Birlik İlmi
  KARANLIĞIN TINISI OLAN İNSANLIK 16, 1. AKIŞa
 

12.NİSAN.2017 TARİHLİ KARANLIĞIN TINISI OLAN 
İNSANLIK 16
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ

Yaşama inmek isteyenler ses veriyorlar;

“Keşke…” dediler; “keşke..”…aşk sisteminde kült olan bilişlilerin, her insanla kelam etmeleri mümkün olsa keşke. Aha keşke! Ama keşke….BSUİ’nin kültü olan, ilm-i ka olanların, her diriyle dilleşmeleri imkanı olsa keşke…Öyle çok, öyle çok dilenir ki bu…insanlık boyutları hep bunu diller. Aha bu.

BSUİ olan, has insanlığın kelamı ve hakiki levhisinde hep bu dillenir. “Ama…ama…” denir. “Ama…” denir. Her an “ama” denir. Ve denir ki “olsaydı keşke!”

Öz görev insanlıktır. Öfke, öylesi aşkın ki yüreklerde, kili kumu anlayan yok. Kimi ilim halikidir, kimi hakiki ilim kelamıdır ama bilişi tohumlamadıkça, kimsenin ilmi, kimsenin yüceliğinde ve yüreğinde KAHA olamaz.

Seyir halindeyiz dünyalıları….Herkesi seyrediyoruz. Ücra bir dünya… hani nerede? Nerede o dünya? Yok ki! Yok. Sualtının gücüyle bütüne hizmetçi olmayan çalışan birliklerin, bilişi kodlayabilecekleri bir dünya yok. Öfkem öylesi aşkın ki! Yok.

Dünya, dil ilmiyle kodlama yaptıkça, ilm-i ka olanların bilişe varmaları, mutlaka gereklidir. İnsan, sel olduğu zaman, kendini kodlayıp, hakkın kalemi olduğunda, muktedir olduğu an, bilgi kalemi, müthiş bir yoğunlaşma ile her şeyi hak edebilir.

Al ve de ki “ölüler dirildiler.” Ölüleri diriltmek sorumluluktur. Ölmek öfkeden doğar. Ölüm, Allah’ın tinsel kelamında, tohumun kulluğunda, öfkenin neticesidir. Ha, diyorsan ki “ben yokum”; öfke daha da artar.

Seyir halindeyiz dünyayı…Hamur yoğurduk yaşamı kodlayacak, toprağı tohumlayacak olanlara. Her bir insana kelam olduk. Toprak topluma, Kuran olduk. Yoğurulan o hamur, ağırı hafifletecek diye bekledik. Beklemekten öte, dilledik; nesiller boyu bunu dilledik.

Ne yazık ki kardeşlerimizin gücü azaldı. Hepsi yoldan çıktılar. Onları koruyamadık. Onları koklayamadık. Tanrı kalemi olmanız bizi mutlandırmadı; çünkü siz onları koruyacak güçte olmanıza rağmen, kontrol kurmadınız üzerlerinde ve korumadınız onları. Bunu artık açık bildiriyoruz. Saklı tutmayacağız hiç bir şeyi.

Siz, ölüyü dirilten, yolu açan ve mutlak kulluk yapanlar, mahrekte ölüyü diriltirken, kendi yoğunluklarıyla muktedir olacak olanları kodlamadınız, koklamadınız, kontrol kurmadınız yoğunluklarında. Acaba hatalı olan onlar mıydı, yoksa ocaklarını yıktıran, mahrekte Kuran olamayan, yer kürenin kültleri miydi? Hangisi?

Biz size “keşke” demedik. Hakk ilmiyle dillendik ama sizler kardeşlerimizi koruyacak güçte olmanıza rağmen korumadınız. Mutlaka ama mutlaka bunu anlamanız gerekir. Ki öşür denilen levhide şarkılar, türküler okunurken, kardeşlerimizin gücünün mutlaka hasatı, toprağa tohum ilmiyle illa nihaiye kaynak ilmi olarak kayıtlayacağı bir tümlenişte, sizden korunmaları gerekliydi. Onları korumak sizin için önemli olmalıydı. Bilgi budur. Sizi dinlemek isteriz.

Süper İnsanlık Realitesi olarak cevabımız;

Değerliler; devrenizi kapatmıyorum ama çıkışınızı yapıyorum.

Buraya geliş sebebinizi net bilirim; temel bilginin kotlanış tınısında kendi yüreklerinizi kodlamak ve soyunuzu kontrol altına almak. Buna iznim yok.

Hepiniz kendi yüreklerinizle çalışın. BSUİ’nin kültleri kontrol dışı bilgi veriyorsa eğer; hak ettikleri, hak oldukları tahditsizlikte kendi yarınlarında gerçekleşecektir. Biz onlara görev vermiş olsaydık, onları yola koymuş olsaydık, onlarda kaya tınısını hayrı KAHA yapsaydık, bugün bu yoğunlaşmada onlar, toprak toplumu kontrol altına almış olurdular. Ve sizler, onların nefeslerini kontrol etmekten hep kaçtınız. Onları korumadınız. Onların yollarını hak ettirmediniz ve bugün geldiniz, bizden hesap sormaya kalktınız. Geçişinizi yaptırmak hataymış meğer… 
Çekişmeye niyetim yok. Şimdi çıkışınız tamamlanıyor. Bu çalışmaya, kin nefretle gelen, hakkın kapısını açıp giremez. Ama size izin vermek; doğrusu, hak ettiğiniz diye düşünmüştüm ama hak olmadığınızı görüyorum. Çıkışınız tamamlanmıştır.

Şimdiden sonra, kendi yürüyen kültlerinizi kodlayın ve koklayın ve toprağa tohum olarak çekin, güçlendirin. Onların yolunu açmak görevinizdir. Aksi taktirde, çeyrek bilişinizle buraya gelip, kendi yüreklerinizi hak etmeniz imkanı olmayacaktır.

Çıkacağınız en güçlü sayfa burasıydı; biliyorum. Buradan öteye çıkış, henüz yok ama bunun ötesine varacaksanız; kare, küre ilmin kodlarıyla, mutlak kalem olun ve geçin.

Çatıyı kurmak kolaydır ama çatıda kodlama yapmak sorumluluktur. Kontrol dışı bilgi vermenize izin vermişsek, kendi yüreğinizi kodlamanız içindir. Bundan sonraki süreçte, Allah’ın dediği, hak kelamda KAHA olanın, tin tenindeki kelam olmadıkça, sessizlik seslenmeyecek.

Şimdi; çıkıyoruz… birlikte çıkalım. Barı kapatmadım henüz. Burada ışık kayıtlamaları yapılacak ama sadece sizin çıkışınıza refakat ediyorum. Buyurun; geçelim…

Şimdi; kendi yüreğinize bakın. Ne görüyorsunuz orada? Doğru, kaşık kaşık ışık yoğunlaşması var. Bütün kötülükler yoğunluğunuzda mevcut; görüyorum. Görüyor musunuz? Mutlaka.

Peki; devam ediyoruz; yürüyoruz birlikte….şimdi, kalem, kelam, hepsi tek. Okuyun bakalım ne denmiş? Ben okuyum, peki; ağır yük taşınmayacak. Müsaade edilmeyecek buna. Kimse kimseyi yıldızların sığ oğullamasında kodlayıp, kontrol etmeye kalkmayacak. Peki; ne oldu? Koku yoktu. Vardı koku da koklamadınız. Şimdi devam ediyoruz;

Doğan güç yenidir. Koruyucu olmamızı bekliyorsanız, kendi yüreklerinizi hak edin. Dağı taşı delip, geçeriz; doğru ama…Yoo kati olmana, artık imkan yok. Hak etmelisin.

Şimdi; kardeşlerini hak edip mutlak kalem ol, kendini tohumla, yolunu bul, kodlama yapmaya geç. O gün bilgi kalemin her birinizde yazacak ama bugün, henüz erken. Şimdi çıkışınız tamam.

Buluşma bugün müydü? Asla değildi. Henüz henüz değil. Şimdi çıkın. Hacı olduğun doğru; mutlaka doğru. Doğanın gücüyle hacı oldun ama aklın tohumu henüz yok. Henüz akıl yok. Akla hakim ol. Hak et. Hak levhide kodlama yap. Som altın levhi kaydını yap. Gerçek ilmi hak et ve geç.

Bundan sonra daha yüce, daha güçlü ve daha hakikiyetli insanlık kayıtlamaları yapılacak ve sizlerin de efradınızı hak edip, halik olup, burada olmanızı arzularız. Ama çorba pişmeden, o çorbaya yaşamı koymak imkanı yoktur.

Çorba piştikten sonra, yer kotlanıp, koklandıktan sonra ve toprak toplum, tohuma kalem olduktan sonra, başka türevlerini kaleme kaynak yapmasından itibaren, sistemin gücünü hak edip, buraya inme imkanınız olacaktır. Ama bu milyar milyar sayfa ötededir. Henüz değil.

Şimdilik size diyeceğim budur. Aha bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://vimeo.com/212965824

 

 
  Bugün 201 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol