline dönüştürdü ve yere çekti. Yere çekilen, hak ilmiyle çekildi.

Medine’nin kuranı olan insandan gök sözcülüğü yaptı, tükenenleri tohumladı muktedir insanı kayıtladı… Ve daha ötelerden kaynaktan aldıklarını, karanlığın tınısı yaptı… Ve bitki, hayvan ve her bir yaşam kaydına kodlayarak, aktardı.

Ve daha sonra kardeşlerini kontrol altına tuttu. Muktedir insan mutlak olanı hakiki levhiyle kayıtlayarak, kendi yoğunluğuyla, hakiki nefese kattı.

Dünyanın öfkesini aşması bu şekilde mümkün oldu. Dünyanın öfkesini aşmasından sonra rahmet olan ilim, Allah’ın teninde mahreki, hakiki nefesle dürümledi.

Çorba pişti mi? Pişti.. Peki o çorbada, nesiller var mı? Hak teknikle ne varsa yaşamda o var… Aha bu!..

Ve şimdi size farklı bir bilgi vermek istiyorum. Ve bunu yazarak vereceğim.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/204226647
 

 
  Bugün 70 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol