Birlik İlmi
  Mustafa KARTAL - BİRLEŞİK İNSANLIK REALİTESİNİN BU DÖNEMDEKİ YÜKSELİŞİ
 

BİRLEŞİK İNSANLIK REALİTESİNİN BU DÖNEMDEKİ YÜKSELİŞİ:

 

Bir çoğumuzun bildiği gibi ben nefes tekniklerine yoğunlaşıyorum. Nefes tekniklerini insanlığın kullanabileceği ve bundan yararlanabileceği bir platforma ve anlaşılır bir duruma getirmeye çalışıyorum. Amacım nefes tekniklerini herkesin yaşamda kullanabileceği bir duruma getirmek. Bu başlangıcın konumuzla ne ilgisi var diyeceksiniz? Çok önemli bir dönemdeyiz. Ve insanlık realitesinin yükselişe geçtiği birçok dindeki ve felsefedeki kıyam/ayağa kalkış denilen çok kıymetli bir zaman dilimindeyiz.

 

Birçok bilge gene bu şöyle nitelendiriliyor: Dünyanın güneşinin etrafında döndüğü gibi bizim sistemimizin de Samanyolu’unun da daha büyük bir güneşin etrafında döndüğü ifade ediliyor. Bu dönüşün yaklaşık 26,500 senede sonuçlandığı ifade ediliyor. Ve işin daha da ilginç olanı da 12 x 26,500 yani 308,000 senede bir dünyaya ya yeni bir format atılıyor ya da dünya yeni bir kozmik olay yaşıyor.  Böylece yoluna yükselmiş olarak devam etmeye hak kazanmış oluyor. Bu kritik zaman dilimi içinde iken hepinize düşen çok önemli roller bulunuyor. Biliyorsunuz ki dünya dışından yüksek medeniyetlerden ki bununla diğer gezegenlerdeki varlıklardan söz ediyoruz; bu dönemde inanılmaz boyutlarda yardım var. Şu an Dünya’ya inanılmaz bir bilgi yardımı yapılıyor ve bu bizim ve kendilerinin de içinde bulunduğu bu alanın yükselmesine vesile olması açısından bu kurguyu oluşturuyorlar. Hepimize düşen bir görev var. Bütünün bir parçası olarak bütünün kalitesini belirleyici bireyler olarak kendimize düşen görevi yapıyor muyuz? Dünyayı, güne. Sistemini, Samanyolu’nu, evreni destekleyecek ne yapabiliriz? Eğer kendinizi ihmal ederseniz, kendinizi bireysel olarak yeterli gelişime açık tutamazsanız bireylerden oluşan bütünün kalitesi de çok yüksek olamaz.

 
 

Bireyin kendine yapacağı en büyük yardım kendini aramak, kendini bilmek, kendini manaya taşımak ve bütünün tamamını görmeye çalışarak bir yüksekliğe  taşımak olabilir. Peki bunu yapabiliyor muyuz? Ne derece yapabiliyoruz? Neden yapamıyoruz? Ben bunun için nefes teknikleri ile uğraşıyorum. Çünkü ayetler var, hadisler var. Bir de “nefsini bilen rabbini bilir” sözü vardır. Nefes Arapça’da nefes demektir. Nefes ile ilgili nefase vardır, nefeseler; yani sihir yapan kadınlar, kadim bilgilerde nefes ile yapılan birtakım tabiat harikaları, mucizeler vardır.

 
 

“Nefesini bilen Rabbini bilir” ne demektir? Nefesi bildiğiniz zaman ne oluyor? Nefesinizi bildiğiniz zaman üzerinizdeki bütün sıfatları; yani 99 esmayı ile sembolize edilmiş bütün sıfatları bilmiş oluyorsunuz ve bununla azami derecede ilgilenmeye başlıyorsunuz. Çünkü nefes, otonom sinir sistemini etkileyen bir olgu. Yani üzerinizdeki bütün potansiyelleri, sıkışmışlıkları, patolojileri doğru nefes alarak ve nefesinizi kontrol ederek iyileştirebiliyorsunuz. Bunun için “nefesi bilen Rabbi’ni bilir” diyoruz. Bu nedenle, özellikle nefesi ile ilgilenenler çok çabuk bu konuda teknik çalışmalar yaparak bilinç kotlarını açıyorlar, farkındalıklarını yükseltiyorlar ve yaşamın tamamını hissetmekle ilgili ufak bir pencereden değil, bütününün tamamını görecek bir perspektiften bütüne bakabiliyorlar.

 
 

Nefes tekniklerinde birçok yöntem var ve bu yöntemlerin hepsi de çok önemli. Benim konsantre olup ortaya çıkardığım nefes farkındalığı, doğru nefes alarak vücudumuzu en iyi şekilde iyileştirmek ve hasta olmamaya kazançlı duruma getirmektir. DNA’mızla geçmişten taşıyarak getirdiğimiz ve anne karnında korteksin oluşmasıyla başlayan ve tutulan kayıtların bizim amigdala dediğimiz arşivlerin iyileştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Eğer bir insan bunlardan bana ne veya bunları görmezlikten geliyorsa insanın aydınlanması mümkün değil.

 
 

ÇOk değer verdiğim bir Ramtha kanalı var. Ramtha’nın çok hoşuma giden bir sürü sözü var. Bir kişi aydınlanırsa otomatik olarak epifiz bezi aktive olur. Bu bölge teknik bir biçimde aktive olduğunda kişi metamorfin, endorfin gibi salgıları yeterli düzeyde salgılamaya başlarsa o kişi an içinde aydınlanır diyor. Bu kadar biyokimyanın neticesinde aydınlanma arayışında olan insanın geldiği nokta mükemmel bir biyokimyaya sahip olmak ve öğretinin içinde erdemli ve kendini bilme noktasına ulaşmak oluyor.

 
 

Hangi açıdan bakarsanız bakın, gideceğimiz tek bir nokta var. O da potansiyellerimizi maksimum sınırlara çekebilmek. Bu nedenle, nefesin çok önemli olduğunu size söylüyorum ve mutlaka hepinizin tek tek  nefes teknikleri ile tanışmanızı rica ediyorum. Bunu bütünün adına yapıyorum; çünkü kendi gelişimimiz bütünün gelişimine yardımcı olacak. Bütünün frekansını ve kalitesini bireylerin frekansı ve kalitesi belirliyor. Bunu hiç unutmayın. Bütüne yardımcı olmak istiyorsanız, kişisel gelişim ve kendini bilme çalışmalarınıza hız verin ve bunu dostlarınız ile paylaşmanızı öneriyorum ve diliyorum.

 
 

Konuşmama başlarken birçok yardımın geldiğini söylemiştim. Bu konuda devam etmek istiyorum. Ben de kendi nefes atölyelerinde yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.  Çalışmamın bir döneminde; yani insanların hep birlikte yükseldiği teta seviyesine geldiğine aramızdan bir kişinin bana kanal olduğunu fark ettim. Birçok çalışmada bana otomatik olarak kanal olan kişi bu bilgilerin bana söylenmesi gerekenler olduğunu söyledi ve bu çalışmalara bu bilgilerin katılması gerektiğini söyledi. Ve ben bu bilgilerden yararlanarak ve biraz da kendi sezgilerimi katarak 3 tane kitap oluşturdum ve bu kitapların klasik anlamda kaynağı yok. Kaynağımdan kitaplarımda bahsetmiyorum. Bunun negatif olabileceğini düşündüm ama bugün burada beni anlayacağınızı düşünüyorum. 19 Mayıs Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi bana kitaplarından yararlanamadıklarını zira içinde kaynak bulunmadığını söylediler. Onlara bunu nasıl söyleyebilirim?

 
 

Ben onlara “Sizler bana sakla samanı gelir zamanının nereden geldiğini söyleyin ben de size kendi bilgilerimin kaynağını söylerim” dedim. Ama şimdi kaynak aramadan bu bilgilerin değerli olduğu farkına varılıyor ve insanlar yoğun olarak bu bilgileri kendi gelişimlerinde kullanıyorlar.

 
 

SiZe söylemek istediklerim akış içinde gelir diye hazırlık yapmadan geldim. Genelde toplantılarım söyleşi şeklinde soru-cevap şeklinde olur. Ve şu an akışımın diyalog olmadığı için arada kesildiğini hissediyorum. Şu an yaşadığım budur.

 
 

Benim çok güvendiğim kaynaklardan aldığım bilgilere göre foton kuşağına girmek üzereyiz. Çok önemli bir dönemdeyiz. 2012-2020 seneleri arasında dünyanın içinde bulunacağı aslında linear bir zamana bağlı bulunmayan bir zaman ve mekan ortamındayız. Ve dünya bu dönemde kuşağın içinden geçecek. Bu zamanı çok iyi değerlendirmek zorundayız. Hem içinde bulunduğumuz zaman hem de evrenin hayrı için bunu yapmak zorundayız.

 
 

Bu ne kadar önemli? Hiç duydunuz mu 100 maymun hikayesini? Birbiriyle bağlantısı olmayan 6-7 adaya 100 maymun yerleştiriyorlar. Bu 1950 yıllarında yapılan bir deney. Burada yaşanılan şey kısaca şöyle: 1 tane yavru maymuna patatesi yıkayarak yemesini öğretiyorlar. Yani deniz suyunda çamuru yıkayarak yiyor. Birkaç gün içinde birkaç maymun da patatesi yıkayarak yiyor. Sonunda 100. maymun da patatesi deniz suyunda yıkamadıktan sonra yemeği öğrendikten sonra civardaki tüm maymunlar patatesi yıkayarak yemesini öğretiyor. Yani deniz suyunda çamuru yıkayarak yemeğe başladılar. Anlatmak istediğim bireyin kendine yaptığı yatırım bütüne yansır. Direkt bir temas vardır. Buna kuantum sıçraması da diyoruz.

 
 

Kendimize yaptığımız yatırım direkt olarak bütüne yaptığımız yatırım ile alakalı ve bütünle temas halindeyiz. Konuşmama şu sözlerle son vermek istiyorum; “Kendine hayırı olmayanın kimseye hayırı olmaz.” Mutlaka bütünsel algılarınızı

 
 
Devam ettirirken bireysel algınızı da çok önem verin. Sistemin parçalardan oluştuğunu düşünerek kendinize olan yatırımınızı hızlandırın.

 
  Bugün 201 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol