Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 9, 4. AKIŞ 2. BÖLÜM
 

22.02.2017 KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 9
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ 2. BÖLÜM

Ben bu gün dünyada bedensizim, beni görüyorsunuz ama gördüğünüz benim bedenim sadece ama “beden” dediğiniz aslında beden değil bu sadece bir elbise. Ve ben bu elbisenin ötelerindeyim… İşte canlar size, sizin yüreklerinize bakarak sizin anlayacağınız dürümden bilgiyi paylaşıyorum.

Telif hakkım vardır dünyada, nedir telif hakkı?... Kelam ilminin türevlerini tohumlayanların tüm insanlığa kodladıkları kayıtların hak edilişi!... Ve ben bu hak edilişle hasat yaptım dünyada.

Çatıyı kurdum, toprak toplumu tohumladım, koruyup kodladım, kontrol ettim ve gerçek çırpınışları engelleyerek dürümlerden insan soyundan çıktım.

Can mı?... Canlı, her şey canlı ama can var mı dünyada?... Canlı var!...

Tanrı insandır, anlattım!... Tanrı insandır ve insanındır tanrı!... Sel alsa dünyayı, esmaların dürümlerinin gücünden üstün olan o yürek yenilenir ve iner; sistem olup kodlama yaparak tabuları yıkar ve Tarıkların tınısında bütünün gücü olur her şeyi korur!... Öyle çok koruduk ki dünyayı, öyle çok koruduk ki!...

Ha, dünya çok kaos yaşadı bu gün, daha da yaşamalı anlayın… Yaşamalı ki yaşatmalı yarınları… Canlar, sır mı?... Yo, değil bu… Hepinizin anlaması için veriyorum, dünya yaşadığı kaosla kontrol dışı dürümleri dilliyor ve diriltiyor. Kaos yoksa levhi yoktur… Bu nedenle çatışmalar olacaktı ve oluyor ama çatışmaların tırpanlarla değil, aşkla olduğu bir dünyadayım ben…

Dere akmaktaysa, has ışık yeniler, yerküreyi göklerdeki dürümlerde diller… Ölümlü dünyada her şey olur ama diriler için değildir bunlar, ölülerin kontrolü içindir.

Çorbamda insan var ama bu insanın daha yüce olmasını bekliyorum… Bundan sonra yüceliş süper sistemleşmeyle gerçekleşecek ve çok daha üstün yürekler dünyaya inecekler. O yüreklerin kültleri bütünün gücünü kodlayacak ve dünya dili daha yüce bir dil olacak. Ve biz o günleri süper sistemleşmeyle gerçekleştirmeyi sürdüreceğiz.

Boru ötüyor, işte sura üfüren sistem burada!... Ama yolu açmadan öz görev taşınmaz, yolu açtık bunu başardık. Cennet et kemiktir ama cennetin örtüsü vardır, bu nedenledir ki daha yüce bir çatışmaya ihtiyaç vardır. Peki o çatışma ne şekilde olacak?... Kendi yüreklerinizle olacak!... Bundan sonraki süreçte yürekleriniz daha güçlü olarak çatışacak, çatışmalar yaşayacak ve toprağı tohumlayacak.

Ha, diyeceksiniz ki “ben huzursuz olmayayım”, huzur hepimizin yoludur canlar… Bu nedenle huzursuzluk asla olmayacak yüreğinizde. Altın ışığın gücünü devreye aldığınız sürece huzursuzluk olmaz. Ama altın ışığın gücü devrede olmadığında, kontrol dışı kodlamalar gerçekleşebilir buna mutlaka engel olmalıyız.

Çalı çırpı değiliz her şeyi bilerek yaparız canlar, kesindir!... Çokları nüve olan insanlığın daha iyi bir dönemi hak ettiğini söyleyebilir. Ben derim ki; “nüve olan tükenmeden görev taşısın, nüve olan kontrol kursun ve ölüleri diriltsin nüve ama yarın için çabalasın. Dağı taşı delen insan hakkın kapısıdır, hakka varsın, öfkeyi aşsın, öfke varsa yaratan yarattığını hak ettirmez iyi anlayın”!....

Kaç murat edilir, kaç mutlak ilim kodlaması yapılır, kaç yarın olur?... Bir tek!... Her şey bir tektir… O halde o tekliğin kare kalemden öte hakim kalemce kodlanışı şarttır!...

“Sıkmayın dünyayı” bunun derim hep, neden derim?... Sıkan, kendini sıkar… Sıkan, kendinde sıkılan ama yolu açmadan kontrolü kaybeden… “Dünyanın Lütfi kaleminde, bütünün gücünde buna imkan verilmemeli” diyecekseniz, verdiğiniz imkandandır olan bunları iyi anlayın!...

Burada tabular var, bu tabuları yıkmayan kontrol kuramaz… Burada yer var, yere akmayan; yolu akıtamaz… Yere akan, yarını hak edendir!...

Bütün kötülükleri aşın geçin… Eşya etkisini yükselttikten sonra ertelenme biter… Ertelenme nedir bilir misiniz?... Keşkelerin olduğu bir sistemdir. Ve ertelenmenin bitebilmesi, erteleyenlerin bilişi hak etmelerinden sonradır. Ertelemek, ertelenmektir aslında…

Uzak çok uzak bir planetin kaynak dışı bilgisinden öte, kelamın kapısını açıp ilmin kelamında sesleşiyorum size… Çok uzak bir planet, işte dünya budur bize… Çok uzak bir perde, bu perdeyi açtım ve sizi, size kayıtladım. Benim bulunduğum planet temel dürümlerin en güçlüsü olan ilimdir ama bu ilmi kim anlar, kim anlatır?... Anlamak, anlayabilmek, anlamdırabilmek; hakkın kalemi olmakla mümkündür.

Süper sistemleşmeyi yapmak üzere bu beşeri kapıya geldiğimden beri, birlik kalemi halinde çatıştım. Bu beşeri kapıda kaynak dışı ilmi ko olan sistemleşmeyi, gerçek sistemle önledim. Kurulları topladım ve toprağın toplumunu tohumladım.

Karışmadım hiçbir ana, an kapılarının açılmasını izledim. Atonların kontrolünü kuran bütünlüklerin, tükenen dürümlere inişini izledim. Çakı çıkarıp ilmi kesenleri gözledim, robotik timlerin kontrol kuruşlarını gördüm, yollarını kaybedenleri gördüm ve Osman soyunun kontrolü kurmaya kalktığını gördüm. Osman soyu “ol” der, öfke aşılır diye bekledim. Yerin insanlığını yeniledim ve yolu açtım. Kantara ilmi koymadım, taktir ettim insanlık kalemi olanları ve hepsini kodlayıp, koklayıp, tohumlayıp kontrol altına aldım. Çürümelerine izin vermedim, bu günden itibaren de çürütmeyeceğim hiç birisini… Yeşeren dünyanın yaşama indirdiklerini has ışıkla dilleyeceğim…

Uzak, çok, çok uzak bir yerden size sesleniyorum… Haç dönemi insanın ilme varış dönemidir, işte bu dönem tüm insanlığın haç dönemidir. Ve ilme varabilmelerinin hepimizin gücüyle olması için çabalamaktayım.

Ağır çok ağır yürüyorum dünyada ama uçabilirim, ocakları kodlayabilirim, kontrol edebilirim… Çok ağır yürüyorum, ağır yürüyorum ki; her insan ilmi hak etsin diye…

Siyah ve en siyah diye indirdiğim bilgi, simsiyahın en azıdır!... Daha azını, çok daha azını da indirdim ama burası dünya ve dünyanın yığınları hak edilmelidir. Dedim ve dedim ve dedim, dedim!...

Süper İnsanlık Realitesi


https://vimeo.com/205849449
 

 
  Bugün 24 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol